Paylaş
16 Eylül’de, Taner Ceylan’ın uzun süredir beklenen “Aheste Çek Kürekleri Mehtap Uyanmasın” başlıklı solo sergisi Mehmet Emin Ağa Yalısı’nda açılıyor.
Bir gün öncesinde açılış yemeği var.
17 Eylül’de ise 17. İstanbul Bienali başlıyor.
Bitmedi. Aynı gün Contemporary İstanbul’un (CI) ön izlemesi için Tersane İstanbul diyarına yollanacağız.
19’unda genel ziyarete açılacak CI’ın bu yeni edisyonuna 66 sanat galerisi katılıyor. 558 sanatçının 1476 eseriyle...
Yaz başında yapılan CI’dan farklı olarak bu kez 22 ülkeden yabancı galeri var fuarda.
Parisli 193 Galeri, Belgradlı Hestia ve Romalı Mucciaccia Contemporary ilk kez CI’a katılacak olan galeriler arasında.
Fuara gelmek isteyenler için en önemli hoşluk ise Anadolu ve Avrupa yakalarından ücretsiz gerçekleştirilecek deniz seferleri.
Bu çok önemli, çünkü Tersane İstanbul’a karadan gitmek bazen gerçekten zor olabiliyor.
Bu deniz seferlerinin sayısının artmasını umuyoruz.
Geçtiğimiz CI edisyonunda başlayan açık alandaki heykel ve enstalasyon sergisi “The Yard” bu kez daha da çeşitlenerek yoluna devam ediyor.
Buraya katılacak sanatçılardan en çok merak uyandıranı ise Isaac Chong Wai.
Performans videolarından biriyle The Yard’a dahil olan Wai’nin yanı sıra dikkat çeken bir diğer isim de Ayşe Erkmen.
Bir şey daha: CI’ın Sanatçı Misafir Programı vesilesiyle bir araya gelen beş sanatçının işleri de ilk kez bu edisyonda sergileniyor.
İlginç olan, bu beş sanatçının eserlerini hurda ve atık malzemelerle yapmış olmaları.
Ve -her ne kadar fazla ticari olsa da- bir tatlı sürpriz:
Ünlü Amerikalı
sanatçı Jeff Koons’un tasarımı olan bir BMW M850i model otomobil de fuar boyunca sergilenecek.
Özellikle meraklısı için Instagram rekoru kıracağına şüphe yok.
Tartışmalı ve şiddetli bir uçuş
24 Ağustos tarihli Bodrum-İstanbul THY seferi (TK 2519) geçen hafta konuşulanlar arasındaydı.
Birçok sosyal medya paylaşımında yolcu ya da yolcu yakınları toplamda 4 saati bulan uçuşu gündeme getirdi.
Yolculardan aldığım bilgiler doğrultusunda yaşanan olay şu:
Uçak gök gürültülü fırtınadan dolayı İstanbul Havalimanı’na inemediği için havada defalarca tur atıyor ve tekrar Bodrum’a dönüyor.
Bu sırada yolculara herhangi bir bilgi verilmiyor.
Bodrum’a indikten sonra tekrar İstanbul’a dönmek için kalkış hazırlığı yapıyor.
Ama bazı yolcular şiddetli türbülansta yaşadıkları stres ve travmadan dolayı tekrar uçmak istemiyor.
Yolculardan Lara Kamhi o anları şöyle anlatıyor:
“Yolculardan ben dahil sanırım beş kişi daha kendini dışarı attı.
Bir görevli duruyordu uçağın kapısında ve ilkokul çocuklarını engellercesine, elinde bir liste, insanlar çıkmasın diye uğraşıyordu.
Bir daha uçak bulamasam ne yazar, bu tecrübeden sonra zaten ancak yürüyerek dönerim İstanbul’a dedim ve can havliyle çıktım.
Arkamıza bir baktık, geri kalanlara resmen engel oluyorlar.
Bizim de otobüsle alandan uzaklaşabilmek için bir nevi arbede çıkmasını beklememiz gerekti.”
SONRA NE OLDU?
Sonrasında olanlar da tuhaf: Uçaktan inen bazı yolcular bavullarını alıyor ama bazıları bavullarını alamadan uçak yeniden İstanbul’a doğru hızla havalanıyor.
Her yolcu bilir:
Uçmaktan son anda vazgeçersen bavulun mutlaka o uçaktan çıkarılır ve uçak ancak öyle uçar.
O esnada tüm yolcular da bavulun çıkış sürecini beklemek zorundadır. Burada bu güvenlik kuralı atlanmış görünüyor.
Tüm yolcuların şikayet ettiği bir diğer husus da şiddetli türbülans sırasında stres yaşayan yolculara azami anlayışın gösterilmeyişi.
Lara Kamhi’ye yeniden kulak verelim:
“Herkesin motivasyonu elbette farklıdır.
Ancak hepimiz birilerine ulaşalım, bu habersizlik ve hatta ‘Tamam sonumuz geldi herhalde’ dedirten ve asla bir açıklamayla yumuşatılmayan, bilakis tutsaklık duygusu veren duygu hafiflesin diye çok uğraştık.
Hosteslerin garip, dalga geçer gibi tavrı o kadar tuhaftı ki, inanın tüm bunlara benim o an verebildiğim tek açıklama şu oldu:
Tamam bu uçak kaçırıldı, buraya kadarmış Lara, böyle bitecekmiş meğer! Evet, böyle dedim, çok net.”
Paylaş