Selahattin Duman

Dört çocuklu bereket projesi sos veriyor

28 Aralık 2014
SİYASAL hassasiyet tavan yapmış durumda.

Konya’da kendine “Hızlı Tren” süsü veren raylı ulaşım düzeneği için “Hükümet Adamlarını Cilalama” töreni yapılıyor. Çeşit çeşit vatandaş tören yerinde birikmiş.
Kimi “Belki beleş yağmurluk dağıtırlar” umuduyla gelmiş. Kimi “Kömür dağıtacaklarmış” diye koşmuş.
Bekleşenler aralarında konuşuyorlar. Biri “Benim torunun sınıfta silgisini çalmışlar” diye başlıyor anlatmaya. Okula gitmiş, müdürle görüşmüş filan.


* * *


Sohbetin anafikri “Hırsızlık aldı başını gidiyor, ilkokuldan bile hırsız çıkıyor” şeklinde.

Yazının Devamını Oku

Öküzü boynuzundan insanı plaketinden tutarlar

25 Aralık 2014
BÜYÜKLERİMİZİN “tasarruf tedbirleri” kapsamında aldığı “Seni o plakete kurban ederim” uygulaması başarılı olursa, beş milyarın üzerinde çıktığı hesaplanan Ak Saray’ın maliyetini iki yıla kalmaz plaketten çıkarırız.

Ben fiyatlara baktım.
Pikniğe gidildiğinde mangalda yanabilir “Ahşap Plaketler” ortalama 45 lira+KDV civarında.
Bunlar genellikle “Büyüklerine asi olmayan” astlara verilen plaketlerdir.
Müdürünü görür görmez abartılı biçimde ceketinin ön düğmesini ilikleyen, bastığı yeri bilemeyecek kadar telaşlanan memurlar da bu kapsama girerler, eninde sonunda bir-iki ahşap plaket sahibi olurlar.

***

Yazının Devamını Oku

İnternet marifetiyle bir dünya yıldızı yaratmak

23 Aralık 2014
Kendi kendimize yeni bir mesele icat ettik. Atletico Madrid’de oynayan futbolcumuz Arda Turan’ı Avrupa’nın en iyileri arasına sokmak. Eski zamanların tarifiyle “Avrupa Karmasına” seçtirmek. Allah bize akıl fikir versin.

Eskiden bu işi Avrupa’nın futbolda itibarlı insanlarından oluşan bir jüri seçerdi. Seçilen takımı herkese ilân ederdi. O futbolcular bazen bir hayır için yan yana getirilip, özel bir maçta seyirci huzuruna çıkarılırlardı.
Galatasaray’ın “kadife” lakaplı bir sol açığı vardı. Uğur Kökten.
Yürür gibi, kendini zorlamadan adam geçtiği için kendisine basın tarafından bu lakap takılmıştı. O zamanlar lakap takmak modaydı.
Taçsız Kral Metin, Sinyor Can Bartu, Rüzgârın Oğlu Zeynel, Ordinaryüs Lefter, Çengel Hüseyin gibi. Bir de bol miktarda “baba” vardı. Otuzunu geçip de futbol oynamakta ısrar edenler bu “babalık” sıfatını hak ederlerdi.
Aklımda kaldığı kadarıyla Galatasaraylı Kadife Uğur da Avrupa Karması’na seçilen ilk futbolcumuzdu.


SUAT DA SEÇiLMiŞTi


Yazının Devamını Oku

Doksan yaşa bir kala, Otyam diye bir usta!

22 Aralık 2014
GEÇTİĞİMİZ cuma günü Fikret Otyam için Maltepe’de, sahile bakan fiyakalı bir otelin balo salonunda toplandık.

Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç’ın öncülüğünü yaptığı davetin teması “Doksana Bir Kala” başlıklı bir yaş günü partisiydi. Ayrıca kuruluş hazırlıkları tamamlanan “Fikret Otyam Eğitim ve Sanat Vakfı’nın” kuruluşu ilan edilecekti.
Yine Fikret Otyam dostlarına, usta yazarın adını taşıyan bir ‘Kültür Merkezi’nin yapılacağı müjdelenecekti. Kültür merkezini Denizli’deki müthiş Aphrodisias Müzesi’ne imzasını atan mimar Cengiz Bektaş hazırlayacaktı.


* * *


Gazetecisinden şairine, tiyatrocusundan müzisyenine, ev kadınından televizyoncusuna kadar her çevreden insanın buluştuğu gecenin dört de siyasetçi konuğu vardı.
Altı Kazık Partisi’nin şimdiki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eski Genel Başkanı Deniz Baykal, partinin kılık değiştirdiği zamanki Genel Başkanı Murat Karayalçın ile Güvercin Partisi’nin eski Genel Başkanı Zeki Sözer.İlk üç siyasetçi son zamanlarda sık sık birlikte görülüp, siyasi tabanlarına “İyi düşünün” mesajı veriyorlar veya “Son kararınız mı?” diye soruyorlar.


Yazının Devamını Oku

Soydan gelen hak!

21 Aralık 2014
MEMLEKET büyükleri kafa kafaya verip düşünsünler. “Zenginlerin, mühim siyasetçilerin” çocuklarını topluma kazandırmak için esaslı bir yol bulsunlar.

İhtiyacımız olan şey “Kardelenler” gibi “Baba Beni Okula Gönder” gibi “Ana Beni Ever” gibi güzel bir sosyal sorumluluk projesidir.
Misal “Baba Beni Birilerinin Başına Musallat Et” türünden bir çalışma başlatırsın. Önce bir platform oluşturursun. Zenginin çocuğunu, siyasinin çocuğunu alır bu platforma kaydedersin.
Tezgâhtan geçirip iyice incelttikten sonra da bir yerin başına dikersin.


* * *


Bana bu ilhamı Futbol Federasyonu’nun başına dikilen zengin çocuğu ile Şişli Belediyesi’nin başına dikilen siyasetçi çocuğu verdi. Allahları var, ikisi de dikildikleri yerlerde çiçek açtılar, gayet başarılı oldular.

Yazının Devamını Oku

Sadrazam milletinden demokrasiye fayda yok

18 Aralık 2014
AKIBET belli olmuştur.

Asıl kararları, kendisine “Danışma Komisyonu” süsü verip Ak Saray’da toplanan “Gölge Hükümet” alacak.
Anayasal düzene göre kurulmuş asıl hükümetin muhterem üyeleri de bu kararı imzalayıp uygulayacak.
Dış borcumuzun 407 milyar dolara çıktığının medyada dillendiği günlerde “Cihan Devleti” olacağımızı müjdeleyen Başbakanımız, bilimadamımız Ahmet Davutoğlu da hükümet adamlarının başında duracak.
Ak Saray’dan gelen talimatların yerine getirilip getirilmediğini takip edecek.

***

Yazının Devamını Oku

Hızla tüketmek ahalimizin birinciye gelen marifetidir

16 Aralık 2014
Şair Özdemir Asaf’ın “Bütün renkler aynı anda kirleniyordu, birinciliği beyaza verdiler” dediği gibi biz de her şeyin hızla kirlendiği Türkiye’de birinciliği futbola verdik. Bu kirlenmeyi “hızlı tüketme refleksimiz” temizleyecek.Futbol bitecek, sorun kalmayacak.

BU sezon, stadyumlarımızdan birisi, o da Konya’daki, iki kez ful çekti.
Seyirci rekortmeni Fener-bahçe’nin 14 bin seyirci ortalamasıyla oynadığı ligin Konya gibi muhafazakâr bir kentte stat doldurması iyiydi.
Bu durum Futbolumuzun Polyan-na’larına umut verdi.
İyi Niyet Olimpiyatları’nda Türkiye’yi temsil edebilecek üç beş isimden biri olan Şansal Büyüka, canlı yayında Mustafa Denizli’ye tane tane sordu.
Daha doğrusu önce kendi yorumunu yaptı, lafın kuyruğuna düğüm attı. Sonra “Ne diyorsun hocam?” deyip, Lig TV Noteri olarak gördüğü Mustafa Denizli’den bunu onaylamasını istedi.

***

Yazının Devamını Oku

Şalgam yemeğe girmiş, kuzu eti oldum sanmış

15 Aralık 2014
İKİ tür insanımız vardır ki mevcudiyetleri bütün Avrupa’ya yeter.

Birinci sıradakiler “kamyoncu” milletidir. Bizdeki kamyon sayısı Avrupa’nın toplam kamyon sayısından fazla olduğu için, bu kategorideki saltanatımız yıkılmaz.
İkinci sıradakiler ise “önemli insanlar” olarak tarif edilir. Türkiye’nin “önemli insan rezervleri” iyi pazarlanabilirse, sadece Avrupa’nın değil dünyanın da ihtiyacını karşılar.


* * *


Elimizin altındaki bu “önemli insan rezervi” tükenecek gibi değil. Önemli insanlar, “Hüda-i Nabit” olarak, yani “Allah’ın otu gibi” kendiliğinden yetişiyor.
Önemli bir insan herhangi bir yerde dikilmeye dursun, orada dokuz baş birden veriyor. Kuruluş hazırlıkları devam etmekte olan Boyacı Ferit Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre önemli insanların çoğalma hızı, tavşanların üreme hızından çok daha fazla.

Yazının Devamını Oku