Onur Baştürk

Kendine özgü ironik bir dünya yarattı

5 Eylül 2022
Geleneksel Fas kıyafeti ‘djellaba’yı Nike ya da Louis Vuitton gibi bir markayla buluşturuyor. Olmadı ‘Sünger Bob’ karakteriyle! Tüm fotoğrafları kendiliğinden fırlama. Neşesi, ironik kışkırtıcılığı şahane.

Bakmadan duramıyor, asla kayıtsız kalamıyorsun.

İşte bu nedenle son dönemin ve özellikle Instagram dünyasının en parlak yıldızlarından biri fotoğraf sanatçısı Mous Lamrabat.

Hikâyesi Fas’ın kuzeyindeki bir Amazigh köyünde başlıyor.

Belçika’nın Flaman şehri Sint-Niklaas’ta göçmen olarak devam ediyor.

Ailedeki dokuz çocuktan biri. Fotoğrafçılığa geçmeden önce Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisi’nde iç mimarlık eğitimi alıyor.

Mousganistan” adını verdiği, kendine özgü ironik dünyayı yaratıp fotoğrafçılık dünyasında hızla adını duyurması ise Fas’a yaptığı bir yolculuk sırasında gerçekleşiyor.

Fas tam oradaydı, kocaman bir fil gibi önümde duruyordu” diye hatırlıyor o zamanları. Kulaklara küpe kategorisinden şunu da eklemeyi unutmuyor:

“Kültürler arasında yaşayanlar seçim yapmak zorunda olduğunu düşünür ve bazen bu yüzden tükenir.”

Yazının Devamını Oku

Cumartesi karması

3 Eylül 2022
Ünü Financial Times’a kadar uzanan Alaçatılı bir dondurmacı. “Kap değişirse tat değişir” diyen bir tasarımcı ve taze malzemenin önemine değinen bir balıkçı.

◊ İYİ HİSSİN PEŞİNİ BIRAKMADI
Kap değişirse tat değişir.
Müjde Mısırlı Zoto’nun tasarımlarına ilham veren bir Anadolu deyişi bu.
“Çünkü” diyor Müjde; “Yiyip içtiğin kadar, onları neyin içinde yediğin içtiğin de önemli.”
Bundan 8 yıl önce kurduğu Müj Design ile bambaşka bir yola girmiş Müjde.
Sadece merak ve deneme hevesiyle bir gün Birsen Canbaz’ın atölyesine gitmiş ve böylece çamurla tanışmış:
“İyi anlaştığımızı gördüm. Elle tutulur, üç boyutlu bir üretim içinde olmak çok iyi hissettirdi.”

Yazının Devamını Oku

Serenay ‘radikal dinlenme’ hakkını mı kullanıyor

2 Eylül 2022
Serenay Sarıkaya önceki gün denizin içinde çekilmiş çok güzel bikinili fotoğraflarını paylaştı.

Eğleniyor, gülüyor, mutlu olduğu her halinden belli.
Bu fotoğraflar instagram’da şöyle haber oldu: “Serenay’ın bitmeyen tatili.”
Niyet kötü olmasa da, bilinçaltı koridorları ve subliminal okyanusların derinliklerinde bu “bitemeyen tatil”e vurgu yapmak şu anlama geliyor:
Sürekli tatil yapıyor, hiç çalışmıyor ya da az çalışıyor, varsa yoksa deniz güneş kum, çok tembel çok!
Oysa belki de Serenay “radikal dinlenme” hakkını kullanıyor. Olamaz mı?
Sosyal medyada hayli gözde bir akım bu.
İngilizce hashtag’leri şu minvalde #Deeprest, #Radicalrest.

Yazının Devamını Oku

Sahneye neden telefon atılır?

31 Ağustos 2022
Teoman’ın sahnesine ruj ve prezervatif atıldığını görmüştük.

Hatta Teoman bu malzemeleri bir güzel ti’ye almış, mesela ruju dudaklarına sürüp şov yapmıştı.
Edis’in son Adana konserinde ise bir seyirci sahneye cep telefonu atmış.
Edis telefonun atıldığı noktada bir süre şarkısını söylüyor, şarkı bitince de haklı olarak söyleniyor, “Atmayın, telefon bu” diyerek...
İnsan sahneye neden cep telefonu atar, gerçekten aklım almıyor.
Hadi o anda gaza geldin, sahnedeki sanatçıya sevgini göstermek istedin ama bunun için illa bir şey mi atman lazım?
Hele insan cep telefonunu atar mı yahu?
Acaba atan kişinin evde cep telefonu koleksiyonu filan mı var?

Yazının Devamını Oku

Leonard ve Marianne’in adası

29 Ağustos 2022
Bugün Yunan Adaları’nı turluyoruz.

İlk durak, Atina’ya feribotla 1.5 saat uzaklıktaki sakin, sessiz ve küçük Hydra Adası.

Bu adanın en büyük özelliği motorlu araçlara izin verilmemesi.

Dolayısıyla her yere ya yürüyerek gidiliyor ya da deniz taksilerle.

1960’larda bir süre burada yaşamış Leonard Cohen’le beraber şöhreti daha çok katlanmış bir ada Hydra.

Şimdi bir parantez açıp geçmişe dönelim. 1960’lar Hydra’sına...

Norveçli Marianne Ihlen, ailesinin tüm karşı çıkışlarına rağmen yazar sevgilisi Axel’le evlenir ve bir süre sonra kendini dönemin bohem adası Hydra’da bulur.

Kocasının aniden onu terk etmesinin ardından suyu, elektriği olmayan bu küçük adada çocuğuyla beraber tek başına kalır.

Bir gün, çocuğu Axel’e süt almak için bakkala inen Marianne hayatının aşkıyla tanışır:

Yazının Devamını Oku

Arkadaşlar (eylüle) hazır mıyız?

28 Ağustos 2022
İstanbul her yıl olduğu gibi eylül ortasından itibaren şahane bir şekilde hareketleniyor.

16 Eylül’de, Taner Ceylan’ın uzun süredir beklenen “Aheste Çek Kürekleri Mehtap Uyanmasın” başlıklı solo sergisi Mehmet Emin Ağa Yalısı’nda açılıyor.
Bir gün öncesinde açılış yemeği var.
17 Eylül’de ise 17. İstanbul Bienali başlıyor.
Bitmedi. Aynı gün Contemporary İstanbul’un (CI) ön izlemesi için Tersane İstanbul diyarına yollanacağız.
19’unda genel ziyarete açılacak CI’ın bu yeni edisyonuna 66 sanat galerisi katılıyor. 558 sanatçının 1476 eseriyle...
Yaz başında yapılan CI’dan farklı olarak bu kez 22 ülkeden yabancı galeri var fuarda.
Parisli 193 Galeri, Belgradlı Hestia ve Romalı Mucciaccia Contemporary ilk kez CI’a katılacak olan galeriler arasında.

Yazının Devamını Oku

Sosyal medya mesajıyla başlayan düet

26 Ağustos 2022
5 yaşındayken ailesiyle birlikte Tahran’dan Hollanda’ya göç etmiş İranlı müzisyen Sevdaliza’yı ilk keşfedişim, 5 yıl önce yayınladığı “Shahmaran” ve “Human” videoları sayesinde oldu.

Bir kalıba sokmanın zor olduğu alternatif müziği kadar videolarının sıra dışı, fütüristik ve sanki bir rüyadaymış gibi geçen hikâyeleri ve tavrı da çok dikkat çekiciydi.
Sevdaliza şimdi ilk kez bizden bir sanatçıyla, Edis’le düet yapacak.
Aslında Edis’in Sevdaliza’yla beraber bir şarkıda buluşuyor olmasına şaşırdığımı söylemeliyim.
Çünkü ikisinin müzik türü ve çizgileri bambaşka.
O açıdan bakıldığında bu düet tam bir “ters köşe” gibi görünüyor.
Düetin ortaya çıkış hikâyesi de ilginç.
Edis, Sevdaliza’ya sosyal medyadan bir mesaj gönderiyor.

Yazının Devamını Oku

Şehir halleri

24 Ağustos 2022
ATIŞ TURİZMİ

Bebek’ten yola çıkmış, zar zor Ortaköy’e gelmişim.
Saat 23.00 suları. Taksideyim ve trafik kilit.
Ortaköy’de taksi bulmaya çalışan yoğun Arap turist gruplarını görünce taksi şoförü önceki gün yaşadığı deneyimi anlatmaya başladı kendiliğinden...
Üç çocuklu bir aileyi otellerinden almış ve Başakşehir’de, onların verdiği bir adrese götürmüş.
Adrese varınca şaşırmış. Çünkü gidilen yer bir atış poligonuymuş.
“Bir saat bizi bekle, otele geri döneceğiz” demiş aile.
Taksi şoförü de araçtan inip poligonda beklemeye başlamış.

Yazının Devamını Oku