Özgür Bolat

Recep İvedik mi olmak istiyoruz?

10 Mart 2009
Recep İvedik, gişede büyük bir başarı sağladı.

Filmi sonunda izleyebildim. Filmin çok küfürlü olduğu aşikâr. Bu konuda eleştirileri hak ediyor. Tasvip etmediğim şekilde toplumu yozlaştırdığı da söylenebilir.

 

Ama bu yazıda amacım, filmi savunmak ya da eleştirmek değil. Sadece objektif olarak bu filmin neden bu kadar başarılı olduğunu irdelemeye çalışacağım.

 

PAT DİYE SÖYLEYİVERİYOR

 

Filmde en çok gülünen sahnelere dikkat ettim.

 

Yazının Devamını Oku

Yürek dayanırsa!

5 Mart 2009
Geçen gün, TEM otoyolunda otostop çeken bir aileyi arabaya aldım. 40 yaşlarında bir baba, yanında başı yazmalı eşi ve 5 yaşlarında bir çocuk.

Adapazarı’ndan bir kum kamyonu ile Gebze’ye kadar gelmişler. Oradan da otostopla İstanbul’a gidecekler.

 ‘Allah razı olsun kardeş. Soğukta 1,5 saattir bekliyoruz. Çocuk dondu,’ diyerek arabaya bindiler. Sohbete başladık.

‘Nerede ineceksiniz?’ diye sordum. ‘Gişelerden sonra,’ dedi baba.

İlk başlarda çekingen olsa da sonradan açıldı biraz.

Adamın üç çocuğu var. Depremde iki kardeşini kaybetmiş. Onların yetim kalan çocuklarını da yanına almış. 6 çocuğa bakıyor. Prefabrik evde yaşıyorlar.

EKMEK VE PATATES

Ne iş yapıyor diye sorarsanız. İşi yok. Mevsimlik çalışıyor. Yazın çalışıp biriktiriyor, kışın yiyorlar.

Yiyorlar derken, yanlış anlamayın. Sadece patates ve ekmek.

Yazının Devamını Oku

Uçmaktan korkmayın!

3 Mart 2009
THY uçağı, Hollanda’da düştü. <br><br>Ölenlere Allah’tan rahmet, yaralılara da geçmiş olsun diliyorum.

Uçak kazalarından sonra, insanlar uçağa binmekten çekiniyor. Zamanında bunu merak edip, bir araştırma yapmıştım.

EN AZ KAZA UÇAKLARDA 

Aslında en güvenilir ulaşım aracı, uçaklar. Çünkü kaza yapma ihtimali çok düşük.  

İstatistikler de bunu doğruluyor. Örneğin;  

Trafik kazasının olma ihtimali 400’te 1.

Yüzme havuzunda boğulma ihtimali 11.000’de 1.

Silahla vurulma ihtimali 800,000’de 1.

Uçak kazasının olma ihtimali 1 milyonda 1. 

Yazının Devamını Oku

İnsan bencildir Deniz feneri de!

26 Şubat 2009
Üç yıl önce Cambridge Üniversite’sinde, dünyaca ünlü ve Harvard Üniversitesi’nde çalışmış, Amerikan bir profesörün konuşmasına gitmiştim.

Konu ‘insanların bencilliği’ üzerineydi. Hümanist bir felsefe geliştirmeye çalışan bir kişi olarak, bu konu çok dikkatimi çekti.

ARKADAŞLIK 

Profesör, arkadaşlık üzerine yapılmış araştırmalardan bahsetti. 

Arkadaşlık seçimindeki bir ölçütün ‘değiştirilemezlik’ ilkesi olduğunu söylüyordu. 

Yani arkadaşınızdan sağladığınız iyiliği, başka birisinden rahatlıkla sağlayabiliyorsanız, o arkadaşı kolay değiştirebilirsiniz. Ondan kolay vazgeçebilirsiniz.  

Başka birinden sağlayamıyorsanız, o arkadaşınızdan vazgeçemezsiniz. 

(Dostluk ile arkadaşlık ayrımı yapılmamış bu araştırmalarda. Bizde dostluk her zaman karşılıksızdır.) 

Bahsedilen araştırmalar, arkadaşlıkta bile çoğu zaman ‘bencilliğin’ esas olduğunu iddia ediyordu. 

Yazının Devamını Oku

Menopoz ve öğrenme!

24 Şubat 2009
Başlığı okuyunca “Menopoz ve öğrenme mi? Ne alaka?” diyebilirsiniz. Ama ikisi arasında ilginç bir ilişki var.

Birçok canlı içgüdüleri ile hareket ederken, insan içgüdü ve iç dürtülerine ek olarak öğrenilmiş davranışları ile hayatını idame ettiriyor.

Kültür yaratıyor ve bunu gelecek nesillere aktarıyor.

Durum böyle olunca, beden bu duruma ayak uyduracak şekilde değişiyor ve gelişiyor.

BEYİN VE ÖĞRENME

Yazının Devamını Oku

Din ve eğitim ahlaksızlaştırıyor mu?

19 Şubat 2009
Toplumda ahlak yozlaşması son hız devam ediyor. Bu konuda bir yazı yazayım derken, geçen gün şu istatistiği gördüm gazetelerde.

Gallup araştırma şirketi tarafından yapılan ankete göre; Türkiye, en dindar ülkeler arasındaymış. Halkın % 89’u, günlük hayatında dini yaşadığını söylemiş.

 

Bu gerçekten böyle midir?

 

DİN VE AHLAK

 

Eğer Türkiye’de halkın yüzde 89’u dini yaşıyorsa, çok az oranda sahtekârlık ve ahlaksızlık olması gerekmiyor mu?

Yazının Devamını Oku

ÖSS’de başarılı olmanın sırrı

17 Şubat 2009
ÖSS kayıtları dün itibariyle başladı. <br><br>ÖSS, çoktan seçmeli şıklarıyla ve her soru için 1 dakikalık süresiyle, ezbere ve otomatik yanıt vermeye özendirmektedir. Düşünmeyen halk yaratmakta, belki de en büyük paya sahip.

Ama bunu şimdilik değiştiremeyiz. Bu sınavda başarılı olmanın yollarını aramalıyız.

Onun için de sınavın neyi ölçtüğünü anlamak gerekiyor.

O da açık! Sınav bilgiyi ve muhakeme gücünü ölçüyor. Bunu biliyoruz.

Sınav, zamanı iyi kullanmayı da ölçüyor. Öğrenciler, “biliyordum ama yetiştiremedim” der genelde. “Yetiştirmek” de sınava dâhil.

Aslında sınavın ölçtüğü bir şey daha var. Bu yazıda ondan bahsedeceğim.

BİR ARAŞTIRMA 

TIMMS adı verilen uluslararası bir sınav var. Bu sınav sonuçlarına göre ülkeler matematik ve fen alanlarında karşılaştırılıyor. 

Yazının Devamını Oku

Beyaz eşya dağıtımının ahlaki boyutu

12 Şubat 2009
Salı günü beyaz eşya yardımlarının uzun vadede daha da sorun yaratacağını yazmıştım. Bana gelen istisnasız tüm mesajlar bu görüşümü destekliyordu. Bugün bu konuyu açacağım.

Bu yardımların şu tür sakıncaları olabilir.

 

AHLAK BOYUTU

 

Bu yardımlar, ahlaki olmayan davranışları özendirmektedir.

 

Yazının Devamını Oku