Özellikle şarkının o bitmek bilmeyen “Yaaa” kısmı başladığı anda.
Kendisinden daha pop, daha güncel bir şey beklenirken
Aleyna Tilki neden
böyle vasat bir arabesk şarkıyla dolaşıma girmeyi tercih etmiş, gerçekten ilginç.
Keza şarkının videosu da amatörlüğün zirvesi.
Performansı sonrası Carlita’ya ulaştım ve tam Meksika uçağına binmek üzereyken onu soru yağmuruna tuttum.
İşte 24 yaşındaki Carla’nın, DJ adıyla ‘Carlita’nın baş döndüren öyküsü.
◊ Kafam karıştı. Nerelisin Carla? Nerede doğdun?
- Türk bir baba ve İtalyan bir annenin İstanbul’da doğan çocuklarıyım.
◊ Şu an nerede yaşıyorsun?
- Mexico City’de!
◊
Böylece öpüşüp tokalaşmayınca bozulan, alınanlar en azından bir süre tarih olacak.
İyi oldu yani.
Gerçi bir de işin tam tersi var.
“Aman ne koronası, boş ver gel öpüşelim” diyerek daha büyük bir coşkuyla şap şup öpüşenler.
“Koyver gitsin” kategorisinden bu coşkuyu ne yapacağız bilmiyorum.
Serenay açılımı
Tıklım tıklım dolu bir San Marco meydanı, neredeyse herkesin yüzünde karnavalın sembolü çeşit çeşit maske, hatta baştan aşağı 18’inci yüzyıldan fırlamış gibi giyinmiş kostümlü insanlar...
Ortam neşeliydi, biz de öyle.
Evet, İtalya’da korona (ya da nam-ı diğer
Covid 19) vakaları görülmüştü, aynı gün virüsten bir ölüm haberi de vardı.
Ama ne şehri dolduran turistlerde ne de ortamda öyle bir kaygı hissediliyordu.
Sadece son gün, yani pazar günü, sokağa çıktığımızda şunu fark ettim:
Karnaval maskesi hâlâ baskındı ama ilk gün hiç görmediğim virüs maskesiyle sokağa çıkanlar da hayli fazlaydı.
ÖNÜM ARKAM SAĞIM SOLUM TASARIMCI
Elle Décoration Dergisi’nin her yıl düzenlediği EDIDA Ödülleri’nin töreni bu yıl Frankie’deydi.
Ortamın çılgın sayıdaki tasarımcı ve mimar kalabalığına eriştiğimde yayın direktörü Melda Narmanlı Çimen’in konuşması bitmek üzereydi.
Ama konuşmasının en güzel yerini kapabildim. Şöyle söyledi Melda:
“Amerikalı mimar, tasarımcı, fütürist Richard Buckminster Fuller’in çok sevdiğim bir sözü var: Sanatçı, mucit, mühendis, ekonomist ve stratejistin sentezine tasarımcı denir.
Ben de bu cümleye katılıyorum!”
Melda’nın konuşmasının akabinde hızlıca ödüller dağıtıldı.
Yılın tasarımcısı ödülü Şule Koç’a gitti.
Sezen Aksu’nun “Demo 2” albümünden yayınlanan sıfır kilometre son şarkı “Ben de Yoluma Giderim”in sözleri bunlar...
Aslında şarkının ana damarı Sezen’in daha önce bin kez dilimize taktığı gitmek hikayelerinden biri.
“Gidiyorum bütün aşklar yüreğimde” haykırmasından tutun da “Alırım başımı giderim efeler gibi hey”e kadar uzanan, bazen ucundaki ışığı görmemizi isteyen bazen de tam aksi karanlığı sevdiren bir duygu tüneli Sezen’in gitme hikayeleri...
Keza, paşa paşa bir köşede acı çekme üzerine söylediği sözlere de yine başka şarkılarının dizelerinden aşinayız. Hatıralarımız şahit.
Ama bu kez bu yeni şarkıyla beraber başka bir durum daha var.
Giderek şarkılarını süsten püsten, şatafattan, fazlalıklardan arındırıyor Sezen Aksu.
Elbette bu “Demo” projesinin de etkisi.
Tuvana Türkay adlı oyuncu bu berbat klişeyi kullanan sıkıcı biri olmak istememiş işte.
Oynadığı filmdeki partneri Onur Tuna’nın o klişeyi kullanmasına atıfta bulunarak, şıkırtılı galanın tam orta yerinde, “Hiç o klişelere girmeyeceğim” diyerek şahane bir kahkaha atmış.
Dibine kadar samimi davranmış.
Ve fakat o da ne?
O geceden sonra herkes Tuvana Türkay’ın üzerine yürüdü.
“Çok terbiyesiz”, “Ne kadar ayıp!” filan diye...
Çünkü istenilen şey belli:
- Yeni isimleri okumaya vaktim yok.
- Cihangir’den sonra Moda’yı da bitirdiler, yakında taşınacağım.
- Ana akıma çok uzağım, sosyal medyayla hiç aram yok.
- Bonjuk’taki üç ay bana çok iyi geldi, arındım.
SOSYAL HAYAT YALANLARI
- Aa sen de burada mıydın, inan görmemişim aşkito!
- Kim bu sarışın kadın, ünlü mü? Ben tanımıyorum valla.