2 Temmuz 2011
ZAMANIMIZIN büyük kısmını alan ulaşımın demiryolları, havayolları ve çift şeritli karayolları ile desteklenmesi sonucunda yaşamlarımıza yeni anlamlar katacak şekillendirecek imkanlar kazandık. Yolculuklarımızda, yollarımızın sağladığı imkanı sadece hız anlamında kullanmadığımız sürece çevremize ve kendimize daha çok zaman ayırmak mümkün olabiliyor. Yollarda geçen zamanı kazanılmış zamanlar haline çevirebilmek için, onu tanımlamak ve değerlendirmeyi başarabilmek gerekiyor. Böylece hep yokluğundan, yetersizliğinden şikayet etmek yerine, onu çok güzel bir dost olarak kazanmış olacağız. Sözgelimi, Ankara’dan İstanbul’a şu kadar zamanda gittim demek yerine, arada bir de olsa Bolu Dağı’nın geleneksel ortamını ihmal etmemek gerekiyor. Varan Tesislerinde Domates çorbası hala aynı tadında;İsmailin Yeri bizleri bildiğimiz ortamında ağırlamaya her zaman olduğu gibi hazır.
ANADOLU’YU HİSSETMEK
Yorgunluğunuzu giderebileceğiniz, gideceğiniz yere dinlenmiş olarak varabileceğiniz bir zaman dilimini kendinize armağan edebilirsiniz. Daha önce sözünü ettiğim Kızılırmak ve Yeşilırmak deltaları, ulaşımın sağladığı kolaylıklar nedeniyle, hafta sonu destinasyonu olarak verilebilecek güzel örnekler arasında. Batıya giderken Polatlı’da Sakarya savaşının izlerine, Gordion’a ve Frigya Havzası’na zaman ayırmak, her yönde kültürlerin beşiği olan Anadolu’yu hissedebilmek, tatillerimize ve zamanımıza değer kazandıracaktır.
Yolculukta geçecek zamanımızı bize hediye eden kara, hava ve demiryolları ulaştıkları merkezleri yakın çevrelerini de yeni çekim ve turizm merkezleri haline dönüştürdüler. Eskişehir’den sonra Konya da bu anlamda yeni bir destinasyon merkezi olmaya hazırlanıyor. İç hat uçuşlarına açık 46 havaalanımız var. Yeni karayolları 74 ilimizi birbirine bağlıyor. Yolumuzun üzerinde olan, ya da komşumuz olan, zaman nedeniyle uğramadığımız birçok yerleşim birimi, ziyaretçi olarak bizleri bekliyor. Bu anlamda tüm kentlerimizin bilgi ve hizmet birimleri ve imkanları ile donatılmış ziyaretçi merkezlerine ihtiyacı olacak.
HIZLI TREN AVANTAJ
Ankara’daki tanıtım haftalarının da bu anlamda yeni bir anlayışla düzenlenmesi gerekiyor. Geleneksel törenlerin, yöresel özelliklerin ve kültürel ögelerin ön plana çıkarıldığı yeni bir anlayışa ihtiyaç var. Köy düğünleri, yöresel mutfak, halk oyunları, doğa güzellikleri bu anlamda ilgiyi uyandıracak şekilde sunulması gereken değerler arasında düşünülmelidir.
Ankara’da düzenlenen festivallerin, günlerin ve diğer etkinliklerin yöre illerden talep alabilecek şekilde tanıtılması ve özellikle hızlı trenin sağladığı geniş hinterlandın uygun ulaşım zamanları ile desteklenmesi halinde ulaşım ve turizmin birbirini tamamlayan yönünün etkilerini görmeye başlayacağız.
Ulaşımın sağladığı kolaylıklar, Kentler arasında tüm yıl devam edebilecek bir turizm hareketliliği için ortamı hazırlamış durumda;Anadolu’da devam eden turizm yatırımları da yeterli hizmeti verebilecek bir seviyeye ulaşıyor.
Çevremize, yöremize ve tümüyle bize verilen hizmetleri mutluluğumuz için kullanmak bizim elimizde. Turizm ise bunları Değerlendirebileceğimiz ortamın adı. TÜROFED ve Anadolu Turizm İşletmecileri Derneği (ATİD) olarak yörelerimizin turizm çekiciliğini artıracak, işletmelerimize katkı sağlayacak bu girişimler için yörelerimizin yanında olacağız.
Yazının Devamını Oku 25 Haziran 2011
BUGÜNKÜ turizm yapılanmamızın temelini oluşturan Turizm ve Tanıtma Bakanlığı’nın kuruluşunun (1963) ellinci yılına yaklaşırken 40 yılını tamamlamış iki zincir tesisimizin kutlamalarına katıldık. Saygı ile andığımız Kemal Dedeman’ın Ankara’da açtığı ve kentin yaşamına yeni bir anlayışla katılan oteli bugün dünya çapında bir zincirin markası olmuş durumda. 45 yıllık deneyim, Ankara’daki ilk işletmede tarihe tanıklık eden ve biz turizm işletmecilerine gurur veren bir ortamda 45’nci yıl etkinlikleriyle kutlandı. Dedeman Grubu işletmeleri çalışanlar için bir eğitim kurumu olması yanında turizm alanında her yıl verdiği ödüllerle de bir akademik ortam oluşturuyor. Yarım asırlık bu markanın oluşmasında büyük emekleri geçen ve işi dünya çapına taşıyacak kişilere emanet eden değerli turizmci Murat Dedeman’a da şükranlarımı iletiyor. Başarılarının devamını diliyorum.
DÜNYA ÇAPINDA MARKA
Barut Oteller grubu da aynı tarihlerde 40’ncı kuruluş yıl dönümünde Antalya’da turizm dünyasını en geniş anlamda bir araya getirdi. Grubun ileriye yönelik projeleri yanında 1971 yılında Side’de Cennet Otel adıyla başlayan ve bugün Antalya yöresinde aldığı ödüllerle dünya çapında bir marka haline gelen zincirin Kurucusu Ali Barut’u da bir kez daha eserinin yanında görmekten mutlu oldum. Eserini zincir ve marka haline getiren TÜROFED Başkanı Ahmet Barut ve bütün ailenin otelcilik yanında sosyal sorumluluk projeleri ile de yörelerine katkı sağlamayı amaçlayan çabalarına başarı dileklerimle teşekkür ediyorum.
Dünya çapında marka olmaya hazırlanan bir başka grubumuz ise Rixos Otelleri. Faaliyetine Antalya’da başlayan işletme şehir otelleri yanında küresel ölçekte gösterdiği gelişme ile adını ve markasını kabul ettirmiş durumda.
KÜLTÜR ZİNCİRİ
Dünyaya turizm ile açılırken bu yıl 9’uncusu yapılan Türkçe Olimpiyatları’na da değinmeden geçemeyeceğim. Bu da 140 ülkeye yayılmış farklı bir zincir; bir kültür ve dil zinciri. Yurtdışında Türkçe öğretilen 130 ülkeden bin 250 öğrenci ve öğretmenin katıldığı olimpiyat bu yıl “gelin tanış olalım” teması ile 26 şehrimizde çeşitli etkinliklerle yapılıyor. 2 bin 600 kişilik kongre ve konaklama imkânlarını bir arada sunabilen tek işletmemiz olan Kızılcahamam Asya Termal Tesisleri’nde izlediğim öğrencilerin sahnede ve dilimizi kullanma konusunda gösterdikleri maharet gerçekten takdire değerdi. Belirtmeden geçemeyeceğim bir husus da uzun zamandır tam saatinde (21.00) başlayan bir etkinlik olmasıydı; darısı diğer toplantıların başına diyorum. Türkçenin dünyada öğrenilmesi gereken stratejik diller arasına girmesini sağlayan bu hamlenin, ülkemizde de aynı derecede benimsenmesi konusundaki ilgimizi düşünmeden edemedim. Dünya’ya konukseverliğimizi turizm ve zengin kültürel birikimimizi dilimizle aktarıyoruz. Bu gelişmeler Kültür ve turizm değerlerimizi özgün ortamlarında ve yapılarında ATİD (Anadolu Turizm İşletmecileri Derneği) bünyesinde bir araya getirmeye çalışırken bize güç veriyor.
Bu olimpiyatların yüzyıllar öncesinde düşüncelerin güzel dilimizle ifade edildiği Anadolu’da da her konuda dilimize olan ilgiyi artırmasını diliyorum.
Yazının Devamını Oku 18 Haziran 2011
ZAMANI, toplumsal gereklere ve turizmin sektörel beklentilerine çok uygun olarak seçilen 12 Haziran seçimleri sırasında, Türkiye demokrasi kültürüne ve kendi demokratik yapısına olan saygısının bir kez daha ortaya konduğu bir süreç yaşadı. Seçimden önce ülkemizdeki istikrar ve huzurun desteklediği ortamda yapılan çalışmaların sonuçları, iç pazarda üç ay öncesine kadar çekilen erken rezervasyon kampanyalarına yansımıştı. Dış pazarlarda da, yapılan tanıtım faaliyetlerinin sonucu olarak alınan sevindirici haberler, otellerde yapılan rezervasyonlarla desteklenmekteydi. Seçimleri izleyen yabancı gözlemcilerin de tespit ve ifade ettikleri huzur ortamı bu yıl ve gelecek yıllarda da turizm açısından en önemli desteğimiz olacak.
Bu süreç, dünya ülkeleri ile uluslararası ilkeler kapsamında bir turizm ilişkisi sürdüren ülkemizin, gelecekteki beklentileri için ümit verici bir destektir. Bulguların 12 bin yıl ötesini zorladığı Anadolu’daki kültürel mirasın, dünya kamuoyuna tanıtılması açısından, özellikle UNESCO nezdinde elde edilen hızlı gelişmeler, kültür ekonomileri ve bunun tamamlayıcısı olarak turizm sektöründeki yatırım ve işletmeler için özel bir önem taşımaktadır.
Mevzuatta üç yeni kurum
Bilindiği üzere Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na eklenen bir madde ile kültürel değerlerin ekonomiye kazandırılması boyutunda Alan Yönetimi, Müze Yönetimi ve Anıt Eser Kurulu isimleri ile üç yeni kurum mevzuatımıza girmiş oldu. Turizm sektörü olarak, bizi yakından ilgilendiren alan yönetimleri, sit alanları ve ören yerlerinden ekonomik, kültürel ve eğitsel olarak en üst seviyede yararlanılması için, sivil toplumun etkin olacağı bir yapılanmayı ifade etmektedir. Şimdilik İstanbul, Sinop’ta kentsel ölçekte; Edirne’de (Selimiye Camii) ve Antalya’da (Alanya Kalesi) nokta bazında kurulan Alan Yönetimleri UNESCO ve AB tarafından da ilgi ile izlenmektedir. Oluşumunu tamamlayan Sinop Alan Yönetimi AB tarafından bir pilot proje olarak desteklenmektedir. Seçimlerin sağladığı ortam, bu anlamdaki teşebbüslerin turizme katkı sağlayacak tarzda artmasına da etkili olacaktır.
Yüksek vergi yükü engel
Seçimin sonuçları ekonomik göstergelerin, kurların ve vergilerin değişmeden devam edeceği bir süreci de ifade eder tarzda yorumlandığı için, turizm işletmelerinin karlılıklarında mevcut durumun korunacağı varsayılmaktadır. Ancak, yüksek vergi yükü, rekabet anlamında pazarlardaki gücümüz yanında; yeni yatırımlara ve iyileştirmelere birikim oluşmasını ve kaynak aktarılmasını da zorlamaktadır. Oysa bu sağlanan istikrar ve güven ortamının turizm açısından ve özellikle Anadolu’da kültür başta olmak üzere, gelecekte talep artışı beklenen diğer alanlara, yabancı ve yerli ortaklıklar şeklinde yapılacak yatırımlarla yansıması için gereklidir.
Turizm işletmelerinin kendi bünyelerindeki gelişmelere imkân ve yeni müteşebbislerin bu alana girmelerini sağlayacak bir mali yapı, yeni kurulacak hükümetten ilk beklentilerimiz arasında yer alacaktır. Yöresine ve ekonominin tümüne, diğer sektörlere yeni iş imkanları ve istihdam katkısı sağlaması nedeniyle, çoğaltan etkili sektörler arasında sayılan turizm için verilecek her destek, yeni bir boyutta sonuç sağlayacaktır.
Yazının Devamını Oku 11 Haziran 2011
ANADOLU topraklarında kurulan devletlere başkentlik yapmış beş şehirden biri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk ve tek başkenti olan Ankara, gerçekten yoktan var edilmiş bir nitelik ve değer taşımaktadır. Kuruluşunu izleyen yıllarda başlayan dünya başkentleri arasında saygın bir yer kazanması için yapılan çalışmalar İkinci Dünya Savaşı yıllarında bile aralıksız devam etmiş ve kent her biri Ankara’nın değerini yücelten eserlere sahip olmuştur.
Ankara Palas, Bulvar Palas, Karpiç Lokantası, Goralı Sandviç buraların işletmeciliğini yapanların kişiliği ile özdeşmiş, kentin yaşamında izlerini bırakmış, ancak korunamamış, burada sayamayacağımız kadar çok isimlerden sadece bir kaçıdır. Başkent’in oluşum felsefesini görebileceğimiz, anıların saklı olduğu değerler, sokaklar, yapılarla beraber buralara ifade kazandıran insanlar aramızdan ayrılmaya başladı.
Derneğimizin kurucu üyelerinden Reşat Önat’ı da geçtiğimiz hafta ebediyete uğurladık. Aramızdan ayrılışı da Piknik gibi, kendine özel bir anlatımla bizlere duyuruldu.
İsimleri marka haline gelen pek çok ürün gibi Ankara’nın yaşamında 1986 yılına kadar izler bırakan Piknik adının da bir kez daha gündeme getirilmesini, anıları ve katkıları ile yaşatmak zorunda olduğumuz bir dostumuzun, üyemizin hatırasına bir saygı olarak düşündük.
Piknik, bir zamanlar şimdi yerinde olmayan Yeni Tiyatro ile birlikte kente renk katan, Kızılay semtinde, bir lokantanın adı olmaktan öte bir anlayış ve bir işletme disiplini simgesi olarak anılmaktaydı. Anılarını tazelemek okurlarımıza ve bu anlayışı tanımak isteyen gençlerimize Piknik konusunda yazılanları internet siteleri üzerinden bir kez daha okumalarını önermek istiyorum.
Günümüzde yeni yapıların içinde kaybolan kent o zamanlardaki, parkları, bulvar kahveleri ve sanat yaşamı ile gerçekten bir açık hava müzesi, kültür ve sanat kentiydi. Hedefimiz başarılı bir tasarım ve uygulama olan Hamamönü ve üzerinde çalıştığımız Kale projeleri ile yeniden kazandırmaya çalıştığımız bu nitelikleri ilk yılların ruhu ile nesillere aktarabilmek. Bu ise Ankara’ya gelip ben Ankaralıyım, Başkentliyim diyebilen, başarıları ile gelecek için izler bırakabilen bir anlayışın oluşmasıdır. Bu oluşuma katkısı olan değerli hemşerilerimizi, müteşebbislerimizi bir araya getirebileceğimiz bir ortam yeni ve eskinin güzel bir uyumu ve bize Başkenti emanet edenlere karşı bir vefa anlayışının ifadesi olacaktır.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Eski Müsteşarı Sayın İsmet Yılmaz Sivas ilinden milletvekili adayı. Kendisi ile kentin yaşamında önemli yeri olan ulaşımın yapımı devam eden hızlı tren hatları ve çift şeritli yollarla ekonomik katkısının daha da artacağını; Hükümet Meydanı, Gök Medrese, Çifte Minareli Medrese ve UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınan Divriği Ulu Camii gibi kültürel değerlerin de kültür ekonomisi içinde değerlendirileceği projelere ilişkin görüşlerimizi paylaştık.
Doksan yıl önce Cumhuriyetin temellerinin atıldığı kentlerimizden biri olan Sivas’ta da yerel bir lezzet olan Sivas Köftesi’ni üç nesildir özel formülü ile sunan ve adını bu nedenle 3N olarak tescil ettiren Nuri Usta da bulunduğu yere değer katanlardan. Burası güler yüz ve ilgi ile karşılandığınız bir mekan.
ATİD olarak derneğimizin kuruluşunda yer alan, Ankara’nın ve Türk turizminin gelişimine önemli katkıları olmuş, bugün aramızda bulunmayanları da bu vesile ve hatıraları ile bir kez daha anmak istiyoruz.
Yazının Devamını Oku 4 Haziran 2011
BU haftaki yazımızı Anadolu Turizm İşletmecileri Derneği (ATİD) olarak başlatmayı düşündüğümüz ‘Gelin Siz de Bir Sevgi Çiçeği Yetiştirin’ kampanyasına ayırıyoruz.
Üstelik bunlar her mevsim ve iklimde yetişebilen, güzelliklerini bir ömür boyu koruyabilen sevgi çiçekleri. Sadece ilk yıllarında bizden sevgi ve ilgi bekliyorlar.
Hafta başı çalışma arkadaşım ve Tülay’ca organizasyonun sahibi olan Tülay Hanım’ın daveti üzerine Esenboğa yolu üzerindeki Çocuk Esirgeme Kurumu’nun Sevgi Evlerinde yaşayan çocuklarımızı ziyarete gittik. Genel Müdür Dr. İsmail Barış’ın Türkiye genelinde yaygınlaşmasına öncülük ettiği sevgi evleri, bulunduğu her kentte ve ülkenin genelinde bizlerin himayeleriyle hedefine daha kolay ulaşacaktır.
YAŞAM KASABASI
Herkesin kafasında çocuk yuvası olarak yer etmiş bu mekan düşüncelerimizin ötesinde, 395 çocuğun yaşadığı 45’i dolu 60 adet villadan oluşan bir yaşam kasabasına dönüştürülmüş. Her villayı tüm gereksinimleri Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından karşılanmakta olan 8 çocuk paylaşıyor. Bu çocuklarımızın sadece mutluluklarını sağlayacak, sosyal gereksinimlerini sağlayacak, onlara anne baba şefkatini verecek ve toplumsal yaşamın içine çekecek hamilere ihtiyacı var.
Bunun bir örneğini, Tülay Hanım’ın güzel davranışını duyduğumda yaşadım. Sevgi Evleri Kasabası’na gittiğimizde Kuruluş Müdürü Ramazan Akbulut ve Müdür Yardımcısı Gülten Hanım tarafından karşılandık. Bizi Tülay Hanım’ın uzun bir süredir hamiliğini üstlendiği Sevgi Evinde misafir etmek istediklerini söylediler. Bu sürpriz daha sonra yaşayacağım heyecanların da başlangıcı oldu.
EN ÖZEL İKRAM
Düşüncelerimizde şekillendirdiğimiz yuva kavramının ötesinde yaşam standartları çok yüksek iki katlı bir villaya girdik. Bizi sekiz küçük kızımızdan oluşan bir aile karşıladı. Karşılama sırasında her biriyle tokalaşırken sırasıyla isimlerini vermeleri bir anda sıcacık bir dostluk ortamının temeli oldu. Bu sevgi dolu karşılamanın ardından büyük televizyonun bulunduğu oturma salonuna geçtik. Çocukların katkılarıyla hazırlanan kek ve çay tüm heyecanımı yok etikten sonra çocuklarla doyamadığımız bir sohbete geçtik.
Yazının Devamını Oku 28 Mayıs 2011
Genel seçimlerin yaklaşması dolayısıyla partiler seçim beyannamelerini açıklamaya devam ediyor. Parti başkanları yaptıkları mitinglerde her yöre için ayrı ayrı ve sektörel bazda vaatlerde bulunuyor. Turizm sektörü de hiç kuşkusuz vaatlerden nasibini alıyor. Sayın Başbakan Ankara Ticaret Odasında yaptığı konuşmada, Ankara için Ak Parti’nin turizm hedeflerini açıkladı. Ankara’nın ulaşım merkezi olması, Akyurt ilçemizde uluslararası bir fuar merkezinin yapılacak olması, fuar merkezi ve Esenboğa Havaalanından, Kızılay’a raylı sistem projesi, Kızılcahamam, Haymana, Ayaş gibi ilçelerimizde termal turizm projelerinin hayata geçirilmesi, uluslararası standartlarda hayvanat bahçesi projesi, iki büyük hastaneler kampüsü projesi, hiç kuşkusuz yıllardır ihmal edilen Başkent turizmine ivme kazandıracaktır.
Anadolu Turizm İşletmecileri Derneği Başkanı olarak her platformda dile getirdiğimiz Ankara’nın kongre, eğitim, sağlık, termal turizm potansiyelini harekete geçirmeden turizmde beklenen hedeflere ulaşılamayacağı öngörümüzü destekleyen açıklamaların Sayın Başbakan tarafından yapılması geç kalınmış olsa da çok önemli bir gelişme olarak değerlendirilmelidir.
Turizm politikaları belirlenirken Ankara ihmal edilen bir başkent olmuştur. Ankara’nın turizm potansiyelinden aldığı pay % 2 civarındadır. Bu durum başkent açısından kabul edilebilir bir durum değildir. Turizm vizyonu belirlenirken Ankara’nın unutulan değil, öncelikli bir destinasyon olarak değerlendirilmesi gerekir.
Turizmin olmazsa olmaz parametrelerinden biri olan ulaşım alt yapısının Ankara’nın sahip olduğu kongre, fuar, sağlık, termal turizm potansiyeli ile birlikte entegre olarak değerlendirilmesi halinde Ankara turizmde cazibe merkezi olacak ve turizm pastasından hak ettiği payı alacaktır.
Turizmin dünya turizm pastasından daha fazla pay alabilmesi için Anadolu Turizminin geliştirilmesi ön koşul olarak değerlendirilmelidir. Daha fazla turizm geliri elde etmenin yolu, kongre turizmi, kültür turizmi, termal turizm, kış turizmi gibi Anadolu’nun sahip olduğu turizm potansiyelinin harekete geçirilmesine bağlıdır. Son zamanlarda kamu ve özel sektör olmak üzere turizm camiasının etkin kesimlerinden, kongre, termal, kültür, sağlık, kış v.b. turizm potansiyelinin değerlendirilmesi üzerine ümit verici beyanlar gelmektedir. Başta hükümetler olmak üzere, özel sektöre, sivil toplum kuruluşlarına, üniversitelere önemli görevler düşmektedir. Anadolu turizminin ayağa kaldırılmasında uluslararası otel zincirlerinin bölgeye çekilmesi, ulusal ve uluslararası organizasyonların düzenlenmesi, info turlar düzenlenmesi ve yerel yatırımcıların özendirilmesi önem arz eden öncelikli konulardır. Böylece turizm 12 aya yayılacak, turizm gelirleri artacak ve ülkemiz turizmcilerinin dünya sıralamasındaki hedefi olan ilk beşe girme vizyonu gerçekleşecektir.
Bu çerçevede, Anadolu Turizm İşletmecileri Derneği Başkanı olarak Ankara turizminin gelişmesi için, uzun yıllardan buyana öngördüğümüz turizm vizyonumuzun karar alıcılar tarafından desteklenmesi ve gündeme getirilmesi çok geç kalınmış olsa da önemli bir gelişmedir. Bu kapsamda “Hiçbir Zaman Geç Kalmış Sayılmazsınız” sözünü hatırlatmakta yarar görülmektedir.
Yazının Devamını Oku 21 Mayıs 2011
KARADENİZ Bölgemizi bu kez bir başka yönüyle tanıdık. Denize ulaşırken Kızılırmak Deltasının Bafra Bölümünde, bize kardeşlerimizi getiren Leyleklerin Apartmanlarını, Kara Bademlerin (Mandaların) özgür yaşadıkları alanları ve Kuş Cennetlerini sizlerle de paylaşmayı düşünüyorum. Ankara’dan çok güzel bir karayolu bağlantısı ile ulaşabiliyorsunuz buraya; diğer bir ulaşım imkanı iç ve dış uçuşlara açık Samsun-Çarşamba Havaalanı.
Ankara’dan gelecek okurlarımıza yol üzerinde Çorum’a uğramalarını; Boğazkale ve Yazılıkaya’da Hitit uygarlığının izlerini görmelerini ve Çorum’un leblebisini geleneksel sunumu yanında hediye paketleri içinde satın almalarını öneriyorum. Ankara’dan başlayıp Bafra ve Sinop’a kadar uzanan bu yol güzel bir hafta sonu seçeneği.
Bafra Deltası’nın Aygaz Leylek evleri buraya özgün bir model; 50 yıldır kuş evi üreten Doğanca’lı Osman Ustayı tanıdım. Bunları bana tanıtan ise, Aygaz Leylek evlerinin fikir babası Hamit Genç; bu uçsuz bucaksız güzelliğe katkıda bulunan, kuş cennetinin tanıtılması için çeşitli aktiviteler yapan, nadir insanlardan. Hamit Ağabeyin bir başka hayali de, kuş gözlemcilerine tekrar geldiklerinde içinde konuklarını görebilecekleri bir AYGAZ leylek evi platosu hediye edebilmek.
Sonsuzluğu yaşatacak
Bafra özgünlüğünü korumaya çalışan, ticaretin ve sanayinin yoğun olduğu yaşanabilir bir yerleşim birimi. Kaymaklı lokumunu, Bafra nokulunu geleneksel tatları ile yaşatmaya çalışan Zalpa bir yerel teşebbüs; Bafra Pidesini Bafra’da yapılmış haliyle tadabileceğiniz fırınlar ve bunlara lezzetini veren hammaddeyi sağlayan ise Bafra Deltası.
Çevre ve Orman Bakanlığı’nın Sulak alanların korunması ve geliştirilmesini amaçlayan projelerinden biri olan Kızılırmak Deltası ekonomik değeri yanında yüksek turizm potansiyeline de sahip. 400’e yakını buraya özgü bine yakın kuş türünün yaşadığı dünya otoritelerinin onayladığı bir delta burası.
Kuş gözlem merkezleri en yeni teknoloji ile donatılmış; bitki, kuş ve balık türlerinin sergilendiği müzesi, toplantı ve değerlendirme salonları ile profesyonelleri bekliyor. Doğa sevenler için ise doyamayacakları kadar çok imkan var. Endemik bitkiler, doğayı mesken tutmuş atlar, size sonsuzluk kavramını yaşatacak bir ufuk çizgisinde soluk alabileceğiniz, hayatın doğal yaşanabileceği ve leyleği havada görmenin kesin olduğu bir ortam burası. Sulak alanlarının büyük bölümünü son 20 yılda kaybeden Anadolu için değeri giderek artan bir önem kazanıyor.
Piknikte koruma
Dostumuz Hamit Ağabey sayesinde bu ortama değer katan insanları da tanımış olduk. Mısır yapraklarından el emeği göz nuru ile ürettikleri işler için pazar arayışı içindeler. AB fonları ile desteklenen projeler öz veri ile ilerliyor. Bir de yöre halkının piknik anlayışının değiştiğini, gezdikleri yerleri korumaya özen gösterdiklerini ve piknikten birer gözlemci, gittikleri yeri hisseden insanlar olarak döndüklerini duydum ve bunu tüm okurlarımıza tavsiye etmek istedim.
“Sağlıklı sulak alanlar, Sağlıklı İnsanlar” ilkesi ile dünyada sulak alanların korunmasının önemini ortaya koyan Ramsar Sulak Alanlar Sözleşmesi’nin tarafı olan ülkelerden biri olarak dünya ekolojisinin önemli bir alanı olan Kızılırmak Deltasının hemen yakınındaki, Yeşilırmak Deltası da aynı derecede önemli. Çevre ve Orman Bakanlığı’nın ülke çapında başlattığı Doğa Harikaları ve Kuş Cennetleri Projesi’nin ilk uygulamalarını burada gördüğümde, yeni bir turizm türünün tanıtılmaya hazır beklediğini de müjdelemenin mutluluğunu yaşamaya başladım.
Yazının Devamını Oku 7 Mayıs 2011
DEĞERLİ turizmci dostum Talha Görgülü’nün Ankara’ya hiç bitmeyen ilgisi “Avrupa’nın En İyi Charter Şirketi” seçilen ve 10 yıl boyunca Avrupa’da 11 milyondan fazla yolcu taşıyan Sky Airlines’ın Ankara’yı uçuş noktaları arasına alması ile yeni bir boyut kazandı. Uçtuğu noktaları birer turizm destinasyonu olarak da gören bir anlayış kapsamında tanıtım gezileri düzenledi, toplantılarımıza katıldı, öneri ve projelerini bizlerle paylaştı. Son olarak da, geçtiğimiz hafta İzmir’de beraber olduğumuz sırada yaz aylarında Ankara’ya günübirlik turlar düzenleyeceklerinin müjdesini verdi.
Bunu ileride ATİD olarak geliştire bileceğimiz müşterek programların bir başlangıcı olarak kabul ediyoruz. Hedefimiz Ankara’nın çevresine de hitap eden bir konaklama merkezi olarak tur operatörlerinin programlarındaki yerini tekrar almasıdır.
Üzerinde çalıştığımız Ankara Kalesi projesi bu anlamda önemini koruyor. Bir başka çekim noktamız ise Altındağ Belediyemizin Ankara’ya armağanı olan, Kentsel Tasarım Ve Sağlıklaştırma Destinasyonu, Hamamönü. Proje bu yıl, Kültür Ve Turizm Bakanlığı’nca ‘Avrupalı Seçkin Turist Destinasyonu Seçildi. Bundan sonra yapılacak projelere de cesaret verecek bir nitelik kazandı. Bunun yanında Ankara Turizm Dünyasında bu projeyle yeni bir tanıtım ve çekicilik imkanına kavuşmuş oldu.
Anadolu Turizm İşletmecileri Derneği (ATİD) olarak Ankara başta olmak üzere görev bölgemizdeki 59 ilin kültürel turlar anlamında tur programlarında yer almasına yönelik projeler üzerinde çalışmaktayız. Bünyesinde bir tur operatörünün de bulunması nedeniyle uçtuğu noktaları birer destinasyon olarak değerlendirebilen SKY AIRLINES, ANADOLUJET ve diğer havayollarına göre bu anlamda farklı bir konumda bulunuyor.
Sky Airlines Antalya, İstanbul, Ankara, İzmir, Diyarbakır, Van ve Trabzon arasında tarifeli uçuşlar yanında, İstanbul ve Antalya’dan Kayseri’ye seferler düzenliyor.
OCAK ayında başlayan iç hat uçuşları ile 150 binden fazla yolcuyu müşteri memnuniyeti ile taşıdıklarını açıklayan Kayı Grup CEO su ve SKY Havayolları Genel Müdürü Tahir GÖRGÜLÜ’nün uçtukları yerlerde ve çevresinde turizmi hareketlendirmeyi hedeflediklerini belirtmesini, Antalya çıkışlı Ankara uçuşları için de geçerli bir hedef olarak değerlendiriyoruz.
Turizmin Ankara ilinin tümünde gelişmesinin ağırlığını ulaşım noktası olarak havaalanı taşıyacak. Bu manada Hava alanlarında ve Sky Airllines gibi yüksek ölçüde turist taşımacılığı yapan hava yollarımızın Ankara ve tüm Anadolu çıkış noktalarının tanıtımı açısından bir kazanç olduğunu düşünüyorum. Bu arada kendilerine yeterli tanıtıcı malzemenin sağlanması halinde gerekli katkılarda bulunacaklarını da umuyoruz.
Yazının Devamını Oku