Beyaz eşya dağıtımının ahlaki boyutu

Bu yardımların şu tür sakıncaları olabilir.

AHLAK BOYUTU

Bu yardımlar, ahlaki olmayan davranışları özendirmektedir.

Evinde çamaşır makinesi olan kişilerin, ikinciyi aldığını biliyoruz.

Yetkililer eve girip bakmıyor mu?

Bakmıyorsa, bu yardımların amacı seçime yatırım demektir.

Eğer bakıyorsa ve bir makine olmasına rağmen ikincisini veriyorsa, o kişinin hak yemesine sebebiyet veriyor.

Etik olmayan davranışları devlet kendi eliyle meşrulaştırmış oluyor. Halka etik olmamayı öğretiyor.

Ödevleri ailenin yapmasını görmezlikten gelerek,  etik olmayan davranışlara göz yuman bazı öğretmenler gibi.

ÇALIŞMA KAPASİTESİ AZALIR

Bu tür yardımlar, insanların çalışma kapasitesini azaltacaktır.  Ülkemizde, insanların çalışmayı öğrenmesi gerekir.

Halk sürekli yardım bekleyen ya da talep eden duruma düşmemelidir.

Böyle bir kültür yaratılırsa, başka illerdeki insanlar da kendi valiliklerinden böyle yardımlar ister. Bu durumda devlet de bu tür yardımları sürekli temin etmek zorunda kalır.

Her yıl kömür yardımı isteyen insanları düşünün.

Böylece de eğitim ve istihdam yaratmak için harcanması gereken paralar, yardımlara harcanmış olacaktır.

İşte o zaman, uzun vadede yoksulluğun önüne geçilemez.

YOKSULLUK ARTABİLİR!

Bu tür yardımlar, kısa vadede bile yoksulluğu artırabilir.

Evinde suyu olmayan insanların bile çamaşır makinesi aldığını biliyoruz. Çamaşır makinesini kullanmak için tesisat kurdurması, deterjan alması vs gerekiyor. Her ay fatura ödeyecek. Masraf yapmak zorunda kalacak. Para yoksa kredi kartını kullanacak.

Bu masraflar çok küçük gibi görünse de yoksul insanlar için çok büyüktür.

Bu insanların büyük kısmı çalışmıyor ya da asgari ücret ile çalışıyor.

İnsanlar paralarını birinci derece ihtiyaçlarına değil, bunlara harcayacaktır. Sonra gelsin borçlar.

Bir okuyucum mesajında “devlet beyaz eşyayı lüks tüketim malı olarak kabul ediyor,” diyor.

 Bir yoksulunun ilk ihtiyacı, lüks tüketim malı mıdır?

Gerçekten sosyal devlet olan Norveç ve İsveç gibi ülkelerde böyle yardımlar yapılmaz.

Sosyal devlet olmak demek, fakirlik, işsizlik, eğitimsizlik gibi sosyal sorunları çözmek demektir.

HALKTA DA SUÇ VAR

Babamın başından bir zamanlar şöyle bir olay geçmişti.

Babam, fatura yatırmak için sırada bekliyor. Adamın bir tanesi, hiç aldırmadan sıranın en önüne geçip, işini görüyor.

Babam da yanındaki kişiye dönüp “Görüyor musun? Adam hiç utanmadan sıranın önüne geçti. Hiçbirimiz bir şey demedik,” diyor.

Yanındaki kişi de cevap veriyor:

“Demeyiz amca demeyiz.  Çünkü fırsatını bulsak, aynı şeyi biz de yaparız.”

Biz de halk olarak, bu yardımlara hiç ses çıkartmıyoruz.

Hepimize bol fırsatlar….