Özgür Bolat

Empati Yeteneğimiz var mı?

24 Eylül 2009
Yıllar önce bir araştırma yapmıştım.

Araştırmanın konusu da insanların empati yeteneği.

 

Nasıl mı, anlatayım.

 

TARİHTEN ANLAR

 

“Tarihe Yön Veren 12 An” adlı bir kitap okumuştum. O anlardan bir tanesi de İstanbul’un fethi hakkındaydı.

Yazının Devamını Oku

Bayramlar değil, çağ değişti!

22 Eylül 2009
1961 yılında Amerika’da Roseta adlı bir İtalyan kasabasında, çok az kalp krizi yaşandığını fark eden bilim adamları, bu kasaba üzerine araştırma yapmaya başlıyor.

Uzun araştırmalar sonra görülüyor ki kalp krizine sebebiyet veren çoğu etken (yağlı yemekler ve spor eksikliği gibi) kasabada mevcut.

 

Ama insanların güçlü arkadaşlık, aile ve akrabalık ilişkileri insanları mutlu, stressiz ve sağlıklı yapıyor. Kalp krizini engelliyor.

 

Kasabada yaşayan insanlar birlikte yemek yiyor, etkinlikler yapıyor, sık sık sohbet ediyor, birbirlerini ziyaret ediyor. Birbirlerine psikolojik destek veriyor. Stres oranları çok düşük.

 

Bu araştırma bir kez daha gösteriyor ki insanı sağlıklı yapan en büyük unsur diğer insanlar ile kurduğu ilişkiler.

Yazının Devamını Oku

Hangi ünlü hangi kitabı okuyor?

17 Eylül 2009
Salı günü sizlere en çok kimin okuduğu kitapları okumak istersiniz diye sormuştum. Sizden aldığım epostalara göre şöyle bir liste oluştu.

1-     Atatürk

2-     Uğur Dündar

3-     Elif Şafak

4-     Ertuğrul Özkök

5-     Fatih Altaylı

6-     Zülfü Livaneli

7-    

Yazının Devamını Oku

10 bin saat kuralı ve bir anket!

15 Eylül 2009
Kitapları milyonlar satan ve Time Dergisi tarafından ‘Dünyanın En Etkili 100 İnsanı’ndan biri seçilen Malcolm Gladwell, konferans için Türkiye’ye gelmiş.

Her üç kitabını da bir solukta okumuş, bir Gladwell hayranı olarak onu dinleyememek beni çok üzdü.  Başka sefere artık!

Yeni eğitim yılı dün itibariyle başladı. Bu vesile ile Gladwell’in son kitabındaki önemli bir kavramdan bahsetmek istiyorum.

10 BİN SAAT KURALI

Gladwell, başarılı insanları araştırdığında 10 bin saat kuralının hepsine uyduğunu görüyor.

Hepside bulundukları noktaya gelmek için en az 10 bin saat çalışmışlar, pratik yapmışlar.

Örneğin, Bill Gates Microsoft’u kurmadan önce evlerinin yakınındaki bir lisede, tam 10 bin saat programlama yapmış.

Hatta kendisine gündüz izin verilmediği için laboratuara gece giriyor ve sabaha kadar çalışıyormuş.

Aynı şekilde Apple’ın kurucusu Steve Jobs 10 bin saat programlama yapmış.

Yazının Devamını Oku

Sorunlu ama sorumsuz

10 Eylül 2009
12. katta saatlerce mahsur kalan isçiye kimsenin yardımcı olmadığını gazetelerde okuduk. Talihsiz isçi saatler sonra itfaiyenin çabalarıyla kurtarılmış.

Bu haber ile ilgili yorumları okudum ve dinledim. Çoğu yorumcu “İnsanlık ölmüş!” diye feryat ediyordu.

Doğruluk payı var. Ama aslında insanların yardım etmemesinde psikolojik bir etken olabilir: sorumluluk difüzyonu

SORUMLULUK DİFÜZYONU

1964 yılında New York caddesinde bir kadının bıçaklandığını gören 38 kişiden hiçbiri polisi aramayınca, kadın orada hayatini kaybetmiş.

Bu olayla ilgili araştırma yapan psikologlar bu durumu şöyle açıklıyor.

Bir ortamda çok kişi varsa, herkes bir başkasının eyleme geçmesini ve sorunu çözmesini bekler.

Sorumluluğu başkalarının alacağını varsayar. Bundan dolayı kendisi sorumluluk almaz. 

Özellikle olay kendisi dışındaysa, çözümün kendisine ait olduğunu hissetmez. 

Yazının Devamını Oku

Çocuğunuz, kız mı olsun erkek mi?

8 Eylül 2009
Çocuğumuzun kız ya da erkek olması doğal süreçlerde bizim elimizde değil.

Kız isteriz erkek olur, erkek isteriz kız olur. Biraz şans, biraz tesadüf, biraz da takdiri ilahi.

 

Ama kız ya da erkek olmasını etkileyen bazı etkenler var.

 

Akademi dünyasının en ünlü dergilerinden Science’ta 1972 yılında yayımlanan bir makalede, Harvard profesörleri Trivers ve Willard şöyle bir tez ortaya sunuyor:

 

Çocuğun cinsiyetini belirleyen birçok etken var. Bu etkenlerden bir tanesi, çiftlerin fiziki koşuları ve kişisel özellikleri.

 

Yazının Devamını Oku

Kadınlar mı çok konuşur, erkekler mi?

3 Eylül 2009
Ayşe Arman’ın Hıncal Uluç ile yaptığı röportajı okuyunca, kadının ve erkeğin ne kadar farklı dünyaları olduğunu bir kez daha anladım.

Hıncal Uluç, kadınları entelektüel olarak etkilemekten bahsediyor.

Kadın gerçekten entelektüel konuşmalardan etkilenir mi?

KİM ÇOK KONUŞUR?

Kadınlar çok konuşur diye bir yargı var. Bu hem doğru hem yanlış.

Bu konuda önemli araştırmalar var. Şöyle ki:

Ev gibi özel ortamlara bakıldığında, en çok konuşan kadınlar. Adam gazete okur. Kadın ‘Allah aşkına! Bırak şu gazeteyi de iki laf et!’ der.

Ama açık oturum, arkadaş grupları gibi toplu ortamlara bakıldığında en çok ve en uzun konuşan erkekler.

Aşağı yukarı her programda Abbas Güçlü öğrencilere sitem eder: “Neden kız öğrenciler soru sormuyor?”

Yazının Devamını Oku

Türkiye’de iş dünyasında başarılı olmak

1 Eylül 2009
İş dünyasında başarılı olmak için bazı becerilere sahip olmak gerekiyor. Ama Türkiye’de sahip olmanız gereken öyle bir beceri var ki buna sahip olmadan başarılı olmak zor.

O da dürüst müşteri ile dürüst olmayanı ayırt etme becerisi.

 

O kadar çok dolandırma ve sahtekarlık duyuyorum ki bu beceri özellikle ön plana çıkıyor. Türkiye adına kahrolmadan da edemiyorum.

 

KURALLAR

 

Türkiye’de kurallar insanların işlerini kolaylaştırmak değil, sahtekarlığı önlemek için yapılır.

Yazının Devamını Oku