Sevgiyi öldürüyor, kaçakçılığı körüklüyor, hastalık yayıyor
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Hayvan sahibi olmak isteyen çoğu kişinin ilk durağı pet shop oluyor. Bir kaç yıl öncesine kadar, sayıları çok azdı. Şimdi neredeyse her mahallede bir tane var.
Ama İstanbul Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Murat Arslan, bu artışın kontrollü olmadığını söylüyor: "Biz meslek odası olarak, pet shop’lardan kaç tanesinin ruhsatlı olduğunu bilmiyoruz. Halbuki, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na göre, bunu bize bildirmeleri gerekiyor. Tahminime göre İstanbul’daki pet shop’ların en fazla yüzde 20 kadarı ruhsatlı. Ruhsat olmayınca denetim de olmuyor ve hayvanseverleri üzen çok kötü olaylar meydana gelebiliyor. Eve bir hevesle alıp getirdikleri hayvanlar hastalanıyor, hatta ölüyor. Bu, hayvanseverleri çok yaralıyor, ama esas olan hayvanlara oluyor." Bu deneyimlerin yaşanmaması için, Doç. Dr. Murat Arslan doğru pet shop’u nasıl ayırt edebileceğimizi, hayvan alırken nelere dikkat etmemiz gerektiğini anlattı.
RUHSATINI GÖSTERMEK İSTEMİYORSA ŞÜPHELENİN
Bir pet shop’a girdiğinizde, önce ruhsatlı olup olmadığına bakın. Ruhsat her şeyin düzgün yapıldığının garantisi olmasa da, en azından biraz daha kayıt altında olduğunu gösterir.
Alacağınız hayvanın sağlığıyla ilgili detaylı bilgileri mutlaka öğrenin. Her hayvanın genel bilgileri, uygulanan ilaç ve aşıların adı ve uygulama tarihleri "Süs Hayvanları Satış Yerleri Hayvan Sağlık ve Satış Belgesi"nde bulunur. Bu belge, pet shop sahibi ve veteriner hekim tarafından doldurulmuş, imzalanmış olmalı.
Her ruhsatlı pet shop’un sorumlu bir veteriner hekimi bulunur. O hekimden fikir almak da faydalı olacaktır.
Dükkan sahipleri ruhsatını veya hayvanın sağlık belgesini göstermek istemiyorsa, hemen başka bir pet shop’a gidin.
Hayvana aşı yapıldıktan sonra, en az dört gün bakım altında tutulması gerekiyor. Dört günden önce hayvanı alıp eve getirmeyin.
Yavru kedi veya köpek alırken iki aylıktan daha ufak olanları almayın. Zaten yasa gereği de, iki aydan küçük hayvanlar satılamıyor, çünkü bu yavruların hem bağışıklık sistemi gelişmemiş, hem de aşıları tamamlanmamış oluyor.
CANLININ GARANTİ BELGESİ OLMAZ
Pet shop size gideceğiniz klinik hakkında yönlendirme yapıyorsa dikkatli olun. Şüphelendiğiniz durumlarda, size önerilen klinik dışında, objektif olacağına inandığınız başka bir hekime gitmekten çekinmeyin.
Bazı pet shop’larda, hayvanlar için garanti belgeleri veriliyor. Bunlara itibar etmeyin. Doç. Dr. Murat Arslan bu konuda ne kadar hassas olunması gerektiğini şöyle anlatıyor: "Bir canlı için garanti belgesi verilemez. Bir doktor hastasına, ’Sen şimdi hamile kal. Ben senin çocuğunu mutlaka doğurtacağım. Sonra da, sen bebeği şu hekime götürürsen, sağlıklı kalacak’ diye bir garanti verebilir mi? Hayvanlar için de böyle bir garanti verilemez."
Pet shop ile kliniklerin ayrı yerler olduğunu unutmayın. Pet shop’ların, bırakın tedavi etmeyi, aşı yapmaya bile ehliyetleri yok. Eğer hayvanınıza pet shop’ta tıbbi müdahale yaptırırsanız, hukuki olarak siz de haksız duruma düşüyorsunuz.
KÖTÜ PET SHOP HAYVAN SEVGİSİNİ NASIL ZEDELİYOR
Ruhsatsız pet shop’lar hayvan kaçakçılığını körüklüyor. Doç. Dr. Murat Arslan, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’nın hazırladığı belgelere göre 2006’da Türkiye’ye hiç hayvan ithal edilmediğini söylüyor, "Ama pet shop’larda satılan hayvanların yüzde 95’i yurtdışından geliyor" diye ekliyor. "Demek ki, hayvanların çoğu ülkeye kaçak olarak sokulmuş. Kaçak hayvanlar denetime tabi olmadığı için, onlarla beraber birçok hastalık da Türkiye’ye giriyor."
Denetimden geçmeyen pet shop’ların, hayvan sevgisini öldürdüğünü Murat Arslan şu örnekle açıklıyor: "Biz Veterinerler Odası olarak, hayvan sevgisi oluşturmak için okullara, eğitimlere gidiyoruz. Sonra insanlar heveslenip, hayvan alıyor. Ama eve gelince hasta olduğunu görüyor. Pet shop’a götürdüklerinde adam hayvanı geri almıyor veya ’Yenisini vereyim’ diyor, ’İyileştiririz’ diyor. Ama o arada, kişi hayvan beslemekten vazgeçmiş, psikolojik olarak olumsuz etkilenmiş, üzülmüş oluyor. O zaman da toplumdaki hayvanseverlik zedeleniyor."
Pet shop’ların hijyenik koşullara uymaması toplum sağlığını da olumsuz etkiliyor. Sadece hayvanlara değil, insanlara da bulaşabilecek hastalıklar denetlenmeyen pet shop’lardan yayılıyor.
Bazı kişiler aldıkları hayvan hasta çıkınca, baş edemeyeceğini anlayıp hayvanı sokağa bırakıyor. Bu yüzden son yıllarda sokak hayvanlarının sayısı artmış durumda.
DENETLEMELER YETERSİZ
2004’te yürürlüğe giren Hayvanları Koruma Kanunu, aslında pet shop’larla ilgili birçok düzenleme getirdi. Buna göre pet shop açacak kişinin, yerel yönetimler tarafından verilen bir eğitimden geçmesi lazım. Dükkanın teknik ve hijyenik koşullarının, hayvanın fizyolojik, anatomik ve davranış özellikleri göz önünde tutularak hazırlanması ve belli standartlara uyması gerekli. Ancak bu kriterler yerine geldiği zaman, Tarım İl Müdürlüğü pet shop ruhsatı veriyor. Ama kurallar çok detaylı olmasına rağmen, işleyişte birçok sorun oluyor. Dükkanı açacak kişilere verilen eğitim sadece iki-üç gün sürüyor ve içeriği yetersiz kalıyor. Ayrıca Tarım Bakanlığı tarafından yapılması gereken denetlemeler, veteriner kadrosundaki eksikliklerden ötürü düzenli gerçekleşmiyor.
SOKAKTAN DA HAYVAN ALABİLİRSİNİZ
Doç. Dr. Murat Arslan: "İyi eğitim verdiğiniz sürece, sokaktan gelen hayvan ile pet shop’tan alınan hayvanın hiçbir farkı yok. Aslına bakılırsa, sokaktaki hayvan daha dirençli bile oluyor, çünkü ülkemizin şartlarına daha çok uyum sağlamış durumda. Hem sokaktan bir hayvan alıp beslemenin, sağladığı vicdani tatmin de çok farklı." Simla YERLİKAYA
Kaplumbağalarda kabuk deformasyonları ve piramit şeklinde kabuk büyümeleri
Ev ortamında yetiştirilen kaplumbağaların kabuklarında, piramit şeklinde görülen deformasyonlar, çoğu kez anormal kabuk gelişimi olarak kabul edilir. Birkaç istisnai kaplumbağa ırkı dışında, kabukların bu tarz sivri çıkıntılar göstermesi yaygın olarak karşılaşılan bir kabuk deformasyonudur.
Piramit şeklinde ortaya çıkan deformasyonlar, genellikle bakım ve beslenme koşullarının yetersiz olduğu ortamlarda ortaya çıkar. Bu konuda yapılan çalışmalar, özellikle ortamdaki havanın kuru, kaplumbağa için yeterince nemli olmadığı durumlarda daha yaygın görüldüğünü ortaya koyar nitelikte.
Yanı sıra dengesiz beslenme ve özellikle protein oranı yüksek gıdaların aşırı miktarda verilmesi de sebep olabiliyor.
Araştırmalar, piramit benzeri büyümenin, kabukta yumuşama ile seyreden metabolik iskelet hastalıklarının da sorumlu olabileceğini düşündürmekte.
Sonuç olarak, ev ortamında beslenen kaplumbağaların kabuklarının sağlıklı bir şekilde büyümesi ve deformasyona uğramaması için uygun bakım ve beslenme son derece büyük önem taşımakta. Besin içeriği dengeli, iyi ayarlanmış kaliteli yemler kullanılması ve ortamdaki nemin kaplumbağanın ihtiyaç duyduğu oranda dengelenmesi bu tarz kabuk deformasyonlarını önlemek ve kaplumbağaların kabuk sağlığını korumak için son derece önemli.
Pako Pano
Henüz çok genç, pointer kırması kıza yeni bir yuva aranıyor. Kendisi evden atılmış, çok yumuşak huylu, sakin bir dişi. Onu yanına almak isteyenler 0535 338 11 31’ten Arzu Hanım’ı arayabilir.
Fotoğraftaki kedi 1 Ocak’ta İstanbul Tuzla’da Marmados bölgesinde kayboldu. 18 aylık ve erkek. Siyah-beyaz renkte, uzun tüylü. Görenler veya nerede olduğunu bilenlerin 539 862 89 30, 532 424 38 04 numaralı telefonlara haber vermesi rica olunur.
İstanbul Beşiktaş Rehabilitasyon Merkezi’nde bulunan 1 yaşındaki erkek kurt köpeğine acil yuva aranıyor. İyi huylu ve korumacı bir köpek. e-mail: aslim1064@hotmail.com