Demet Özdemir, Oğuzhan Koç’la boşandıktan üç ay sonra Yunan DJ Sergio ile aşkını ilan etti yaptığı paylaşımla.
Daha hızlısı var: Alina Boz, Sezen Aksu’nun oğlu Mithat Can Özer ile ilişkisini bitirdikten 15 gün sonra bu kez Kazanova işletmeci Umut Evirgen’le birlikte olmaya başladı.
Kanunen bir beis yok, isterse akşamında yeni birini bulabilir taraflar. Peki ya duygusal olarak?
Biten ilişkinin makul bir “yas süresi” var mıdır? Ya da olmalı mı? Bakın flörtten, buluşmadan bahsetmiyoruz. Bunlardan biri evlilik, öbürü de dört yıllık ilişki, yani ha deseniz evlilik...
Seni-beni, dış kapının mandallarını geç, karşındaki kişiye hürmeten, yani özünde ilişkine, kendine hürmeten ne kadar beklemeli insan?
Çünkü bir ilişki boyunca, hele de yıllar süren bir ilişki boyunca çeşitli sözler veriyorsun karşındakine, bin bir plan proje yapıyorsunuz birlikte.
Bunlardan cayma süren, aklını/hafızanı silmen, gönlünü çitilemen ne kadar sürmeli?
Aslında ödül töreninden sonra konser ve dans gösterileri de planlanmıştı.
Ama kimsede ne şarkı söyleyecek, ne dans edecek ne de eğlenecek hâl vardı.
Çünkü kupaya katılan sporculardan biri, törenden bir gece önce Sömbeki Adası açıklarındayken kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti.
Nova takımının kaptanı Mustafa Erol, Sahil Güvenlik, 112 personeli ve takım arkadaşlarının bütün çabalarına rağmen kurtarılamadı.
Tören alanındaki dev ekrana yelken direğinin tepesinde çekilmiş görüntüleri yansıtılıyordu.
Yarışmanın sponsoru oldukları halde kendileri de ödül kazanan DHL ekibi dahil hiç kimse sevincini gösteremedi, buruk ama çok buruk geçti ödül töreni.
Paket servisi yok, denemek isterseniz ayaklarına gideceksiniz. Küçükçekmece’nin Cennet Mahallesi’nde küçük, köşe bir dükkân. İçeride 5, dışarıda 7 masa var. Fakat bu az sayıdaki masada inanılmaz bir sirkülasyon hâkim. Torununu getirmiş, birlikte döner yiyen dede de var, iki araba toplanıp gelmiş 8 kişilik arkadaş grubu da. Instagram hesabında valinin de fotoğrafı mevcut, belediye başkanının da... Oyuncu Kadir İnanır da müdavimi, siyasetçi Betül Sayan Kaya da...
Dönerden başka hiçbir yemek yok. İster porsiyon (160 lira), ister pilavla (195 lira), ister ekmek arası (80 lira) yiyebiliyorsunuz. Önden gelen salata ve turşu ikram.
Müdavimleri etin lezzetine varabilmek için porsiyon söyleyip lavaşın üzerinde yemenizi tavsiye ediyor. Karışık dana ve kuzu eti, soğan suyu, yoğurt, karabiber ve tuzla marine ediyorlarmış. Trabzon Sürmeneli Selami (Erbaş) Usta döner tekerleğinin başında. Önünüze tam kıvamında geliyor: Ne kıtır ne de kızıl.
İkinci, üçüncü...
Fiyatlar çok makul ama asla kafanızdaki rakamla çıkamıyorsunuz. Öyle lezzetli ki çoğunluk bir porsiyonla yetinmiyor; ikinciyi, üçüncüyü isteyen oluyor. Yetmiyor, kalkarken ‘şuna da mı götürsek, buna da mı götürsek’ oluyorsunuz. Sonuçta bir bakıyorsunuz ayran-dönere yine 600-700 lira para harcamışsınız.Rekortmen Ulaş Erdim
İkinciyi, üçüncüyü isteyenler yine masum. Bir de bu işin rekortmenleri var. Son rekor 1 kilo 450 gramla 2019’da kırılmış. Ondan önceki 1 kilo 350 grammış. Ulaş Erdim isminde, satış sorumlusu bir müdavim. Sonra üstüne çıkabilen olmamış. Bir insan bir oturuşta 1,5 kilo eti nasıl yer; satış sorumlusu değil, yeniçeri falan olmak lazım.
Burayı vaktiyle Vedat Milor da tavsiye etmişti “Yedikten sonra birçok dönerde olduğu gibi damağınızda donuk yağ tadı kalmıyor” diyerek. Haklı gerçekten, üstelik bu yaz sıcaklarında bile kuş gibi hafif çıkıyorsunuz dükkândan.
Nasıl dünyanın en zengin turistlerinin akın ettiği Saint-Tropez, Cannes, Monako’yu içeren Fransız rivierası varsa Antalya Belek de Türk rivierası olarak anılıyor.
Buradaki Gloria Serenity, Maxx Royal, Regnum Carya gibi lüks turizmin lokomotif tesisleri Avrupalı, Rus ve Arap zenginleri ağırlıyor.
Oteller birinci bant ve ikinci bant olarak ikiye ayrılıyor.
Mesela sahili olmadığı için Granada ikinci bant olarak kabul edilirken, kendi plajına sahip Susesi birinci bantta yer alıyor.
Biz sıradan insanlar Bodrum, Çeşme, Ayvalık, Kaş için pahalı diyoruz ya... Batılı zenginlerin, Rus oligarkların, Arap şeyhlerinin buralara döktüğü paralarla kıyaslandığında denizde kum tanesi gibi kalıyor.
Bu oteller arasında en ilginçlerinden biri, yenilenen Gloria Serenity. Çünkü sadece sahili yok, aynı zamanda içinden akarsuyu geçiyor: Acısu Çayı.
Goran Bregovic konseri için gittiğim otelde genel müdür Fethi İz ile laflıyoruz. Bu ultra zenginlerle ilgili başından geçen ilginç olaylar var mı diye merak ediyoruz.
Şöyle bir anısı var mesela:
Yaptıkları filmlerle bizi eğlendirdikleri gibi kendileri de çok eğleniyordu.
Çok uzun zamandır küs oldukları konuşuluyordu, en son Ahmet Kural’ın düğününde ortaya çıktı: Murat Cemcir ekürisi Ahmet Kural’ın düğüne katılmadı.
Nedeni sorulunca şöyle bir açıklama yaptı Cemcir:
“Sezonda yapımcı kimliğimle bomba gibi projelerimiz olacak. Sık sık yurtdışına gidip geliyorum. Tatili de erteledim. Evlilik kutsaldır. Evlenen her çifte ömür boyu mutluluklar diliyorum...”
Suya tirit bir açıklama bence.
Sosyal medya İstanbul’da bir kafede düzenlenen “speed dating” yani “hızlı flört” etkinliğiyle yıkılıyor.
Bekar insanlar birlikte oturup 4 dakika kadar sohbet ediyorlar, sonra başkalarıyla tanışmak için diğer masalara geçiyorlar.
Sohbetin konusu belli:
Kimsin, necisin, ne iş yapar, ne yer, ne içersin...
Eğer tanıştıkları bir kişiden elektrik alırlarsa organizasyon firması o kişilere iletişim bilgilerini veriyor.
Öncelikle şunu söylemeliyim, ben eski kafalı biriyim. Hâlâ organik tanışmalara, tesadüfi buluşmalara inanıyorum:
Yolda çarpışacaksın, kitaplar düşecek, yerden onları alırken göz göze geleceksin...
Rodos, Yunanistan’ın en güzel adalarından biridir. Zaten denizden baktığınızda Osmanlı’dan kalma minareleriyle Yunan değil de bir Türk adasına geldiğiniz hissini verir. Şimdiye kadar 19 bin kişi kurtarıldı alev cehenneminden.
Milliyet bu acı haberi çok güzel bir jestle manşetten duyurdu dün: Yunanca “Stekomaste dipla su” yani “Yanındayız” mesajıyla...
Tıpkı Türkiye’deki deprem haberini “Ben seni sevduğumi dünyalara bildirdum” şarkısıyla duyuran Yunan ERT kanalı gibi. Gurur duydum.
Adadaki söndürme çalışmalarına Türkiye de iki uçak ve bir helikopterle destek veriyor.
Yunanistan, kurulduğu 1830’dan beri sorunlu olduğumuz bir komşumuz.
Aynı zamanda hem İstiklal Caddesi’nin kalabalığını hem köprüyü gören, hem Tarihi Yarımada’ya hem Maslak gökdelenlerine bakan, hem Anadolu Yakası’na hem de Haliç’e hâkim başka manzara bilmiyorum. Üstelik 360 derece dolaşabiliyorsunuz mekânın dört yanını.
Taksim Meydanı’ndaki ikonik The Marmara Taksim otelinin 20 ve 21’inci katları restoran ve bar artık. Zaten bugüne kadar niçin atıl kalmış, asıl ona şaşırmak lazım.
Üst katın adı Upperist. Yemek yok, gece kulübü. 600 kişiyi rahat rahat alabilecek büyüklükte. Yüksekte olduğu için nasıl püfür püfür esiyor, inanamazsınız. Salı akşamı aşağıda meydan cayır cayır yanıyor, yukarıda Upperist’te insanlar garsonlardan şal istiyor. Yaz buhranının ortasında o üşüme, hafif ürperme hissi öyle keyifli ki...
İstediğiniz kadar güzel, istediğiniz kadar yakışıklı olun... Kusura bakmayın ama burada başrol İstanbul’un. Dalıp dalıp gidiyorsunuz şehrin caddelerine, sokaklarına. İşte bak, şurası Cihangir Akyol Yokuşu olmalı, şurası da Valikonağı...
O sırada DJ çok tatlı house müzikler çalıyor, isteyen olduğu yerde sallanıyor, isteyen sohbet ediyor. Harika bir parti mekânı ama işletmecileri burayı event alanı olarak konumlandırmak istemediklerini, arada sadece özel partiler yapmak istediklerini söylüyor.Okra’da menünün yıldızı kalamarlı kuskus
‘Levreğin her yeri’
Alt katsa Okra restoran. Yine muhteşem bir manzara var. Dünya mutfağı sunuyor; kum midyeli linguine, ağır ateşte dana yanak... Ama menünün yıldızı kalamarlı kuskus. Yabani semizotu ve alfredo sosla servis ediyorlar; acayip lezzetli. Fakat bir kusurcuğu var: Tabağı 620 lira. O kusurcuk aslında bütün yemekler için geçerli: Kuru dinlendirilmiş dana tartar ve açık ateşte karides gibi başlangıçlar 320- 1.200 lira, ağır ateşte dana yanak ve yedi baharatlı kuzu kol gibi etler 820- 1.850 lira, ızgara lagos ve ‘levreğin her yeri’ gibi balıklar 1.350-2.150 lira. Fakat bu ‘levreğin her yeri’ ilginç, balığı iki ayrı tabakta hem buğulama hem de ızgara olarak getiriyorlar önünüze.