31 Mayıs 2008
Hayvansever Çevre Mühendisi Ayşe Gıdak, bir süre önce internette www.kingbalak.com adında bir site keşfetti. Sitede, ithal edilmesi ve beslenmesi yasak olan pitbull, straffordshire bull terrier ve kangal gibi köpeklerin dövüş görüntüleri yer alıyordu. Ayrıca bu dövüşlerle ilgili bahis de oynatılmaktaydı. Ayşe Gıdak, Telekomünikasyon Kurumu Bilgi İhbar Merkezi’ne başvurarak bu sitenin yasaya aykırı bahis oynattığı için kapatılmasını istedi. Bir süre sonra bir e-posta ile cevap geldi. Telekomünikasyon Kurumu, siteyi incelemiş, buradaki bahisleri sıradan bir spor müsabakası olarak değerlendirmişti ve sitenin kapatılmasına gerek duymuyordu. Oysa site, kanlı köpek dövüşü fotoğrafları ve videolarıyla doluydu ve üyelerini bahis sitelerine yönlendiriyordu.
Balak adlı bir kangal köpeği adına kurulan "Kingbalak Köpek Dövüşleri" sitesi, birbirinin gırtlağına sarılmış köpek fotoğraflarıyla açılıyor. Hem Türkiye’den hem de Japonya’dan Afganistan’a kadar dünyanın her yerinden köpek dövüşü fotoğraf, haber ve filmleri sitede yer alıyor. Buraya üye olanlar, aralarında dövüşler konusundaki fikirlerini, izlenimlerini, fotoğrafları, cep telefonuyla çektikleri filmleri paylaşıyorlar.
Hayvan Hakları Türkiye Aktif Güç Platformu (HAYTAP) üyesi Ayşe Gıdak, bu siteyi görünce harekete geçti. Telekomünikasyon Kurumu’nun web sitesindeki Bilgi İhbar Merkezi’ne form doldurarak, bahis oynatan köpek dövüşleri sitesi www.kingbalak.com’a erişimin engellenmesini istedi. Telekomünikasyon Kurumu ihbar merkezinden verilen yanıtta, teknik ve hukuki bir inceleme yapıldığı belirtildi. Yazıya göre, internet suçlarıyla ilgili 5651 sayılı kanun ile bahis ve şans oyunlarıyla ilgili 4728 sayılı kanun açısından site gözden geçirilmiş, ancak buna erişimin engellenmesi kararına yol açabilecek herhangi bir suç unsuru bulunamamıştı. Dilerseniz, diyordu Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı, adli mercilere başvurabilirsiniz...
Ardından başka HAYTAP üyesi hayvanseverler de aynı formu doldurarak sitenin kapatılmasını istedi, Ayşe Gıdak’a yollanan cevabın aynısı onlara da geldi.
BİR SÜRÜ SUÇ VAR AMA ONLAR ARASINA GİREMEDİ
Telekomünikasyon Kurumu’nun ihbar merkezinde suç saydığı eylemler şöyle sıralanıyor:
İntihara yönlendirme, çocukların cinsel istismarı, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, sağlık için tehlikeli madde temini, müstehcenlik, fuhuş, kumar oynanması için yer ve imkan sağlama (5651 sayılı bilişim suçlarıyla ilgili kanunda, Türk Ceza Kanunu’na yapılan atıf)
Atatürk aleyhine işlenen suçlar (5816 sayılı kanun)
Futbol ve diğer spor müsabakalarında bahis ve şans oyunları düzenlenmesiyle ilgili kuralların çiğnenmesi, sabit ihtimalli veya müşterek bahis oynatılması, oynanmasına yer veya imkan sağlanması (7258 ve 5728 sayılı kanunlar)
Telekom, bu suçlarla ilgili ihbarların, internet üzerinden form doldurularak, mail, telefon (0312-582 82) ve SMS ile yapılabileceğini belirtiyor.
İşte o satırlar
Site incelendiğinde, üyelerin kendi aralarındaki diyaloglar tüyler ürpertiyor. İşte biraz daha düzgün bir Türkçe ile verdiğimiz bazı konuşma örnekleri
Siteye adını veren Balak adlı köpek hakkında: Boş köpek olsaydı onun adına site açar mıydık be, o kadar cahil miyiz bizz... Hayvan dişsiz, kırık bacaklı, bu halde neler yapıyor; hala arkasından konuşurlar...
Samson ve İsli karşılaşması, Mayıs 22 / 2008: Maç tam 11 dak. sürmüştür ve komple izleyenler görmüştür. Maç bahisli idi ve sahibi damağı parçalandı diye köpeğini çekmek istedi. Devam etmiş olsa İsli çok daha darbe alırdı. Sonuçta, meydancılar bilir, o köpeğin bir daha icraatı olmazdı. Sahibi de gerekeni yaptı, yenilgiyi kabul etti ve bahsi de Erkan’a teslim etti.
Benim arkadaşta safkan staffordshire bull terrier var. 2 ay önce safkan pitbull’a bahisli kavgaya götürdük, ben gözlerimle gördüm, ikisi de 3 yaşında pitle kavga etti. 40 dk. sürdü, pitin arka bacağını kopardı, ayıramadılar. Fazla kalıcı bişi yoktu ama pit sonunda kopuk bacağıyla bi daha saldırınca staffordshire bull terrier parçaladı onu, yani sonuçta pit öldü. Arkadaş birkaç resim çekmişti, alırsam koyarım...
Panter Ailesi’nin yeni elemanı yamyam 3.5 aylık: Allah nazardan saklasın abi, hadi kolay gelsin, dövüştürsen bahisle, 250 m’ye (herhalde 250 milyon) aç bahisleri, bu köpek kazanmazsa şerefsizim...
Rottların çenesinin parçalayamadığı bir şeye rastlamadım. Macar ve antrenmanlı bir rott, pitbulu ezer, çizer ve sonunda yer. Rott, piti çamaşır gibi sallar. Benim arkadaşım, rott’unun dişlerini kestirmişti tehlikeli diye. Eğer pit, rott’u döverken video varsa, atın görelim. Ama Macar ve antrenmanlı olsun.
PİTBULLARI SİLAH GİBİ KULLANIYORLAR
HAYTAP Hukuk Danışmanı, İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Ahmet Kemal Şenpolat, yasak hayvanların internet üzerinden dövüştürülmesiyle ilgili şöyle diyor: "5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun 14. maddesine göre pitbull, terrier ve Japanese tossa gibi tehlike arz eden hayvanlarının üretilmesi, sahiplendirilmesi, ülkeye girişi, satışı ve reklamı, takası, sergilenmesi, hediye edilmesi yasak. Yasaya aykırı davrananlara hayvan başına 2 bin 500 YTL idari para cezası veriliyor. Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sokulmuş olanların sahipleri 3 ay içinde hayvan koruma kurullarına bildirerek bunları kayıt altına aldırmak, 6 ay içinde kısırlaştırarak bu belgeleri il hayvan koruma kurullarına teslim etmek zorunda. Bu hayvanlar pratikte en çok kumar ve dövüş amaçlı kullanıldığından maalesef internet sitelerinde, petshoplarda hálá satılıyor. Daha da vahşi olsunlar diye sahipleri tarafından büyük bir işkenceye tabi tutuluyor, dövülerek, susuz bırakılarak, kamçılanarak yetiştiriliyorlar. Savcıların, il çevre müdürlüklerinin ihbarı üzerine satış yapılan, bunların alımını kolaylaştıran web sitelerini kapatmaları gerekir. İl çevre müdürlüklerinin de idari para cezasını uygulayıp en yakın barınağa hayvanı teslim etmeleri gerekir. Kişilik bozukluğu olan, aşağılık kompleksi olan insanlar, sokakta pitbull ile gezmeyi, belinde silah taşımakla eş görüyor."
Fotoğraftaki kedicik 24 Mayıs’ta, İstanbul Samandıra’da kayboldu. 10 aylık, kısırlaştırılmış ve erkek. Boynunda isminin yazılı olduğu bir tasma var. Böbrek sorunu nedeniyle ilaç içmesi gerekiyor, yoksa böbrek yetmezliği olacak. Görenlerin veya nerede olduğunu bilenlerin aşağıdaki numaraya haber vermelerini rica ediyoruz. Tolga Öztorun Tel: (532) 616 51 99. tolgaoztorun@yahoo.com
Hamster’larda ishal ne zaman tehlikeli
Hamster’larda ishal belirtisine yol açan birçok neden var. Bunlar içinde en yaygın olanları, ani yiyecek değişiklikleri, çok fazla sebze veya meyve yemek, stres, zehirlenmeler ve ishale yol açan enfeksiyon etkenleri (parazit, bakteri, virüs gibi). Aşırı sebze ve sulu yiyecekler verilmesi, ishalle sonuçlanan bu etkenler içinde en çok karşılaşılanları.
Hamster’lar ishal olduklarında dışkıları daha açık renkli, daha yumuşak ve sulu çıkar. Anüs bölgesi ve kuyruğunun ıslak, bazen de dışkı ile kirli olduğu da gözlenebilir. Genellikle ishalin başlangıcında ve uzun sürmediği durumlarda, hamster’larda başka bir belirti gözlenmeyebilir ve hamster hareketli, genellikle canlılığını kaybetmemiş durumdadır. Ancak ishalin enfeksiyon etkenlerinden, zehirlenmelerden kaynaklandığı ve/veya uzun sürdüğü durumlarda ishal dışında belirtiler de izlemek mümkün. Bunların başında ishale bağlı su kaybı sonucunda görülen dehidrasyon (vücudun sıvı kaybetmesi) ve bununla ilgili belirtiler gelir. Halsizlik, sürekli uyuma, zayıflama ve iştahsızlık gibi belirtiler, ishalin şiddetlenmesi gibi durumlar çoğu kez enfeksiyon etkenlerine ve bunlara bağlı ishallere işaret eder. Hamster’larda ishalin 2 günden fazla sürdüğü durumlarda veya ishalin şiddetli başlayıp devam ettiği hallerde vakit kaybetmeden veteriner hekiminize danışmalı ve hamster’ınızı muayene ettirmelisiniz.
Hamster’ınızda ishalin beslenmeye bağlı sebeplerden başladığını düşünüyorsanız, başlangıçta ilk 24 saat yemek vermeyip sadece su vermek en ideal çözümlerden birisi. Süt ve yağlı yiyeceklerin hamster’larda ishale yol açabileceğini aklınızda tutup bu tarz yiyecekleri yedirmeyin. İshalin ortadan kalkmasına ve dışkının eski sert kıvamına dönmesine kadar geçen sürede, sebze ve meyve vermeyip sadece kuru yemlerinden yedirmelisiniz. Fazla miktarda sebze yemeye bağlı ishaller genellikle hamster’a sebze vermeyi kestikten iki gün sonra düzelir. Ancak aşırı sebze tüketimine bağlı ishallerde 1-2 hafta kadar sebze vermemek en doğrusu olacaktır.
Sıvı kayıplarını gidermek için düzenli olarak temiz içme suyu vermeli ve içtiğinden emin olmalısınız. İshal olduğu dönemlerde kafes temizliğine daha fazla özen göstermeli ve hamster’ınızı sıcak ve temiz bir ortamda tutmalısınız.
Hamster’larda şiddetli ishalle seyreden ve hayati tehlike yaratan en önemli hastalıklardan birisi ıslak kuyruk hastalığı. Bakterilerden kaynaklanan bu hastalıkta kafeste kötü bir koku ve hayvanda ishalle ilgili belirtilerin çok şiddetli ve hızlı geliştiği gözlenir. Bu nedenle belirtilerin şiddetli başladığı ve seyrettiği durumlarda veya ishalin 2 günden daha uzun sürdüğü hallerde veteriner hekiminize danışmanız en doğrusu olacaktır.
Yazının Devamını Oku 24 Mayıs 2008
Moskova’da özellikle pekinuva ve Yorkshire terrier köpekleri, çeteler tarafından rehin alınıyor ve yüksek fidyeler isteniyor. Köpek sahiplerinin 15 bin ruble (400 Euro) ödemesi sıradan kabul ediliyor. Moskova’da Novye İzvestiya gazetesinde çıkan bir habere göre, lüks otomobil hırsızlığından çok pet kaçırma olayı yaşanıyor. Kayıp hayvan konusunda uzman dedektif Valeri Sugrobov, ev hayvanlarını kaçırıp fidye isteyen çetelerin inanılmaz bir şekilde çoğaldığını iddia ediyor. Ruslar çok sevdikleri petler için para ödemeye hazır. Köpeğini geri alabilmek için en az ödenen miktar 15 bin ruble (400 Euro).
Gazetede çıkan haberde, Moskova yakınlarında Apriyeliyevka’da yaşayan Svetlana Berçeda başından geçenleri şöyle anlatıyor:
"Korsanlar yabancı markalı iki otomobille geldiler. Her otomobilde beş kişi vardı. Sanki bir aksiyon filmi çekiliyordu: ’Köpeği gösterin!’ diye bağırdık. ’Hayır, önce parayı gösterin!’ diye seslendiler. Sonunda herşey yolunda gitti, sevgili Vilya’mızı geri alabildik."
Moskova’da en yüksek fidye Yorkshire terrier ve pekinuva köpekler için ödeniyor. Hayvan kaçıranlar da özellikle bunlara yoğunlaşıyor.
ELEKTRİK PARASINI ÖDEMEYENİN KÖPEĞİNE EL KONULUR MU
Reuters’in bir haberine göre, Rusya’nın en doğusunda, Pasifik Okyanusu kıyısında yer alan Vladivostok kentinde ortaya atılan ilginç bir uygulama da büyük bir tepkiye neden oldu. Bölgedeki elektrik şirketi, faturasını ödemeyenlerin petlerine el koyup rehin almayı kararlaştırdı. Rusya’da elektrik ve su parası ödeme adeti pek yok. Şirketler tahsilat yapabilmek için her türlü yöntemi deniyor. Fatura ödemeyenlerin isimlerini açıklayıp utanç listeleri yayınlıyorlar, bloklarda elektriği tamamen kesiyorlar, ama bu yöntemler de bazen işe yaramıyor.
Bunun üzerine Vladivostok’daki elektrik şirketi, faturasını ödemeyenlerin petlerine el koymaya karar verdi. Dalenergo şirketinin yöneticisi Nikolay Tkaçev, 10 milyon dolarlık gecikmiş tahsilatı sağlamak için aldıkları bu kararı şöyle açıkladı: "Onların en sevdiklerini ellerinden alacağız. Bakalım sevgili babası kızına köpeğin neden gittiğini nasıl açıklayacak..."
Şirket, topladığı petlere sahip çıkan olmazsa, açık artırma düzenleyip satacağını da açıkladı. Tabii Vladivostok halkı buna itiraz etti. Bu önlemin çocuk kaçırmaktan farksız olduğunu iddia ettiler ama otoritelere göre, petlere el koymakta yasal olmayan hiçbir yan yoktı. Hatta Dimitriy Kuznetsov adında bir yargıç "Teknik olarak bir köpek bir mülktür" dedi. "Satılabilir, satın alınabilir veya verilebilir. Dolayısıyla teorik olarak bu plan uygulanabilir. Pratik olarak sorunlar var tabii. Küçük bir köpeği yakalayabilirsiniz. Ama kocaman bir köpeği nasıl yakalayacaksınız?"
Sonunda Dalenergo şirketinin bağlı olduğu Birleşik Enerji Sistemleri adlı ana şirket, bir açıklama yaparak "Vladivostok sakinlerinin dört ayaklı dostlarını ellerinden almayacağız" demek zorunda kaldı.
En meşhur pet dedektifi
Kaçırılmalara karşı pet dedektifliği, birçok ülkede gelişen bir meslek. En meşhur pet dedektifi ise, sinemadaki Ace Ventura. Bu film karakteri, ünlü komedyen Jim Carrey tarafından yaratıldı ve 1994 ve 1995’te iki Ace Ventura filmi çekildi. Ace Ventura, Sherlock Holmes’un bir karikatürü olarak yaratılmış bir karakter. Miami’de petlerin yasak olduğu bir apartmanda oturuyor ve kendi hayvanlarını ev sahibinden saklamak için elinden geleni yapıyor. Serinin üçüncü filminin de bu yıl içinde çekilmesi bekleniyor.
En güzel sokak hayvanı fotoğrafı aranıyor
Sokak hayvanlarının sıcak yuva bulması için çeşitli kampanyalar yapan Minikpati.com sitesi ikinci kez fotoğraf yarışması düzenliyor. Canon’un desteklediği "Sokaklar Hayvanlarla Güzel" konulu fotoğraf yarışmasına üye herkes başvurabilir. Son başvuru tarihi 15 Temmuz.
Her katılımcı yalnız iki fotoğraf ile yarışmaya katılabilir. Birinciye 1000 YTL, ikinciye 500, üçüncüye 300 YTL verilecek. Mansiyon ödülü ise Canon Pixma iP3500 yazıcı. Fotoğraflar, Canon Eurasia Pazarlama İletişimi Müdürü Beyza Çarkacı, Erdal Kınacı, Hacer Kaya, Kemal Gül, Ömer Serkan Bakır, Süha Derbent ve Ümran Davran’dan oluşan jüri tarafından 22 Temmuz tarihine kadar değerlendirilecek. Ödül töreni 2 Ağustos’ta Üsküdar barınağında büyük bir şenlikle yapılacak.
NEDEN SOKAK HAYVANLARI
Sitenin kurucularından Hacer Kalay şöyle diyor: "Bir fotoğrafın, bazen binlerce sözcüğün yerini tutabildiğini biliyoruz. Sokak hayvanları fotoğraf yarışmasını da bunun için düzenledik. Yarışmanın konusu sadece sokak hayvanları. Yarışmamızın amacı sokakların hayvanlarla daha güzel olduğunu tüm insanlara göstermek ve sokakları hayvanlardan temizleme girişimine karşı çıkmak. Yarışmaya katılan üyelerimizden, sokakların hayvanlarla daha güzel olduğunu vurgulayan fotoğraflar bekliyoruz." diyor. Rabia ZAMUR
SİTEDE NELER VAR?
Minikpati.com, yardıma ihtiyacı olan evcil hayvanların sahiplendirilmesi amacıyla kurulmuş bir site. Sokakta yaşayamayacak durumda olan hayvanların ücretsiz ilanları yayınlanıyor. Kedi ve köpekler bir yuva bulma şansı bu site sayesinde artıyor. İçeriğinde sağlıktan bakıma, pati dostu öykülerinden sokak hayvanlarının beslenmesine kadar her türlü konu başlığı yer alıyor. Editörün köşesi ve veterinerimiz bölümünde de hayvan sağlığı ile ilgili yazılar var. Kayıp köpekler, kedi arayan yuvalar, yuva arayan kediler ve duyurular, ücretsiz olarak yayınlanıyor, sürekli güncelleniyor.
Kediler gastrit olur mu?
Kedilerde mide dokusunun inflamasyonuna (yangısına) genel olarak gastrit deniliyor. Aniden (akut) ortaya çıkabileceği gibi, uzun bir süreç içinde (kronik olarak) yavaş yavaş da gelişebiliyor.
Aniden ortaya çıkan gastritlerin en çok karşılaşılan nedenleri, bozuk yiyecekler yemek, yabancı cisimler yutmak, tüy topakları, bitki ve çiçek yemek, aşırı yemek, gıda alerjileri, deterjanlar gibi kimyasal maddeler, bazı ilaç uygulamaları, virüs, bakteri, parazit gibi enfeksiyonlar.
Kronik gastritlerde ise akut gastrite sebep olan etkenlerin uzun süreli etki etmesi, mide kanseri ve uzun süren bağırsak enfeksiyonları hastalık nedeni olarak karşımıza çıkıyor.
Bunların yanı sıra böbrek yetmezliği, karaciğer hastalıkları, böbreküstü bezi yetmezliği ve bazı sinir sistemi hastalıklarında da akut ve kronik gastrit gelişebiliyor. Genç kedilerde gastritler genellikle akut olarak görülüyor. Kronik gastrit ise hem genç hem de yaşlı kedilerde ortaya çıkabiliyor.
İLK BELİRTİ KUSMA
Kedilerde gastritin en yaygın belirtisi kusma. Akut gastritte bu genellikle 7 günden daha az sürer; kronik gastritte ise 1-2 hafta sürebilir. Ayrıca kusmayla birlikte kan, iştah kaybı, halsizlik, kilo kaybı, ishal ve dışkının sindirilen kandan dolayı siyah çıkması gibi belirtiler de önemli.
Bu belirtiler üzerine tam kan sayımı, biyokimyasal kan analizleri, idrar ve gaita (dışkı) muayeneleri gibi laboratuar analizlerine başvurulmalı. Gastritin teşhisinde en çok yararlanılan muayene yöntemleri karın bölgesi radyografisi, ultrason ve endoskopi.
TAMAMEN İYİLEŞEBİLİR
Gastritin tedavisi bu hastalığa sebep olan asıl hastalığın tedavi edilmesinin yanı sıra, hastalık sırasında oluşan sıvı ve elektrolit kaybının giderilmesi, kusmanın durdurulması ve sindirim sisteminin dinlendirilmesi esasına dayanıyor. Mideyi rahatlatan ve yangıyı gideren ilaçlar kullanılır, mide bir süre dinlendirilir, sonra mide rahatsızlıkları için özel üretilmiş reçete diyetlerle gastrit tedavisi veteriner hekimin uygun gördüğü şekilde desteklenir.
Diyet ve tedavi dikkatle uygulanılırsa, kedi tamamen iyileşebilir.
Yazının Devamını Oku 17 Mayıs 2008
Afetlerde görev alacak arama kurtarma köpeklerini belirlemek amacıyla İstanbul’da Avcılar semtinde "Arama Köpekleri Eğitim Yeterlilik ve Görev Yeterlilik Sınavı" yapıldı. Yurdun çeşitli bölgelerinden gelen 34 arama kurtarma köpeği, 15 gün süre ile çeşitli testlerden geçirildi. Sınavlarda 8 köpek son elemeyi kazandı.
Arama ve kurtarma operasyonlarında kullanmak üzere eğitim alan 34 köpek, İstanbul’da 15 gün süreyle sınava girdi. İçişleri Bakanlığı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü tarafından planlanan ve İstanbul Arama Kurtarma Birliği Müdürlüğü tarafından koordinasyonu gerçekleştirilen sınavlar iki bölüm halinde iki haftada yapıldı.
Sınavlarda, itaat, enkaz altında veya açık arazilerde insan bulma gibi beceriler ölçüldü. Sonuçta sadece 8 köpek uluslararası arama kurtarma belgesi alabilmek için son elemeye kaldı.
HER KÖPEK ENKAZDA İNSAN ARAYAMAZ
İstanbul Arama Kurtarma Birliği Müdürü Can Avcı, sınavların köpeklerin arama kurtarma operasyonuna çıkabilmek için yeterli olup olmadığının belirlenmesi amacıyla yapıldığını söylüyor. Sınavlarda Birleşmiş Milletler’in çatısı altında 1991 yılında kurulmuş bir grup olan INSARAG’ın (Uluslararası Arama ve Kurtarma Tavsiye Grubu) belirlediği standartlara uyuldu. Bu kıstaslar doğrultusunda köpeklerin çevikliği, arama ve kurtarma yetenekleri sınandı. Can Avcı şöyle diyor:
"Bu çok önemli bir sınav, çünkü ’Benim köpeğim var ben de bu enkazda arama yapmak istiyorum’ diyemezsin, şayet köpeğin sertifikası yoksa enkaza bile yaklaştırmamak gerekli. Sertifikasız, yetersiz bir köpeğe bir enkazı devretmek orada halen yaşayan insanları kurtaramamak anlamına gelir. Bunu önlemek için hangi köpeğin arama ve kurtarma yapabileceğini belirlemek gerekir. Sınav da bu amaçla yapıldı. Sınava katılım az gibi gözükebilir ama 34 köpeğin katılması iyi bir rakam. Çünkü ülkemizde arama kurtarma köpeklerinin eğitimine 17 Ağustos depreminden sonra başlandı. Bu sayı da sürekli artıyor."
BAŞARAN KÖPEKLERE ÇİP TAKILACAK
Bundan sonra köpeklerin eğitimi sürecek ve başarılı olan köpeklere çip takılıp sertifika verilecek. Can Avcı’ya göre can kurtaran köpeklerin çok özel olması gerekiyor: "Onların yaptığı çok zor bir iş. Çünkü narkotik veya bomba arayan köpekler belli çalışma alanları içinde görevlerini yapıyor. Arama kurtarma köpekleri ise onlardan farklı olarak gürültü ve karışıklık içinde tonlarca beton yığının altında canlı arıyor. Veya bir ormanda kaybolmuş kişileri bulmaya çalışıyor. Bu nedenle de titizlikle seçilmeleri lazım."
Seçmelere katılan görevliler, 15 gün süreyle adayları gece gündüz takip edip yeteneklerini ölçtü. İstanbul’daki sınavlara Afyonkarahisar, Ankara, Bursa, Erzurum, İstanbul, İzmir, Samsun Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birliği Müdürlüğü, Lidam Doğal Afetlerde Müdahale, Afyonkarahisar Açık Ceza İnfaz Kurum Müdürlüğü, İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile sivil toplum kuruluşlarının köpekleri ve eğitmenleri katıldı.
ALTI AY SONRA YİNE SINAV VAR
Bu sınav 6 ay sonra yeniden tekrarlanacak. Köpeklerini bu yönde eğitmek isteyen kişiler İstanbul İzmir, Bursa, Sakarya, Afyon, Adana, Ankara, Samsun, Diyarbakır, Van ve Erzurum’daki Arama Kurtarma Bölge Müdürlüklerine başvurabilecek. Cahit AKYOL
Yavru kedi ve köpeğinizde ishal varsa dikkat
Kedi ve köpeklerde ishal ile seyreden en önemli hastalıklardan biri, şüphesiz rotavirüs enfeksiyonları. Çok geniş bir canlı grubunda hastalık yaptığı bilinen rotavirüsler özellikle 12 aylıktan küçük yavru köpeklerin ve 6 aylıktan küçük yavru kedilerin en önemli ishal sebeplerinden birisi.
Rotavirüs enfeksiyonları, aynı ortamda bulunan hayvanlara dışkı yoluyla bulaşarak hastalık yapıyor. Özellikle bağışıklık sistemi tam olarak gelişmemiş yavru köpek ve kedilerde daha şiddetli seyredebiliyor.
Hastalığın en önemli belirtisi ishal. Çoğu kez orta düzeyde seyreden ishal ile birlikte iştahsızlık ve halsizlik gibi belirtiler de gözlenebiliyor. İshalle birlikte artan su kaybına bağlı olarak hastalık belirtileri de şiddetlenebiliyor.
Rotavirüs enfeksiyonları çoğu kez şiddetli bir hastalık tablosu oluşturmuyor. Ancak özellikle 2 haftalık ve daha küçük yavru kedi ve köpeklerde ortaya çıktığında çok şiddetli olabilir.
Teşhisi mikrobiyolojik laboratuvar analizleri ile yapılabiliyor. Tedavide en önemli uygulama, ishal ile birlikte kedi ve köpeğin vücudunda ortaya çıkan sıvı kayıplarının giderilmesi.
Pako pano
Bu güzel bebeklere yuva aranıyor. İçlerinden birini yanınıza almak isterseniz cebrail_keles@mynet.com adresine e-posta gönderebilirsiniz.
Adı Nazlım. 10 Mayıs Cumartesi günü, saat 17.00’de, Bakırköy Zuhuratbaba Caddesi’ndeki Animal Health Center’ın önünde kayboldu. Sarı-beyaz-siyah renkli, dişi, 9 aylık. Boynunda yeşil parlak tasması, sol gözünün alt kenarında siyah lekesi var. Görenlerin veya nerede olduğunu bilenlerin 555 319 54 65 veya 0212 542 39 59 numaralı telefonlara haber vermesi rica olunur.
1 Mayıs’ta, 10 günlükken bir koliye konularak çöpe atılan 3 minik kendine yuva arıyor. 2’si erkek, biri dişi. Neredeyse 1 aylık oldular. Tolga Öztorun Tel: 532 616 51 99
Yazının Devamını Oku 10 Mayıs 2008
İki ay önce Ankara’da ilk kedi hastanesi açıldı. Kediler stresten en çok etkilenen hayvanlardan. Bir köpekle aynı ortamda bulunmak bile kan değerlerinin değişmesine, karaciğer ve böbrek fonksiyonlarının bozulmasına sebep oluyor. Kedi Hastanesi’nin açılmasının en önemli sebebi de bu. Hastanenin kurucusu, veteriner hekim Tarkan Özçetin. Doktora tezinin konusu Ankara kedileri. "Bizim müşterilerimiz genellikle kadınlar. Erkek kedi severler de var ama kadınlar daha fazla kedici. Araştırmacılar bu durumu, kedinin anatomik olarak bebeğe benzemesiyle açıklıyor" diyor.
Ankara Aşağı Ayrancı’da 15 Yıldır Vet Hospital adıyla hizmet veren evcil hayvan hastanesi, iki ay önce sadece kediler için düzenlenmiş bir Kedi Hastanesi’ne dönüştü. DOĞÇEV Vakfı Başkanı Behiye Eryılmaz tarafından açılışı yapılan ve 300 metrekarelik alanda hizmet veren hastanenin sahibi Veteriner Hekim Dr. Tarkan Özçetin.
Kedi hastanesinin açılış sebebi öncelikle kedileri stresten kurtarmak. Karma veteriner kliniklerinde, köpeklerle bir arada bulunan kediler strese giriyor. Doktora gitmemekte direniyor, evden çıkarmak mümkün olmuyor, klinikte huysuzluk yapıp, vahşileşiyorlar. Kediler strese girince kan değerleri bile değişiyor. Stresten karaciğer, böbrek fonksiyonları bozulan kedi vakası var.
Kedi hastanesine köpek girmesi yasak. Burası açılınca daha önce hiç veterinere gitmemiş, daha çok veterineri eve gelmiş kediler ve sahipleri bile başvurmaya başladı. İçinde aşı odası, hasta odası, sahiplendirme bölümü, pansiyon ve enfeksiyon hastalıkları için ayrı bir bölüm bulunuyor. Toplam 49 kedi kapasiteli.
Müşterilerin büyük bölümünü kadınlar oluşturuyor. Hastanenin sahibi Tarkan Özçetin, kedici kadınların erkeklerden daha çok olduğunu söylüyor. "Erkek kedi severler de var ama kadınlar daha fazla. Bunu da araştırmacılar kedinin anatomik yapısının bebeğe benzemesiyle açıklıyorlar. Ama ben de kediciyim". Uzmanlık alanı ise Ankara kedileri.
DOKTORASI 14 YILDA BİTTİ
Tarkan Özçetin, kendisine doktora konusu olarak Ankara kedilerini seçtiğinde başına geleceklerden habersizdi. Daha önce bu kedilerle ilgili araştırma yapılmadığını fark etti. Yurtdışında konuyla ilgili araştırma yapan kişilerden yardım istedi, sizin kediniz neden bizden bilgi istiyorsunuz dediler. Doktorayı ancak 14 yılda bitirebildi. Bu yıl Ankara Kedisi Derneği’ni kurdu. Kedi dergisi Kedici’yi kendisi çıkartıyor. İki aylık periyodu bulunan dergi, üçüncü sayısında. Tüm Türkiye’ye dağıtılıyor.
Adres: Güvenlik Caddesi No:45/A Aşağı Ayrancı, ANKARA
Tel: (312) 426 20 03.
Köpeğinizle hafta sonu kaçamağı yapın
Haftada bir gününüzü köpeğinize ayırmanız gerektiğini unutmayın. İstanbul’da oturuyorsanız, köpeğinizle yaşayacağınız hafta sonu kaçamağının adresi Ömerli olabilir. Bölgede pek çok köpek kulübü var. Bunlarden biri de Best Dog Club. Sırapınar köyündeki çiftlikte köpeğiniz ve ailenizle birlikte keyifli zaman geçirebilirsiniz. O yemyeşil bahçede oynarken, siz kafede kahvenizi içebilirsiniz.
Best Dog Club’da köpeklere butik pansiyon hizmeti de veriliyor. Tatile çıktığınızda gözünüz arkada kalmadan köpeğinizi emanet edebileceğiniz bir mekan.
Kalan köpeklere doğal içerikli mamalar veriliyor, her köpek ayrı ayrı ya da anlaşan gruplar halinde sahada oynuyor, sosyalleşiyor. Eğitim almasını isterseniz, 20 yıldır bu işe emek vermiş olan Güngör Çilli’den yardım alabilirsiniz. Eğitimler uluslararası standartlarda yapılıyor. Siz orada yokken köpeğinizin neler yaptığını bilmek isterseniz, kendisine ait blog’u takip edebilirsiniz. Gamze Göksoy ile Güngör Çilli, eğitim ve pansiyon hizmeti alan köpeklerin güncelerini tutup, hikayelerini kopekegitimibakimi.blogspot.com/’da yayınlıyor.
www.bestdogclub.com. Tel: (216) 435 80 57- 435 77 92. Deniz BİLİROĞLU
Köpeklerde böbreküstü bezi yetmezliği
Diğer adıyla addison hastalığı, köpeklerde böbreküstü bezlerinden salgılanan hormonların azalması ve kandaki seviyesinin normalin altına düşmesi ile karakterize bir hormonal hastalık. Böbreküstü bezleri (adrenal bezler) ile ilgili bir yetersizlik olan bu hastalıkta, hormonların etkili olduğu birçok vücut fonksiyonu ve organ olumsuz yönde etkileniyor.
Doğrudan böbreküstü bezlerinin harabiyetine yol açan hastalıklardan ortaya çıkabileceği gibi, ikincil olarak ACTH (Adrenocorticotropic Hormon) yetmezliğine yol açan hastalıkların sonucunda da görülebiliyor.
Addison hastalığı her yaş köpekte görülebiliyor ama genellikle 4 yaş civarında ortaya çıkıyor. Bütün ırk köpeklerde görülebileceği gibi özellikle great dane (danua), rotweiller, poodle, West Highland terrier’ler de daha çok görüldüğü istatistik olarak biliniyor. Dişi köpeklerde erkek köpeklere göre daha sık rastlanıyor.
Addison belirtileri, hastalığın şiddetine ve süresine göre çok farklı olabiliyor. Böbreküstü bezinin salgıladığı kortizol gibi hormonlar, vücuttaki karbonhidrat, yağ ve protein metabolizmalarında çok etkin rol oynar. Bu nedenle bu hormonlardaki yetersizlikler tüm metabolizmayı etkileyecek düzeyde etkili olabiliyor. Belirtiler, bu tarz metabolik bozukluklar olarak karşımıza çıkabiliyor. En yaygın olanları halsizlik, depresyon, iştahsızlık, kusma, kas zayıflığı, kilo kaybı, dehidrasyon (su kaybı), nabzın zayıf hissedilmesi, karın bölgesinde ağrı, tüy dökülmesi.
Kesin teşhis, böbreküstü bezlerinin salgıladığı hormonların laboratuvar analizleri ile kandaki düzeylerinin tespit edilmesi sonucunda konuluyor. Bunun yanı sıra ACTH ve gerekli biyokimyasal analizler ve kan sayımları ile de teşhise yönelik önemli veriler elde edilebiliyor.
Teşhisi zor olsa da tedavisi son derece kolay bir hastalık. Böbreküstü bezlerinin yetersiz salgıladığı hormonların düzenli olarak dışardan verilmesiyle hastalığın belirtileri tamamıyla tedavi edilip kontrol altına alınabiliyor.
Sokak köpeği Beyaz. Dişi, 6-7 aylık. Sol ön bacağı sakat, kullanamıyor. Bu yüzden de yürüyemiyor. 2, 5 haftadır veterinerde kalıyor. İnsanlarla çok kötü tecrübeleri olmuş büyük ihtimalle. İnsanlardan çok korkuyor, köşe bucak saklanmaya çalışıyor. Bu halde sokağa dönerse, hayatta kalmayı başaramaz. Beyaz’a evinizi açmak ister misiniz? Dilara Hanım Tel: (506) 474 67 35
Ankaralı bu güzel bebekler, sıcacık terk edilmeyecekleri yuvalar arıyorlar. Onlardan birini evinize almak isterseniz, bu mail adresinden ulaşabilirsiniz. boyaliogullariozlem@hotmail.com
Yazının Devamını Oku 3 Mayıs 2008
Ankara önümüzdeki hafta bir evcil hayvan festivaline ev sahipliği yapacak. 1. E-Pati Evcil Hayvan Festivali, hayvanlar ve dostları için düzenleniyor. Hepimiz Güzeliz adlı köpek güzellik yarışmasının da yapılacağı festivale katılan her köpeğe, ayrı bir güzellik unvanı verilecek. AKUT köpeklerinin gösterileri, çocuklar için kum boyama ve uçurtma şenliğinin de yer alacağı etkinliğe Hürriyet Gazetesi Yazarı Bekir Coşkun’un yanısıra, Prof. Dr. Tamer Dodurka, Ebru Destan, Yonca Evcimik, Ayşegül Aldinç, Tolga Savacı, Nuri Alço, Metin Uca, Ediz Hun ve Taylan Kümeli gibi isimlerin de katılması bekleniyor. Festivalin tüm geliri barınak köpeklerine harcanacak. İlk beslediği hayvan bir ayı olan Organizasyon Komitesi Başkanı Yasemin Duru, amacın insanları ve köpekleri biraraya getirmek ve hayvanlarla ilgili olaylara dikkat çekmek olduğunu söylüyor.
GELENEKSELLEŞTİRMEK İSTİYORUZ
Em-Pati Evcil Hayvan Festivali’ni geleneksel hale getirmek istiyoruz. Köpek güzellik yarışması düzenleyeceğiz. Ancak bilindik yarışmalardan biraz farklı olacak. Çünkü yarışmaya katılan her köpeğe güzellik unvanı vereceğiz. Biz köpeğin güzelliğinin cins ya da şecereli olmasıyla ilgilisi olmadığını düşünüyoruz. Herkesin dostuyla birlikte 11 Mayıs Anneler Günü’nü kutlayarak hoş vakit geçirebileceği bir gün olsun istiyoruz. Amaç insanları ve köpekleri biraraya getirmek. Böyle bir organizasyonu yapmamızın amacı, hayvanlarla ilgili olaylara insanların dikkatini çekmek. AKUT’un gösterileriyle renkli bir etkinlik olacak. Çocuklar için kum boyama ve uçurtma şenliğini yanısıra ünlü isimler de katılacak.
GELİR BARINAKLARA GİDECEK
Hayvanlarla ilgili her organizasyonda zorluk çekiyoruz. İnsanlar her şeye para harcarken 5 YTL olan bileti almaktan kaçınıyor. Festivalden elde edilen bütün gelir barınak hayvanlarının yararına Meliha Yılmaz Vakfı’na bağışlanacak. Devletin ve belediyelerin verdiği imkanlar yetersiz. Sivil Toplum Kuruluşları olarak kendi çabamızla bir şeyler yapmaya çalışıyoruz ama gerekli desteği göremiyoruz. İnsanların konuya daha duyarlı olamasını istiyoruz. Çünkü doğayı kurtarmak isterken hayvanı yok sayamayız. Yeterli sayıda barınak olmadığı gibi mevcut barınaklardaki koşullar da uygun değil. Doğaya ve çevreye ayrılan bütçeden hayvanlara da pay ayırılmalı.
TEKLİF GELİRSE TÜRKİYE’Yİ DOLAŞIRIZ
Gölbaşı Vilayetler Evi’nin yanında bulunan Met-Ak tesisleri 11 Mayıs’ta tüm günü bize ayırdı. Diğer şehirlerden davet gelirse, festivali oralarda da yapmak istiyruz. Gerekirse Türkiye’yi dolaşırız. Çünkü Türkiye’de hayvanlara yönelik etkinlikler yeterli değil. Çocukların gelişimi ve ileride çevreye ve hayvanlara karşı duyarlı bireyler olmaları için hayvanlarla temasları çok önemli. Eğitim çocuk yaşlarda başlıyor. Biz çocukken mahallenin kedisi köpeği bizim oyun arkadaşımızdı, şimdi ise çocuklar bilgisayar başından kalkıp evden çıkmıyor. Sonra da kedi köpekten korkan, sevmeyen bir nesil oluşuyor. Biz de çocuklarla hayvanların birlikte vakit geçirmelerini sağlamak istiyoruz. Hayat onlarla daha güzel diyebilenleri festivalimize bekliyoruz.
Evinde 4 köpekle birlikte yaşıyor
İlk beslediği hayvan ayı olan Festival Organizasyonu Komite Başkanı Yasemin Duru, evinde barınaktan aldığı dört sokak köpeğiyle yaşıyor. Duru, "Babam asker olduğu için her tayinimiz çıktığında bize kesip yememiz için koyun, keçi getirirlerdi. Biz kıyamayıp beslerdik. Hatta bir keresinde tatile bile keçimizi götürdüğümüzü hatırlıyorum" diyor. Duru köpeklerinden rahatsız olan komşuları nedeniyle altı ayda 3 ev değiştirmiş. Duru, Ateş, Güneş, Zarife ve Puçi isimli köpeklerin hikayelerini şöyle anlatıyor:
Ateş: Andree Coşkun’la birlikte Gölbaşı barınağındaki hasta köpekleri hastaneye götürmek için gittiğimizde bulduk. Bir aylıktı ve ölmek üzereydi. Bir ay hastanede tedavi gördü. Şimdi iki yaşında. Evin en küçüğü ve en yaramazı.
Zarife: Evimizin karşısındaki tarladan geldi. Kendini bize kabul ettirdi. 10 aylık. Kangal kırması ama kendini çok küçük bir köpek zannediyor. Kucağımıza oturmaya çalışıyor.
Puçi: 100. Yıl Barınağı’ndan aldım. Colly cinsi, sahibi tarafından terkedilmiş. Epilepsi hastası. Aramıza altı ay önce katıldı. Yaşının beşin üstünde olduğunu tahmin ediyoruz. Puçi hayatın anlamının yemek yemek olduğunu düşünüyor.
Güneş: İki park duvarının arasına sıkışmış halde bulduk. Şimdi iki yaşında. Ancak çok darp görmüş o yüzden çok ürkek ve agresif. Deniz BİLİROĞLU
Kediler neden kusar
Kediler, etobur olmaları nedeniyle vahşi yaşamdaki akrabaları gibi herhangi bir probleme bağlı olmadan kusabilen hayvanlar. Çoğu kez beğenmedikleri bir yemek yediklerinde veya çok hızlı veya çok fazla miktarda yemek tükettiklerinde, çok heyecanlandıklarında, çok oyun oynadıklarında, çok sinirlendiklerinde, çok korktuklarında ve tüy topaklarını çıkarmak için kolaylıkla kusabilirler. Bunun dışında bir çok hastalık da kedilerde kusma belirtisinin ortaya çıkmasına neden olabilir.
Kedilerin kusma nedenlerinin arkasında ciddi bir hastalık olup olmadığını anlamak çok kolay değil. Eğer kediniz kusma dışında bir hastalık belirtisi göstermiyorsa 12 saat kadar bir süre ile yemeğini ve suyunu kaldırıp sindirim sistemini dinlendirebilirsiniz. Bu sürenin ardından kedinize az miktarlarda yemek ve su verebilirsiniz. Eğer kusma sebebi bir hastalık değilse, bu sürenin ardından belirtiler de ortadan kalkacaktır.
Ancak kusmayla birlikte aşağıdaki problemler de mevcut ise, mutlaka veteriner hekiminize kedinizi muayene ettirmelisiniz :
Kusma 1-2 günden daha uzun süredir devam ediyorsa
Kusma ile birlikte kan da görülüyorsa
İshal de mevcutsa
Kusmanın tüy topakları ve yemekten kaynaklanmadığına eminseniz
Kusulan içerikte dışkı kokusu gibi fena bir koku da algılıyorsanız
Zehirlenmedan şüpheleniyorsanız
Kusma dışında bitkinlik, neşesizlik, halsizlik, yüksek ateş, iştahsızlık, ağrı ve solunum güçlüğü gibi başka hastalık belirtileri de gösteriyorsa
Kilo kaybı da varsa
Kusma çok sık aralıklarla tekrar ediyorsa
Kusmaya çalıştığı halde kusamıyorsa
Kusma çok şiddetliyse
Kedilerde kusmaya sebep olan sağlık sorunlarının en yaygın olanları aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Beslenme: Hızlı mama değişiklikleri, yabancı cisim yutma, gıda intoleransı ve gıda alerjileri.
İlaçlar: Bireysel reaksiyonlar veya yanlışlıkla yüksek doz alması.
Zehirlenmeler: Kurşun, etilen glikol, temizlik maddeleri ve deterjanlar, zirai ilaçlar, ağır metaller.
Metabolizma hastalıkları: Diabet, hormon bozuklukları, böbrek hastalıkları, karaciğer hastalıkları, ısı vurması ve sıcak çarpması v.s.
Sindirim sistemi rahatsızlıkları: Sindirim sistemi parazitleri, tıkanmalar (yabancı cisimlere, hastalıklara ve travmalara bağlı olarak şekillenmiş), ülserler, polipler, kolit, kabızlık ve diğer bazı bağırsak hastalıkları, pankreas hastalıkları v.s.
Karın bölgesi hastalıkları: Peritonit, karaciğer hastalıkları, safra yollarının tıkanması, prostat hastalıkları, pyelonefrit, pyometra (rahim iltihabı), idrar yollarının tıkanması, diyafram fıtıkları, tümör ve kistler v.s.
Sinir sistemi hastalıkları: Ağrı, aşırı korku ve heyecana bağlı yüksek stres, seyahat hastalığı, travmalar, epilepsi, sinir sistemi tümörleri v.s.
Yazının Devamını Oku 26 Nisan 2008
Minimum enerjiyle maksimum iş yapan Alman çoban köpekleri ya da bir diğer ismiyle Alman kurdu, korkusuz, çevik ve zeki olduğundan genelde iş köpeği olarak kullanılıyor.
Çalışmaya ve hizmet etmeye hevesli yapısı sayesinde yarışmalarda başarıya ulaşmaları çok zor olmuyor. 3-6 aylıkken yarışmalara katılmaya başlıyor. İtaat ve eğitilebilirlik düzeyi en yüksek ırklardan biri. Polis, narkotik, arama kurtarma, koruma, bekçi, çoban, hizmet köpeği olarak kullanılıyor. Birçok ödülü bulunan köpeği Hacker’ı Almanya ve Macaristan Şampiyonası’na hazırlayan, Alman Kurdu Derneği’nin kurucusu Alp Doğ ve Veteriner Hekim Ersel Yıldırım, şampiyonların nasıl yetiştiğini anlattı.
Köpek eğitimi dünyada bir spor ve hobi. Bizde ise insanlar genellikle para ödeyerek köpeklerini başkalarının eğitmesini tercih ediyor. Köpek eğitiminde tutarlılık çok önemli. Köpeğe bağırarak ya da benzer ceza yöntemleri ile bir şey öğretilemiyor. Her şeyden önce köpeğin güvenini kazanmak gerekiyor. Alman çoban köpekleri, ailesine ve özellikle sahiplerine çok düşkün hayvanlar. Ankaralı Alp Doğ, 3 yıldır bu köpeklere yönelik yarışmalar düzenliyor.
YARIŞLAR 3 AYLIKKEN BAŞLIYOR
Alman çoban köpekleri 3-6 aylıkken yarışmalara girmeye başlıyor. Ancak önce refakat testinden geçiriliyor. Bu testte sahibine tasmalı ve tasmasız refakat etmesine ve verilen komutları yerine getirmesine bakılıyor. Çoğu köpek, sahibinin lider olmasını içgüdüsel olarak bekliyor. Ayrıca köpeğin silahtan korkmaması gerekiyor. Bazı köpek sahipleri boğma tasmayla eğitmeyi deniyor, ama çok yanlış. Boğma tasmayla köpeğe istediğinizi yaptırısınız, ancak tasmayı çıkardığınızda dediklerinizi yapmaz. Tasmasız verilen komutları yerine getiriyorsa, itaat eğitimi almış demektir. Alman kurdunun bekçilik özellikleri daha fazla. Minimum enerjiyle maksimum iş yapması için üretilen bir ırk. Çok atik ve hızlı olmalarına rağmen az enerji harcıyorlar. Yarışmalarda köpeğin duruşuna, tüylerine de bakılıyor. Belli bir adım açısının ve kuyruğunun uzun olması gerekiyor. Açık renk göz ve pembe burun tercih edilmiyor.
Yazının Devamını Oku 19 Nisan 2008
Kedi ve köpeği yetiştirirken sahibinin yaptığı bazı hatalar davranış bozukluğuna, sonrasında da depresyona sebep olabiliyor. Özellikle çalışan insanların kedi ve köpeklerinde görülen psikolojik sorunların başında obsesyon, anksiyete ve agresiflik geliyor. Depresyona giren köpek, aynı insandaki gibi tepkiler veriyor. Ya aşırı mama yiyor kilo alıyor, ya da tam tersi iştahtan kesiliyor. Sahibinin başka bir kediyi sevdiğini anlayan kedi ise kıskançlık krizine girip sahibine saldırabiliyor. Boşanmış ailelerin köpekleri ise ayrılık anksiyetesi yaşabiliyor. İnsanlar için kullanılan çoğu antidepresan onlarda da kullanılıyor. Bu gibi durumlarda yurtdışında çoğu yerde hayvan sahibinin de psikolojik tedavi görmesi sağlanıyor. Köpeklerde sıklıkla görülebilen diğer bir sorun da veteriner ve araba fobisi. AKUT Ankara K-9 Birimi Köpek Eğitim Uzmanı Veteriner Hekim Tarkan Özvardar, çalışan insanların pug, cavalier king charles, Yorkshire terrier, İngiliz bulldog cinsi köpekleri tercih etmesi gerektiğini söylüyor.
İnsan toplum içerisinde davranış bozukluğu gösterebilen bir canlı olduğu için, birlikte yaşadığı canlıyı da yaptığı hatalarla davranış bozukluğu edinmeye yönlendirebiliyor. Çalışan, çok fazla vakti olmayan insanların evcil hayvanlarında da sorunlarla karşılaşılabiliyor. İnsan ve hayvan psikolojileri zamanla birbirine benziyor çünkü birlikte yaşıyorlar. Normalde bu tip davranış bozuklukları kedi ve köpeklerin doğal yaşamlarında yok. İnsan eliyle davranış bozukluğu edindiriliyor. Bazı türler yalnızlığa daha tahammülsüz oluyor. Örneğin yoğun çalışan, köpeğine çok vakit ayıramayacak birinin golden retriever cinsi köpek alması yanlış. Yoğun çalışan insanların pug, cavalier king charles, Yorkshire terrier, İngiliz bulldog edinmeleri daha doğru. Erkek köpeklerin gezmeye ve dolaşmaya daha çok ihtiyacı oluyor. Apartman dairesinde yaşayan ve çalışan insanların dişi köpek almaları daha doğru.
SİZİN İŞİNİZ BİTTİĞİNDE ONLAR İÇİN HAYAT BAŞLIYOR
Çalışan birinin köpeği akşama kadar sahibini bekler. Çünkü köpeğin hayatının merkezinde sahibi var. Sahip, gezinti, arkadaş, oyun, yemek demek. Akşam işten yorgun geliniyor ama köpek için hayat başlıyor. Heyecandan ne yapacağını bilemiyor. Aynı zamanda köpeklerde zaman kavramı yok.
Eve gelip köpeği sevip ekmek almaya gidip geri döndüğünüzde, kırk yıldır görmemiş gibi yeni baştan seramoni yapıyor. Her gidiş onun için ayrılık demek.
Köpek almayı düşünen birinin kendi programını dikkate alması lazım. Çünkü köpekler rutin yaşamayı seven hayvanlar. Aynı saatlerde dışarı çıkmak, aynı saatlerde yemek yemek istiyorlar. Rutin çalışma düzeni olmayan, bir gün gece bir gün gündüz çalışan birinin kedi beslemesi daha doğru. Çünkü kedi, gezmeye çok fazla ihtiyacı olan bir canlı değil.
Kediler bireysel yaşayan canlılar olduğu için dirsek temasına çok fazla ihtiyaçları yok. Ama kedilerin de rutinini bilmek gerekiyor. Gündüz uyuyup gece hareketli oluyorlar. Kediler de uygun ortam oluşturulmadığında davranış bozuklukları yaşıyor. Bir de alanlarına çok düşkün oluyorlar. Bir arkadaşınızın kedisini sevip eve geldiğinizde, bir yerlere idrar bırakıp, kıskançlık krizine girebiliyor, saldırganlaşabiliyorlar. Kedi misafiri de çok fazla sevmiyor.
İLGİLENİLMEYEN KÖPEK DİKKAT ÇEKMEYE ÇALIŞIR
Köpek eve ilk geldiği zamanlarda, sahibi, yalnız kalmasın diye yanında yatırıyor. Bu, köpekte sahibe karşı obsesyona neden oluyor. Sahibin rutini değişip işe gittiğinde ya da boşanmış ailelerin köpeklerinde yalnızlık korkusu ayrılık hezeyanı başlıyor. Belirtileri, sahibi gelene kadar sürekli havlama, uygunsuz yerlere özellikle sahibinin yatağına ya da halıya idrar yapma. Köpek bu davranışlarla dikkat çekmeye çalışıyor. Buna karşılık kediler yalnızlığa karşı daha duyarsız. Kendilerini eğlendirebiliyorlar.
Köpeklerde pitbull, rotwailer, doberman, agresif olma ihtimali yüksek ırklar arasında. Yurtdışında bu köpekleri zorunlu eğitim programlarına sokmak zorundasınız. Bir de hayvan sahipler köpeklerinin evin içerisinde çok hareketli olmalarından şikayet ederler. Evin içinde oyun oynanırsa köpek evi oyun alanı olarak görür ve inanılmaz hareketli davranışlar sergileyebilir. Bunu önlemek için köpekle dışarda oyun oynanmalı.
DEPRESYONA GİRİYORLAR FOBİLERİ VAR
Tıpkı insanlarda olduğu gibi hayvanlarda da fobi gözlemlenmekte. Türkiye’de, veteriner ziyaretine sadece aşı ya da bir hastalık olunca gidilir. O yüzden evcil hayvanlar her veterinere gittiğinde travma yaşar. Çoğu köpek veterinerini sevmez. Vetfobi oluşur. Mama almaya birlikte gidilmesi, muayene masasında veterinerin köpeği sevmesi lazım. Bunun haricinde hayvan sahibi sadece veterinere götüreceği zaman köpeğini arabaya bindiriyor. Bu da arabaya karşı fobi oluşmasına neden oluyor. Bunu önlemek için de kedi veya köpek araba çalışmazken bindirilmeli ve sevilmeli. Sonra kısa bir gezinti, sonra biraz daha uzun bir gezinti yapılmalı. Gezintinin sonunda mutlu bir yere ulaşması sağlanmalı. Örneğin bir arkadaş köpeğin yanına götürülüp oynatıp geri getirilebilir. Böylece arabayı iyi bir şey olarak algılaması sağlanır. Fobi titreme, huzursuz davranış, bulantı ve kusmayla kendini belli eder. Ya da korkudan dolayı ısırmaya başlar.
Depresyon, sahibin ilgisizliği, sahipten ayrılma, ölüm sonucu ortaya çıkabilir. Hayvan mutsuz bakmaya başlar, dik kulaklı bir köpekse kulakları düşer, sürekli yatar, oyun oynamak istemez, iştahı kesilir ya da tam tersi çok yer kilo alır. Annesinden erken ayrılan kedi ve köpek, annesinden öğrenmesi gereken şeyleri sahibine uygular. Normalde annesinin yanına gider ısırır, biraz abartınca anne uyarır. Çoğu yavru hayvan sahiplerinin sorunu kedi veya köpeğinin sürekli ısırması. Bu nedenle anne gibi onu uyarmak gerekiyor. Elini kolunu kaçırırsan av gibi görüp daha da ısırmaya başlar. Zamanla anlayacaktır sabırlı olmak lazım. Deniz BİLİROĞLU
Kedilerde kansızlık
Kedilerde anemi (kansızlık), kandaki alyuvar sayısının ve/veya hemoglobin düzeyinin düşmesi olarak bilinen ve kendi başına spesifik bir rahatsızlık olmayıp bazı hastalıkların seyri sırasında veya sonucunda ortaya çıkan bir durum.
Anemi olan kedilerin fiziksel olarak gösterdiği en bariz ve klasik belirti, dişetlerindeki pembeliğin azalması. Bunun yanı sıra halsizlik ve çabuk yorulma gibi fiziksel belirtiler de ortaya çıkabilir.
Kesin teşhisin konabilmesi için kan tahlili gerekir. Aneminin tipine ve şiddetine göre şüphelenilen hastalıklarla ilgili başka tetkiklerin de yapılması faydalı olabilir. Kan üretimi ile ilgili organların durumunu incelemeye yönelik kemik iliği biyopsisi, kan biyokimyasal analizleri bu tetkikler içinde sayılabilir. İdrar ve gaita muayeneleri de anemiye yol açan asıl sorunun tespit edilmesi açısından faydalı olabilmekte. Benzer şekilde feline leukemie ve immunodeficiency virüslerinin tespitine yönelik yapılacak testler de bu tarz tetkikler arasında.
Kedilerde anemiye sebep olan asıl hastalıklar kan kaybına yol açarak, alyuvarların tahribatına yol açarak veya alyuvarların üretimini aksatarak bu sonucu oluşturur. Kanamaya yol açan travma ve yaralanmalar, pire, kene ve kancalı kurt gibi parazitler, bağırsak, böbrek ve idrar kesesindeki tümörler ve pıhtılaşma faktörlerinin üretimini azaltan hastalıklar bunlara örnek. Alyuvarların tahribatına yol açarak anemiye sebep olan hastalık için kedi leukemi virüsü, kan parazitleri, kimyasal maddeler ve zehirler, kanser ve otoimmun hastalıklar örnek olarak gösterilebilir. Alyuvarların üretimini aksatarak anemiye sebep olan hastalıklara ise kronik ve şiddetli seyreden tüm hastalıklar, çok dengesiz ve yetersiz beslenme ve yine kedi leukemi virüsü, kimyasal maddeler ve zehirler, kanserler ve otoimmun hastalıklar örnek verilebilir.
Kedilerde demir eksikliğine bağlı anemi neredeyse hiç yaygın değildir ve ancak kronik olarak kan kaybına yol açan durumları takiben ortaya çıkabilir. Tedavide en önemli faktör, asıl hastalığın ortadan kaldırılması. Aneminin çok şiddetli seyrettiği durumlarda ve hayati tehlikenin ortaya çıktığı kansızlıklarda kan nakli gerekebilir.
Yazının Devamını Oku 12 Nisan 2008
Tolga Öztorun turizmci, 30 yaşında, evli bir hayvansever. Su kaplumbağaları, balığı, bir cooker’ı, bir İran kedisi ve sitesinde bakımlarını üslendiği site kedileri var. Fakat onun sevgisi, sağlıklı ve güzel hayvanlara hayranlıktan çok, yardıma muhtaç hayvanları sahiplenme yönünde. Evinde bakıp iyileştirip, doğaya geri bıraktığı, ya da sahiplendirdiği hayvanın haddi hesabı yok. Sıcaklarda ve çok soğuklarda sokaklara yem ve su bırakıyor. Sokak kedilerini kısırlaştırıp tekrar sokağa salıyor. Gönüllü olarak Yedikule Hayvan Barınağı’nda çalışıyor. 2000 ağaçlık bir koru oluşturdular. Hayvanseverleri biraraya getiriyorlar. Yenmeyen yemekler, eski kazaklar, plastik kaplar, her şey ama her şey bu işe yarıyor.
Sinekle inek arasında fark yok
Benim bir hayvanı sevmem için onun belli bir türe, ırka mensup olması gerekmiyor. Tek şart bana ihtiyacı olmasıdır. Daha çok muhtaç hayvanlara zaafım var. Garip gelebilir ama sinekle inek arasında fark yok benim için. Tüm canlıların yaşamaya hakkı vardır. Hepsi doğa önünde eşitler sadece insanlık onlara zulüm yaşatan.
Yağmur kıskancın önde gideni
9 yaşında bir cocker’ımız var. Adı Yağmur. 6 yaşındayken sahibi tarafından bebek bekledikleri için Fatih Belediyesi Yedikule Hayvan Barınağı’na terk edilmişti. Dayanamadık ve aldık. Vücudunda yaralar vardı. İyileşince ev arayacaktık, 3 senedir bizimle. Sanki bizimle büyümüş gibi sahiplendi bizi. Kıskancın önde gidenidir. Beni ve eşimi kimse ile paylaşamaz. Püsküllü bela deriz biz ona.
Edrettin’den mantar kaptık
2 yaşında Edrettin adında bir kedimiz var. Edrettin de yine sokağa atılan bir İran kedisi. Bize geldiğinde ölmek üzereydi. Mantar, gözünde iltahap, akciğer solunum problemi ve egzaması vardı. Sıvı besinleri enjektörle içirdik. Tabii yine iyileşince ev buluruz veririz dedik ama bize o kadar bağlandı ki, vermeye kıyamadık. Yağmur ile çok iyi anlaştığını sanıyor ama Yağmur onu çok kıskanıyor. Tüm aile Edrettin’den mantar kaptık ama şimdi çok iyiyiz.
Sinemaya değil veterinere
Elbette bu yaşam tarzı benim ev hayatımı çok engelliyor. Çok defa yemeğe veya sinemaya giderken kendimizi veteriner kliniğinde bulduk. Sağolsun en büyük destekçim eşim, beni hiç yalnız bırakmıyor. Ama bazen bana engeller koyuyor çünkü limitlerim yok. Bir keresinde yaralı bir leyleği eve getirip küvette bakma isteğimi engellemişti. Yoksa şimdi bir de uçamayan leyleğimiz olacaktı.
SAHİBİNDEN 15 SANTİMETREKARE KİRALIK DAİRE
Çocuklu ailelere uygun 15 santimetrekarelik kiralık dairelerim var. Yeni kiracılarımızı bekliyorum. Bebekleri görmek için sabırsızlanıyorum. Kuş evleri, hediye gelen 2 şarabın koruma kutusuydu. Atmaya kıyamadık, nasıl değerlendiririz diye düşündüm ve kuş evi yapmaya karar verdim. Önce içini ikiye böldüm. Giriş deliklerini açtım ve su geçirmez boya ile boyadım. Sonra yerlerini buldular.
BEBEĞİNİ BIRAKAN KAÇIYOR
Geçen haziran ayında ailemin evinin önünde bir sokak köpeği doğum yaparak kaçtı. Kesesi içinde kanlı bir yavruyu resmen bize terk etti. Doğum sıvısını üzerimdeki tişört ile temizledim. Mecburen aldık eve getirdik. Sonra esas maraton başladı. Saat başı emzirmek, sıcak su torbaları, kakasını çişini yaptırmak gibi. Bir sürü insan anne sütü emmemiş bir bebek yaşayamaz derken Ceylan kızım bu dünyaya inat kocaman bir kız oldu. Çizgili bir şeytanı andıran Ceylan, safkan bir sokak köpeğidir. Hiç anne sütü içmemesi onun garip bir özelliği. Enteresandır ki, aynı dönem ikiz kız kardeşimin bebeği oldu. Ceylan onun sütünden içti, içtiği tek anne sütü de kendi cinsinden olmayan bir canlınınki. Gerçekten son derece mutlu ve renkli bir hayatımız var.
KAMPANYALAR SİTEDEN YÜRÜYOR
Gönüllü olarak 5 yıldır Fatih Belediyesi Hayvan Barınağı’nda gönüllü muhabirlik yapıyorum. Barınağımızda 2 bin evsiz köpek var. Temel ihtiyaçları belediye tarafından karşılanıyor ancak ihtiyaçları hiç bitmiyor. Genel ihtiyaçları için dönem dönem kampanyalar yapıyoruz. www.yedikulehayvanbarinagi.com sitemizden düzenli olarak duyuyoruz. Türkiye’nin en gelişmiş barınak web sayfası olan sitemizden çok sayıda hayvansever faydalanıyor. 2.5 senedir her ay "Ünlüler ile hoşsohbet" diye bir köşe yapıyoruz. 30’a yakın ünlü konuğumuz bize destek verdi. Bu sayede okunurluğumuz daha da artıyor. Şahane bir site, vakit kaybetmeden ziyaret etmenizi öneririz. Savaş ÖZBEY
Kuş kafesine çözülmeyen kum koyarken dikkat edin
Kuşlar doğal yaşamda ve vahşi ortamlarda beslenmek amacıyla çok çeşitli yiyeceklerden yararlanır. Bunlar içinde meyve ve sebze gibi kolay sindirilen yiyeceklerin yanı sıra, son derece sert kabuklu tohumlar ve taneler de bulunur. Dış çeperlerindeki kabuk tabakası son derece sert olan bazı tohumları sindirebilmek için çoğu kez midenin taşlık olarak adlandırılan bölümünde daha önceden yedikleri ve midede çözülmeyen kum tanelerinin aşındırıcı etkisinden yararlanırlar. Evde beslediğimiz kafes kuşlarının bu tarz sindirim sisteminde çözülmeyen kumlara çoğu kez ihtiyacı olmaz. Kanaryalar iki üç haftada bir, birkaç tane kum tanesi alarak sindirim sistemine yardımcı olmak için kullanır. Güvercinler de yemin kabuğunu kıramadıkları için çözülmeyen kumlara ihtiyaç duyar. Ancak muhabbet kuşları yemin kabuğunu kırabildikleri ve sindirebildikleri için kuma ihtiyaç duymazlar.
Kafeste sürekli olarak bu tarz çözülmeyen kumların bulunması ve kuş tarafından fazla miktarda tüketilmesi ciddi sindirim sistemi problemlerine neden olabilir. Özellikle muhabbet kuşları ve papağan türleri gereğinden fazla yiyebilir. Bu durumda çözülmeyen kum tanesi sindirim sistemini tahriş edebilir hatta ön mide, kursak ya da taşlıkta tıkanmalara yol açarak çok ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirebilir. Bu nedenle çözülmeyen kumların muhabbet kuşu kafesinde bulunması gerekli değildir. Bunun yerine doğal kalsiyum kaynağı olarak mürekkepbalığı sırtı ya da kireçtaşı konabilir.
Sindirim sisteminde çözülebilen mürekkepbalığı sırtı, istiridye kabuğu, kireçtaşı gibi organik kaynaklı kuş kumları genellikle kafese asabileceğiniz türde hazırlanmıştır. Kuşunuzun ihtiyacı olan doğal mineralleri ve özellikle kalsiyumu içerdiği için faydalıdır.
Yazının Devamını Oku