Osman Müftüoğlu

Melatoninde de zamanlama ve doz çok önemli

3 Eylül 2022
Melatonini farklı beklentilerle kullanan pek çok “takviye meraklısı(!)” olsa da kullanımın yoğunlaştığı bir numaralı alan son yılların en önemli sağlık sorunlarından biri: UYKUSUZLUK!

Ama bilelim ki melatonin de pek çok doğal destek gibi rasgele kullanılabilecek bir takviye değil. Onun da farklı ilaçlarla etkileşime girebileceğini lütfen unutmayınız. Özellikle bağışıklık baskılayıcı, kan sulandırıcı, depresyonu iyileştirici, kan şekerini dengeleyici ilaçlar kullanıyorsanız melatonin yutarken çok dikkatli olun. Kanı sulandıran doğal desteklerden panax ginseng, ginkgo biloba, sarımsak ve benzeri destekleri kullanırken dikkatinizi daha da yoğunlaştırın. Melatoninin baş ağrısı, baş dönmesi, huzursuzluk, bulantı hatta yüksek dozlarda alındığında beklenenin tersine uykusuzluk yapabileceğini unutmayın. Kısacası diğer tüm takviyeler gibi melatonine de “ilaç gibi” bakın ve doğru kullanım için mutlaka bir doktor desteği alın.



ÖNEMLİ
DOZ NE OLMALI

Yazının Devamını Oku

Melatoninize sahip çıkın

1 Eylül 2022
Melatonin eksikliğinin yeni bin yılın en önemli sağlık sabotajcılarından biri olduğu kesindir.

Bu sorunun pandemi ile birlikte zirve yaptığı, ardından gelen savaş korkusu ve ekonomik endişeler nedeniyle o zirvenin de ikiye katlandığı ise şüphesizdir. Diğer taraftan melatoninin yalnızca bir “uyku hormonu” olduğu düşüncesi de külliyen yanlış değilse de eksik bir bilgidir. Zira melatonin birçok hastalık için “sağlık sabotajcısı” ya da “hastalık tetikçisi”; sağlıklı bir yaşam söz konusu olduğundaysa bir tür “iç doktor”, bir çeşit “mucize bir doğal molekül” gibidir. İsterseniz gelin, sözü daha fazla uzatmadan kalınca bir “MELATONİN DOSYASI” açalım ve hep birlikte güçlü bir “MELATONİN DUŞU” yapalım. Ve bilelim ki o duş uykunuza iyi gelecek, stresinizi azaltacak, depresyonunuzu hafifletecek, tansiyonunuzu dengeleyecek, şeker zıplamalarınızı engelleyecek, hatta sizi kanserden koruyup yaşam süresi beklentinizi bile etkileyebilecektir.



İYİ BİLGİ 1
MELATONİN NEDİR NEREDE ÜRETİLİR

Yazının Devamını Oku

'Uzun COVID' yine gündemde

29 Ağustos 2022
COVID sadece vaka sayıları bakımından değil, oluşturduğu “COVID sonrası sorunlar” yani “uzun COVID meselesi” nedeniyle de sağlık gündemimizin bir numaralı maddesi olmaya devam ediyor.

Oxford Üniversitesi’nde yapılan yeni bir araştırmada da bu bilgi doğrulandı. Oxford’un araştırmasına göre, “bilinç bulanıklığı, bunama, anksiyete bozukluğu ve epilepsi/sara” gibi sorunlar COVID geçirenlerde 2 yıl sonrası dikkate alındığında geçirmeyenlere oranla daha sık görülüyor. Araştırma oldukça önemli. Önemli olduğu için de dünyadaki pek çok büyük yayın kuruluşu araştırma neticelerini “en önemli sağlık haberlerinden biri” olarak değerlendirdi. Araştırmada yaklaşık 1 milyon 250 bin kişi COVID-19’u geçirdikten 2 yıl sonra 14 farklı hastalığın görülme riski bakımından değerlendirildi. Nörolojik ve psikolojik sorunlar bakımından eldeki neticeler yine 2 yıl önce COVID dışı solunum yolu enfeksiyonu geçiren 1 milyon 250 bin kişinin neticeleriyle mukayese edildi. Sonuç mu? Sonuç özellikle “nörolojik/psikolojik neticeler” dikkate alındığında oldukça şaşırtıcı ve endişe verici.



KÖTÜ HABER
COVID KAFAYI KARIŞTIRIYOR

Yazının Devamını Oku

Sonbahara hazır mısınız

27 Ağustos 2022
Öncelikle büyük zaferin 100. yılı hepimize kutlu olsun.

Ülkemize sağlık, huzur, barış ve zenginlik getirsin diyerek yazımıza başlayalım. Sonra da kendi konumuza, “sağlık meselemize” dönelim.

Hepimiz bazen korkarak bazen endişelenerek bazen de sevinerek izliyoruz. Yurdumuzun hemen her bölgesinde sonbahar yağışları daha şimdiden başladı. Bana göre, “sel/su baskını meselesi” olmasa Avrupa’nın neredeyse susuzluktan kavrulduğu bugünlerde toprağımıza düşen her damla yağmur aslında biraz da sağlıktır, hayattır, faydalıdır. Sadece bu nedenle bile “Hocam yaz bitti mi ki sonbahara hazır olalım?” demeyin, gelin beni dinleyin, sonbahar için sağlık hazırlıklarına daha şimdiden başlamaya gayret edin. Zira bizi her zamankinden daha güçlü bir bağışıklıkla girmemizi zorunlu kılan problemli, zorlu bir kış bekliyor. “Peki, bu hazırlıklar neler olmalı?” diyorsanız buyurun...



AKLINIZDA OLSUN
SONBAHAR İÇİN SAĞLIK TARAMALARI

Yazının Devamını Oku

Zona vakaları neden çoğaldı

25 Ağustos 2022
Tıp literatüründe “Zona Zoster” olarak bilinen ve kısaca “Zona” olarak tanımlanan virüs kaynaklı bir sağlık sorunu son günlerin en çok konuşulan sağlık gündemlerinden biri.

Zona kendini konuşturmakta da son derece haklı(!), zira son zamanlarda her zamankinden çok daha fazla Zona vakasıyla karşılaşıyoruz. Ben de günlük hekimlik pratiğimde özellikle bu son 6 aylık dönemde neredeyse son 10 yılda gördüğümden daha fazla Zona vakasıyla karşılaştım. Peki, ne oldu da Zona vakaları bu kadar arttı? Daha da önemlisi, Zona nedir, neden olur, korunmak mümkün mü, tedavisi var mı? Bu ve benzeri soruların yanıtlarını siz de merak ediyorsanız buyurun...

SORU 1

ZONA NEDİR, NEDEN OLUR

ZONA hastalığının nedeni “Varicella Zoster” olarak bilinen “suçiçeği virüsü”dür. Bir şekilde daha çocukluk döneminde omuriliğimize yerleşen ve her an aktive olup bizi hasta etmeye zaten hazır olan Zona virüsü, bağışıklık sistemimizin şu veya bu nedenle zayıf düştüğü herhangi bir dönemde süratle aktive olmakta, hızla çoğalıp omurilikte yerleştiği o sinir kökünden başlayarak o sinirin bulunduğu bölgede hızla yayılmaktadır. Böyle bakıldığında Zona sorunu aslında bir anlamda “bağışıklık zayıflığının” da bir işareti gibidir. Bedensel/fiziki veya ruhsal bir zorlanma/stres/baskı nedeniyle bağışıklık sistemimiz herhangi bir anda aniden ve hızla zayıf düşerse omurilikteki sinir kökünde aktive olan Zona virüsü, “göğüste, karında, sırtta hatta yüzde ağrılı döküntülere” yol açmaktadır. Kısacası esas problem bağışıklığın hızla ve şiddetle zayıflaması ve virüsün bizi hasta edebilecek zayıf bir anımızı yakalamasıdır.

SORU 2

ZONA’NIN BELİRTİLERİ NELER

Yazının Devamını Oku

Beyin sisinin sırrı çözüldü mü

22 Ağustos 2022
Beyin sisi son yılların en yaygın sağlık problemlerinden biri.

Özellikle COVID-19 pandemisiyle birlikte daha da güncel bir sağlık konusu haline geldi. Beyni sis basınca “unutkanlık, odaklanmada zorlanma, dikkat dağınıklığı, uyku eğilimi, düşünceleri toparlayamama, karar verme güçlüğü” ve daha pek çok sorun devreye girebiliyor. Beyin sisi probleminin özellikle COVID-19 geçirenlerde daha sık görülebildiği de çok iyi biliniyor. Peki, COVID-19’da beyni neden sis basıyor? Bu sorunun muhtemel yanıtlarından biri geçtiğimiz günlerde yayımlanan bir çalışmayla gösterildi.

İYİ BİLGİ
VİRÜS GLİAL HÜCRELERİ TAHRİP EDİYOR
BREZİLYA’da yapılan yeni bir çalışma uzun süredir merak edilen “COVID-19 ve beyin sisi ilişkisi”nin nedenlerinden birinin virüsün beynin destek hücrelerinde (glial hücreler/astrositler) oluşturabileceği hasarlarla da bağlantılı olabileceğini gösterdi. Bu ayın başlarında “Proceedings of the National Academy of Sciences” dergisinde yayımlanan o araştırmanın sonuçlarına bakılırsa virüs beyindeki astrositleri iltihaplandırarak beyin sisine yol açabilir. Astrositler aslında sinir hücresi (nöron) değildir ama sinir hücrelerine (nöronlara) destek veren son derece önemli hücrelerdir. Nöronların ihtiyaç duydukları besinleri bu hücreler taşırlar. Araştırma sonuçlarına bakılırsa virüs astrositleri iltihaplandırdığında onların davranışlarını değiştiren ve “nöronları besleme fonksiyonlarını aksatan” bazı sorunlara yol açıyor. Neticede de “yeterince beslenemeyen nöronlar” fonksiyonlarını yerine getiremiyor. Anlaşılan o ki önümüzdeki günlerde COVID-19’la ilgili daha pek çok sırra şahit olacağız.

KESİP SAKLAYIN

Yazının Devamını Oku

Sağlıkta yeni bir dönem

20 Ağustos 2022
Pandemiyle birlikte yeni bir dünya kuruldu ve biz bu yeni dünyada hayatta kalmanın bir numaralı şartının sağlığımız olduğunu -pandemi sayesinde- biraz geç de olsa nihayet fark ettik.

Daha net bir deyimle “SAĞLIKLI YAŞAM” pandemiyle birlikte bir seçim olmaktan çıktı; bir gereklilik, bir vazgeçilmez, olmazsa olmaz bir iyi hayat ayrıntısı haline geldi. Ama hâlâ ve nedense çoğumuz sağlığımızın değerini yeteri kadar bilmiyoruz. Üstelik bu yanlışı yapan sadece siz değilsiniz.



KÖTÜ HABER
O YANLIŞA HEPİMİZ ORTAĞIZ

Yazının Devamını Oku

Salgın ne zaman bitecek

18 Ağustos 2022
Hepimiz sıkıldık, bunaldık ve “Bitsin artık bu salgın!” demeye başladık.

Kesinlikle haklıyız ama ne var ki henüz hiçbirimiz “COVID-19 ne zaman sona erecek? Bu salgın ne zaman bitecek?” sorularına kesin bir yanıt verebilecek durumda değiliz. Bunun birçok nedeni var. O konulara girip kafanızı karıştırmak istemem. Ama salgın matematiğini iyi bilen uzmanlar için salgının bittiğini gösterecek en önemli kriterlerden birinin “kabul edilebilir enfeksiyon oranları” olduğu kesindir. Ama bilelim ki maalesef henüz o noktada değiliz. Diğer taraftan salgındaki gelişmeler ve sürecin özellikle etkili aşıların devreye girmesinden sonra bizim lehimize döndüğünden hiç şüpheniz olmasın.



BİR UYARI
KASIMA DİKKAT 

SON 3-4 haftada birdenbire patlama yapan COVID-19 vaka sayılarında bu hafta başı itibarıyla yüz güldürücü bir azalma var. Geçtiğimiz günlerde 400 binli rakamları aşan haftalık vaka sayıları 200 binlerin altını test etmeye başladı. Bu görüntü salgın matematiğini bilenler için 7. dalganın da yavaş yavaş sönmeye başladığına işaret ediyor. Ama yine bilelim ki toplum sağlığı ve bulaşıcı hastalıklar uzmanları bizi kasım başlarında ortaya çıkabilecek yeni bir kış öncesi 8. dalgaya karşı da uyarıyor. Ömrümüzden 3 yıla yakın bir zaman dilimini çalan, sosyal ve ekonomik yapımızı daha da önemlisi bedensel ve ruhsal sağlığımızı ciddi ölçüde bozan bu “püsküllü bela”dan eğer daha hızlı ve daha az kayıp vererek kurtulmak istiyorsak “kasım başlarında ortaya çıkacağı tahmin edilen yeni bir dalgaya karşı” şimdiden hazırlıklı olmamızda fayda var. Eğer o dalgayı da bu son dalga gibi hafif sıyırıklarla atlatabilirsek önümüzdeki kışı daha rahat geçireceğiz.

Yazının Devamını Oku