Onur Baştürk

Şehrin son ‘en’leri

10 Kasım 2018
Her şeyden bir tutam: Tapasçısı ocakbaşısı, klasiği yenisi, güzel bitkilisi, cin fikirlisi, yumurtalısı yumurtasızı, iç baydıranı ve coşturanı... İşte şehrin son ‘en’leri.

◊ EN MUM IŞIĞI BOL: Levent’teki gizli bar Chicki Boom. Öyle ki, ne kadar kalabalık olursa olsun o mum ışıkları hep bir şekilde yanıyor.
◊ EN YENİ LÜBNANLI: Nişantaşı’nda iki hafta önce açılan L’Orient.
◊ EN İYİ AKŞAMÜSTÜ TACO’SU: Kanyon’daki Escale’in bu aya özel başlattığı “Sweet November” etkinliğinde. Çarşambadan cumaya saat 18’den sonra başlayan etkinlikte taco’lar Taco Department ekibinden.
◊ EN İYİ ORGANİK PİLİÇ: Nişantaşı’ndaki Delicatessen’de. En “asla tavuk yemem” diyeni bile baştan çıkartan türde. Mesela ben!
◊ EN CİN FİKİR: Bebek’teki Sophie’nin yaptığı şampanya zili! Masaların hemen arkasına yapılan havalı zile basıyorsunuz ve garson anında şampanya getiriyor.
◊ EN KLASİK: Lucca’nın yıllardır menüsünde olan limonlu levrek.
◊ EN İYİ AVOKADOLU POŞE YUMURTA: Malum, poşe yumurtada kıvamı tutturmak zordur. Bu kıvamı en iyi tutturan yer, açık ara Soho House.

Yazının Devamını Oku

Mevzular arası trekking

9 Kasım 2018
.

◊ ŞİDDET SULANDIRILIYOR

Sıla’nın yaşadığı şiddet sulandırılmaya başlandı.
Yok üçüncü bir kişi varmış, yok aslında esas mesele bir kadınmış, öyle olmuş böyle olmuş diye diye yaşanan şiddet normal ya da haklı gösterilmeye çalışılıyor.
Esas olay unutturuluyor ya da eksiltiliyor.
Özellikle Ahmet Kural’ın savcılık ifadesi yoğun olarak buna hizmet etmeye çalışır nitelikte.

Yazının Devamını Oku

‘Tostumu yedim’ döneminden nerelere geldik

7 Kasım 2018
Yok yok, kesinlikle magazin eskiden daha eğlenceliymiş.


Mesela 2002’de yaşanmış şu ikonik “Tostumu yedim, seni bekliyorum” olayı.
Olayın kahramanları Çağla Şıkel ve Şenol İpek’ti.
Taraflar “Olay bildiğiniz gibi değil” dese de, olay “X Files” gizemini yüksek doz korusa da, “Tostumu yedim” yerli magazin tarihinin kült bir cümlesi haline geldi çoktan.
Bunun gibi eğlenceli daha çok şey var.
Mesela bir diğeri:
Kaya Çilingiroğlu’nun Ferrari sorusunu başka türlü anlayıp “Feraye’yi nereden tanıyorsunuz?” diye kendi kendini muhabirlere ele vermesi.

Yazının Devamını Oku

‘Yanlış adam’ meselesi

5 Kasım 2018
Hafta sonu popüler mekanların masalarında oturan kadınlar arasında en çok konuşulan, yanıtları havada uçuşan sorulardan biri şuydu:

“Tıpkı Sıla gibi hep yanlış adamlara mı âşık oluyoruz?”
Kimisi meseleyi “Düzgün adam yok, sorun burada” sonucuna bağlıyordu.
Kimisi “Bizde de suç var, çoğu şeyi görmezden geliyoruz, hatta arıza da seviyoruz” diyordu.
Anladığım o ki:
Sıla sadece yaşadığı şiddeti saklamama konusunda farkındalık yaratmakla kalmadı,
bir de ilişkiler konusunda zihin açtı. Bu konuda da gündem yarattı.
Ama bu mesele bana kalırsa yanlış adam, yanlış kadın meselesi değil.

Yazının Devamını Oku

Özrün ardından gelen o tuhaf cümle

4 Kasım 2018
Okumuşsunuzdur; Ahmet Kural son bir açıklama yapıp böyle bir olayın tarafı olduğu için tüm kadınlardan ve Sıla’dan özür diledi.

Ama peşine şu cümleyi ekleyerek:
“O gece benimle paylaştığı şeyleri itidalli bir şekilde karşılayabilmeliydim. Herkesin ayıbı kendine diye düşünmeliydim.”
Şimdi bu aba altından sopa göstermek değil mi?
Aynı zamanda zihinlerde kuşku işaretleri bırakıp karşı tarafı itibarsızlaştırmaya çalışmak da...
Özetle diyor ki Kural, “Öyle şeyler söyledi ki, dayanamadım”.
Bu açıklamadan bu anlaşılıyor.
Ve ne yazık ki özrün yerini alıyor bu tuhaf cümle.

Hakan Yıldırım’a sorulmayan o soru

Yazının Devamını Oku

10 gün önce 10 gün sonra: Sıla ve Ahmet

3 Kasım 2018
Ekim ortası gibi konuşmuştuk Sıla’yla.

 



Ahmet Kural’la tekrar bir araya geldiği günlerde.
Sırılsıklam aşık olduğundan bahsetmişti.
“Ne güzel, işte bu!” diye düşünmüştüm, araya değil sekiz ay sekiz yıl girse bile iki kişi arasındaki aşk bitmeyince bitmiyor, kaldığı yerden hiçbir şey olmamış gibi devam edebiliyor.
Hatta ve hatta Sıla ve Ahmet’i sinema tarihinin meşhur “Before”lu serisindeki romantik karakterler Celine ve Jesse’e benzettiğim bir pazar yazısı yazmıştım.

Yazının Devamını Oku

Gece hayatında sürpriz bir isim sahnede

2 Kasım 2018
Defne Samyeli ve Meltem Cumbul’dan sonra kariyerini müzik üzerine inşa etmemiş bir başka ünlü daha sahnelerdeydi çarşamba gecesi: Hande Subaşı.

Akasya AVM içindeki Louie’de sahne alan Subaşı sahneye kendiliğinden, zoraki olmayan bir özgüvenle çıktı.
Demet Sağıroğlu’nun Arnavut Kaldırımı şarkısını söylemeye başlar başlamaz da rengini belli etti: Ben bu işi biliyorum!
Gerçekten de Subaşı peş peşe söylediği şarkılarda gayet rahattı, performansı akıcıydı, sesi de aynı anda naif ve güçlü.
Kıyafeti, duruşu ve güzelliğini söylemeye gerek yok zaten.
Subaşı’nı sahnede izlerken eski eşi Can Tursan’la da tanıştım.
Çok heyecanlı bir şekilde Subaşı’yı izleyen Can Bey meğer eski eşinin menajeri olmuş.
“Neden Hande Hanım bugüne kadar çıkmadı sahnelere” diye sordum ona.

Yazının Devamını Oku

Şehrazat’ın albümünde hangi şarkılar olmalı

31 Ekim 2018
Şehrazat ve yapımcı Samsun Demir Instagram hesaplarında paylaştı.


Şehrazat için bir ‘saygı’ albümü hazırlanıyor. İmzalar atıldı.
O zaman “keşke” diyerek albümde yer almasını pek arzu ettiğim favori Şehrazat şarkılarımı sıralayayım:
* Yazık Olur (Ajda Pekkan)
* Sen İste (Ajda Pekkan)
* Sevgiliye (Aşkın Nur Yengi)
* Hesap Ver (Ajda Pekkan)

Yazının Devamını Oku