O, hastanede insanlara, evde de ona ihtiyacı olan dört ayaklı dostlarına şifa dağıtıyor. Hayvanların hayatına mutluluk kattığını söyleyen Yörükoğlu, 100 yaşındaki babaannesi, altı kedisi ve üç köpeği ile birlikte huzur içinde yaşıyor.
Dilek Yörükoğlu, gerçek bir hayvansever. Üç köpeği ve altı kedisi var. İki yıl önce 100 yaşındaki babaannesiyle birlikte, onlarla daha rahat ve huzurlu bir hayat sürebilmek için Ümitköy’de site içinde bahçeli bir eve taşındı. Kedileri ve köpekleri hep birlikte, hiç kavga etmeden huzur içinde yaşıyorlar.
Dilek Yörükoğlu’nu diğer hayvanseverlerden ayıran en büyük özelliği, aciz, özürlü ve derdini anlatamayan canlılar için duyduğu koruma ve kollama duygusu.
Bunu en çok hastanede bebek ve çocuk hastalarla ilgilenirken ve sokaklardaki aciz hayvanları gördüğünde hissettiğini söylüyor. Şu anda evindeki hayvanların hiçbirini "Bu köpek ne güzel, bu kedi ne şeker" diyerek almamış. Onlarla tanıştığında ya çok hasta ya da küçüklermiş. Hep en çirkin olanı almayı tercih etmiş: "Güzel ve sağlıklı olanı herkes alabilir, onların şansı var" diyor.
Bu tarz sorunlar genellikle çoğu kez gözden kaçırdığımız veya yeterince önemsemediğimiz kuşun yaşam alanındaki olumsuz faktörlerin etkisi ile oluşuyor. Kuşun temel ihtiyaçları karşılanmadığında sorun çıkıyor. Bu temel ihtiyaçlar, yiyecek, su, kafes ortamı, uyku ve sosyal iletişim. Bu konulardaki eksiklikler düzeltildiğinde buna bağlı oluşan davranış bozuklukları hızla ortadan kalkar. Aşağıdaki konulara dikkat edilmesi, birçok davranış probleminin ortaya çıkmasını engellemek için yeterli olacaktır.
Kafes büyüklüğü: İhtiyacından daha küçük bir kafeste yaşamak, kuşlarda strese ve buna bağlı davranış bozukluklarına yol açar. İdeal kafes, kuşun kanat açıklığının en az 1.5 katı kadar yükseklik, genişlik ve derinliğe sahip olan.
Kafesin konumu: Bazı kuşlar son derece aktif ve cesurdur. Bu nedenle ailenin yaşadığı alanın tam ortasında yer almak isterler. Bazı kuşlar ise daha sinirli ve çekingen olup, daha sessiz ve stressiz bir ortamı tercih ederler. Ancak bu kuşlar da sahipleri ve evde yaşayanlarla iletişim içinde olmak isterler. Kafesi, kuşun karakterine ve ihtiyacına uygun bir yere koymalısınız. Ayrıca kafesin bir tarafının duvara yakın olması kuşun kendini emniyette hissetmesi için faydalı. Pencere önüne ve sürekli düşmanlarına karşı tetikte olmasına yol açacak bir yere konması ciddi sorunlara yol açabilir. Aynı şekilde, çok alçakta veya çok yüksekte olan kafes kuşta güven problemi yaratır. En iyisi, omuz hizasında olması. Kafesi asla yere koymayın.
O da sıkılır: Kuşlarda davranış bozukluklarının çoğu, kuşun sıkılması sonucu kendini meşgul edecek şeyler geliştirirken ortaya çıkar. Doğal ortamdaki kuşlar vakitlerini yiyecek aramak, eşiyle oyun oynamak, çiftleşmek ve tüylerine bakım yapmakla geçirirler. Ev kuşları ise herkes işe gidince sıkıntı ile baş başa kalırlar. Bu sıkıntıyı gidermek için yiyeceklerini ve oyuncaklarını kafesin içinde değişik yerlere saklayıp, doğal ortamdaki gibi yem aramak ve oyun oynamak için vakit harcamaları sağlanabilir. Oyuncaklarını da düzenli olarak değiştirin.
Hangi kazada, nasıl bir ilkyardım uygulanacağını bilmeniz, onun hayatını kurtarabilir. Veteriner hekimlere, kedi, köpek ve kuşların başına en çok gelen kazaları ve ne yapılacağını sorduk.
ISI ÇARPMASIKöpekler sıcağa karşı çok hassaslar. Köpekleri sıcak havada otomobil içinde 15 dakikadan fazla bırakmak, ısı çarpması yüzünden ölümlerine sebep olabilir. Isı çarpması durumunda, onu hemen serin bir ortama götürün. Vücudunu ıslak bezlerle serinletmeye çalışın.
Açık pencereler Camlara tel yapılması veya kapalı tutulması alınabilecek ilk önlem. Eğer hayvanınız camdan düşerse, yapılacak tek şey derhal veterinere götürmek.
BÖCEK SOKMASIEvcil hayvanlar, akrep, yılan veya çeşitli böcekler tarafından sokulabilir. Hayvanınızı bir başka hayvan soktuğunu fark ettiğinizde, hemen bir veteriner kliniğine götürmeniz, vakit geçirmeden zehir tespitlerini yaptırmanız gerek.
Beyoğlu, o günden bugüne Karam’ın başına gelen her şeyle ilgileniyor. Zamanla ikisi arasında öyle bir bağ gelişti ki Karam, Şenol Beyoğlu’nu yanında gelen herkesten, hatta karısı ve çocuğundan bile kıskanır hale geldi. Beyoğlu’yla, iki haftadır ayağı kırık olduğu için Pako Kliniği’nde olan Karam’la dostluklarını konuştuk.
Dört yaşındaki Karam, üç yıl önce İstanbul Bebek Parkı civarına yerleşti. Bebek’te yaşayanların sevimli maskotuna dönüştü. Hatta parkta yaşayan köpeklerin kraliçesi ilan edildi. Tekstilci Şenol Beyoğlu (43), Karam’la il kez, dokuz ay önce Bebek parkında Labrodor cinsi köpeği Goldi’yi dolaştırmaya çıktığında karşılaştı. O gün huysuzluğu üzerindeydi Karam’ın. Yanındaki köpeklerle birlikte saldırgan davrandı. "İlk gördüğüm anda dikkatimi çekti" diyor Beyoğlu. "Şimdikinden çok farklıydı. Çok bakımsızdı. Tüyleri ölü ve kabarıktı. Tüylerini temizledim. Bakım yaptım. Bu belki de bana yakınlaşmasının ilk nedeni oldu."
SEVGİSİZ BÜYÜMÜŞ PAYLAŞMAK İSTEMİYOR
Şenol Beyoğlu, Bebek Parkı’ndaki köpeklere her gün yemek götürüyor. Elinden geldiğince ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor. Bu süreçte Karam’la aralarındaki sevgi daha artmış. Üç ay önce kalçasında bir problem oluştuğunu fark edince, Karam’ı parkta bırakmaya kıyamayıp evine götürmüş. "Galiba hata yaptım: Kış mevsimiydi. Ev ortamına çabuk alıştı. İlgimle bana sevgisi iyice arttı. Çevremdeki herkesi kıskanmaya başladı. Karımı, oğlumu ve evdeki köpeğimi bile. Ben evde yokken problem yaşamıyorduk ama eve geldiğimde kimsenin yanıma yaklaşmasını istemiyordu. Köpeğim Goldi bile yaklaşamıyordu. Beş gün sonra tekrar parka bırakmak zorunda kaldım. Birbirimize bu kadar alıştıktan sonra ayrılmamız çok zor oldu."