30 Nisan 2011
TİCARET müşavirlerimiz Devlet Bakanımız Sayın Zafer Çağlayan’ın daveti ile Ankara’da bir araya geldi.
TUROFED adına katıldığımız bu toplantıyı aynı zamanda Anadolu Turizm İşletmecileri Derneği (ATİD) olarak zorunluluk olmadıkça, özellikle kamu toplantılarının, Ankara’da yapılması yönündeki çağrımıza bir yanıt olarak nitelendiriyoruz. Toplantı sonrası 11 ilimizin de ziyaret edilecek olmasını bundan sonraki programlar için örnek alınması gereken bir uygulama olarak değerlendiriyoruz. 89 ülkede görev yapan 187 Ticaret Müşavirimiz, hiç de yabancı olmadıkları Ankara’yı, bulundukları ülkelerde tavsiye edebilecekleri şekilde kongre ve toplantı turizmindeki imkanları açısından da tanımış oldular.
Müşavirlerimiz Sayın Başbakanımız tarafından da kabul edildiler. Bu kabul sırasında Sayın Başbakanımızın ifade ettiği gibi günümüzde bir ülkenin dünya üzerindeki yeri artık ekonomik gücü, diplomatik ve kültürel etkinliği ile ölçülüyor.
AVUSTURYA MODELİ
Müşavirlerimiz de Anadolu’yu gezdiklerinde bu gelişimi ve bulundukları ülkelerde önerebilecekleri kültür ve turizm kentlerimizi de görmüş olacaklar. Kendilerini Kültür ve Turizm Müşavirlerimizin birer desteği; olmadığı yerlerde turizmciler olarak bizim müşavirimiz olarak da görüyoruz. Bu ziyaretleri sırasında Anadolu’da turizm açısından verebilecekleri dış desteklerin etkisini daha ayrıntılı gösterebileceğimizi umuyorum. Sayın Çağlayan’ın müşavirlerimizi Türkiye’nin hizmet ticareti alanında da dünyadaki yerini alması için göreve çağıran; yapılanmada ticari temsilciliği bu anlamda da görevli kılan, Avusturya Modelinin benimsendiğini açıklamasını da burada önemle hatırlatmak istiyorum.
Toplantı sırasında dünyada devam ettirecek nesli olmadığı için gelecek 20 yılda kapanması beklenen 2 milyona yakın firmanın ekonomimizin dışa açılması açısından değerlendirilmesi gereken bir imkan olduğu görüşüne yer verildi. Ticaret Müşavirlerimize bu değerlendirme sırasında dünya çapında iş yapma becerisini kazanmış olan turizm firmalarımızın unutulmamasını; bu yolla turizm ihracı açısından da önemli katkılar elde edilebileceğine dikkat çekmek isterim.
Yazının Devamını Oku 23 Nisan 2011
BEREKETLİ hilali sulayan Dicle’yi, Diyarbakır’da İçkale’den izlerken arkeoloji dünyasının, uygarlığın doğum noktası olarak kabul ettiği Anadolu topraklarındaki tüm yerleşimlerimizin, birer kültür kenti olduğuna bir kez daha inandım. Başarılı Kalkınma Ajanslarımızdan biri olan Karacadağ Ajansına bağlı Turizm Platformu’nun davetlisi olarak bulunduğum Diyarbakır’da, görüşlerimi ilgili ve yöresi için bir şeyler yapmanın gayreti içindeki kişilerle paylaşabilmekten de ayrıca mutlu oldum. Diyarbakır ve bölge illerindeki insanlarımızın da, korudukları zengin mirasın nimetlerinden yararlanmayı da hak etmiş olduklarını değerlendiriyorum.
Diyarbakır’da bulunduğumuz günlerde yaşanan bazı olayları çoğu Diyarbakırlı gibi biz de televizyonlardan izledik. Diyarbakır, zenginlikleri ve ayrıcalıklarıyla bütün Türkiye’nin, bütün insanlığın sahibi olduğu, yaşamayı ve paylaşmayı hak ettiği bir kent. Güvenlik endişeleri ile sahip olduğu otantik varlıkları ve zenginliklerinden insanlığın mahrum kalması döneminin de sona ermesi gerektiğini düşünüyorum.
ÖNEMLİ BİR POTANSİYEL
Türkiye’nin kitle turizminde, dünyanın 50 yılda geldiği aşamayı 20 yılda yakalaması gibi, kültür turizminde de aynı hızlı hamleyi yapacağına inanıyorum. Avrupa’daki bilinen kültür kentleri uzun yıllardır bir alışkanlık haline geldi ve kültür gezginleri dünyada yeni yerler arıyorlar. Başlarken de ifade ettiğim gibi, Anadolu toprakları 12 bin yıla varan arkeolojisi yanında yaşanan ve koruduğu kentleri ile de önemli bir potansiyele sahip.
Bu anlamda batılı tur operatörleri, uzun yıllardan sonra Anadolu’yu, tekrar güçlü olarak programlarına almaya başlamıştır. Dünyanın, insanlığın değer verdiği her şey anlamında ETİK Turlar adıyla tanıştığı yeni akımın hedefi de, özellikle UNESCO’nun Dünya Miras Listesine aldığı yerler ve doğal zenginliklerdir. Diyarbakır’ın bu anlamda en kısa sürede Dünya miras listesinde yer alması için gerekli çalışmaların hızla yerine getirilmesi gerekiyor.
AVRUPA İLE EŞDEĞER
Turizm Platformu’nun çalışmalarını iyi yetişmiş, konularına hakim görünüşleri ile de yerlerini dolduran uzmanlardan dinledik. Karacadağ ajansı gibi çalışan Kalkınma Ajanslarını bir gelişim, bütünleşme ve uyum şansı olarak değerlendirdim. Bu takdimlerde Diyarbakır; turizm değerlerini tanıtmak açısından, son yıllarda önemli mesafeler almaya başladığını; Turizmde Diyarbakır gerçeğinin dünyaya tanıtılması noktasındaki çabaların fuarlara taşındığını gördüm. Bana göre Diyarbakır, kültür turizmi açısından, Avrupa’daki örnekleriyle eş değer olmaya adaydır. Merkezi yönetimlerin ve yerel yönetimlerin oralarda özgünlük adına sağladığı imkanlardan da daha fazlasını hak etmektedir.
Bu arada ilgili meslek kuruluşunun önderliğinde başlatılan taksilerin yenilenmesi kampanyasının yerindeliğini turizm alanında güçlerimizi, fikirlerimizi, vizyonumuzu birleştirerek, yapılabilecekler için bir örnek çalışma olarak tanıtmak ve kendilerini kutlamak istiyorum. Diyarbakır’da tüm taksiler kombi tipi rahat araçlarla, tek tip olarak yenilenirken, geleceğe hazırlanan bu kentte meslek mensuplarına bir eğitim verilmesi ihtiyacı da gündeme geldi.
Kendine özgü bir mutfak, kent planlaması, yönlendirme ve kentin turizm amaçlı değerlendirilmesi açısından Anadolu Turizm İşletmecileri Derneği (ATİD) ve TÜROFED olarak üyelerimizin yanında olmak açısından çalışmalara başlayacağız.
Yazının Devamını Oku 16 Nisan 2011
CUMHURİYETİMİZİN köklü kuruluşlarından olan Türk Hava Kurumu, bizleri model uçakları ve İnönü’deki kursları ile uçmak ve ufkun ötesini görmek düşüncesi ile tanıştıran bir kurum olarak zihnimizde yer etmiştir. “İstikbalini göklerde arayan gençlere yardımcı olmak istiyoruz” ve “Havacılık bu ülkede çığ gibi büyüyor, bu büyümeye ayak uydurmamız lazım” düşüncesinden yola çıkarak kurduğu Türk Hava Kurumu Üniversitesi’ni turizmciler olarak da sevinçle karşılıyor; eğitim dünyamıza hoş geldin diyoruz.
Türkiye’nin havacılık ve uzay alanında ihtiyaç duyduğu personelin karşılanması amacıyla kurulan Türk Hava Kurumu Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Ünsal Ban seçilmiş olmasını da sektörümüzün bu konudaki ihtiyaçlarının karşılanmasında bir şans olarak değerlendiriyoruz. Havacılık ve uzay alanında Türkçe yükseköğretim verilecek üniversitede, uzay mühendisliği, havayolu işletmeciliği, havaalanı işletmeciliği ve kabin hizmetleri yanında, üniversitenin Ankara ve İzmir’deki pilotaj bölümlerinde de lisans düzeyinde pilotluk eğitimi alınabilecek.
GÜZELLİĞİ GÖLGELİYORDU
Son yıllarda gerçekten çok modernvarış noktaları (terminaller) inşa ettik; bir ülkeye ya da şehre gelişte ilk ve son izlenimlerin elde edildiği varış noktalarındaki binaların çağdaş yapılarına rağmen çalışanlarda görülen eksiklikler bu güzellikleri gölgelemeye başlamıştı. Çeşitli yazılarımda değindiğim ve okurlarımızdan da des-tekleyen mesajlar aldığım bir konudur bu.
Yazının Devamını Oku 9 Nisan 2011
TURİSTİN Not Defteri Köşemizin yaş günü nisan ayı. Bu yazımızla dördüncü yılımıza başlıyoruz; ilk 100 yazımızın yer aldığı kitabımız da yayınlandı. Siz sayın okurlarımızın esirgemediği katkıları ile turizmle ilgili tüm konularda önerilerimizi görüşlerimizi aktarmaya çalıştık ve en önemlisi bunların çeşitli kuruluşlar tarafından örnek alındığını projelere konu edildiğini gördük.
Dünya seyahat ve turizm sektörünün ekonomik büyüklüğünün yaklaşık 1 trilyon 300 milyar dolar olduğu ifade ediliyor. Sektör, yaklaşık 7,8 milyon kişiye istihdam sağlıyor. Türkiye’nin giderek büyüyen sektörü turizm sadece gelen turist sayısı ve özellikle yabancıları dikkate alan sayıların yetersiz verileri ile ölçülmenin dar geldiği bir çerçeveye oturuyor. Ölçme ile ilgili istatistik metotların yetersizliği tartışılırken olay kendiliğinden ilerlemesini sürdürüyor. Sektörler arası ekonomik girdi-çıktı değerleri ile ifade edilmesi gereken milli ekonomiye olan katkıları, çoğaltan etkisini içeren tespitler yapılmadan bu önemli ekonomik sektörün katkılarını kamuoyunu tatmin edecek şekilde anlatmak mümkün olmuyor. Uygulamalar ise YPK Kararı ile yürürlüğe konan 2023 Strateji Planı ile tesadüfen çakışıyor.
Turizm sektörünün ilki
Bu boyuttaki bir sektörde ekonomi yanında toplumsal ve hukuki alanda yeni ilişkiler oluşması ve bunlara bağlı olarak kendi kurallarını oluşturması da beklenen bir gelişmedir. Gelişmeyi fark eden kurumlardan, sosyal amaçlı projeleri ile (Gelincik Projesi) önplana çıkan, Ankara Barosu’nun öncülüğünde Antalya Barosu’nun işbirliği ile Barolar Birliği tarafından Turizm Hukuku Sertifikalı Eğitim Programı düzenleniyor. 29 Nisan–1 Mayıs tarihlerinde Antalya’da yapılacak seminer Turizm sektörünün ilklerinden olacak. Program Gazi Üniversitesi Turizm Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mithat ÜNVER ve Anadolu Turizm İşletmecileri Derneği (ATİD)’in katkıları ile hazırlanıyor.
Turizm Hukuku’nun bir ihtisas alanı olarak gelişmesi anlamında önemli bir başlangıç olarak nitelendirilen Seminerde turizmle ilgili yasalar, uygulamadan örnekler ve uluslararası ilişkiler uzmanlar tarafından hukukçularla paylaşılacak. Turizm hukuku seminerinin bundan sonra uluslararası bir proje olarak da uygulanması imkânı olabilecek. Bu bağlamda turizme gösterilen yakın ilginin devamı açısından TÜROFED olarak üyesi olduğumuz Avrupa Birliği’nin meslek kuruluşu olan HOTREC ile bir proje yapılması konusunda yardımcı olabiliriz.
Mesleğin içinden gelenler
Bu yazıyı sizlerle paylaştığımız günlerde 12 Haziran’da yapılacak Genel Seçimlerin aday belirleme süreci tamamlanmış olacak. Pazartesi günü Yüksek Seçim Kurulu’na verilecek listede tüm partilerin turizm sektöründen gelen meslektaşlarımıza yer vermelerini bekliyoruz. Turizm sektörünün bugünkü yapısı turizmdeki mesleki ve sektörel gelişimle paralel olarak ortaya çıkan ihtiyaçların özgün turizm hukuku ve mevzuatı yanında genel kurallarda özelliğine uygun olarak yer almasını gerektirmektedir. Bu da komisyonlarda ve Genel Kurul’da mesleğin içinden gelen turizmcilerin katkısı ile en doğru biçimde sağlanabilecek; mevzuat ve hukuk bu gelişimi destekleyecek bir yapıya hızla cevap verebilecektir.
Yazının Devamını Oku 2 Nisan 2011
KIŞ turizmi imkanlarımızı Erzurum’daki olimpiyatlarla dünyaya duyurduğumuz güzel bir kış mevsiminin ardından yaz tatili için planların yapıldığı, erken rezervasyon seçeneklerinin son günlerini değerlendirme aşamasına geldik. TÜROFED’in desteklediği EMITT Fuarı ile başlayan tanıtım dönemi uluslararası turizm fuarları ile sona erdi. Bu dönemde yerel seçimler sırasında bizlere turizm konusunda sözler veren değerli Belediye Başkanlarımızın bu vaatlerini tutma yönünde gösterdikleri çabalara tanık olduk. Anadolu Turizm İşletmecileri Derneği (ATİD) olarak da birlikte çalıştığımız Anadolu’daki Kalkınma Ajansları ve yerel yönetimler işbirliği halinde fuarlara isimlerini taşıdılar, gerçekten başarılı izlenimler bıraktılar. Kuruluşlarını tamamlayan ajanslarımız turizm ve tanıtma açısından gerçekten hızlı bir gelişme gösterdiler; uluslararası alanda da başarılı çalışmalar yaptılar. 20 Nisan’da Karacadağ Kalkınma Ajansı’nın daveti ile Diyarbakır Turizm Platformu çalışmalarına katılacağız.
ÇAĞDAŞ İLETİŞİMİN ÖRNEĞİ
Yenimahalle Belediyesi’ne geçen hafta yaptığımız ziyaret sırasında gördüğümüz profesyonel ilgi ve çözümleyici yaklaşımları yerel yönetimlerin toplumla kurmaya başladıkları çağdaş iletişimin bir örneği olarak değerlendiriyorum. Kaynağını Turizmci Başkan Sayın Fethi Yaşar’ın olumlu yaklaşımı ve bakış açısından alan; konulara hakim ve beldenin yararına katkılar sağlamak isteyen bu çalışma anlayışının çeşitli kültürel etkinliklerle de tamamlandığını gördük. Belediye hizmetlerini yerinde sağlayan Semt Birimlerine kurslar ve kültür faaliyetleri ile de yönetişim anlayışı ile uyumlu bir nitelik kazandırılmış. Dünya Tiyatrolar Günü’ne iki temsille katkı sağlayan Belediyemizin yaptırmakta olduğu Kültür Merkezi’nin de Ankara’ya önemli katkıları olacağına inanıyoruz.
HAYMANA’DAKİ GELİŞME
Bu hafta Ankara’nın kaplıca turizmi yönünden gelişmekte olan ilçesi olan Haymana’daydım. Yıllar önce geleneksel yapısı ile tanıdığım beldede her seferinde önemli gelişmeler izliyorum. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca belirlenen Termal Turizm Merkezleri’nden biri olan belde, bakanlığın 74 bin yatak kapasitesini içeren son tahsis listesinde de yer alıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan belgeli ilk kaplıca otelleri arasında olan Cimcime Oteli’nin ve yanındaki belediye kaplıca tesislerinin de yenilendiğini gördüm. Devre Mülklerin yanı sıra profesyonel anlamda hizmet verilen Doktorun Oteli ve yapımına başlanmak üzere olan 500 yataklı Kaplıca Oteli ile Haymana yakında bir Kaplıca Şehri (Termal Su Şehri) karakteri kazanacak.
Bu yapı Büyükşehir Belediyesi’nin teknik desteği ile hazırlanan rekreasyon amaçlı planların uygulanması, yörenin ihtiyacına cevap verebilecek bölümleri olan Ankara Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu’nun ve en önemlisi yerel yönetimlerin destekleri ile gerçek yerini bulacak.
Dileğimiz bu yapılanmanın alt yapısı ve araçları ile ulaşım da dahil olmak üzere kaynakların doğru kullanıldığı bir çerçevede, kaplıca şehri anlayışına uygun olarak tamamlanması. Bu bağlamda yılda 200 bin kişinin geldiği yörenin geleneksel anlamda konuklarla yaşamaya alışmış halkını ve başarılı çalışmalar yapan belediyeyi gelişimin güvenceleri olarak kabul ediyorum.
Yazının Devamını Oku 26 Mart 2011
SİYASİ partilerin milletvekilliği için aday adaylığı başvurularını kabul etmeleri seçim döneminin başladığının ilk işaretleridir; ülkede harcamaların arttığı bir dönemdir. Seçim ekonomisi kavramı her ne kadar olumsuz anlamda kullanılsa da bazı uygulamalar bunu turizm sektörü açısından tersine çevirebilmektedir. Binlerce adayın seyahat ve konaklama başta olmak üzere hareket etmelerinden kaynaklanan harcamalar sektörler arasında dağılırken turizmin de bundan kendine düşen payı aldığını izlemekteyiz. Önümüzdeki dört yıllık dönemde de alınacak önlemlerle seçim ekonomisinin sadece olumsuz tanımları ile anılan bir kavram olmadığını turizm başta olmak üzere diğer sektörlerde oluşturacağı etkilerle daha yakından tanıyacağız.
12 Haziran’a kadar devam edecek bu süreç çeşitli partilerin aday adayı başvurularından önce genel merkezlere yapılan ziyaretler, arkasından başvuru süreçleri ve eğilim yoklamalarından oluşuyor. AK Parti’nin aday belirleme yöntemleri arasında geçtiğimiz hafta yapılan eğilim yoklamasının ardından bu hafta başlayan 5 bin civarında aday adayının katıldığı mülakat yöntemini Ankara turizmi açısından seçim ekonomisi kavramını tersine çevirecek bir uygulama olarak değerlendiriyorum.
Mülakat merkezi olarak Ankara’nın seçilmiş olmasını da toplantıların zorunluluk olmadıkça Ankara dışında yapılmaması düşüncemizle uyumlu örnek bir gelişme olarak nitelendiriyorum. Diğer partilerden de başvuru ve değerlendirmeler için şehrimize gelecek aday adaylarının toplamının 10 binin üzerinde olacağı tahmin ediliyor.
Konuklarımızın turizm işletmelerinin huzurlu ortamında tanıyacakları Ankara’da bundan sonra yaşayacakları günler için de ilk izlenimlerini edinecekler ve bir Başkent’li olarak da kültür ve turizm konusunda bizlere olan desteklerini esirgemeyecekler.
EFES DUVAR RESİMLERİ
Anadolu’nun kültür yaşamına açılan Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde, müzelerimizden alınan eserlerin iadesi konusunda gösterdiği çabaların olumlu sonuçlarını izlemekte olduğumuz Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a Avusturya Büyükelçiliği tarafından “Büyük Altın Şerit Şeref Madalyası” verildi.
Efes Şehri’nin Avusturya ile aramızdaki köklü ilişiklerin devamında taşıdığı önemin vurgulandığı ödül töreni sırasında “Efes Duvar Resimleri” adlı kitabın tanıtımı yapıldı. Avusturya Arkeoloji Enstitüsü’nün 1895 yılından itibaren Türkiye ve Avusturya’dan çeşitli kurumların desteği ile sürdürdüğü kazı sonuçları ile ilgili bir fotoğraf sergisi de yer aldı. “Antik Çağdan Günümüze Kütüphaneler” temasının işleneceği Kütüphaneler Haftası 27 Mart günü Efes Celsus Kütüphanesi’nde uluslararası katılımla gerçekleştirilecek
Efes Arkeoloji Müzesi’nin de katıldığı Türkiye’nin en uzun süre devam eden arkeolojik kazısında bugüne kadar çok önemli yapılar gün ışığına çıkarıldı ve Yamaç Evler aslına uygun restore edildi. Yıllık 2 milyon ziyaretçiye ulaşan Antik Şehrin içinde, Müze Kartın geçerli olmadığı, bir bölüm olarak ziyarete açıldı.
Yarın Dünya Tiyatrolar Günü. Tüm Türkiye’de her gece perdelerin açıldığı bir dönem yaşamanın mutluluğu ile Bir dönem aralarında olmaktan mutlu olduğum Türk tiyatrosuna katkıda bulunan değerli tiyatrocularımızın, tüm tiyatro severlerin Dünya Tiyatrolar Günü’nü kutluyorum.
Yazının Devamını Oku 19 Mart 2011
GENEL seçimlerin hemen sonrasında başlayacak bir tatil dönemine hazırlanıyoruz. Genel seçim tarihi tatil döneminin dışında belirlendi.Okurlarımıza yaz aylarına denk gelen seçim dönemleri için kullanılan “sandıktan önce de tatil, sandıktan sonra da tatil” düşüncesinden uzak, bölünme ihtimali olmayan bir tatil ortamı diliyorum. Türkiye’de tatil anlayışına çağdaş ülkelerdeki yapılanmayı getiren bir uygulama olan erken rezervasyon döneminin sonuna geldik. Tatil kararlarının erken verilmesi ve yerlerin seyahat acentelerinden yüzde 40’a varan indirimlerle ayırtılması (rezervasyon) döneminin sonunda geçen yıla göre yüzde 50 daha fazla katılım ve çeşitli yörelere yayılan bir tatil yelpazesi yakalanmış oldu. Erken rezervasyon döneminin sona ermesi, tatil seçeneklerinin de tükendiği anlamına gelmemektedir. Yurtiçi ve dışını kapsayan pek çok seçenek halen seyahat acentelerinde satışa hazır beklemektedir.
TANITIM GÜNLERİ BAŞARILI
Çifte rezervasyon konusunda tatilcilerin endişe duymasına gerek olmadığını bir kez daha vurgulamak istiyorum. Konu, bürokratların zamansız çıkışı ile gündeme geldi ve Sayın Bakan da uluslararası ortama turizm İşletmelerini tehdit eden bir üslupla taşıdı. Olayın olumsuz bir sonuç oluşturmaması, her zaman olduğu gibi, işletmelerimizin sağduyulu davranışları ile mümkün olmuştur. Turizm işletmeleri için rahat bir çalışma ortamı sağlamak ve diğer kuruluşlarla bu amaçla eşgüdüm oluşturmakla görevli bir bakanlığı olan turizm işletmelerinin Berlin Turizm Borsası (ITB) ortamında, verilecek cezalarla anılması alışılmış söylemlerden değildir.
Hükümetlerimizin özellikle ulaşım alanında gerçekleştirdiği yatırımlar sonucunda Anadolu’da turizm giderek güçlü hale gelmektedir. Sayın Başbakan’ın TÜROFED Genel Kurulu’nda dile getirdiği Anadolu’da turizm yatırımı konusunun ilgi görmeye başladığını bize ulaşan ve kendilerine yardımcı olduğumuz taleplerden memnuniyetle izlemekteyiz.
Ayrıca Anadolu’da sağlanan gelişmeler paralelinde kalkınma ajansları, valiliklerin desteği ile başarılı tanıtım günleri düzenlemektedir. Ankara’da bir gelenek haline gelen tanıtım günlerinin yerinde yapılacak etkinlikler şeklinde gelişmesi talebin efektif hale gelmesini kolaylaştıracaktır.
TURİZM İÇİN REHBER
Ankara Valiliğinin başlattığı turizm hamlesi kapsamında EMITT’ teki tanıtım faaliyetinin devamı valiliğin ve Kalkınma Ajansı’nın ilgisizliği nedeniyle Berlin ve Moskova’da devam ettirilememiştir. Ankara Kalkınma Ajansı’nın buralarda izleyici değil; Anadolu’daki ajanslar gibi etkili ve katılımcı olarak yer alması Ankara turizmi açısından bir beklentiydi.
Son yılda verilen desteklerle oluşan turizm ortamında, özellikle Erzurum’daki Kış Oyunları’ndan sonra kış turizmi konusunda da etkili önlemler alınmaktadır. Kış turizmi için planlanan yatak kapasitesinin 65 bine çıkarılması bu alandaki yatırım ve pazarlama çalışmalarında da yeni önlemleri gerekli kılmaktadır.
Söz gelimi Avrupa pazarlarında olduğu gibi kış tatili yapmak isteyenler için de bir erken rezervasyon dönemi başlatılabilir. Ankaralılar için Ankara Hürriyet’te günlük olarak yer alan Ankara Rehberi benzeri bir sayfanın tüm Türkiye için Hürriyet Seyahat Ekinde yer alması iç turizme olumlu katkılar getirecektir.
Yazının Devamını Oku 12 Mart 2011
Anadolu’yu bir ulaşım merkezi haline getiren, turizmin geleceğini belirleyecek kazanımlar sağlayan, havayolu işletmelerimizin tümünü başarılı çalışmaları nedeniyle kutlamak istiyorum.
Tüm dünyaya ve her kentimize doğrudan ulaşabiliyoruz. Sayın Başbakanımızın da üzerinde durduğu gibi uçaklar artık herkesin yararlandığı bir ulaşım aracı haline geldi. Havayolu halkın yolu oldu. Havaalanları kentlerimizin tamamlayıcısı ve marka değerini oluşturan bir karakter kazandılar.
Esenboğa’nın Anadolu’da bir merkez haline gelmesinin yolunu THY açtı.Uçuşlarına Ankara’dan Bakü, Batum, Gökçeada ve Gazipaşa’yı dahil eden Anadolu Jet’ten sonra, SUNEXPRESS’in de Ankara çıkışlı Avrupa uçuşları devam ediyor. Sun Express’i bu kez Ankara-Frankfurt uçuşu ile anlatmak istedim. SUNEXPRESS bankosunda, özel güvenlik görevlilerinin girişteki nazik olmayan tavırlarını unutturan güzel davranışlar uçuş süresince bildiğimiz, alıştığımız servis anlayışı ile devam ediyor.
İLHAM GENCER’İN İZLERİ
Havaalanından 15 dakikada ulaşılabilen Zeil’daki alışverişten sonra Eski Sheraton Arabella Otel’in lobisi müzik eşliğinde bir dinlenme köşesi.Römer ve Main kıyısındaki Müzeler bölgesi (Frankfurt Museumsufer) her zaman ve “Müzeler Gecesi” ve “Museumsufer Festivali” sırasında mutlaka gezilmeli. Daha sonra da 2004–2005 döneminde piyano üstadımız İlham Gencer’in unutulmaz izlenimler bıraktığı Meridien Otel’deki Casablanca barı öneriyorum. Otellerdeki barların Türk şefleri bu konuda eserler vermiş, dünya ölçüsünde tanınmış içecek uzmanları. Frankfurt Müzelerinde de kendilerini kabul ettirmiş dostlarımız var. Başarıları ile övüncümüz olmaya devam edeceklerine inanıyorum.
Şehrin merkezindeki Kültür Ataşeliğimizin TÜRKEI yazısı bir anda burada Türkiye’nin zor anlarında görev yapan başarılı ataşelerimizi hatırlamama neden oldu. Frankfurt Türkiye’nin ilk turizm temsilcilikleri arasında; işlevi de Almanya medya ve seyahat dünyasında sahip olduğu yeri nedeniyle hep önemli oldu. Başarılı bir görev süresini daha tamamlamak üzere olduğunu öğrendiğimiz Ataşemiz Raci Karaca ve önceki dostlarımıza bundan sonrası için de katkılarının devam edebileceği ortamlar dilemek istiyorum.
FRANKFURT’TA KARLA YAŞAMAK KEYFİ
Frankfurt ve Ankara’da aynı hava şartları yaşadığında orada hayat normal sürüyor; karla yaşamak bir keyif. Akşam saatlerinde arabalarını kilitleyip evlerine yürüyerek giden; ya da geceyi iş yerlerinde geçirenler yok. Ankaralılar Salı gecesi Frankfurt’a gidilecek sürede ancak Kızılay’dan evlerine gidebildiler. Turizmciler olarak önce kendimiz için yaşanabilir bir kent oluşmasını, sonra da konuk davet etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Büyükşehir’in yapması gereken hizmetlerin aksaması nedeniyle ilçe belediyelerinin yaşadığı durum kentte yaşamı zorlaştırmaktan başka bir işe yaramıyor. Frankfurt’la aramızdaki bir fark da bu olsa gerek.
Yazının Devamını Oku