Konya’da kendine “Hızlı Tren” süsü veren raylı ulaşım düzeneği için “Hükümet Adamlarını Cilalama” töreni yapılıyor. Çeşit çeşit vatandaş tören yerinde birikmiş.
Kimi “Belki beleş yağmurluk dağıtırlar” umuduyla gelmiş. Kimi “Kömür dağıtacaklarmış” diye koşmuş.
Bekleşenler aralarında konuşuyorlar. Biri “Benim torunun sınıfta silgisini çalmışlar” diye başlıyor anlatmaya. Okula gitmiş, müdürle görüşmüş filan.
* * *
Sohbetin anafikri “Hırsızlık aldı başını gidiyor, ilkokuldan bile hırsız çıkıyor” şeklinde.
Ben fiyatlara baktım.
Pikniğe gidildiğinde mangalda yanabilir “Ahşap Plaketler” ortalama 45 lira+KDV civarında.
Bunlar genellikle “Büyüklerine asi olmayan” astlara verilen plaketlerdir.
Müdürünü görür görmez abartılı biçimde ceketinin ön düğmesini ilikleyen, bastığı yeri bilemeyecek kadar telaşlanan memurlar da bu kapsama girerler, eninde sonunda bir-iki ahşap plaket sahibi olurlar.
***
Eskiden bu işi Avrupa’nın futbolda itibarlı insanlarından oluşan bir jüri seçerdi. Seçilen takımı herkese ilân ederdi. O futbolcular bazen bir hayır için yan yana getirilip, özel bir maçta seyirci huzuruna çıkarılırlardı.
Galatasaray’ın “kadife” lakaplı bir sol açığı vardı. Uğur Kökten.
Yürür gibi, kendini zorlamadan adam geçtiği için kendisine basın tarafından bu lakap takılmıştı. O zamanlar lakap takmak modaydı.
Taçsız Kral Metin, Sinyor Can Bartu, Rüzgârın Oğlu Zeynel, Ordinaryüs Lefter, Çengel Hüseyin gibi. Bir de bol miktarda “baba” vardı. Otuzunu geçip de futbol oynamakta ısrar edenler bu “babalık” sıfatını hak ederlerdi.
Aklımda kaldığı kadarıyla Galatasaraylı Kadife Uğur da Avrupa Karması’na seçilen ilk futbolcumuzdu.
SUAT DA SEÇiLMiŞTi
Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç’ın öncülüğünü yaptığı davetin teması “Doksana Bir Kala” başlıklı bir yaş günü partisiydi. Ayrıca kuruluş hazırlıkları tamamlanan “Fikret Otyam Eğitim ve Sanat Vakfı’nın” kuruluşu ilan edilecekti.
Yine Fikret Otyam dostlarına, usta yazarın adını taşıyan bir ‘Kültür Merkezi’nin yapılacağı müjdelenecekti. Kültür merkezini Denizli’deki müthiş Aphrodisias Müzesi’ne imzasını atan mimar Cengiz Bektaş hazırlayacaktı.
* * *
Gazetecisinden şairine, tiyatrocusundan müzisyenine, ev kadınından televizyoncusuna kadar her çevreden insanın buluştuğu gecenin dört de siyasetçi konuğu vardı.
Altı Kazık Partisi’nin şimdiki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eski Genel Başkanı Deniz Baykal, partinin kılık değiştirdiği zamanki Genel Başkanı Murat Karayalçın ile Güvercin Partisi’nin eski Genel Başkanı Zeki Sözer.İlk üç siyasetçi son zamanlarda sık sık birlikte görülüp, siyasi tabanlarına “İyi düşünün” mesajı veriyorlar veya “Son kararınız mı?” diye soruyorlar.
İhtiyacımız olan şey “Kardelenler” gibi “Baba Beni Okula Gönder” gibi “Ana Beni Ever” gibi güzel bir sosyal sorumluluk projesidir.
Misal “Baba Beni Birilerinin Başına Musallat Et” türünden bir çalışma başlatırsın. Önce bir platform oluşturursun. Zenginin çocuğunu, siyasinin çocuğunu alır bu platforma kaydedersin.
Tezgâhtan geçirip iyice incelttikten sonra da bir yerin başına dikersin.
* * *
Bana bu ilhamı Futbol Federasyonu’nun başına dikilen zengin çocuğu ile Şişli Belediyesi’nin başına dikilen siyasetçi çocuğu verdi. Allahları var, ikisi de dikildikleri yerlerde çiçek açtılar, gayet başarılı oldular.
Asıl kararları, kendisine “Danışma Komisyonu” süsü verip Ak Saray’da toplanan “Gölge Hükümet” alacak.
Anayasal düzene göre kurulmuş asıl hükümetin muhterem üyeleri de bu kararı imzalayıp uygulayacak.
Dış borcumuzun 407 milyar dolara çıktığının medyada dillendiği günlerde “Cihan Devleti” olacağımızı müjdeleyen Başbakanımız, bilimadamımız Ahmet Davutoğlu da hükümet adamlarının başında duracak.
Ak Saray’dan gelen talimatların yerine getirilip getirilmediğini takip edecek.
***
BU sezon, stadyumlarımızdan birisi, o da Konya’daki, iki kez ful çekti.
Seyirci rekortmeni Fener-bahçe’nin 14 bin seyirci ortalamasıyla oynadığı ligin Konya gibi muhafazakâr bir kentte stat doldurması iyiydi.
Bu durum Futbolumuzun Polyan-na’larına umut verdi.
İyi Niyet Olimpiyatları’nda Türkiye’yi temsil edebilecek üç beş isimden biri olan Şansal Büyüka, canlı yayında Mustafa Denizli’ye tane tane sordu.
Daha doğrusu önce kendi yorumunu yaptı, lafın kuyruğuna düğüm attı. Sonra “Ne diyorsun hocam?” deyip, Lig TV Noteri olarak gördüğü Mustafa Denizli’den bunu onaylamasını istedi.
***
Birinci sıradakiler “kamyoncu” milletidir. Bizdeki kamyon sayısı Avrupa’nın toplam kamyon sayısından fazla olduğu için, bu kategorideki saltanatımız yıkılmaz.
İkinci sıradakiler ise “önemli insanlar” olarak tarif edilir. Türkiye’nin “önemli insan rezervleri” iyi pazarlanabilirse, sadece Avrupa’nın değil dünyanın da ihtiyacını karşılar.
* * *
Elimizin altındaki bu “önemli insan rezervi” tükenecek gibi değil. Önemli insanlar, “Hüda-i Nabit” olarak, yani “Allah’ın otu gibi” kendiliğinden yetişiyor.
Önemli bir insan herhangi bir yerde dikilmeye dursun, orada dokuz baş birden veriyor. Kuruluş hazırlıkları devam etmekte olan Boyacı Ferit Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre önemli insanların çoğalma hızı, tavşanların üreme hızından çok daha fazla.