Serenay ‘radikal dinlenme’ hakkını mı kullanıyor

Eğleniyor, gülüyor, mutlu olduğu her halinden belli.
Bu fotoğraflar instagram’da şöyle haber oldu: “Serenay’ın bitmeyen tatili.”
Niyet kötü olmasa da, bilinçaltı koridorları ve subliminal okyanusların derinliklerinde bu “bitemeyen tatil”e vurgu yapmak şu anlama geliyor:
Sürekli tatil yapıyor, hiç çalışmıyor ya da az çalışıyor, varsa yoksa deniz güneş kum, çok tembel çok!
Oysa belki de Serenay “radikal dinlenme” hakkını kullanıyor. Olamaz mı?
Sosyal medyada hayli gözde bir akım bu.
İngilizce hashtag’leri şu minvalde #Deeprest, #Radicalrest.
Ama benim radikal dinlenme akımıyla esas tanışmam oggusto.com’da yayımlanmış Oktay Tutuş imzalı yazıyla oldu. Yazıda özetle şöyle deniliyor:
◊ Aslında bu akımın başlangıcı, çok çalışarak Amerikan Rüyası’na ulaşamayacağını anlayan Z kuşağı bireylerinin çalışmayı reddetmeye başlaması.
◊ Tatilini biraz uzattığında suçluluk duyuyor musun? Duyma, çünkü aslında radikal bir dinlenmeye ihtiyacın var. Yalnız değilsin!
İyi de, radikal dinlenme tam olarak ne?
Ana damarı şu:
Fişi tamamen çekmek ve seni tam olarak ne dinlendiriyorsa ona yönelmek...

ONLAR BİZİM TAM AKSİMİZ

Y kuşağı olarak Z kuşağı bireylerini tam olarak anlayamıyoruz ya, “Hiç çalışmak istemiyorlar” diye.
Aslında Z’lerin yaptığı da bir tür radikal dinlenme.
“Canım ne zaman isterse çalışırım” diyorlar, “Ne zaman istersem de kendi dünyama çekilir, dinlenirim”. Bu yüzden evde vakit geçiren genç sayısı çok fazla artık.
Doğru ya da yanlış tartışılır, ama biz nasıl “Hemen çalışmaya başlamalıyım, bir saniye bile boş durmamalıyım” diye büyüdüysek, onlar tam tersi.
“Birkaç ay çalışayım, sonra dinlenirim” kafasındalar.

BU KAFAYA GELMİŞ OLABİLİR

Bu yüzden diyorum ki, Serenay da bu kafaya gelmiş olabilir.
Kendini tamamen şarj etmek adına, dışardan “bitemeyen tatil” gibi görünen radikal dinlenme hakkını sonuna kadar kullanmak istiyordur.
Kâh denizin içinde kâh başka ortamlarda.
Çünkü artık böyle zamanlardayız:
Çılgınca çalışmanın değil, boş zamanın yüceltildiği zamanlarda.

Rafet Bey’in dansı

Rafet El Roman’ın Tekirdağ konserindeki dansının ti’ye alınması ne tuhaf. Rafet Bey şahane bir şekilde eğlenmiş işte.
Her şeyi bu kadar ciddiye almak, “Olmamış bu hareketler, kaç yaşındaki adama yakışmamış” demek zorunda mıyız?

Şehre dönüş işaretleri

* Şef Somer Sivrioğlu’nun Levent’te açtığı restoranı Efendy’ye uğradım.
Tüm MasterChef jüri üyeleri oradaydı. Bir ara Mehmet Yalçınkaya ile sohbet ettik. Exxen’de yayınlanacak bir yemek kültürü belgeselinin hazırlığı içindeymiş.
Çekimlerle ilgili maceralarını anlattı, hepsi ayrı bomba!
Bu arada Efendy’nin çökertme kebabını giderseniz mutlaka deneyin derim, enfes.
- Sevil Dolmacı Art Gallery 19 Eylül’den itibaren Amerikalı ünlü sanatçı Ross Bleckner’ın Türkiye’deki ilk kişisel sergisine ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.
80’li yılların ortasında AIDS temalı çalışmalarıyla dönemin önde gelen isimlerinden biri olan Bleckner’ın hikâyesini pazara ayrıca yazacağım.