Fikrin ağırlığı olsa gramaj üzerinden para kazanırdık

Hürriyet okuruna merhaba! Medyanın tek eksiği yeni bir futbol yazarıydı.. Allah razı olsun büyüklerimden..

Haberin Devamı

Elimden tutup bu köşeye kondurdular, futbolun geleceğini kurtardılar.. Oturduğu yerden başarılı olan tek canlı tavuk olduğuna göre artık gayret başa düşüyor..

OKUR kısmı vesveselidir..
Şimdi tasvirimizi köşenin tepesinde görür görmez “Ey yazar! Bir senedir ortalıkta yoktun.. En küçük bir açıklama bile yapmadın.. Birden ortalığa çıktın.. Onu da anladım ama futbol yazmak neyin nesi?” diye soracaktır..
Kem küm etmeden arz edeyim..
Son patronum ki (dünya durdukça namı yürüsün, AVM’sinin kapılarında boz sürüler sağılsın, Beyoğlu’nun çarşı ağaları yollarını kesmesin..) beni çok severdi..
Muhabbetini bu köşeye tövbe sığdıramam..
Ayrıca da tarif etmeye kalemimin gücü yetmez.. Sağ olsaydı bu işi “Eski patronumun bana muhabbetini hele bir de sen anlat..” deyip tarihçi milletinin atasından Bostanizade Yahya Efendi’nin omzuna yıkardım..
Malûm, hazret lafı tersine çevirmekte mahirdir..
Tahta çıkar çıkmaz “Bu daha eşikte.. Bu daha beşikte..” demeyip on dokuz erkek kardeşini birden boğduran Padişah Üçüncü Mehmet için lafı kıvırtıp;
“Mübarek padişahımız o kadar merhametliydi ki tahta çıkar çıkmaz on dokuz karındaşını cennet kayığına bindirdi..” diyen o’dur..
Bizim meramımızı da anlatırdı herhalde..

* * *

Haberin Devamı

Eski patronum ki (Şahbazlığını Dadaloğlu gelip, elektro gitarına vurarak anlatsın..) iki gazeteyi birden satın aldığında benim de yeni sahibim olduğunun henüz farkında değildi..
Eski insan kaynakları müdürümden rivayettir.. Satın aldığı iki gazeteyi kendisine teslim ederken içindekileri tek tek saymışlar..
“En iyisinden iki genel müdür, üç başyazar..
En besilisinden 49 baş köşe yazarı..
Amigoluk tecrübesine de sahip iki spor müdürü.. Topun yuvarlak olduğunu iddia eden 35 spor yazarı..
128 adet genel müdür yardımcısı ki bir yarısı yavru balaban, öbür yarısı boş bakışlı...
Yarısı yerli cins, yarısı kırma 26 ekonomi yazarı..
Üçte biri lakıta taifesinden (kız kısmından) iki yüz kadar da muhabir.. Dehey buyur, hayrını gör..”

BU NE ARKADAŞ?

Eski patronum ki (Cennet’te devremülk sahibi olsun..) elindeki malların listesine bakarken benim adımı görmesiyle şallak mallak olup telefona sarılmış.. Bir eyyam gazetenin eski sahibine sızlanmış..
“Üstadım..” demiş..
“Yazarın, çizerin, muhabirin iyilerini üste koymuşsun.. Yaramazlarını altta tıkmışsın.. Ben bunları almam...”
Geçtiii.. Alırken içinde kimler var kimler yok bakacaktın.. Ayrıca satılan mal geri alınmaz..
Bari gazeteyi alır almaz “Seyrek bıyıklı asabi şahsiyete..” müjdesini vermek için koşmasaydın.. O da sana benim adımı gösterip “Bu muydu vereceğin müjde?” demezdi, mübarek yüzün yere dönmezdi..
Gel de üzülme..
Adamcağızın başı zaten büyük oğlan ile dertte.. Bebeliğinden beri “Okumam da okumam..” diyen bir oğlan.. Sırf eğitimi sevsin, o da bir kardelen olsun deyip gitmiş lise satın almış..
Oğlanı da içine tıkmış..
Baba eğitim gönüllüsü ama oğlandan hâlâ ışık yok.. Bu kez de “Bana içinde kız olan üniversite almazsan tövbe okumam..” diye tutturmaz mı?
Okul çağı geçmiş, bir işin kulağından da tutmuyor.. Ne yapsın rikkat kalpli babası? “Evimi ocağımı yıkacağına bari gitsin Beşiktaş’ı yıksın..” deyip oğlanı kulüpçü yapmış..

* * *

Haberin Devamı

Lakin oğlan müsriflikte benden beter..
Sabah kalkıp iki futbolcu alıyor.. Daha kulübün malzemecisi bunlara “şort” biçmeden akşama iki topçu daha getiriyor..
Temsil, getirdiği futbolcu bir milyon mu istedi? Oğlanın cebine zorla iki milyon daha tıkıştırıyor.. Almazsan ölümü öp, diye tutturmacasına..
Koca Beşiktaş meydanını TOKİ’ye satsan, dikilen pembeli, turunculu, öküz baş çiviti mavili binaların yarısını kendine alsan, oğlanın başkanlığına para yetiremezsin..
Ne yapmalı? Ne yapmalı?
Demişler ki gidelim “Seyrek bıyıklı asabi şahsiyete..” Diyelim ki durumlar böyleyken böyle.. “Sen bunu al, futbolun başına dik, bizde futbol zaten batık.. Hiç değilse takım kurtulsun..”

Haberin Devamı

OĞLAN BAŞARILI

Evdeki hesap tutmuş.. Oğlanın yükünü federasyona devredince eski patronuma bir ferahlık hali gelmiş.. Mübarek adam “Sorunun yarısını hallettik, sıra diğer yarısında..” deyip gözünü bana dikmiş..
Laf aramızda ben eski patronumun oğlunun federasyon başkanlığını çok beğeniyorum.. Çok da başarılı buluyorum..
Temsil.. Müziğimizin göz bebeği İbrahim Tatlıses, milli maç sevincini silah atarak gösteren sapık halet-i ruhiyeli spor severlere “Silah atıyorsanız bilinçli atın” diye onun başkanlığı döneminde seslenmiştir..
Uzatmayalım efendim..
Sırf “Seyrek bıyıklı asabi şahsiyeti..” yatıştırmak, memleketin ruh halini düzeltmek için medya sektörüne giren iyi niyetli bir insanı daha da üzmemek için ona evladından görmediği iyiliği ben yaptım..
Yollarımızı ayırdık.. “Arkandan çok göz yaşı döktü..” derler ama gözümle görmediğimden inanmam..

* * *

Haberin Devamı

Bir senedir de çalışmayıp avare geziyorduk.. Avarelik iyiydi de akşamları maç seyretmekten ruh halimiz değişti, potansiyel bir teknik direktör olup çıktık..
Atalarımızdan devir “Her Türk asker doğar..” lafını ettiklerinde ben de sırf aykırı gitmek için “Ömür boyu da askerden kaçar..” derdim ve “Artık her Türk teknik direktör doğuyor..” diye eklerdim..
Büyük konuşmamak lazımmış.. Biz başkasıyla kafa bulurken aynısı başımıza geldi..
Televizyonda maç seyrederken azıtma hallerimi görenler “Bunları yazsana..” diye fiştiklediler biz de kendimizi Hürriyet’in paşası Enis Bey’in karşısında bulduk..
O da yüzüme karşı “Çok iyi fikirmiş..” dedi ama içinden “Bu adama aklına eseni yazdırmamak da bir tür vatan hizmetidir.. Bunu spor servisi paklar..” diye geçirip geçirmediğinden pek emin değilim..
Bekleyelim görelim.. Temsili Ödemiş Zeybeği gibi boşa nara atmayalım...

Yazarın Tüm Yazıları