Paylaş
Adapazarı’ndan bir kum kamyonu ile Gebze’ye kadar gelmişler. Oradan da otostopla İstanbul’a gidecekler.
‘Allah razı olsun kardeş. Soğukta 1,5 saattir bekliyoruz. Çocuk dondu,’ diyerek arabaya bindiler. Sohbete başladık.
‘Nerede ineceksiniz?’ diye sordum. ‘Gişelerden sonra,’ dedi baba.
İlk başlarda çekingen olsa da sonradan açıldı biraz.
Adamın üç çocuğu var. Depremde iki kardeşini kaybetmiş. Onların yetim kalan çocuklarını da yanına almış. 6 çocuğa bakıyor. Prefabrik evde yaşıyorlar.
EKMEK VE PATATES
Ne iş yapıyor diye sorarsanız. İşi yok. Mevsimlik çalışıyor. Yazın çalışıp biriktiriyor, kışın yiyorlar.
Yiyorlar derken, yanlış anlamayın. Sadece patates ve ekmek.
‘Nasıl yani?’ diye soruyorum.
‘Yazın biriktirdiğim para ile patates alıyorum. Ekmeği de kendimiz yapıyoruz. Başka bir şey almamız mümkün değil,’ diyor.
‘Ama şimdi patatesler bitti. Sadece ekmek yapıp yiyoruz.’
‘Bir çuval un 32 TL. 3 hafta gidiyor,’ diyerek devam ediyor.
‘Yani şimdi sadece ekmek mi yiyorsunuz?’ diye soruyorum.
‘Ekmek bulduk, başka ne isteriz?’ diyor.
‘Zaten şimdi un da bitti,’ diyor.
TUZLU BİR YAŞAM
‘Şu anda evde bir şey yok mu?’ diye soruyorum.
‘Tuz var sadece,’ diyor.
‘Allah büyük, şu ay geçse işler açılır’ diyor.
Bağ bahçede çalışıyor yazları.
Gözlerim doluyor ama belli etmiyorum.
UMUT, ERZAK YARDIMINDA
‘İstanbul’a niye gidiyorsunuz?’ diye soruyorum.
Anlatıyor:
‘Bir arkadaş var. Belediyede tanıdığı varmış. Bize erzak yardımı alacak. Şansımızı deneyeceğiz. En azından bir hafta yeter’.
Belli ki o erzakı alamasa da kendisine bir umut yaratmış ve bununla mutlu oluyor.
Nietzsche yanılmış. Umut kötülüklerin anası olamaz, diye düşünüyorum.
‘Evi nerede arkadaşınızın?’ diye soruyorum. ‘Dudullu’da,’ diyor.
‘Gişelerden sonra nasıl gidecektiniz?’
‘Yine otostop çekeceğiz. Senin gibi başka bir Müslüman kardeş bırakır. Allah büyük,’ diyor.
‘Olur mu öyle şey?’ deyip arkadaşlarının evine kadar bırakıyorum.
HAYAT DEVAM EDİYOR
Babası ne kadar dirense de cebimdeki tüm parayı çocuğa veriyorum.
İçtenlikle ‘Allah bin kere razı olsun kardeş,’ diyor.
Allah derken, yalnız ve güzel kalbindeki Allah’ı kastediyor. Başkalarının Allah’ı ile karıştırmayın.
Ben de aynı içtenlik ile ‘Senden de razı olsun’ diyorum.
Utanmışlığın ve mutluluğun arasında sıkışmış bir gülücük ile arabadan iniyor…
Muhtemelen bu sırada Erdoğan mitingte, Baykal televizyonda!
MHP adayı da çök, kalk demekle meşgul halka.
Ve hayat devam ediyor…
Paylaş