Savaş Özbey

Araba kullanamayan erkekler-2

29 Eylül 2020
Yazar Emrah Serbes trafikte hiç tanımadığı üç kişinin canını aldı. Ödeyeceği tazminat belli oldu, infaz yasasından faydalanarak çıkması gerekenden daha erken çıkacak. Kendi başıma geldiğini düşünüyorum. İyiyim ben böyle ya. İnsanın peşini hukuk bıraksa, vicdanı rahat bırakmaz. Ne bu dünyada ne öbüründe...

Daha önce de yazmıştım, resmi olarak araba kullanabiliyorum, ehliyetim var. Ama onu da iki kerede mi, üç kerede mi ne vermişlerdi.

En sonunda sınava giren hocaya şunu dedim:

Beyefendi ehliyetsiz olmak ağırıma gidiyor, sadece onun için alıyorum. Benim bunu kullanacağım yok zaten.

Bu lafın sınavı geçmemde etkisi oldu mu, bilmiyorum.

Ama sözümü tuttum, sonra bir daha hiç direksiyon başına geçmedim.

Geçemem de zaten.

Bana çok karmaşık geliyor.

Nasıl yapabiliyorsunuz anlamıyorum:

Yazının Devamını Oku

Efsaneyle baş başa

28 Eylül 2020
Yüksek mimar ama mesleğini yapmadı. Gazetecilik ve sonra sinema eleştirmenliğine yöneldi ve bu alanda Türkiye’nin tartışmasız en saygın ismi. Legion d’Honneur nişanı sahibi. Bugüne kadar 60’a yakın kitap kaleme aldı, şu anda sağlık sorunları nedeniyle sinemaya gidemiyor ama hâlâ 4-5 yeni proje var kafasında. Duayen Atilla Dorsay’ı bu hafta ikilemli sorularda fena sıkıştırdım. Hiçbir soruya itiraz etmeden, politik cevaplara kaçmadan samimiyetle cevap verdi.

◊ Hangisine daha çok gülersiniz: Şener Şen mi, Kemal Sunal mı?
- Kemal Sunal hiç kuşku yok ki bu halkın en gözde komedyeni. Bugün, yarın ve daima! Ama kendi adıma, çok daha az filmde oynamış olsa da her birini bir mücevher gibi işleyerek birer karaktere dönüştüren Şener Şen’i tercih ederim.
◊ Nuri Bilge Ceylan mı, Zeki Demirkubuz mu?
- İkisini de çok severim. Nuri Bilge bir adım önde.
◊ Gelmiş geçmiş en iyi film seçmesinde finale bunlar kalsa... Oyunuz “Casablanca”ya mı olurdu, “Yurttaş Kane”e mi?
- Öyle iki filmi karşı karşıya getirmişsiniz ki... “Yurttaş Kane”, anlatım özellikleriyle sinema sanatına yollar açmış. Öbürüyse en klasik ögeleri kullanarak tüm duygularımızı ayaklandırmış. Yine de “Casablanca” dersem şaşmayın. Çünkü iflah olmaz bir romantiğim!

Yazının Devamını Oku

Sarı yazınız kutlu olsun

27 Eylül 2020
Aslında tam bir tarihi yok. Eylül ortası gibi başlıyor, ekim sonuna kadar yolu var. Sadece deniz-kum-güneş değil, kültür ve gastronomi gezileri için de biçilmiş kaftan... Gidemeseniz bile şöyle arkanıza yaslanın, gözlerinizi kapayın, bir 15 dakikacık olsun kendi astral sarı yaz tatilinize ışınlanın.

Bugün Seyahat ilavemizde harika bir “pazar haberi” var.
Melis Yılmaz imzalı yazıda “sarı yaz”ı en güzel değerlendirmek için 10 seyahat uzmanından 10 öneri sıralanmış: Kaleköy, Yedigöller, Cunda...
Gidemeseniz bile okuyup okuyup hayal kurun, içiniz açılacak.
Bilmeyenler için hemen sarı yaz nedir, kısaca anlatalım...
Aslında tam bir tarihi yok. Eylül ortası gibi başladığı varsayılıyor; yerine, coğrafyasına göre ekim sonuna kadar yolu var.
Yazın o bezdirici harareti elini ayağını çekmiş... Hatta akşamları hafif hafif ısırıyor.
Okullar açıldığı için çocuklu aileler şehirlere dönmüş... Etraf size kalmış, sessiz sakin.

Yazının Devamını Oku

Neslican bu polemiği hak etti mi?

25 Eylül 2020
1 yıl önce kansere yenik düşen Neslican Tay’ın filmi, daha çekimlere bile başlanmadan çirkin polemiğin konusu oldu. Neslican’ı canlandıracağı söylenen Neslihan Atagül’ün rolü reddettiği ortaya çıktı. Yapımcılar PR yapmakla suçlanıyor.

Kansere karşı verdiği umut dolu mücadelesiyle bütün Türkiye’nin sevgilisi olmuştu Neslican Tay.
Bacağını kaybetmesine rağmen hayat dolu mesajlar veriyor, “Ben bir bacaktan ibaret değilim ki... Çok daha fazlasıyım!” diyerek başka kanser hastalarına ve yakınlarına da umut oluyordu.
Fakat kansere çalım atan, ölüme nanik yapan bütün o hallerine rağmen hastalığı ilerledi ve 1 yıl önce kaybettik Neslican’ı.
İnsanlar öyle sevmiş ki onu, pazar günkü ölüm yıldönümünde sosyal medyanın gündeminden düşmedi.
Çevresine, yaşadığı topluma böyle ilham veren insanlar dünyanın her yerinde popüler kültürün ilgisini çeker.
Nitekim hayatının film olacağı duyuruldu: Demir Kadın Neslican. Neslican’ı da oyuncu Neslihan Atagül canlandıracak denildi.
Sadece isimleri benzeşmiyor.

Yazının Devamını Oku

Severek evlendik saygıyla ayrıldık

23 Eylül 2020
Gizem Salkım’ın eşinden ayrıldıktan sonra sarf ettiği dört sihirli kelime. Boşanmayı beceremeyen bir toplumda, şiddet ya da rezillik yaşanmadan yolları ayırmanın formülü gibi.

Yeşim Salkım’ın kızı Gizem Salkım, 3 yıllık eşi Ozan Düzdaş’tan boşandı.
İkisine de geçmiş olsun.
Bunlar zor ve hırpalayıcı kararlar. Her iki taraf için de. Hatta aileleri, yakınları, arkadaşları için bile.
Kim bilir o sürece gelene kadar neler, neler yaşandı aralarında...
Ama bazı ilişkilerin de bir miadı var işte.
O gün geldi mi tükeniyor.
Üstelik o sırada bir gönül artık gitmek isterken, bir gönül hâlâ sevebiliyor.

Yazının Devamını Oku

Dünyanın tüm tiyatrocuları, birleşin!

22 Eylül 2020
Bir sabah uyandığımızda, artık şehirlerimizde tiyatro yapacak hiçbir kumpanya, müzik yapacak hiçbir mekân kalmamış olabilir. Aylardır dükkânını açmayan yerler, “perde” demeyen tiyatrolar var. Şimdi el ele verip bu zorlukları aşmaya çalışıyorlar.

Bu pandemi elbet bir gün bitecek. Ömrümüzün sonuna kadar maskelerle yaşamayacağız.
Ya belli bir sürenin sonunda toplumun önemli bir kısmı bağışıklık kazanmış olacak ya da bir aşı bulunacak.
Fakat salgın bittiğinde can ve ekonomik kayıpların dışında, kendimizi çok ciddi bir kültürel hasarla da karşı karşıya bulabiliriz.
Bir sabah uyandığımızda, artık şehirlerimizde tiyatro yapacak hiçbir kumpanya, müzik yapacak hiçbir mekân, eğlenecek hiçbir işletme kalmamış olabilir.
Aylardır dükkânını açmayan yerler, “perde” demeyen tiyatrolar var.
Zaten onlar dese kim gidecek? İnsanlar tedirgin, toplu yapılan etkinliklere katılmak istemiyor. Hele de kapalı alandaysa.
Bazı iyi niyetli girişimler başlatıldı.

Yazının Devamını Oku

Pijama, terlik ve televizyon kullanmam

21 Eylül 2020
Birçoğumuz onu gastronomi yazı ve programlarıyla tanıyoruz ama bildiğimizden çok daha ötesi. Öğrencilikten hocalığa: Galatasaray Lisesi, Boğaziçi Üniversitesi, Londra Ekonomi Okulu, Berkeley, Stanford, Princeton üniversiteleri... Fransa’da tamamladığı doktora tezi American Sociological Association tarafından 1990’da senenin en iyi doktora tezi seçildi. Dünya Bankası’nda çalıştı. Ayrıca milyon takipçili bir sosyal medya fenomeni. Gelin, ikilemli sorularımızla bu ilginç adamı biraz daha ayrıntısına tanıyalım: Vedat Milor.

Misafir gittiğiniz bir yerde yemeği beğenmediniz. Tabakta bırakmak mı, çaktırmadan köpeğe vermek mi?

- Ev sahibinin kötü hissetmemesi için çaktırmadan köpeğe verirdim. Herkesin tahminin aksine, ben misafirliğe gittiğim bir yerde yemeği beğenmediğimi kesinlikle söyleyemem. 

Sofrada hangisi çekilmez? Obur mu geveze mi?

- Geveze çekilmez çünkü insanı yorabilir. Obur, insana kendini iyi bile hissettirir.

Sosyal medyada bir anket yaptınız, 500 bin kişi katıldı, memleketi ikiye böldünüz. Siz söyleyin bakalım: Soğanlı menemen mi soğansız menemen mi?

- Çok iyi domates ve biber bulabiliyorsam soğansız. Aksi durumda lezzetini artırmak için soğan cazip geliyor bana.

Yazının Devamını Oku

Songül Karlı’yla perhiz-lahana turşusu

20 Eylül 2020
Yazın çektiği bikinili pozunu sosyal medyaya koyan türkücü Songül Karlı olay olmuş. Ne oldu, ne zaman oldu; ben kaçırmışım.

Doğum günü vesilesiyle dün bir açıklama yapan Karlı, oğlunun bu durumdan rahatsız olduğunu söylemiş:
“Efe diyor ki anne Allah aşkına yapma, YouTube’a giriyorum hep bir yerlerin konuşuluyor!”


Tamam, buraya kadar perhiz...
Ama konuşması bitmiyor ki Songül Karlı’nın.
Bakın bu da lahana turşusu...

Yazının Devamını Oku