Yeni turizm türü müjdesi

KARADENİZ Bölgemizi bu kez bir başka yönüyle tanıdık. Denize ulaşırken Kızılırmak Deltasının Bafra Bölümünde, bize kardeşlerimizi getiren Leyleklerin Apartmanlarını, Kara Bademlerin (Mandaların) özgür yaşadıkları alanları ve Kuş Cennetlerini sizlerle de paylaşmayı düşünüyorum.

Ankara’dan çok güzel bir karayolu bağlantısı ile ulaşabiliyorsunuz buraya; diğer bir ulaşım imkanı iç ve dış uçuşlara açık Samsun-Çarşamba Havaalanı.
Ankara’dan gelecek okurlarımıza yol üzerinde Çorum’a uğramalarını; Boğazkale ve Yazılıkaya’da Hitit uygarlığının izlerini görmelerini ve Çorum’un leblebisini geleneksel sunumu yanında hediye paketleri içinde satın almalarını öneriyorum. Ankara’dan başlayıp Bafra ve Sinop’a kadar uzanan bu yol güzel bir hafta sonu seçeneği.
Bafra Deltası’nın Aygaz Leylek evleri buraya özgün bir model; 50 yıldır kuş evi üreten Doğanca’lı Osman Ustayı tanıdım. Bunları bana tanıtan ise, Aygaz Leylek evlerinin fikir babası Hamit Genç; bu uçsuz bucaksız güzelliğe katkıda bulunan, kuş cennetinin tanıtılması için çeşitli aktiviteler yapan, nadir insanlardan. Hamit Ağabeyin bir başka hayali de, kuş gözlemcilerine tekrar geldiklerinde içinde konuklarını görebilecekleri bir AYGAZ leylek evi platosu hediye edebilmek.

Sonsuzluğu yaşatacak

Bafra özgünlüğünü korumaya çalışan, ticaretin ve sanayinin yoğun olduğu yaşanabilir bir yerleşim birimi. Kaymaklı lokumunu, Bafra nokulunu geleneksel tatları ile yaşatmaya çalışan Zalpa bir yerel teşebbüs; Bafra Pidesini Bafra’da yapılmış haliyle tadabileceğiniz fırınlar ve bunlara lezzetini veren hammaddeyi sağlayan ise Bafra Deltası.
Çevre ve Orman Bakanlığı’nın Sulak alanların korunması ve geliştirilmesini amaçlayan projelerinden biri olan Kızılırmak Deltası ekonomik değeri yanında yüksek turizm potansiyeline de sahip. 400’e yakını buraya özgü bine yakın kuş türünün yaşadığı dünya otoritelerinin onayladığı bir delta burası.
Kuş gözlem merkezleri en yeni teknoloji ile donatılmış; bitki, kuş ve balık türlerinin sergilendiği müzesi, toplantı ve değerlendirme salonları ile profesyonelleri bekliyor. Doğa sevenler için ise doyamayacakları kadar çok imkan var. Endemik bitkiler, doğayı mesken tutmuş atlar, size sonsuzluk kavramını yaşatacak bir ufuk çizgisinde soluk alabileceğiniz, hayatın doğal yaşanabileceği ve leyleği havada görmenin kesin olduğu bir ortam burası. Sulak alanlarının büyük bölümünü son 20 yılda kaybeden Anadolu için değeri giderek artan bir önem kazanıyor.

Piknikte koruma

Dostumuz Hamit Ağabey sayesinde bu ortama değer katan insanları da tanımış olduk. Mısır yapraklarından el emeği göz nuru ile ürettikleri işler için pazar arayışı içindeler. AB fonları ile desteklenen projeler öz veri ile ilerliyor. Bir de yöre halkının piknik anlayışının değiştiğini, gezdikleri yerleri korumaya özen gösterdiklerini ve piknikten birer gözlemci, gittikleri yeri hisseden insanlar olarak döndüklerini duydum ve bunu tüm okurlarımıza tavsiye etmek istedim.
“Sağlıklı sulak alanlar, Sağlıklı İnsanlar” ilkesi ile dünyada sulak alanların korunmasının önemini ortaya koyan Ramsar Sulak Alanlar Sözleşmesi’nin tarafı olan ülkelerden biri olarak dünya ekolojisinin önemli bir alanı olan Kızılırmak Deltasının hemen yakınındaki, Yeşilırmak Deltası da aynı derecede önemli. Çevre ve Orman Bakanlığı’nın ülke çapında başlattığı Doğa Harikaları ve Kuş Cennetleri Projesi’nin ilk uygulamalarını burada gördüğümde, yeni bir turizm türünün tanıtılmaya hazır beklediğini de müjdelemenin mutluluğunu yaşamaya başladım.
Yazarın Tüm Yazıları