10.30’da Kos’tan kalkan bir feribota daha binip (o da 39 euro) oraya gideceğim. Lakin Kos’tan indiğin noktadan kalkmıyor Patmos feribotu.
Limanın öteki ucuna yürümek zorundasın.
Bu nedenle pasaport sonrası koştur koştur o tarafa doğru yollanıyorum.
Kos-Patmos arası ise iki buçuk saat. Arada başka adalara da uğrayarak gidiyor:
Kalimnos, Lipsi ve Leros.
∆ Kadın askerler arasında poz veren Olena Zelenska sanki yeni bir dizi filmin tanıtım afişinde gibi. Fonda duran paramparça olmuş uçak bile gerçekmiş gibi durmuyor.
∆ Kesin ve net: Bu pozlar gerçeğin Vogue diline dönüştürülmüş hali.
∆ Pozlar eleştiriliyor ama bir yandan da nasıl bir şey bekleniyordu ki?
Dramatik pozlar yerine üzerinde düşünülüp tasarlanmış “Eskisinden daha güçlüyüz” imajı veren pozlar çekilmiş.
∆ İki taraf da bu prodüksiyonla amacına ulaştı denilebilir. Vogue dergisi sosyal medya çağında iyi içeriğin hâlâ kral olduğunu gösterdi. Zelenski çifti ise prodüksiyon işi pozlarla iyi ya da kötü bir şekilde konuşulup kendilerini tekrar gündeme getirdi.
O nasıl sözler
Sezen Aksu 2009’da yazdığı bir şarkısını yayınladı YouTube kanalında.
Peş peşe yeni şarkılarını yayınladılar.
Önce Tarkan’ın “Yap Bi Güzellik” şarkısını dinledim...
◊ “Geççek” gibi bomba değil.
◊ Sakin sularda. Üstelik fazla uzlaşmacı: “Öp barışalım, dön kavuşalım” diyor sürekli.
◊ Klasik bir Tarkan şarkısı. “Önce burun kıvırır, sonra dinledikçe alışıp seversin” türünden.
◊ Ama ben hâlâ bu şarkı yerine son ses “Sen Başkasın”ı dinlemeyi tercih edebilirim.
“Karma” albümündeki bu şarkı öyle bir düzenlemeye sahiptir ki, pop-arabesk-rock ne ararsan vardır içinde.
Eda Ece de o azınlıktan.
Marmaris tatilinde çekilen ve Kelebek’te yayımlanan mayolu fotoğraflarının ardından spora başlayan Eda Ece sosyal medyasına şöyle esprili bir not düşmüş:
“Spora uyandım. İnsanlar değişebiliyor. Zaten Mars, Koç. Sevmesem de başarabilirim. Gazetedeki antiloba inanma.”
O zaman bir burçdaşı olarak Eda Ece’ye notlarımı ileteyim:
◊ Abartmayınız Eda Hanım, fotoğraflarda gayet iyi görünüyordunuz.
◊ En fit insan bile denizde, özellikle öğle vakti çekilen fotoğraflarda fena çıkabiliyor. Suçlu güneş ışığı, ayağa kalk!
◊ O yüzden akşamüstü denize girmek ve o şekilde çekilmek en güzeli.
Fazıl Say’ın bahsettiği, kendi eseri “Anka Kuşu Konçertosu” üzerine yayımlanmış bir makale.
O zaman Say sayesinde haberimin olduğu haberle ilgili daha çok ayrıntı vereyim:
Hollandalı ünlü piyano ikilisi Lucas ve Arthur Jussen, geçtiğimiz günlerde Amerika’da düzenlenen ve dünyanın en sevilen müzik festivallerinden biri olan Tanglewood’da bir konser verdi.
Tanglewood; Lenox ve Stockbridge arasında yer alan 500 dönümlük bir alanda performans, resital ve seminerleriyle 350 binden fazla ziyaretçiyi ağırlayan bir merkez.
İşte burada sahne alan ikili, Fazıl Say’ın “Anka Kuşu” (Phoenix) eserini ilk kez çaldı.
“Anka Kuşu”nun özelliklerinden biri şu: Türk makamı ezgilerine yer vermesi.
Müzikal açıdan daha çok detay var ama benim konum değil. Olayın özeti bu.
En çok oy alaniki isim şöyle:
Aytaç Şaşmaz ve Cemre Baysel.
Bu iki ismi bekleyen en büyük çıkmaz ise şu:
Hızla unutulmak.
Çünkü son yıllarda oyunculuk şöyle bir şeye dönüştü:
1. KOMODO EJDERİ TURUNA KATILIN
Komodo Adası, Rinca ve Padar adalarıyla birlikte Dünya Mirası listesinde yer alan Komodo Ulusal Parkı’nı oluşturuyor. Ve işte o parkın içinde dünyanın en büyük kertenkele türü olan Komodo ejderi yaşıyor! En büyük derken durumu şöyle tarif edeyim:
Bazı komodolar 3 metre uzunluğa ve 90 kiloluk ağırlığa sahip olabiliyor.
O kadar büyüğünü çok uzaktan, ağaçların arasında belli belirsiz, rehberimizin “Bakın, bakın” demesiyle görebildim. Yanına gidemedim, tırstım! Ama daha orta boy bir dişi Komodo ile hatıra fotoğrafı çektirdim tabii!
Hemen birkaç bilgi vereyim: Komodo Adası’ndaki Ulusal Park içinde gezinen 1500 tane Komodo ejderi var.
Ve hayır, eğer bu dev kertenkeleleri yaşam alanlarında taciz etmezseniz size bir zarar vermiyorlar. Ama bunun bir garantisi de yok!
Rap şarkıcısı Murda’nın başında gelen de bu olmuş.
Sahne aldığı beach club’da seyircilerden biri sahneye para atınca şöyle demiş Murda:
“Fakir mi görünüyoruz sana? Dansöz müyüz? O paranın 200 katını suratına fırlatırım, rahat ol.”
Üç hatası var Murda’nın.
Öncelikle “Dansöz müyüz?” lafıyla dansözleri küçümseyip aşağılamış.
Ardından “Fakir mi görünüyoruz?” diyerek içindeki kompleksi dışa vurmuş.
Yetmemiş, “200 katını suratına fırlatırım” diyerek büyüklük taslamış, yanlış davranışa daha büyük yanlışla yanıt vermiş.