Mevzular arası trekking

.

Haberin Devamı

◊ ŞİDDET SULANDIRILIYOR

Sıla’nın yaşadığı şiddet sulandırılmaya başlandı.
Yok üçüncü bir kişi varmış, yok aslında esas mesele bir kadınmış, öyle olmuş böyle olmuş diye diye yaşanan şiddet normal ya da haklı gösterilmeye çalışılıyor.
Esas olay unutturuluyor ya da eksiltiliyor.
Özellikle Ahmet Kural’ın savcılık ifadesi yoğun olarak buna hizmet etmeye çalışır nitelikte.

◊ SOSYAL SORUMLULUK KARMAŞASI

Son yıllarda böyle. Her etkinliğin ucu bir sosyal sorumluluğa bağlanıyor. Markaların da çok hoşuna gidiyor bu, sanırım
tüketicilerin de.
En son bu pazar yapılacak maratonda da herkes bir başka sosyal sorumluluk için koşuyor.
Ama müthiş bir sosyal sorumluluk mesaj karmaşası yok mu?
Hatta mesaj savaşı? O bunun için, şu şunun için koşuyor. Hiçbirine yetişmek ya da algılamak da mümkün değil.

◊ SİZ BENİ TANIMAZSINIZ AMA

Yeni tanışma adeti bu galiba. Çoğu kişide duyuyorum, benim de başıma geldi. Biri yanınıza geliyor ve diyor ki:
“Siz beni tanımazsınız ama sizinle fi tarihinde bilmem kimin partisinde tanışmıştık.”
Hoppala! Neden böyle bir önyargıyla sohbete başlar ki insan?
Ayrıca “Siz beni tanımazsınız” diye cümleye başlayıp kendini neden ezik bir pozisyona sokar? Valla tuhaf.

◊ İREM HAKİKATEN SAYGILI YANIT VERMİŞ

Bakınız günün hoş ve boş bir magazin haberi: Demet Akalın, İrem Derici’ye sarmış ve demiş ki: “Sevmiyorum o kızı, saygısız.”
İrem de tam aksine saygılı olduğunu belirten gayet düzgün bir yanıt vermiş Akalın’a.
Zamanında İrem’in müzik yazarı Naim Dilmener’e verdiği şu yanıt gibi bir şey de gelebilirdi Demet Akalın’a: “103 yıldır herkese nefret kusuyor, hâlâ popüler olamadı amcacığım, sevgisizlikten kurumuş.”
Ucuz kurtulmuş yani Demet Akalın.

Haberin Devamı

Trafikten bildiriyorum

Uber şoförleri ceza almamak ya da araçlarının bağlanma endişesiyle son bir haftadır neredeyse trafiğe çıkmıyor.
Haliyle artık ya araç bulamıyorsun ya da çağırdığın araç çok geç gelebiliyor.
Dolayısıyla yoldan çevirdiğim taksilerden son durumu bildiriyorum:

◊ KONUŞMAMAYA ALIŞMIŞIM

Uber şoförüyle normalde hiç konuşulmuyor ya. Hem araç içinde mesafe var diye hem de araca atlayınca gideceğin yer onun önündeki telefonda çıkıyor diye.
Taksi şoförleriyle ise illa ki bir sohbet durumu oluyor.
Ya “memleketin hali” sohbeti ya “Şu yoldan mı gideyim, orada çok trafik var” ikilemleri.
Benim yanıtlarım genelde şu oluyor: “Evet, hayır, hı-hı, tabii.”

◊ HIZLI VE ÖFKELİ

Bir başka taksi şoförüyle geçenlerde “Hızlı ve Öfkeli” filmini çevirdik İstanbul sokaklarında.
O kadar çok sollama ve hız yaptı ki, sonunda dayanamadım, “Yahu yeter, acelemiz ne? Ölcez!” diye.
Yanıt pervasız ve manasızdı: “N’oldu? Ölüm korkun mu var?”

◊ MAVİ TAKSİLERİN FARKI NE?

Geçtiğimiz günlerde bir mavi taksiye bindim. Araç gıcır gıcırdı, içi kokmuyordu, tertemizdi.
Şoför bir kere bile, “Orada trafik var” diye söylenmedi.
Gayet sakin sakin gideceğimiz yere ulaştık.
Ama Uber’den bir tık daha pahalıydı, onu da söylemeli.
Yine de sarı taksilere bin kez tercih ederim mavileri.

 

Yazarın Tüm Yazıları