9 Şubat 2008
Hayvan sahibi olmak isteyen çoğu kişinin ilk durağı pet shop oluyor. Bir kaç yıl öncesine kadar, sayıları çok azdı. Şimdi neredeyse her mahallede bir tane var. Ama İstanbul Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Murat Arslan, bu artışın kontrollü olmadığını söylüyor: "Biz meslek odası olarak, pet shop’lardan kaç tanesinin ruhsatlı olduğunu bilmiyoruz. Halbuki, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na göre, bunu bize bildirmeleri gerekiyor. Tahminime göre İstanbul’daki pet shop’ların en fazla yüzde 20 kadarı ruhsatlı. Ruhsat olmayınca denetim de olmuyor ve hayvanseverleri üzen çok kötü olaylar meydana gelebiliyor. Eve bir hevesle alıp getirdikleri hayvanlar hastalanıyor, hatta ölüyor. Bu, hayvanseverleri çok yaralıyor, ama esas olan hayvanlara oluyor." Bu deneyimlerin yaşanmaması için, Doç. Dr. Murat Arslan doğru pet shop’u nasıl ayırt edebileceğimizi, hayvan alırken nelere dikkat etmemiz gerektiğini anlattı.
RUHSATINI GÖSTERMEK İSTEMİYORSA ŞÜPHELENİN
Bir pet shop’a girdiğinizde, önce ruhsatlı olup olmadığına bakın. Ruhsat her şeyin düzgün yapıldığının garantisi olmasa da, en azından biraz daha kayıt altında olduğunu gösterir.
Alacağınız hayvanın sağlığıyla ilgili detaylı bilgileri mutlaka öğrenin. Her hayvanın genel bilgileri, uygulanan ilaç ve aşıların adı ve uygulama tarihleri "Süs Hayvanları Satış Yerleri Hayvan Sağlık ve Satış Belgesi"nde bulunur. Bu belge, pet shop sahibi ve veteriner hekim tarafından doldurulmuş, imzalanmış olmalı.
Her ruhsatlı pet shop’un sorumlu bir veteriner hekimi bulunur. O hekimden fikir almak da faydalı olacaktır.
Dükkan sahipleri ruhsatını veya hayvanın sağlık belgesini göstermek istemiyorsa, hemen başka bir pet shop’a gidin.
Hayvana aşı yapıldıktan sonra, en az dört gün bakım altında tutulması gerekiyor. Dört günden önce hayvanı alıp eve getirmeyin.
Yavru kedi veya köpek alırken iki aylıktan daha ufak olanları almayın. Zaten yasa gereği de, iki aydan küçük hayvanlar satılamıyor, çünkü bu yavruların hem bağışıklık sistemi gelişmemiş, hem de aşıları tamamlanmamış oluyor.
CANLININ GARANTİ BELGESİ OLMAZ
Pet shop size gideceğiniz klinik hakkında yönlendirme yapıyorsa dikkatli olun. Şüphelendiğiniz durumlarda, size önerilen klinik dışında, objektif olacağına inandığınız başka bir hekime gitmekten çekinmeyin.
Bazı pet shop’larda, hayvanlar için garanti belgeleri veriliyor. Bunlara itibar etmeyin. Doç. Dr. Murat Arslan bu konuda ne kadar hassas olunması gerektiğini şöyle anlatıyor: "Bir canlı için garanti belgesi verilemez. Bir doktor hastasına, ’Sen şimdi hamile kal. Ben senin çocuğunu mutlaka doğurtacağım. Sonra da, sen bebeği şu hekime götürürsen, sağlıklı kalacak’ diye bir garanti verebilir mi? Hayvanlar için de böyle bir garanti verilemez."
Pet shop ile kliniklerin ayrı yerler olduğunu unutmayın. Pet shop’ların, bırakın tedavi etmeyi, aşı yapmaya bile ehliyetleri yok. Eğer hayvanınıza pet shop’ta tıbbi müdahale yaptırırsanız, hukuki olarak siz de haksız duruma düşüyorsunuz.
KÖTÜ PET SHOP HAYVAN SEVGİSİNİ NASIL ZEDELİYOR
Ruhsatsız pet shop’lar hayvan kaçakçılığını körüklüyor. Doç. Dr. Murat Arslan, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’nın hazırladığı belgelere göre 2006’da Türkiye’ye hiç hayvan ithal edilmediğini söylüyor, "Ama pet shop’larda satılan hayvanların yüzde 95’i yurtdışından geliyor" diye ekliyor. "Demek ki, hayvanların çoğu ülkeye kaçak olarak sokulmuş. Kaçak hayvanlar denetime tabi olmadığı için, onlarla beraber birçok hastalık da Türkiye’ye giriyor."
Denetimden geçmeyen pet shop’ların, hayvan sevgisini öldürdüğünü Murat Arslan şu örnekle açıklıyor: "Biz Veterinerler Odası olarak, hayvan sevgisi oluşturmak için okullara, eğitimlere gidiyoruz. Sonra insanlar heveslenip, hayvan alıyor. Ama eve gelince hasta olduğunu görüyor. Pet shop’a götürdüklerinde adam hayvanı geri almıyor veya ’Yenisini vereyim’ diyor, ’İyileştiririz’ diyor. Ama o arada, kişi hayvan beslemekten vazgeçmiş, psikolojik olarak olumsuz etkilenmiş, üzülmüş oluyor. O zaman da toplumdaki hayvanseverlik zedeleniyor."
Pet shop’ların hijyenik koşullara uymaması toplum sağlığını da olumsuz etkiliyor. Sadece hayvanlara değil, insanlara da bulaşabilecek hastalıklar denetlenmeyen pet shop’lardan yayılıyor.
Bazı kişiler aldıkları hayvan hasta çıkınca, baş edemeyeceğini anlayıp hayvanı sokağa bırakıyor. Bu yüzden son yıllarda sokak hayvanlarının sayısı artmış durumda.
DENETLEMELER YETERSİZ
2004’te yürürlüğe giren Hayvanları Koruma Kanunu, aslında pet shop’larla ilgili birçok düzenleme getirdi. Buna göre pet shop açacak kişinin, yerel yönetimler tarafından verilen bir eğitimden geçmesi lazım. Dükkanın teknik ve hijyenik koşullarının, hayvanın fizyolojik, anatomik ve davranış özellikleri göz önünde tutularak hazırlanması ve belli standartlara uyması gerekli. Ancak bu kriterler yerine geldiği zaman, Tarım İl Müdürlüğü pet shop ruhsatı veriyor. Ama kurallar çok detaylı olmasına rağmen, işleyişte birçok sorun oluyor. Dükkanı açacak kişilere verilen eğitim sadece iki-üç gün sürüyor ve içeriği yetersiz kalıyor. Ayrıca Tarım Bakanlığı tarafından yapılması gereken denetlemeler, veteriner kadrosundaki eksikliklerden ötürü düzenli gerçekleşmiyor.
SOKAKTAN DA HAYVAN ALABİLİRSİNİZ
Doç. Dr. Murat Arslan: "İyi eğitim verdiğiniz sürece, sokaktan gelen hayvan ile pet shop’tan alınan hayvanın hiçbir farkı yok. Aslına bakılırsa, sokaktaki hayvan daha dirençli bile oluyor, çünkü ülkemizin şartlarına daha çok uyum sağlamış durumda. Hem sokaktan bir hayvan alıp beslemenin, sağladığı vicdani tatmin de çok farklı." Simla YERLİKAYA
Kaplumbağalarda kabuk deformasyonları ve piramit şeklinde kabuk büyümeleri
Ev ortamında yetiştirilen kaplumbağaların kabuklarında, piramit şeklinde görülen deformasyonlar, çoğu kez anormal kabuk gelişimi olarak kabul edilir. Birkaç istisnai kaplumbağa ırkı dışında, kabukların bu tarz sivri çıkıntılar göstermesi yaygın olarak karşılaşılan bir kabuk deformasyonudur.
Piramit şeklinde ortaya çıkan deformasyonlar, genellikle bakım ve beslenme koşullarının yetersiz olduğu ortamlarda ortaya çıkar. Bu konuda yapılan çalışmalar, özellikle ortamdaki havanın kuru, kaplumbağa için yeterince nemli olmadığı durumlarda daha yaygın görüldüğünü ortaya koyar nitelikte.
Yanı sıra dengesiz beslenme ve özellikle protein oranı yüksek gıdaların aşırı miktarda verilmesi de sebep olabiliyor.
Araştırmalar, piramit benzeri büyümenin, kabukta yumuşama ile seyreden metabolik iskelet hastalıklarının da sorumlu olabileceğini düşündürmekte.
Sonuç olarak, ev ortamında beslenen kaplumbağaların kabuklarının sağlıklı bir şekilde büyümesi ve deformasyona uğramaması için uygun bakım ve beslenme son derece büyük önem taşımakta. Besin içeriği dengeli, iyi ayarlanmış kaliteli yemler kullanılması ve ortamdaki nemin kaplumbağanın ihtiyaç duyduğu oranda dengelenmesi bu tarz kabuk deformasyonlarını önlemek ve kaplumbağaların kabuk sağlığını korumak için son derece önemli.
Pako Pano
Henüz çok genç, pointer kırması kıza yeni bir yuva aranıyor. Kendisi evden atılmış, çok yumuşak huylu, sakin bir dişi. Onu yanına almak isteyenler 0535 338 11 31’ten Arzu Hanım’ı arayabilir.
Fotoğraftaki kedi 1 Ocak’ta İstanbul Tuzla’da Marmados bölgesinde kayboldu. 18 aylık ve erkek. Siyah-beyaz renkte, uzun tüylü. Görenler veya nerede olduğunu bilenlerin 539 862 89 30, 532 424 38 04 numaralı telefonlara haber vermesi rica olunur.
İstanbul Beşiktaş Rehabilitasyon Merkezi’nde bulunan 1 yaşındaki erkek kurt köpeğine acil yuva aranıyor. İyi huylu ve korumacı bir köpek. e-mail: aslim1064@hotmail.com
Yazının Devamını Oku 2 Şubat 2008
Astrolojiye göre bir doğum tarihine sahip her canlının burcu vardır. Yani insanlar gibi, hayvanlar da doğum günlerine göre belirgin ve genel özelliklere sahip. İnternette, kediler ve astrolojiyle ilgili pek çok site var. Burçlarına göre kedilerin hangi özellikleri (oyuncu, miskin, zeki, temiz, sevimli, sinsi) taşıdığına dair metinler, tartışmalarla dolu. Eğer kedinizin doğum tarihini biliyorsanız, karakterinin burcuna ne kadar uygun olup olmadığına karar verin.
YALNIZ AMA LİDER
Koç (21 Mart-20 Nisan) Kendisini dahi sanır ama karamsardır. İkide bir ortadan kaybolarak bir köşeye çekilir, bütün günü patilerini yalayarak geçirir. Hastalandığında bile tedavi için yanınıza yanaşmaz. Zaman zaman kıskançlığı tutar.
SAATLERCE SEVİLEBİLİR
Boğa (21 Nisan-21 Mayıs) Bir sevgi yumağıdır ama aynı ilgiyi sizden de bekler. Yemeğini unutursanız, sevgi sürtünüşleri bir anda tırmalamaya dönüşebilir. Onu saatlerce sevebilirsiniz. Ancak çabuk şımaracağını da unutmayın.
SOSYAL, AKTİF VE ÇAPKIN
İkizler (22 Mayıs-21 Haziran) Hem insanlarla, hem diğer kedilerle vakit geçirmeyi çok sever. Sosyal ve çapkındır. Öğrettiğiniz her şeyi hemen kapar. Onunla oynarken yorulabilirsiniz. Oyalayacak bir şeyler bulmanızda fayda var.
OYNAMAK İÇİN YARATILMIŞ
Yengeç (22 Haziran-23 Temmuz) Eğer oyuncu bir kediye ihtiyacınız varsa bu tam size göre. Küçük ödülleri çok sever, onu istediğiniz gibi kandırabilirsiniz. Bu kediyle bütün gün evde kalsanız sıkılmazsınız. Musluktan akan su favori oyuncağıdır.
KÜÇÜK KRAL
Aslan (24 Temmuz-23 Ağustos) Rahatına çok düşkün olan bu kediyi memnun etmek kolay değil. Nazlı ve şımarıktır. Kendini kral zannettiğinden her tür hizmeti bekler. Bir kusur bulursa patileri devreye sokar. Ama bir de mutlu olursa dünyanın en tatlı kedisine dönüşür.
TEMİZLİK HASTASI
Başak (24 Ağustos- 23 Eylül) Çok titizdir, uyuyacağı ya da yemek yiyeceği yeri kendisi seçer. Prensip sahibidir, yemek çeşidini değiştirirseniz hoşuna gitmez. Rüzgarlı ve serin yerleri sever. Ama bazen de dibinizden ayrılmaz.
SÜS MERAKLISI
Terazi (24 Eylül-23 Ekim) Çok süslüdür. Sepetinin çevresine aynalar yerleştirin, ne demek istediğimizi anlayacaksınız. Çok da sıcakkanlıdır. Herkese ilgi gösterir, yalnızlığı sevmez. Ona bir evcil arkadaş bulmakta fayda var.
KAPRİSTE ÜSTÜNE YOK
Akrep (24 Ekim-22 Kasım) Eski Mısırlılar, bu kedileri kutsal sayardı. Belki de bu yüzden, dünyanın en kaprisli kedisidir. Peşinde sakın fazla koşmayın, pençelerini geçiriverir. Kırmızı, bordo gibi koyu renkleri sever. En iyi ilacı balıktır.
HER ZAMAN ÇOCUK GİBİ
Yay (23 Kasım-21 Aralık) Muzırdır. Başı hep derde girer ama dört ayak üzerine düşer. Meraklıdır, uyuşuk kedilerle hiç anlaşamaz. Hayatınıza renk katar ama gece yarısı sizinle oynamak için yatağınızda zıplayabileceğini de sakın unutmayın.
BİRAZ SİNSİ BİRAZ BENCİL
Oğlak (22 Aralık-20 Ocak) Bu kedilerin özellikleri sokak kedilerinde sıkça görülür. Size güvenmekte zorlanır. Sizden yemek ve sevgi aldıktan sonra tanımıyormuş gibi davranabilir. Ama sevgisini kazanırsanız en iyi ev arkadaşınız olabilir.
ZEKA KÜPÜ
Kova (21 Ocak-19 Şubat) Kedilerde de en zeki burç kovadır. Hafızası kuvvetlidir. Eve gelen misafirleri hemen ayırt eder, ona göre davranır. Özgürlükçü olduğundan, çok çalışan biriyseniz bu kedi tam size göre.
MİSKİN VE HAYALPEREST
Balık (20 Şubat-20 Mart) Günü televizyonun karşısında ya da sepetinde geçirebilir. Çoğu zaman da uyur. Ama sezgileri öyle kuvvetlidir ki, siz daha sokağın başındayken geldiğinizi hisseder. Gönlünü bir tek balıkla bile kazanabilirsiniz.
Kanaryalarda çiçek hastalığı
Kanaryalarda pox virus (çiçek hastalığı), ağız ve solunum yoluyla bulaşan, son derede şiddetli ve öldürücü bir hastalık tablosuyla seyredebilen bir enfeksiyon. Pox virus, her kuş türünde enfeksiyon yapar. Kanaryalarda görülen çiçek hastalığı, kanaryalara özgüdür. Diğer kuş ve canlı türlerine bulaşmadan sadece kanaryalar arasında geçiş yaparak hastalık oluşturabilir. Hastalığın bulaşmasında sivrisineklerin taşıyıcı rol üstlenmesi özellikle sivrisineklerin çok olduğu ve kuşun dış ortamla irtibat halinde tutulduğu yerlerde daha çok görülmesinde etkili olur. Hastalığı geçirip iyileşen kanaryalar da taşıyıcı olarak diğer kanaryalara hastalığı bulaştırabilir.
Çiçek hastalığının kanaryalarda kuluçka dönemi 5-10 gün kadar sürer. Kuluçka süresi geçtikten sonra belirtiler ortaya çıkar. Belirtiler çok çeşitli olmakla birlikte en sık görülenler, tüylerin kabarması, iştahsızlık, halsizlik gibi genel hastalık belirtileridir. Hastalık kuru formda seyrediyorsa yüz bölgesi, gaga ve ayaklarda şişkinlik ve kabuklanmalar, yaş formda seyrediyorsa gırtlak bölgesinde ve ağızda kalın tabakalaşmalar dikkati çeker. Yaş ve kuru form bir arada seyredebilir. Hastalığın ilerlemesiyle hızlı soluk alıp verme, pnemoni ve solunum güçlüğü gibi belirtiler de ortaya çıkar. Belirtilerin ortaya çıkmasından sonraki 2-3 gün içinde yüzde 80 oranında ölüm görülür.
Kanaryalarda çiçek virüsü enfeksiyonlarının spesifik bir tedavisi bulunmamakta. Ancak hastalık sırasında ikincil enfeksiyonların önlenmesine yönelik uygulanacak ilaçlar, genel durumu destekleyen tedaviler, titiz bakım ve beslenme uygulayarak kanaryanın hastalığı atlatmasına yardımcı olunabilir.
Hastalıktan korumak için öncelikle kanaryaları sivrisineklerden korumak gerekir. Hasta veya hastalığı daha önce geçirmiş kuşların sağlıklı kuşlardan ayrı tutulması ve bunlar için kullanılan kafes ve malzemelerin sağlıklı kuşlar için kullanılmaması, hayati önem taşımaktadır. Çok sık görüldüğü yerlerde sağlıklı kanaryaların aşılanması hastalıktan korunma için önemli.
Yazının Devamını Oku 26 Ocak 2008
25 yıl boyunca Türk Silahlı Kuvvetleri’nin köpeklerini eğiten astsubay İsa Aksu, emekli olduktan sonra da işinden kopamadı, yine köpek eğitmeye devam ediyor. Bugüne kadar 1500 kadar köpek eğiten Aksu, "Bu hayvanları o kadar çok seviyorum ki, öldüğümde sağıma-soluma köpek gömsünler" diyor.
Güneydoğu başta olmak üzere birçok yerdeki operasyonlarda kendi eğittiği köpeklerin kullanıldığını anlatan Aksu, bu köpeklerin iz takibi, devriye, arama-kurtarma ve karakolların güvenliği gibi önemli görevleri yerine getirdiğini anlatıyor: "Benim eğittiğim köpekler sayesinde teröristlerin karakollara yaklaşamadığını kendi aralarındaki telsiz konuşmalarından anlıyorduk."
Aksu ordudaki görevi boyunca sadece köpekleri değil, onlarla iş yapacak personeli de eğitti. Aksu emekli olduktan sonra Türkiye’nin birçok yerinden tanınmış kişilerin köpeklerini eğitmesi için kendisine başvurduğunu söylüyor: "Eğittiklerim arasında işadamlarının, bürokratların, siyasilerin hatta bakanların bile köpekleri var. Ama hepsine yetişmek mümkün olmuyor. Aynı anda en fazla 8 köpekle ilgilenebiliyorum. Şu anda Muğla’da Emin Sazak’ın kangallarını eğitiyorum. Gelmişken yat limanının bekçi köpeklerini kendi aralarında dalaşmasın, mangalcılara musallat olmasınlar diye sokak köpeklerini bile eğitimden geçirdim. Bir süredir burada kurduğumuz geçici eğitim çiftliği ile Ankara arasında mekik dokuyorum. Ankara trafiğini bilir misiniz? Kendi eğittiğim 4 köpekle Kızılay’a bir çıkıyorum mesela, sanki başbakan geçiyormuş gibi birdenbire ortalık açılıveriyor!"
DOĞRU ZAMAN 3 AYLIKKEN
Köpek eğitimi için biçtiği süre, alışılmış eğitim sürelerinden daha kısa. Nasıl olup da bunu becerdiği sorulduğunda köpeklerle arasında özel bir bağ olduğunu ileri sürüyor. Başarılı eğitim için tek bir şartı var: Köpeğin eğitim yaşının geçmemiş olması ve sakin bir ortam. Çünkü inşaat gürültüsü, trafik, okul kalabalığı gibi hayvanın dikkatini dağıtan ortamlarda eğitim zorlaşıyor.
Eğer bir köpeğiniz varsa eğitim için en uygun zaman hayvan daha 3 aylıkken başlıyor. Çünkü köpekler de insanlar gibi gençken daha kolay öğreniyor. 6-8 aylık ya da bir yaşındaki köpek de eğitilebilir ama 2 yaşına gelmiş bir köpeğin algılama ve öğrenme yaşı geçmiş oluyor. Bu yaştaki bir köpek için eğitim yine de mümkün, ama hem işiniz çok zorlaşıyor, hem de genç bir köpekten daha çok vakit alıyor.
KANGALA İLGİ LAZIM, PİTBULL YASAKLANMASIN
Pitbull’lar çok güzel, kaliteli köpekler. Birçok köpeğin genini taşıyorlar. Şimdiye kadar 7-8 tane hediye ettim. Ev-villa için bekçi köpeği olarak birebir. Ama kontrolü zor bir köpek, çok iyi bir eğitim almalı. Köpek konusunda uzman olmayana tavsiye etmiyordum. Bu köpeklerle gasp yapıyorlar mesela. Yasaklanmasına gerek yok ama amacına uygun yetiştirilmeli. Kangallar ise hantal yapılarına rağmen son derece başarılı koruma köpekleri. Soğuk iklime dayanıklı ve bir kurtla başedebilecek cesaret ve kuvvete sahip. O yüzden şimdi Afrika’da çita saldırılarına karşı kullanılıyor.
EN İYİ ÇOCUK ARKADAŞI: Labrador, kaniş, golden retreiver
EN İYİ AV KÖPEĞİ: İrlanda ve ingiliz setterleri, Mersin çatalburun
EN İYİ BEKÇİ VE SAVUNMA KÖPEĞİ: Alman kurdu, rotweiler, doberman
EN İYİ REHBER KÖPEK: Labrador
HANGİ EĞİTİM, NE KADAR SÜRÜYOR?
TEMEL İTAAT EĞİTİMİ: 2 hafta sürüyor. Otur, yat, kalk, gel, dur gibi komutları yakın temasta öğreniyor.
İLERİ İTAAT EĞİTİMİ: 2-3 hafta sürüyor. Temel itaat komutlarını uzaktan ve işaretle algılamayı öğreniyor.
SALDIRGANLIK EĞİTİMİ: 3-5 hafta sürüyor. Keşif, devriye, koruma ve saldırganı etkisizleştirmeyi öğreniyor.
İZ TAKİBİ EĞİTİMİ: En az 3 hafta. Suçluyu takip etme ve bomba, uyuşturucu gibi maddeleri bulmayı öğreniyor.
ÖZEL EĞİTİMLER: En az 3 hafta sürüyor. Karda kızak çekme, malzeme taşıma gibi eğitimleri alıyor.
KONDİSYON EĞİTİMİ: 1 hafta sürüyor. Her gün yapılmalı. Sürünme, atlama, engel aşma gibi eğitimleri alıyor.
KİMLERİN HANGİ CİNS KÖPEĞİNİ EĞİTTİ?
MGK eski genel sekreteri Tamer Akbaş’ın Saint Bernard’ını
Lütfullah Kayalar’ın Oran’daki villasında boxer köpeğini
Binnur Çevik’in Mafi ismindeki Belçika kurt köpeğini
Seray Mobilya’nın fabrikadaki doberman ve kangallarını
Dr. Hakkı Akalın’ın iki Belçika kurdunu, bir Alman kurdunu ve bir dobermanını
İşadamı Nurettin Kipman’ın bürosundaki iki Alman kurdu ve bir kangalını
Beğendik marketlerinin depolarını koruyan 3 Alman kurdunu Savaş ÖZBEY
Köpeklerde kusma
Köpeklerde kusma, mide içeriğinin ve bazen de ince bağırsağın ön kısmındaki içeriğin ağız yoluyla dışarı çıkarıldığı, beyindeki kusma merkezi gibi bir dizi sistemin kompleks çalışması sonucunda ortaya çıkan bir durum. Vahşi yaşamdaki köpek türleri, yavrularını kendi midelerindeki besinleri dışarı çıkarmak suretiyle besler. Bu nedenle bazı durumlarda köpeklerde kusma görülmesi normal bir durum olarak kabul edilebilir. Kusmanın bir probleme işaret edip etmediğini anlamak için veteriner hekiminizden destek almalı ve aşağıdaki kriterlerlere bakmalısınız:
Köpeğiniz ne sıklıkta kusuyor? Ayda birkaç kez, haftada birkaç kez, günde birkaç kez, her saat gibi.
Kusma ile ilgili şikayetler ne kadar sürüyor? Bir saat, bir gün, bir hafta gibi.
Köpeğinizin genel durumu nasıl? İyi, halsiz ve durgun, bitkin ve hasta gibi.
Kusma dışında belirtiler var mı? İshal, iştahsızlık, ayakta duramama gibi.
Köpeklerde kusmanın bir çok sebebi vardır. Bunlar içinde en çok karşılaşılanlar: Yabancı cisim yutmak, iç parazitler, fazla mama yeme, hızlı yeme, çok yağlı besinler yeme, mide enfeksiyonları, böbrek ve karaciğer hastalıkları, zehirlenmeler, mide ülserleri, gastrik dilatasyon (mide genişlemesi) ve torsiyon (midenin kendi ekseni etrafında dönerek burkulması), bağırsak hastalıkları.
Kusmanın tedavisi hastalığın sebebine ve şiddetine göre değişir. Veteriner hekiminize danışmalı ve kusmanın ardında yatan asıl problemi tespit etmelisiniz.
Pako Pano
3 aylık erkek köpeğim, aşılarıma başlandı. Çirkinim ama akıllıyım. Kendime sıcak bir yuva arıyorum. (555) 422 88 95, (532) 573 40 70.
Evden atılmış siyah-beyaz bu kedi zor durumda sokakta bulundu. Bir yaşında olduğu tahmin ediliyor. Kısırlaştırıldı, sağlık kontrolünden geçti. Şimdi yuva arıyor. (532) 210 08 99.
Yazının Devamını Oku 19 Ocak 2008
Sokakta yaşayan yabanileşmiş kedilerin sadece Türkiye’de problem olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.
İngiltere, İrlanda ya da Hollanda gibi Avrupa ülkelerinde, ABD’de ya da Tayvan’da bile, bu kediler sorun çıkarıyor. Kafeslere konulamayan, sürekli üreyen, insanların yanına yaklaşmayan ve onlardan sadece yemek vermelerini bekleyen bu kedilere çözüm bulunması için özellikle İngiltere’de yaklaşık 30 yıldır çalışılıyor. Ülkede 6 milyon kedinin düzenli üremesi için kontrol sağlanıyor. Bunun için uygulanan yönteme TNR, yani "yakalama-kısırlaştırma-yaşadığı alana bırakma" deniyor. İngiltere’de Trafford
Belediyesi hayvan sağlığı ve koruması müfettişi, sivil toplum örgütü Kismet Account’un direktörü Ian MacFarlaine bu projenin uzmanlarından. Gönüllü olarak 9 ülkede kediler için uygulanan 30 TNR projesinde çalıştı. Geçen hafta Sosyal Sorumluluk Eğitim Derneği’nin (SED) organize ettiği, Bakırköy Belediyesi’yle yapılan "Onlar Bizim Kedilerimiz" programında insani ve etkin bir şekilde kedi yakalamanın önemini anlattı. TNR projesinden İstanbul’un da faydalanabileceğini, veteriner-belediye-sivil toplum örgütleri işbirliği sayesinde, sokak kedilerinin sürekli üremesinin engellenebileceğini söylüyor.
TNR PROJESİNDE NELER YAPILIYOR
Yakalama, kısırlaştırma ve bulunduğu ortama geri götürme anlamına gelen TNR projesinin uygulanması için çeşitli şartlar var. Eğitim, planlama, önceden belirli bir bölgenin seçilmesi, besleyen kişilerin yardımı, onlara sürecin uzun olacağını ve sabırlı olmaları gerektiğinin anlatılması. Proje şöyle işliyor:
Yazının Devamını Oku 11 Ocak 2008
Kadıköy Kalamış Caddesi üzerindeki Sarman Kitapçı, dükkanın bir bölümünde kediseverlere özel ürünler sunuyor.
Yazının Devamını Oku 5 Ocak 2008
Nükhet Barlas, en büyük tutkusu kedi fotoğrafı çekmek olan bir çevrebilimci. Saatlerce sokaklarda, parklarda dolaşarak en güzel kareleri yakalamaya çalışıyor.
Sokak kedilerinin fotoğraflarından oluşan "Cats of İstanbul" isimli bir ajanda çıkardı. İstanbul’u kedilerin başkenti olarak tanımlıyor. Dünyanın pekçok ülkesini gezmiş, hiçbirinde bu kadar güzel ve çeşitli kedi görmemiş.
Nükhet Barlas kendini bildi bileli evinde kedi besliyor. Kedileri fotoğraflama merakı ise ODTÜ’de okurken başlamış. Uzun yıllar ABD’de yaşarken de kedilerin fotoğrafını çekmek istemiş ama o kadar ilginç kedi bulamamış. Bir süre önce kendini yarı emekliye ayırmış ve küresel ısınma, kuraklık gibi konularda yazmaya, yazılarını çeşitli gazetelerde yayınlamaya başlamış.
Barlas’ın fotoğraf sevdası devam ediyor. Fotoğraf makinesi hep çantasında. Köpek, kuş, kelebek ve kedi fotoğrafları çekiyor. Fakat en çok kedi fotoğrafı çekmeyi seviyor. Kedileri çok estetik buluyor ve mutluluk kaynağı olarak görüyor. Kontrol edilemez vahşilikleri de ilgisini çekiyor.
İstanbul’daki kedilerin çok güzel olduğuna inanıyor: "Bu şehirdeki gibi kedilere başka hiçbir yerde rastlamadım. Üç kıtaya yayılmış bir imparatorluğunun payitahtı olmak, ticaret yolları üzerinde olmak bu kedilere ırk zenginliği katmış. Bence kediler İstanbul’un güzelliğinin bir parçası, sembolü."
Yazının Devamını Oku 29 Aralık 2007
Yeni yılda çevrenizdekilere, üzerinde birlikte çekilmiş fotoğrafınızın basılı olduğu bir tişört veya kupa hediye etmek, bunu yaparken de 2 bin köpeğin karnının doyurulmasına yardımcı olmak elinizde. Fatih Belediyesi Yedikule Hayvan Barınağı’nın hazırladığı sanal mağazada tişört, yastık, tasma ve kupa gibi ürünlerden dilediğinizi kendiniz tasarlıyorsunuz. İster hazır desenlerden, ister kendi fotoğraflarınızdan yararlanıp dilediğiniz sözcükleri ürünlerin üzerine yazabiliyorsunuz.
2001 yılında kurulan Fatih Belediyesi Yedikule Hayvan Barınağı, 2 bin metrekarelik alanda, 2 bin hayvanı barındırıyor. Yerel yönetimle hayvansever işbirliğinin iyi bir örneği olan barınağın temel ihtiyaçları Fatih Belediyesi tarafından karşılanıyor. Makarna, süt, ilaç ve aşı gibi ihtiyaçlar için gönüllüler destek oluyor. Barınak hayvanlara yardım amacıyla yaklaşık 10 gün önce yeni bir çalışmaya başladı. İnternette açılan mağazada alışveriş yapanlar bir yandan da barınaktaki hayvanların karnının doymasına katkıda bulunuyor. Mağazanın sloganı "Hem yardım, hem hediye".
Barınak yetkilileri, baskılı promosyon ürünlerinin her zaman ilgi çektiğini düşünerek yola çıkmış. Barınak gönüllülerinin, üzerinde kurum logosu olan ürünlerden hoşlanması da başka bir fikir vermiş. Sonuçta kendi web siteleri içinde hem barınağın logosunu bulunduran, hem de isteyenlerin farklı desenler oluşturabileceği bir satış modülü yaratmaya karar vermişler. Sitenin gönüllü tasarımcılığını Duygu Külünkoğlu Meriç üstlenmiş. Yazılımını da Basmatik isimli firma hazırlamış.
KENDİ FOTOĞRAFINI KOY İSTEDİĞİN RENGE BOYA
Siteye www.fatihbelediyesiyedikulehayvanbarinagi.com/shop/sanal-magaza-acildi/ linkinden giriliyor. Alışveriş yapmak için önce yeni üye bölümündeki kısa formu doldurup ücretsiz üye olmak gerek. Karşınıza üzerinde istediğiniz gibi desenler ekleyebileceğiniz tişört, yastık, anahtarlık, bardak altlığı, kitap ayracı, tasma ve kupa gibi bir çok ürün çıkıyor. Bu ürünler arasından hangisini almak istediğinize karar verdikten sonra modül içinde bulunan çocuk-bebek, anne, aşk, yılbaşı ve hayvanlar gibi çeşitli temalarda hazırlanan desenlerden en beğendiğinizi seçiyorsunuz. Kendinizin veya sevdiklerinizin resmini, aldığınız ürünün üzerine bastırmak da mümkün. Desene karar verdikten sonra sıra baskı ve ürün rengini belirlemeye geliyor. Sonra sağ, sol, ön, arka olmak üzere ürünün baskı yapılacak yüzeyi seçiliyor. Bu bölümde baskı türüne de karar veriliyor. Örneğin birden fazla renk içeren tasarımlar için dijital baskı, tek renk baskılar için flex ya da flock öneriliyor. Flex tekstil üzerinde düz ve yumuşak, flock kabartmalı ve kumaşımsı bir doku oluşturuyor.
MÜŞTERİLERDEN ÜRÜN ÖNERİLERİ BEKLİYORLAR
Ürünün üzerine yazı eklemek isterseniz, yazı tasarımı bölümüne istediğiniz yazı metnini yazdıktan sonra metnin boyutuna ve kullanılacak renklere karar veriyorsunuz. Ardından hazırladığınız desen ve yazıyı ürün içinde istediğiniz konuma yerleştirebiliyorsunuz. Son adımda sepete ekle butonuna basarak, ürününüzün boyut ve adedini seçiyorsunuz.
6 YTL’den başlayan ürünlerin fiyatı seçtiğiniz resim, desen ve yazılara göre yükselerek değişiyor. Kredi kartı ya da havaleyle ödeme yapmamak mümkün. Ürününüz istediğiniz adrese kargoyla ortalama 4-5 gün içinde ulaştırılıyor. Mağazada en çok anahtarlık, tişört ve kupalar ilgi görüyor. Barınak gönüllülerinin yeni desen ve ürün geliştirme çalışmaları devam ediyor. Müşterilerden de ürün önerileri bekliyorlar. Fatih Belediyesi Yedikule Hayvan Barınağı sakinlerine, yine site üzerinden duyurulan diğer sanal alışveriş modüllerinden mama, dezenfektan, klinik desteği ve yeni yıl kartları alarak da destek olabilirsiniz. Hakan GENCE
Kedilerde gıda alerjileri
Gıda maddelerinden kaynaklanan alerjiler, kedilerde çok yaygın olmasa da, pire ve solunum yolu alerjilerinden sonra en çok görülen türdür. Kedinin 5-6 aylık bebeklik döneminden yaşlılık dönemine kadar herhangi bir zamanda ortaya çıkabilir. Yaş, ırk ve cinsiyet gibi faktörlere bağlı değildir. Ancak istatistiki bilgiler, alerji vakalarının en çok 2-6 yaş arasındaki kedilerde bildirildiğini gösteriyor.
BELİRTİLERİ NELER
Gıda alerjileri, kedinin tükettiği gıdaların bir veya birden fazlasına reaksiyon göstermesi sonucunda ortaya çıkabilir. En yaygın karşılaştıklarımız balık, dana eti, yumurta, buğday ve süt gibi maddelere bağlı olarak görülen alerjiler. Kediler, bazı besin maddelerini uzun bir süre yedikten sonra da bu maddelere karşı alerjik reaksiyon gösterebilir.
Gıda alerjisinin belirtileri:
Özellikle vücudun ön yarısında, baş, boyun, ense ve kulak bölgesinde kaşıntı
Kulakta sürekli kaşıntıya bağlı olarak ortaya çıkan şişme ve/veya enfeksiyon
Yine aşırı kaşınmaya ve yalanmaya bağlı tüy dökülmeleri, deride açılmalar
Kusma ve/veya ishal
TEŞHİS İÇİN ELİMİNASYON DİYETİ
Deri içi testler ve kan tahlilleri, özellikle doğrudan temas ve solunum yoluyla etkili olan alerjileri tespit etmede faydalı olsa da, gıda alerjisinin tespitinde kullanılmıyor. Başvurulacak tek yöntem, eliminasyon diyeti uygulayarak gıda testi yapmak. Bu amaçla öncelikle veteriner hekiminiz kedinin daha önce hiç yememiş olduğu (ördek, tavşan eti v.s. gibi) besin maddelerinden hazırlanmış bir gıda belirler. Son yıllarda alerji yapma etkisi tamamen ortadan kaldırılmış proteinlerden oluşan özel reçete diyetler de kullanılabilir. Kedinin daha önce hiç tüketmediği bu yeni gıda maddeleri 12 hafta süresince kullanılır ve bu süre zarfında hiçbir ilave gıda (ödül, vitamin, mineral v.s. dahil olmak üzere) maddesi verilmez. Eğer bu süre sonunda alerji belirtileri ortadan kalkarsa ve eski mamasına tekrar dönüldükten kısa bir süre sonra da belirtiler tekrar başlıyorsa gıda alerjisi olduğu söylenebilir. Spesifik olarak alerjiyi yapan gıda maddesinin tespiti için ise beslenmesinde kullanılan mamanın içeriğindeki maddeler tek tek denenir.
Hastalığın en iyi tedavisi, alerjiye yol açan gıdanın kediye bir daha yedirilmemesi. Gıda alerjilerinde en çok dikkat edilecek nokta, sindirim problemlerine yol açan baharat, sos v.s. gibi uygun olmayan gıdaların yedirilmemesi, dengesiz veya aşırı beslenmeye bağlı olarak tüm kedileri hasta edebilecek gıda intoleransları ile belli gıda maddelerine karşı görülen gıda alerjilerinin birbirine karıştırılmamasıdır.
Pako pano
24 Aralık günü İstanbul Caddebostan’daki Mc Donalds’ın önünde, kahverengi tüylü, mavi göğüs tasmalı, dişi, Pekinez cinsi, yaklaşık bir yaşındaki köpeğim Tommy kayboldu. Tasmasından ismi ve telefon numaraları yazılı. Bulanların, görenlerin haber vermesi önemle rica olur. Tel: 0212 352 79 03 / 0552 295 69 70
Ankara Eryaman’da bir inşaatın bahçesinde yaşayan 4 yaşındaki kırma, kısırlaştırılmış erkek sokak köpeğimiz Tony, 19 Aralık’ta kayboldu. Ona bir şekilde zarar verilmesinden korkuyoruz. Her sabah bir çoğumuzu servisimize kadar geçiren, her akşam yollarımızı gözleyen, oyuncu, arabaları kovalamayı seven, gözbebeğimizi, sevgi arsızımızı bulanların ya da yerini bilenlerin haber vermesini rica ediyorum. Tel: 0505 667 47 72
Fotoğraftaki köpeği Maslak Atatürk Sanayi Sitesi 2. kısımda bulduk. Boynunda çan şeklinde zili ve kendisine ait tasma var ama malesef tasmada hiç bir bilgi yok. Sahibini arıyoruz. Tel: 0542 774 72 55
Yazının Devamını Oku 22 Aralık 2007
Yeni yıla sayılı günler kaldı. Arkadaşlarınıza ve ailenize alacağınız hediyelere belki çoktan karar verdiniz. Peki ya en yakın dostlarınız, evcil hayvanlarınız ne olacak? Onlar için de artık pek çok hediye alternatifi var. Büyük alışveriş merkezlerine uğrayabilir, internet üzerinden sipariş verebilirsiniz.
Bilge Öztürk’ün FNDK markalı kedi köpek çantaları
Tarkan’ın avukat sevgilisi Bilge Öztürk, evcil kedi ve köpekler için çanta tasarlamaya başladı ve kendi markasını yarattı: Fndk- pet a la mode. Bu işe başlamasında terrier cinsi köpeği Fındık’ın rolü büyük. Markaya da onun ismini (Fndk) verdi.
Bilge Öztürk, köpeğini rahat ve güvenli taşıyamamaktan şikayetçiydi: "Adliyeye gitmeyip ofiste olacağım zamanlar bazen Fındık’ı yanıma alıyordum. Kafes ve plastik çantalar hem yeterince güvenli değildi, hem de görüntüleri pek hoş sayılmaz. Benim gibi bu sorunu yaşayan bir sürü hayvan sahibi olduğunu düşünerek kendi markamı yaratmaya karar verdim. "
GERÇEK DERİ VE KÜRK KULLANILMADI
Öztürk’ün bu işteki ortağı kendisi gibi avukat olan arkadaşı Hasan Demirel. Diğer bir arkadaşı Gökçe Eğrek de tasarım aşamasında yardımcı oldu. Kumaştan fermuarlara kadar her türlü malzemeyi kendisi seçti.
Çantalar dört ana modelden (New York, Barcelona, Safari, Berlin) oluşuyor. Modeller kendi içlerinde renk kombinlerine göre 20 alternatif sunuyor. Bazı modeller uçak kabinleri için daha uygun, bazıları günlük kullanım için tercih ediliyor. Petin boyuna göre küçük, orta ve büyük boyları var. Hepsinde kedinin veya köpeğin dışarı fırlamaması için özel emniyet tasmaları mevcut. Çantalar bir pedle içten destekleniyor. Böylece hem çantanın alt kısmında çökme olmuyor hem de hayvan çantanın içinde sıkışmıyor. Fileler ve kuş gözleri sayesinde hava akışı sağlanıyor.
Modellere göre yeri ve genişliği değişmekle birlikte kullanışlı cepler ve gözler var. Anahtarlık ve telefon konulabilecek cepler, aynı zamanda hayvanın biberon, su ve bisküvilerini de rahatlıkla taşıyor. Çantaların içindeki saten astar leke tutmuyor ve gerektiğinde değiştirilebiliyor. Çantalarda asla gerçek kürk ve deri kullanılmıyor. Bilge Öztürk, "Bir hayvanın konforu için başka bir hayvanın katledilmesi fikrine karşıyım" diyor. Çantaların üzerinde taşlarla süslü kemik, pati ve taç süslemeleri var. Taç desenleri hayvanlar başımızın tacıdır mesajı veriyor.
Bu çantalar sadece pet sahipleri tarafından değil hava alan iç cepheleri yüzünden sporcular tarafından da tercih ediliyor. Bilge Öztürk, bu işin kendisi için bir hobi olduğunu söylüyor: "İşlerden arta kalan zamanlarımı, tatil ve haftasonlarımı bu işe ayırıyorum. Fakat iş saatlerimi asla aksatmıyorum. Avukatlığa sonuna kadar devam."
Kreasyonun kataloğunu Pamir Cazım Bezmen hazırlamış. İnternet sitesini ödüllü genç yetenek Sertaç Pişkin düzenlemiş. Şu anda Bilge Öztürk, yaz sezonunda piyasada olacak yeni bir kreasyon, yılbaşı ve Sevgililer Günü için yeni modeller üzerinde çalışıyor. Günlük kullanıma uygun sade tasmalarla, çantalara uygun cüzdanlar da çok yakında satışta olacak. "Fndk- pet a la mode" marka çantalar Akmerkez, Bağdat Caddesi, İstinye Park, Nişantaşı, Ankara Ankamall ve İzmir Mudo mağazalarında satılıyor. www.petsrus.com.tr adresinden online olarak satın alınabiliyor. Fiyatları, 265-390 YTL arasında değişiyor.
Köpeğin damak tadına uygun kurabiyeler
Küçük Kurabiye Dükkanı, Murat Söğütlüoğlu tarafından Beyoğlu Kumbaracı Yokuşu’nda 2003’te kuruldu. Birkaç ay önce Levent Nispetiye’ye taşındı. 50’ye yakın kurabiye çeşidi bulunan mekanda, börek ve kek de var. Mart ayından beri evcil hayvanları mutlu edecek kurabiyeler satmaya başladılar. Murat Söğütlüoğlu özel diyeti olan dalmaçyalı köpeği Dora’ya evde uzun süredir kurabiye yaptığını söylüyor: "Arkadaşlarım köpekleri için bu kurabiyelerden istemeye başladı. Ben de yaptıklarımı dükkanıma taşımaya karar verdim." Dükkanda 6-7 çeşit köpek kurabiyesi var. İçlerinde yağ, tuz ve şeker gibi köpeklere zararlı maddeler yok. Tahıllı, kuru meyvalı, tuzsuz peynirli, havuçlu, dere otlu, maydanoz ve ısırgan otlu kurabiyeler var. Köpeklerin güçlü kokulara ilgi gösterdiğini söyleyen Söğütlüoğlu, sarımsaklının çok rağbet gördüğünü belirtiyor. Kurabiyelerin kilosu 20 YTL. Taneyle de satılıyor. Tel: (212) 269 25 92.
Kedi dostlarına hediyeler
Eğer kedi dostu arkadaşlarınız varsa Kadıköy Kalamış’taki Sarman Kitapçı size yardımcı olabilir. Koleksiyonda tasarımlarıyla dikkat çeken yastıklar, havlular, önlükler, kitap ayraçları, anahtarlıklar, takılar ve kediyle alakalı aklınıza gelebilecek pek çok şey bulunuyor. Ürünlerin hepsi kitabevinin sevimli ev sahibi Pisican’dan ilham alınarak üretilmiş. Tel: (216) 450 69 00
Ünlü pet butiği Pets R Us yakında İstanbul’da
Pets R Us, evcil hayvanlar için www.petsrus.com.tr web adresinden online satış hizmeti veren bir site. Köpek, kedi, kuş, balık, kemirgen ve sürüngenler için yüzlerce hediye var. Örneğin kedi ve köpekler için yeni yıl kostümü, aksesuvar, takı, mücevher ve bakım ürünlerine bakabilirsiniz. Yılbaşı gecesi için kedi ve köpeklere kravat ve papyon da satıyorlar. Bu arada ekleyelim, Pets R Us yakında İstanbul’da City’s Nişantaşı ve Astoria Gayrettepe’de butik açacak.
Köpeklerde yaşlılığa bağlı kalp rahatsızlıkları
SORU :
Benim 15 yaşında orta boy, terrier melezi erkek bir köpeğim var. Üç senedir devam eden kalp rahatsızlığı mevcut. Düzenli ilaç kullanıyor ve kalp hastalıklarına özel bir reçete diyet ile besleniyor. Son zamanlarda hastalığı ile ilgili belirtileri daha sık ve daha şiddetli yaşamaya başladı. Bizi köpeğimizin rahatsızlığı ile ilgili bilgilendirmenizi rica ediyorum. Ebru Emiroğlu
CEVAP :
Köpeklerde yaşın ilerlemesi ile ortaya çıkan kalp hastalıkları, insanlarda olduğu gibi orta yaş ve üzeri köpeklerde oldukça sık görülür. Şüphesiz köpeğinizin 15 yaşında olması kalp ile ilgili teşhis edilmiş rahatsızlıkları daha yoğun ve daha belirgin yaşamasına neden olmakta.
Yaşı çok ilerlemiş olan köpeklerde genellikle kalp kasının zayıflaması, kalp büyümesi, kalp kapakçıklarının yetersizliği ve buna bağlı kalp hastalıkları görülmekte. Sorunuzda köpeğinizle ilgili bahsettiğiniz belirtiler, kalp hastalıkları sırasında köpeklerde izlediğimiz belirtiler. Bu belirtilerin yanı sıra çabuk yorulma, yürüyüş sırasında zorlanma, hareket etmek istememe, özellikle geceleri daha belirginleşen öksürükler, kilo kaybı, nefes nefese kalma, çarpıntı hali, heyecanlandığı zamanlarda belirtilerin şiddetlenmesi, kendinden geçip bilincini yitirme ve bayılma halleri gözlenebilmekte.
Veteriner hekiminizin önerdiği ve kullanmakta olduğunuz ilaçlar köpeğinizdeki kalp rahatsızlığı ve buna bağlı olarak ortaya çıkan sorunları tedavi etmek için yaygın olarak kullanılan ve oldukça etkili olan ilaçlar. Bunun yanı sıra şu an uygulamakta olduğunuz özel reçete diyet ile beslenme de son derece faydalı olacaktır. Özellikle bu tarz özel diyetlerin içeriğinde kalbi destekleyen ve kalp kasının kuvvetlenmesine yardımcı olan besin maddeleri önemli ölçüde bulunur.
Köpeğinizin yaşının ilerlemiş olması, kalp rahatsızlığına bağlı belirtilerin sıklaşmasına ve şiddetlenmesine yol açabilir. Bu nedenle hayati risklerin en aza indirgenebilmesi için veteriner hekiminizi sık ve çok düzenli ziyaret etmeniz, gerekli gördüğü ilaç ve beslenme uygulamalarını aksatmadan uygulamanız oldukça büyük önem taşımakta.
Pako Pano
Biri beyaz, diğeri siyah-beyaz iki terrier yuva arıyor. Biri 7 aylık, diğeri 1 yaşında. İrtibat için Aylin Cumalıoğlu Tel: 312 241 83 63.
10 günlükken annelerini trafik kazasında kaybeden 2 erkek 1 dişi bebek kedi, biberonlarla beslenip büyüdüler. Artık 7,5 aylık oldular ve yeni yuvalara gitme zamanları geldi. Onlara yuvanızı açar mısınız? Tel: (532) 223 61 15
Yazının Devamını Oku