Sabah Sabah” programını yapan Demet Akalın ve Alişan, ilginç bir çıkış yapıp şöyle demişti:
“İnsanları programa çağırıyoruz ama katılmamak için bize yalan söylüyorlar, ‘müziği bıraktım’ diyorlar. Bunu dedikten 1 hafta sonra şarkı çıkaranlar var.”
Ben de çarşamba günkü yazıma “Demet Akalın programına neden konuk bulamıyor?” başlığını atıp, pandemiden sosyal medyaya kadar bazı zorlaştırıcı faktörleri sıralamıştım.
En çok da kaytarmak için “Müziği bıraktım” deyip 1 hafta sonra şarkı çıkaran kim, onu merak etmiştim.
E neresinden baksanız komik çünkü... Bütün oklar da Hakan Altun’u işaret ediyordu.
Demet Akalın’la yazıştık, o ismin Hakan Altun olduğunu doğruladı.
Hakan Altun da bir sosyal medya açıklaması yaptı: “Sevgili Demet ve Alişan beni davet etti ama pandemi sebebiyle 2020’de şarkı söylemeyeceğimi iletmiştim kendilerine. Hem moralim bozuk hem riskli gruptayım ben. Bir yanlış anlaşılma... Ölürüm de müziği bırakamam.”
Haftanın en komik haberi: İnsanlar Demet Akalın’dan kaytarmak için “müziği bıraktım” diyormuş, programa katılmıyormuş.
Yalana bak yuh: Ben müziği bıraktım!
“Şarkıcılığı bıraktım” deyip 1 hafta sonra şarkı çıkaran kim acaba, en çok onu merak ettim.
Dışarıdan bakınca komik ama bırakın her günü, haftada bir kere bile olsa, televizyondaki programınıza, gazetedeki köşenize konuk bulmak aslında çok stresli bir iş.
Yaşadığım için biliyorum.
Konuğu bulmak da yetmiyor. Aniden işi çıkan mı ararsınız, son dakika annesi hastalanan mı...
Gelecek mi gelmeyecek mi, ya bir aksilik olursa vs. gibi kaygılar yaşıyorsunuz.
Hele ki şu pandemi döneminde... İnsanlar evlerinden çıkmaya, stüdyo falan gibi yerlere gitmeye korkuyor doğal olarak.
Miss Turkey 2018 birincisi Şevval Şahin, geçen hafta sevgilisi Yiğit Marcus Aral’a Rumelihisarı’ndaki bir yalıda doğum günü partisi düzenledi.
Parti sonrası Yiğit Marcus Aral ve bazı katılımcıların Covid-19 testinin pozitif çıkmasıyla büyük panik başladı.
Çünkü partideki diğer katılımcılar arasında Şeyma Subaşı, Murat Dalkılıç, Buse İskenderoğlu, Baran Süzer, Kasım Garipoğlu, Ali Cem, Kerim Sabancı gibi ünlüler vardı.
İsimlere, hatta soyisimlere bakar mısınız?
Pozitif çıkmasalar bile bu insanların kendilerinin, çevrelerinin ve ailelerinin testler sonuçlanana kadar yaşadıklarını düşünün.
Birçoğunun ailesinde ileri yaşta insanlar mevcut.
Birinden birine bir şey olsa onun vicdan azabından nasıl kurtulursun?
◊ Ankara’da doğdunuz. Ankara mı, İstanbul mu?
- Okul ve üniversite yıllarım için Ankara mükemmeldi. O zamanlardaki Ankara bir başkaydı. Ama tabii ki üniversiteden itibaren, dönem dönem yurtdışında yaşadıysam da İstanbul benim için vazgeçilmez oldu.
◊ Küçükken her ikisinin de eğitimini aldınız. Piyano mu, bale mi?
- Ankara Devlet Opera Balesi’nin çocuk kadrosunda uzun yıllar bale yaptım, turnelerle Türkiye’yi gezdim ve birçok temsilde yer aldım.
Piyano derslerini ise her çocuk gibi o zamanlar pek kıymetini bilmeden alıyordum. O yüzden bale diyorum.
◊ Aslan Sükan, 4 yaş büyük abiniz. Hangisi daha konforlu? Abisi olan genç kız mı, olmayan genç kız mı?
- Çok kavga ederdik küçükken. (Gülüyor) Şimdi de zaman zaman tartışsak da abimin olması bana her zaman müthiş bir vizyon, destek ve arkadaşlık sağladı.
Öykü Karayel-Can Bonomo ile Merve Özgüle-Bartu Küçükçağlayan çiftlerinin birlikte tatil yapması sosyal medyanın gündemi olmuştu.
Çünkü Öykü Karayel ile Bartu Küçükçağlayan eski sevgili.
Etiler’de bir restoran çıkışında, çok konuşulan bu tatil sorulunca Can Bonomo şöyle dedi: “Evet, birlikte tatile çıktık. Bir şey söylememe gerek yok. Bartu benim çok yakın, çok samimi arkadaşım. Öykü de benim canım eşim, bu hayatta en sevdiğim insan.”
Her kafadan başka bir ses çıkıyor.
Mesela Onur Baştürk, Can Bonomo’nun tavrını “Bruce Willis”vari bulmuş Kelebek köşesinde.
“Bin kilometre öteden ışıldayan elmas gibi” diyor.
Evet, Can Bonomo’nun duruma çok “cool” yaklaştığı kesin.
Şehrin gözde sosyalleşme semti Arnavutköy’de tipik bir sohbahar akşamı... Angelo Grande, Any gibi gözde mekânların kalabalığı kaldırımlara taşmış; sevilmekten, şımartılmaktan usanan kediler bile sürtünecek insan seçer kıvamda.
Ağızlarda maskeler olmasa kim der ki sene 2020... İstanbul... Pandemi var...
Ama benim Arnavutköy-Bebek Caddesi’ndeki kalabalıkla işim yok. Bir üst paralele çıkıp Akbank’ın yanında yeni açılan Weber’s’te kokoreç tadacağım. Niye kokoreç? Çünkü özel. Manisa’daki bir sanayi sitesinden binbir güçlükle özel olarak getirtiliyor. Niye Manisa? Niye sanayi sitesi? Çünkü mekânın sahibi genç çift bir kere orada yemiş, bayılmışlar; ne yapıp edip ustayı o kokoreci İstanbul’a yollamaya ikna etmişler.
Şimdi Weber’s’te mini lavaşların arasında servis ediyorlar. Ekşi maya ekmek, zahterli humus ve karemelize soğanla... Mekânın sahibesi Cansu Hanım “Onun ayrı müdavimleri var” diyor. Mesela pazar günleri öğle saatlerinde gelen, bir önceki geceden kalma, güneş gözlüklü, kapüşonlu ‘hangover’lar.
Ucuz mu? Hiç değil. Porsiyonu 63 lira. Ama bir kere seveni vazgeçemiyor işte. Zaten mekânın müşterisi, bir alttaki anacaddenin aksine Arnavutköy’e dışarıdan gelenler değil, yerlisi. ‘Dışarlıklı curcunası’ndan hoşlanmayan semt sakinlerinin içeride kalmış, korunaklı mahalle pub’ı Weber’s.
Müzik var mıydı? Evet. Ne çalıyordu? Bilmem...
Bar demişken... Bloody Weber adında bir kokteyl yapıyorlar. Közlenmiş domates suyundan... İçinde parça kırmızıbiberler var.
Klasik ‘Bloody Mary’yi düşünün, onun isotlu Urfa versiyonu gibi. İster alkollü ister alkolsüz hazırlatın, gözlerden ateş çıkması garanti.
Oyuncu Hazal Kaya şöyle dedi...
“Kilo aldığım dönem bir kapak çekimine gidip sonra iç sayfalara alındığımı öğrenmiştim. Dizi sektöründe kilolu kadınlara başrol verilmiyor. Neymiş, insanlar güzellik standartlarına uyan kadınları izlermiş. Bu, değersizleştirmenin bir parçası.”
Yanıldığı nokta şu:
Bu bir kadın-erkek meselesi değil.
Eğer güzellik, fitlik, bakımlılık baskısı bir şiddetse, bu şiddet kadın-erkek tanımıyor.
Amerikalı dâhi iş insanı Elon Musk’ın yeni projesi Neuralink’i duymuşsunuzdur.
İnsanın kafatasını delecekler, bozuk para büyüklüğünde bir çip yerleştirecekler.
Çip takma işlemini, bu işe özel tasarlanmış robot doktor 1 saatte yapacak.
Hem Alzheimer gibi hastalıklara iyi gelecek hem de insan beyniyle bilgisayarı doğrudan birbirine bağlayabilecekler.
Oturduğunuz yerden bilgisayar oyunu oynayabileceksiniz mesela.
Domuzlar üstünde deneyip başarılı sonuçlar elde etmişler. Bir basın toplantısı düzenleyip bütün dünyaya ilan ettiler.
Yalnız bu, Elon Musk’ın ilk mega projesi değil.