Gaspar Sanal álemin köpek yazarı

Gaspar adlı üç yaşındaki Golden Retriever cinsi köpek, internetin sadece insanlara özgü olmadığını, bir köpeğin de sanal bir dünyası olabileceğini gösteriyor.

İnternette bir blog yazan Gaspar, sitesinde günlük yaşamını ve duygularını insanlarla paylaşıyor. Bazen annesiyle çıktığı bir yürüyüşü anlatıyor, bazen yağmurda nasıl hüzünlendiğini, bazen de her gün annesi ile gittiği ofisteki bitmek bilmeyen toplantılarda ne kadar sıkıldığını... Tabii bir yandan da ruh ikizini arıyor. Ama şimdiye kadar bu konuda şansı pek yaver gitmedi. Gaspar’ın günlüğünü okumak için gaspar.azbuz.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Ailemle nasıl tanıştım? (18.8.2006) Hayatı henüz tanımaya başlamamıştım ki, bir gün bir adam (bana daha sonra dedem olduğu söylendi) geldi. Yanında da babam vardı, beni ve kardeşlerimi bir kutuya doldurdular. O gün ilk kez arabaya bindim. Eski bir binaya geldik, birçok merdiven çıktık. Hepimizi bir kanepeye koydular... Sonra neler mi oldu? Bir ailem oldu! Meğer benim hiperaktifliğimi çok sevmişler. Tabii o gün almadılar beni. İki ay anne sütü emmem gerekiyormuş. Oysa annem bize ancak 1.5 ay dayandı. Sonra emzirmemeye başladı. Beni de ailem hemen aldı.

Kız isteme olayı (15.11.2006) Son iki gündür evde bir telaş var ama nasıl bir telaş, anlatamam. Sürekli, Gaspar evlenecek, deyip duruyorlar, bana bir çanta hazırlıyorlar. İlk önceleri pek anlayamadım olayı ama sonraları jeton hafiften düştü. Sanırım bana birini buldular! Bu sabah her zamanki gibi işe gittim, çalışıyorum. Baktım öğlen olmadan beni arabaya bildirdiler. Nereye mi gittik? Kız istemeye...

Bodrum’un denizi de çok güzel (13.10.2006) Ohhh! Biraz kendime geleyim. Ne güzelmiş burası. Umarım hep geliriz. Burayı görmeden, denize girdim denmemeli. Tek eksiğim bir eş. Heyyy!!! Duyun artık sesimi... Sporcu bir damadınız olabilir. Kaçırmayın bu fırsatı!

Müjde! Ruh ikizimi buldum! (29.10.2006) Adı Yegane. Ara sıra parka giderken karşılaşıyorduk. Karar verdik, biz evleniyoruz. Boyu boyuma, rengi rengime uygun. Göz kenarları ve burnu pembiş. Çok mutluyum, çok!

Ah bir aşağı insem, ne yapacağımı biliyorum! (02.09.2006) Toplantılarda genellikle bu köşede oturuyorum. İş yerindeki görevim, şirketin önünden geçen hemcinslerimin sayımını yapmak. Kolay değil tabii, her geçene havlamak, sesini duyurmak. Neler çekiyorum bir bilseniz. Çok yoruluyorum çok. Ah bir aşağıya insem, sayımı bırakıp ne yapacağımı çok iyi biliyorum ama izin alamıyorum ki... Mesai saatlerinde dalga geçmek ayıp oluyormuş.

Check-up zamanı (19.9.2006) Aslına bakarsanız Sinan abiyi görmeyi çok seviyorum. Tabii bir de orada arkadaşlar var. Şansım yaver giderse dişi bile oluyor. Arabadan indiğim gibi merdivenleri tırmanıyorum ve hiç korkmuyorum. Ama yine de kulaklarımı karıştırmalarından, burnuma bir şeyler sokmalarından, popomu temizlemelerinden hoşlandığım söylenemez. Bir kere benden izin almamaları çok ayıp.

Sanatçı olarak doğmak başka bir şey canım! (12.9.2006) Asu çalışırken bana da bol bol sanatla ilgilenme zamanları kalıyor. Galiba sanatçı olarak doğmuşum. Bakmak hoşuma gidiyor da, ah şu boyaları patilerime geçirsem, işte siz o zaman eserleri görün. Bunun için bir hinlik düşünüyorum ama biraz zamana ihtiyacım var. Asu resim yaptığı bir gün, o odayı terk ettiğinde olay kopacak. Bekleyin...

Eziliyordum (2.9.2006) Bugün yağmur yağıyor ama taksilerin dikkat etmemesi bu yüzden değil sanırım. Annemle öğlen gezmesine çıkmıştık. Ben de neredeyse ilk kez şımarıklık yapmadan sakin sakin yürüyordum. Yaya geçidinden karşıya geçerken, bir taksici amca uzaktan bizi görmesine rağmen hızını kesmedi, hatta artırdı. Neredeyse eziliyordum. Allahtan annem çekti de kurtuldum. Bizim bu panik hareketlerimize rağmen taksici amca hiç durmadı. Pis pis bize baktı ve gitti. Bir daha ona taksici amca dersem bana da Gaspar demesinler. Ya bana bir şey olsaydı annem ne yapardı. Ben en çok ona üzülüyorum.

Bildiğim kelimeler (tabii en çok sevdiklerim) (2.9.2006) Park, arkadaş, Asuman, Apo, Osman, Samoş, Nazlı, kedi, kurabiye, su, bekle, yanımda, dur, gel, yat, öp, bak ne vericem, Asu gitmiş, Gaspar beni bulamaz, parka gidelim mi, seni nasıl seveyim, bak kim gelmiş, pati ver, ses ver, gidelim mi, kibar kibar, hayır.

Kedi ve köpeklerde ağız ve diş sağlığı

Son yıllarda evcil hayvanlarla ilgili karşılaştığımız en yaygın problemler, ağız ve diş sağlığı ile ilgili. Kedi ve köpeklerde en yaygın olarak görülen diş hastalıkları şunlar.

Diş plakları: Ağızdaki yemek artıkları ve bakterilerin, diş eti ile dişin birleştiği yerde toplanmaları sonucu oluşan tabakalar.

Tartar: Diş plakları, düzenli fırçalama veya profesyonel diş temizliği ile uzaklaştırılmadığı takdirde, ağız içindeki minerallerin eklenmesi ile oluşan sert yapılara tartar denir. Diş etini tahriş ederek, diş eti hastalıklarının da başlamasına neden olurlar.

Periodontal hastalıklar: Diş taşlarının uzun süre diş etlerini tahriş etmesi ve bunun sonucunda diş etinin dişten ayrılmasına bağlı olarak oluşurlar. Ağrı verici bu durum, dişin kaybedilmesine neden olabilir, hatta apse ve kemik enfeksiyonlarına dönüşebilir. Kalp, karaciğer ve böbrekleri de hasta edecek düzeyde ciddi bakteri enfeksiyonları oluşabilir.

Kedi ve köpeğinizin ağız ve diş sağlığını korumak için, düzenli olarak muayene edilmesi, veteriner hekiminizin önerdiği durumda diş temizliği uygulanması ve evde uygulayabileceğiniz yöntemlerle dişlerin temiz tutulması gerekli.

Evde yapabileceklerinizin başında, dişlerin düzenli olarak fırçalanması var. Kedi veya köpeğinizi bu uygulamaya yavaş yavaş alıştırmalısınız. Bunun için, başta sadece birkaç dişini, ağzını açmasına gerek kalmadan yandan diş fırçasını sokarak temizleyebilirsiniz. Özellikle dişlerin dişeti ile birleştiği bölgeyi nazik bir şekilde fırçalamanız yeterli. Mutlaka kedi ve köpekler için üretilmiş diş fırçası ve diş macunlarını kullanın. Eğer kedi veya köpeğiniz çok hırçınsa ve diş fırçalamaya izin vermiyorsa, düzenli aralıklarla veteriner hekiminizi ziyaret etmeli ve diş bakımı yaptırmalısınız.

Ayrıca kedi ve köpeklerin ağız sağlığı için üretilmiş ürünlerden, çiğneme kemikleri ve özel diş diyetlerinden yararlanabilirsiniz. Bunlar, diş taşlarının oluşmasını engelleme konusunda faydalı olmakla birlikte, dişlerin düzenli temizlenmesi ve fırçalanması kadar etkili değil.
Yazarın Tüm Yazıları