Savaş Özbey

Benim ev halim PTT: Pijama-Terlik-Televizyon

19 Ekim 2020
Buenos Aires’te bir antikacıda plağını görüp şaşırmıştım. Dünyanın tam da öbür ucu. İnsanın tüylerini diken diken eden sesi, Anadolu’dan oralara uzanmış. Festivaller, ödüller, hastalıklar, turneler, kazalar, hapis... Hayata bakışı da sesi kadar tuhaf. Selda Bağcan’ın şaşırtıcı ve kalender dünyasına girmeye hazır mısınız? Öyleyse kemerlerinizi bağlayın, bir de derin nefes alın, arkanıza yaslanın; başlıyoruz.

72 yaşındasınız. Ömrün hangi kısmını tekrar yaşamak isterdiniz: İlk 35 mi ikinci 35 mi?

- Ömrümün ikinci 35 yılını tekrar yaşamak isterim. 60 yaşımdan sonra zihnim açıldı ve IQ’m arttı.

Hangisi daha gurur verici: Times dergisinin “Dünya Müziğinde Yaşayan Efsane ve Tarihi Kadın Şarkıcılar” listesine girmek mi Rolling Stones dergisinin “100 Yılın En İyi 100 Kadın Vokali” listesine girmek mi?

- İkisi de çok gurur verici tabii ama Times dergisinin listesinde olmanın benim için şöyle bir anlamı var: 15 yaşımdayken Ankara radyosunun stüdyolarında söylediğim ilk şarkı Amalia Rodrigues’in “Abandonado” adlı şarkısıydı. Yıllar sonra alfabetik sırayla yayınlanan ‘Efsane Kadın Şarkıcılar Listesi’nde onunla yer almak benim için daha şaşırtıcı oldu.

Üç kere hapse girdiniz. Trafik kazası geçirip bir süre çelik iskelete mahkum oldunuz. İnsanda hangisi daha çok haksızlık duygusu uyandırıyor: Ruhun demir parmaklıklar arkasında olması mı bedenin çelik iskelete hapsolması mı?

- Ruhun ve bedenin demir parmaklıklar arkasında olması...

Yazının Devamını Oku

Sheyenne bilmecesi çözüldü

18 Ekim 2020
Çarşamba günü Amerikalı fenomen Sheyenne Shea’nın İngilizce ve Türkçe olarak yaptığı “Türk erkeklerinin tacizinden bıktım” paylaşımını yazmıştım. Türkler gerçekten başka bir ülkenin fenomenini tacizleriyle bezdirip Türkçe “Beni rahat bırakın” diye mesaj yazacak hale getirmiş olabilir miydi? Olayın sırrı çözüldü.

Sosyal medyada @sheyliee olarak bilinen Sheyenne Shea İngilizce ve Türkçe olarak yayımladığı mesajında şöyle diyordu:
“Bu konuya son kez değineceğim. Türkiye’ye karşı bir nefretim yok ama tacizlerden bıktım usandım. Aylardır Türk erkeklerinden ölüm tehditleri ve fazlasını içeren taciz mesajları alıyorum. Lütfen beni rahat bırakın ve kişisel alanıma saygı duyun. Sevginizi böyle belli edebilirsiniz. Teşekkürler.”
Olay biraz tuhaftı.
Türkler gerçekten başka bir ülkenin fenomenini tacizleriyle bezdirip Türkçe mesaj yazacak hale getirmiş olabilir miydi?
Eğri oturalım, doğru konuşalım: Olabilir.
Kendi kadınlarımıza yaptığımız taciz, artık sınırlarımızı, okyanusları aşmış; ülke dışına taşmış olabilir miydi?
Eğri oturalım, doğru konuşalım: Olabilir.

Yazının Devamını Oku

Ünlü şefler masalarda, yemekleri menüde

17 Ekim 2020
Türkiye’nin en başarılı birkaç şefinden Maksut Aşkar ile şarap uzmanı Levon Bağış’ın Nişantaşı’nda açtığı Foxy, gastronomi dünyasının yeni müdavim mekânı. Şefler sadece gitmekle kalmıyor; menüde Şemsa Denizsel, İnanç Baykar, Burçak Kazdal, Mustafa Otar gibi isimlerin kendi imza yemekleri de var.

Efsane lokanta Kantin’in şefi Şemsa Denizsel’in dillere destan ekşili dili... Reşitpaşa Amanda Bravo’nun şefi İnanç Baykar’ın pekmezli ciğeri... Apartıman Yeniköy’ün şefi Burçak Kazdal’ın pekmezli patlıcanı... Beymen Brasserie’nin şefi Mustafa Otar’ın çiğ rezene salatası... Nişantaşı’nın yenisi Foxy’de menü böyle uzayıp gidiyor.

Çeşit çeşit gelsin, herkes biraz tatsın

Bu isimlerin ortak yanı, Maksut Aşkar ve Levon Bağış’ın yakın arkadaşları olmaları. Ve bu arkadaşlıkları da sahipleri oldukları Foxy’yi kent gastronomisinin en ünlü isimlerinin müdavim mekânı haline getirmiş.

O yüzden imza yemeklerinin Foxy’de servis edilmesine izin vermişler. Mesala çarşamba akşamı ben karides mücvere elimle girişirken Mustafa Otar da yan masada keyif yapıyordu.

Beyin tava, humus ve karides mücver.

Ama menüyü sadece başka şeflerin yemeklerinden ibaret sanmayın. Kuzulu patatesten beyin tavaya, lorlu ot salatasından topiğe seçenek çok. Karar vermesi biraz zor. Dert etmeyin, hiçbiri ne başlangıç, ne ara ne de ana yemek. ‘Çok çok söylensin, çeşit çeşit gelsin, herkes biraz tatsın’ kafasında tabaklar.

Ve bunlara eşlik eden 100’ün üstünde şarap... Sadece yerli üreticilerin, yerli üzümlerle yaptığı, birçoğunu başka hiçbir yerde bulamayacağınız şaraplar. Orada da kararsız kalıp birden fazla denemek isteyen için, ‘yarı fiyatına yarım kadeh’ uygulamaları var.

Yazının Devamını Oku

Kadir Şeker’in düşündürdükleri

16 Ekim 2020
Kadına şiddete müdahale etmeye çalışırken çıkan arbedede ölüme sebebiyet veren Kadir Şeker’in cezası 12 yıl 6 ay olarak açıklandı. Karar, sosyal medyanın gündeminden düşmüyor, ünlüler de açıklama üzerine açıklama yapıyor. Bense ne hissedeceğimi biliyorum ama nasıl düşüneceğim konusunda kafam çok karışık.

Nasıl hissettiğim çok net: Çok üzgünüm.

Okuyan, pırıl pırıl bir gencin, kendisinin hiç dahli olmadığı bir kavgaya müdahale edeyim derken hayatının kararması... Keşke bir 10 dakika önce ya da bir 10 dakika sonra geçseydi oradan da başına hiç böyle bir şey gelmeseydi.

Seda Sayan, Şevval Sam, Bengü, Sevim Emre, Gaye Su Akyol, Didem Soydan gibi kadınlar başta olmak üzere, birçok ünlü tepkisini dile getiriyor. Hatta Şevval Sam, Kadir Şeker’in beraatini istedi; Seda Sayan kendisinden özür diledi: “Bizi affet, senin için bir şey yapamadık.”  

Hukukçu olmayanın beraat falan gibi konularda ahkâm kesmesi zor. Ama mahkemenin verilebilecek en az ceza konusunda hassas davrandığı kanısı yaygın. En büyük endişeyse bundan sonra benzeri başka olaylarda insanların müdahale etmekten çekineceği kaygısı.

Şöyle bir paylaşım gördüm: “Demek ki bu ülkede çocuklarımıza ‘Aman yavrum, sokakta bir kadına, bir çocuğa bir şey yapıldığını görürsen kafanı çevir, yürü, git. Sakın yardım etmeye falan kalkma’ diyeceğiz. Ne acı! Bugün insanlığımızdan vazgeçme günü...”

Zaten bunu telaffuz eden de çok: “Asla karışmam, sonra bir de kadın karakolda ‘Kocamdır. Sever de döver de’ diyecek...” Bununla birlikte şunu söyleyenler de var: “Bir şiddet olayına müdahale etmekle o kişinin ölümüne sebep olmak ayrı şeyler. Oyalayın, vakit kazanın, polis çağırın.”

Verilen cezayı doğru bulanlar da mevcut:

“Kadir Şeker dayak yiyen bir kadını kurtardığı için değil, kurtarırken adamı bıçakla öldürdüğü için hapis yatmaktadır. Şiddetle karşı çıkanlar da: “Filanca gibi adamlar elini kolunu sallaya sallaya gezsin, Kadir 12 sene yesin!”

Yazının Devamını Oku

@Sheyliee bilmecesi

14 Ekim 2020
Türkler gerçekten başka bir ülkenin fenomenini tacizleriyle bezdirip Türkçe “Beni rahat bırakın” diye mesaj yazacak hale getirmiş olabilir mi? Öyle şeyler yaşıyoruz ki uydurma bir haber de olsa insan dikkat kesiliyor. Bakalım, akla kara çok yakında çıkar meydana...

ABD’li fenomen... Sheyenne Shea... Instagram’da @sheyliee olarak biliniyor. 108 bin takipçisi var.

İddia o ki Instagram’ın hikâyeler bölümünden hem İngilizce hem Türkçe bir paylaşım yaparak Türk erkeklerinin tacizinden şikâyet ediyor.

Haberi okur okumaz @sheyliee hesabını kontrol ettim. Öyle bir paylaşım bulamadım.

Ama hikâye paylaşımları 24 saatte siliniyor.

Belki ben yakalayamadım. İnternette dolaşan ve farklı saatlerde ekran görüntüsü alınmış fotoğraflardaysa fenomenin şöyle yazdığı görülüyor:

“Bu konuya son kez değineceğim. Türkiye’ye karşı bir nefretim yok ama tacizlerden bıktım usandım. Aylardır Türk erkeklerinden ölüm tehditleri ve fazlasını içeren taciz mesajları alıyorum. Lütfen beni rahat bırakın ve kişisel alanıma saygı duyun. Sevginizi böyle belli edebilirsiniz. Teşekkürler.”

Haber uydurma olabilir. İnternet asparagası falan... Hatta hesap toptan sahte olabilir. Yine de Türkiye’de öyle şeyler yaşıyoruz ki insan böyle şeyler karşısında pürdikkat kesiliyor.

Yazının Devamını Oku

Ivana Sert’in 15 bin liralık nafaka davası

13 Ekim 2020
Ivana Sert başarılı bir işkadını olabilir, hatta çok iyi para kazanıyor da olabilir. Ama sırf çalışıyor diye müşterek çocuğun masrafları niçin sadece anneye ait olsun ki?

Ivana Sert, oğlu Ateş için eski eşi Yurdal Sert’e açtığı nafaka artırma davasıyla gündemde.
Aylık 5 bin lira olan nafakanın yüzde 300 artırılarak 15 bin lira olmasını istiyor.
Olaya tepkiler çığ gibi. Hatta şarkıcı Hatice (Çarpar), bu olayla ilgili “Ticari evliliklerden midem bulanıyor. Zaten çalışan bir kadın. Ne bu erkekleri haraca bağlamak? Biraz idare ve irade...” dedi.
Davada telaffuz edilen rakamlara, şarkıcı Hatice’nin “erkek tribünleri”ne oynamasına, “idare” ve “irade” gibi uyumlu, laf cambazlığına uygun kelimelere bakıp Hatice için “Ivana’ya füze atmış” diyebilirsiniz.
Ama benim katılmadığım, hatta ciddi itiraz ettiğim birkaç nokta var. Hatice Çarpar, Ivana Sert ve eski eşi Yurdal Sert’in 9 yıllık evliliğini neye dayanarak “ticari” ilan etti bilmiyorum.
Ama söylenen lafa bakmak lazım, bir de söyleyenin kim olduğuna.
İlle de “ticari” bir hareket arıyorsak Hatice’ye ne oluyor?

Yazının Devamını Oku

Artık herkes güzel sen paradan haber ver

12 Ekim 2020
Toplumu bıçak gibi kesen insanlar vardır ya, onlardan. Konservatuvar eğitimini ve yeteneğini yeterince kullanmadığını düşünen de var, zaten yeteneksiz olduğunu söyleyen de. Kimi Altın Portakal’ını hatırlıyor, kimi tuvalete sıkışma gibi skandallarını. Bazısına göre estetik harikası, bazısı da “Türkiye’nin en güzel ve şık birkaç kadınından biri” diyor. Eğer bugüne kadar bir karar veremediyseniz, buyurun bir de buradan yakın Hande Ataizi’ni...

◊ Eski bir hatıranın yâdına hangisi daha güzel eşlik eder? Sezen mi, Ajda mı?
- Sezen Aksu daha damar. (Gülüyor) Ajda daha motive edici. Hani “Kalk, kendine gel kızım, hayat devam ediyor” gibisinden... O yüzden “Geçmişe bakmayalım, önümüze bakalım, Ajda” diyorum.


◊ Hangisi daha kötü senaryo: Kimselere âşık olamamak mı, her aşkınızın kötü bitmesi mi?
- Bence bir ruh için her aşkın kötü bitmesi daha darbeli. Diğer türlü, bilmediğin bir duygu... Ne kadar acıtabilir ki? En fazla canın çeker.
◊ Hangisini tercih edersiniz? Tek başınıza ağlamak mı, birinin yanında ağlamak mı?

Yazının Devamını Oku

Haftanın en komikleri

11 Ekim 2020
Gündemden içimiz daralıyor bazen. Ne pandemisi bitti, ne iklim krizi, ne kadın cinayeti, ne siyasi gerilimi... Ciddiye alacak yerlerimiz ağrıyor. Neyse ki imdadımıza insani haller yetişiyor. “Anı yaşamak” derler ya, biz fukaralar da iki kıkırdayıp böyle “an”ı unutuyoruz. 

◊ Can Yaman’ın gece kulübünde uyuyakalması
İddia o ki Ortaköy’de bir gece kulübünde eğleniyor, o sırada bir kızla flört etmeye başlıyor. Fakat kapıda paparazziler var... Diyor ki “Aynı anda çıkmayalım, sen önden çık, sonra buluşuruz.” Kız çıkıyor. Kapıda bekleyen gazetecilere “Bu akşam yeni tanıştık” diyor.
Ama Can yok... Bekle, bekle çıkmıyor. Meğer içeride uyuyakalmış.
A) Siz kızın yerinde olsanız n’aparsınız?
B) Can Yaman ne yapmaya çalıştı?
A’nın cevabı basit: Engellersin, bir daha telefonlara bile çıkmazsın. Ha sırf Can Yaman’a istisna yapmak istiyorsan, o ayrı.
B’nin cevabı daha karmaşık: Birkaç olasılık var...

Yazının Devamını Oku