Galatasaray ile ilgilenen herkesin kafasında bir “Burak Yılmaz Sorusu..” var.. Tabii benim de.. Bu soruyu didiklemeye karar vermem ise geçen haftaki Akhisar maçında oldu..
Drogba’nın attığı kafa golüne Burak Bey’in topla ilgisiz bir alanda “çayda çıra oynar gibi..” yaptığı katkıyı seyrederken..
Manzarayı hatırlatayım.. Her iki kolunu acemi bir dövmecinin karalama defterine çeviren Sneijder sağdan korner atmış, Afrika arslanı nam Drogba da dikildiği yerden kafayı çakmıştı..
Tam o sırada Burak Yılmaz’ın da topa vurmak için yerinden havalandığını gördüm..
Önce havada kanat çırpma hareketi gibi bir şey yaptı.. Yavru leylek yuvada uçma talimi için kanat çırpar ya! Öyle bir şeydi..
* * *
Çırpınan kollar havada kalmaya yetmeyince bacaklarını da kullandı.. Bir seksen sekiz boy, dört yöne birden açılmış iki kol, iki bacak..
SEYREK bıyıklı asabi şahsiyet..” Fenerbahçe’ye niye kızdı? Veya “paralel devlet” ne diye durumdan vazife çıkarıp savcılarını Fener’in üzerine saldı?
Bunların cevabını verebiliyor musun bana? Veriyorsan geç baş köşeye otur..
Bi-hikmet-i müteal ben verebiliyorum.. Araştırmacı gazetecilik böyle yapılır işte..
Kerametlerin havaya uçuştuğu yıllarda Zaman Gazetesi bir kitap yapmış..
Hacı Hasdemir imzasıyla 2005 yılında birinci baskısı yapılan kitabın adı da “Aman Babam Görmesin..” Tam 208 sayfa..
* * *
KİTAP “Seyrek bıyıklı asabi şahsiyetin..” futbolculuk hayatını anlatıyor..
Elimden tutup bu köşeye kondurdular, futbolun geleceğini kurtardılar.. Oturduğu yerden başarılı olan tek canlı tavuk olduğuna göre artık gayret başa düşüyor..
OKUR kısmı vesveselidir..
Şimdi tasvirimizi köşenin tepesinde görür görmez “Ey yazar! Bir senedir ortalıkta yoktun.. En küçük bir açıklama bile yapmadın.. Birden ortalığa çıktın.. Onu da anladım ama futbol yazmak neyin nesi?” diye soracaktır..
Kem küm etmeden arz edeyim..
Son patronum ki (dünya durdukça namı yürüsün, AVM’sinin kapılarında boz sürüler sağılsın, Beyoğlu’nun çarşı ağaları yollarını kesmesin..) beni çok severdi..
Muhabbetini bu köşeye tövbe sığdıramam..
Ayrıca da tarif etmeye kalemimin gücü yetmez.. Sağ olsaydı bu işi “Eski patronumun bana muhabbetini hele bir de sen anlat..” deyip tarihçi milletinin atasından Bostanizade Yahya Efendi’nin omzuna yıkardım..