Nur Hande Başpınar

Neler neler yapıyor 'AHBAP'lar Ankara'da

28 Ekim 2017
Sevilen sanatçı Haluk Levent’in girişimleriyle kurulan Anadolu Halk ve Barış Platformu (AHBAP) Türkiye’nin dört bir yanında sosyal sorumluluk projelerine imza atıyor.



Her şey bir süre önce Haluk Levent’in tweetlerinde esprili bir dille bahsettiği yeni bir siyasi parti kurma fikriyle başladı. Desteğin artmasıyla ise AHBAP ortaya çıktı. Dayanışma, paylaşım ve sevgi üzerine kurulmuş bir işbirliği hareketi olan oluşum, pek çok il ve ilçede örgütlenmiş durumda. AHBAP Ankara da, oluşumun, sürdürülebilir dayanışma için çabalayan önemli parçalarından biri. Ekip, kimi zaman başka bir kentten tedavi olmak için Ankara’ya gelen bir ailenin konaklama sorununu çözmek amacıyla kolları sıvıyor, kimi zamansa ihtiyaç sahibi öğrenciler için ders kitabı topluyor.
Geçtiğimiz aylarda üniversiteye kayıt olmak için yeni bir şehre giden öğrencilere ve ailelerine de destek olan platform, sosyal medyada, #ÜniversitelilereAhbapOluyoruz etiketiyle örgütlendi. Bazı öğrenciler AHBAP’lar tarafından otogarda karşılandı, bazılarına ise üniversite yerleşkeleri gezdirildi, şehir tanıtıldı.

85 KİŞİYE BURS VERİLECEK

Pek çok kentten gelen yaklaşık 750 AHBAP ise, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda AHBAP Genel Başkanı Haluk Levent’in öncülüğünde Ankara’da buluştu. Anıtkabir’i ziyaret eden ekip Zafer Bayramı’nı kutladı, yeni projeler için fikir alışverişinde bulundu.

Yazının Devamını Oku

Özgür Dönüşüm kavuşturdu

22 Ekim 2017
Kullanmadığı eşyaları olanlar ile o eşyalara talebi olanları, takas, ücret veya herhangi bir karşılık aramadan buluşturan Özgür Dönüşüm, bu kez ilginç bir tesadüfe ve kavuşmaya vesile oldu.

Sokakta bulduğu ve sahiplendiği kedi için Facebook’taki Özgür Dönüşüm Ankara Grubu’nda kedi malzemeleri talebi açan bir kullanıcının paylaştığı fotoğraf, kediyle sahibini buluşturdu.
Her şey Zeliha Büyükbingöl’ün, Facebook’taki Özgür Dönüşüm Ankara grubunda paylaştığı taleple başladı. Büyükbingöl, sahiplendiği kedinin fotoğrafını eklediği mesajında, “Ankara’da havaların soğumaya başlamasıyla bana bakmaları için bugün sahiplenmiş olduğum insanlarıma insan kumu, insan tuvaleti, insan yatağı, tırmalama tahtası, bilimum oyuncak ve kedi gereçleri (pardon insan diyecektim) gerekmektedir” çağrısında bulundu. Paylaşımı gören Hilal Gök, “Pardon nereden sahiplendiniz acaba? Benim kedim dünden beri eve gelmiyor ve sanırım kendisi bu arkadaş” derken, heyecanlı bekleyiş başladı.

SONSUZA KADAR MUTLU YAŞADILAR

Kısa süre sonra, iki Özgür Dönüşüm üyesinin komşu olduğu, evinden kaçan kedinin de komşu ziyaretine gittiği anlaşıldı. Oluşum, ikiliyi kavuşturduğu gibi, başka bir canın sahiplendirilmesine de vesile oldu. Hilal Gök, şu mesajıyla, son durumu merak eden Özgür Dönüşüm kullanıcılarının yüreğine su serpti: “Kavuştuk şimdi. Komşuymuşuz Zeliha Büyükbingöl’le. Bizimki kaçıp onlara gitmiş. Oğlumu aldım, yuva arayan bir çocuğumu sahiplendirdim geldim.”
Yaşananlar keyifle anlatılacak, son cümlesi “Ve sonsuza kadar mutlu yaşadılar” olacak cinsten. Sanki rastlantılar, güzelliklerin ve iyi niyetin elinden tutuyor. Çok yaşa Özgür Dönüşüm.

MAHALLEDE DİKİŞ ATÖLYESİ BAŞLIYOR

GEÇTİĞİMİZ ay ‘Tamir Atölyesi’ne ev sahipliği yapan 100. Yıl Mahalle Atölyesi, Facebook hesabından, bugün gerçekleştirilecek ‘Dikiş Atölyesi Tanışma Toplantısı’ için çağrıda bulundu. Tüketimin en fazla olduğu alanlardan biri olan giyim sektörünü sorgulayan oluşum, katılımcılarla birlikte, ufak bir söküğü tamir etmekten giysi dikmeye kadar giden yola koyulacak. Tanışma toplantısında ilk olarak herkes küçük bir kese dikecek. Atölyede kumaşlar ve diğer malzemeler bulunuyor. İlk etkinlik için katılımcıların herhangi bir malzeme götürmesi gerekmiyor. Fakat dilerseniz kendi kumaşlarınızı yanınıza alabilir, takas yapabilir ya da hediye edebilirsiniz. Bugün 13.00’te başlayacak olan etkinlik, dikiş konusunda çok bilgili olanların da, eline daha önce hiç iğne almamış olanların da katılımına açık.

Yazının Devamını Oku

Kâğıt, kalem ve gönül

14 Ekim 2017
Dezavantajlı bir bölgede eğitimini sürdüren bir öğrenci, hayatında ilk kez mektup alıyor.

Heyecanla ve defalarca okuduğu mektubu defterinin arasında saklıyor. Ondan ilham alıyor, hayata karşı umutları o mektubun satırlarında yeşeriyor. Belki o da çizgisiz kağıda, altına koyduğu kağıdın çizgilerini takip ederek, en özenli el yazısıyla bir mektup yazıyor. Mektuplar çocuk ruhuna, geleceği için peşine düşeceği bir hayal veriyor.
Türkiye’nin dört bir yanından ‘Mektup Kardeşliği’ne katılan yüzlerce gönüllü, işte bu hayal için canla başla çalışıyor. Mektuplaşma kültürünü hatırlatmak için çabalayan oluşumun amacı, şehirler arası iletişim sağlayarak mesafeleri kaldırmak ve kültürler arası etkileşimi arttırmak. Mektup Kardeşliği, her mektup sahibini kardeşlik bilinciyle sorumluluk alarak, dezavantajları kaldırmak için çalışmaya davet ediyor. Oluşuma, dezavantajlı bir bölgede eğitimini sürdüren öğrencilerinin projeden faydalanmasını isteyen öğretmenler de katılabiliyor. Gönüllüler, proje yöneticilerinin belirlediği bölgelerdeki çocukların kişisel gelişimi ve maddi ihtiyaçları konusunda da destek sağlıyor. Mektup Kardeşliği’ni sosyal medya hesaplarından ve www.mektupkardesligi.org internet sitesinden inceleyebilir, internet üzerinden oluşuma dahil olabilirsiniz.

HAYAL DEĞİL HEDEF

Mektup Kardeşliği ekibi, “Projenin bir hayal değil hedef olduğunu bilerek, durmadan, yorulmadan çalışıyoruz, çalışacağız. Mektuplaşma kültürünü salt bir kültür olarak görmeyip, bir paylaşım ruhu olarak hissediyoruz” derken, katılımcılardan Yağmur Yılmaz, “İlk hissettiğim kocaman bir mutluluktu. Sonra ellerim titreyerek açtım mektubumu. Okurken mutlulukla doldu gözlerim. Yeni bir kardeşim daha oldu diye. Ve bir defa daha anlamış oldum ki bir çocuğu, bir insanı mutlu etmek için büyük şeylere ihtiyaç yok” satırlarıyla anlatıyor duygularını. Elanur Sertkaya ise, “Bu hayatta özendiğim tek şey olan kardeşlik duygusunu bu proje ile tatmış oldum. Mektup Kardeşliği, hayatıma sihirli dokunuşuyla paha biçilemez bir iz bıraktı” diyor.
İlkokuldayken bir yetişkinin sizinle ilgilendiğini, size mektup yazdığını, kendi hikayesini anlattığını, daha önce hiç duymadığınız bir meslekten yahut kentten söz ettiğini, ilham ve umut verdiğini düşünün. Neler hissederdiniz? Projeye katılarak çocukların yaşamında sağlayabileceğiniz değişim için bir kâğıt, kalem ve gönülden fazlası gerekmiyor.

Yazının Devamını Oku

Paranın geçmediği harikalar diyarı

30 Eylül 2017
Artık ne az duyuyoruz “Al senin olsun” diyen içten bir sesi. Ne çok biriktiriyoruz, bir gün kullanırım diye düşündüğümüz envaiçeşit eşyayı, giysiyi.

Sosyal içerikli bir web sitesi olan alseninolsun.net, altı küsur yıldır, duymaya pek alışkın olmadığımız o cümleyi kuruyor, “Al senin olsun.”
Oluşum, kullanmadığımız, atmaya kıyamadığımız, satsak para etmeyecek, o günün gelmeyeceğini bile bile bir gün lazım olur diye sakladığımız eşyaların, işine yarayacak olanlara ulaştırılmasına aracı oluyor. Bu bazen bir buzdolabı oluyor, kimi zaman mobilya, kimi zamansa tekerlekli sandalye.

AL SENİN OLSUN

Sahip olduğunuz fakat ihtiyacınız olmayan her şey için ilan verebileceğiniz internet sitesinde, ev eşyası, kitap, defter, kalem, halı, kilim, kıyafet, alet-edevat, evcil hayvan eşyaları, yani aklınıza gelebilecek her türlü ürün ‘Al senin olsun’ denilenler arasında yer alıyor.
Tamamen ücretsiz bir paylaşım sitesi olan alseninolsun.net, ilan verenlerin evlerini kalabalıktan kurtarırken, alıcıların, ihtiyacı olan ürüne ücretsiz sahip olmasını da sağlıyor.
Öte yandan, internet sitesine üye olduktan sonra ‘Ver benim olsun’ bölümünden ihtiyacınız olan her şey için ilan verebilirsiniz. Bulunduğunuz şehre kısa süreliğine gelen insanlara kalacak yer sağlayarak veya rehberlik ederek yardımcı olmak için ‘Misafirim ol’ kategorisinde yer alabilir, ‘Yol arkadaşım ol’ kategorisine ilan vererek, ücretsiz olmak şartıyla yol arkadaşı bulabilirsiniz.

BİR İYİLİK YAP

Yazının Devamını Oku

Sen 'Ankara'sın soğuk düşün

24 Eylül 2017
Ankaralı geçtiğimiz haftayı sosyal medyada trafik ve hava durumuna veryansın ederek geçirdi.

Okulların açılmasıyla çığırından çıkan trafik ve Ankara ayazından önceki son sıcaklar, Twitter kullanıcılarını söyletti. @maryocan, “Ankara, daha önce böyle trafik görmemişti” derken, @YuelTien, “Ankara’da toplu ulaşım bir yaşam mücadelesidir. Vitaldir, survivaldır. Tüm işleriniz deparınızın sizi otobüse yetiştirmesine bağlıdır” tespitinde bulundu. Ankara trafiğiyle ilgili diğer yorumlar ise şunlar oldu:
@DokuzOlmaz Ankara’da trafik kaosu büyüyerek devam ediyor. Hiç böyle görmemiştim Ankara’yı. İnsanlar çıldırıyor.
@atanmayanlaolur Ankara’da trafik yok diyenin kafasını Eskişehir yolu asfaltına sürtmek için harika bir gün.
@burakatasevennn Ankara trafiği hayata tutunmamı engelliyor.
@yamanbariss Hayatım boyunca ilk kez Ankara’da trafiğe kaldım. Bildiğin trafik ya.
@krdkayse Trafikte İstanbul’u aratmayan bir Ankara.

ÖNCE KIZILAY’A GİTMEN LAZIM

@marla_tmr

Yazının Devamını Oku

12 taksitle çöp dağları

17 Eylül 2017
Sokağımızdaki çöp kutusunun yanından her geçtiğimde, hala kullanılabilecek, iyi durumda bir dolap, koltuk, sandalye, yatak, battaniye, çanta, ayakkabı, tablo, eski bir valiz yahut oyuncak görüyorum.

“Çok ucuz, 12 taksit” diyen yenisini alıp, eskisini çöpe bırakıyor. Önemli olan fazla olanı evden çıkartıp kurtulmak. Sonrası ve o ‘çok ucuz’ olanın çevreye maliyeti herkesi etkilese de kimseyi ilgilendirmiyor. Bir şeyleri onarmaksa çoktan mazide kaldı.
Hâl böyleyken, 100. Yıl Mahalle Atölyesi, düzenleyeceği tamir atölyesinde mahalle sakinleriyle buluşmaya hazırlanıyor. “Evin dolabına tıktığımız, işe yaramadığını düşündüğümüz bütün o eşyalar, o dolabın kapısını açtığımızda üzerimize boşalacak. Çöpe atmaksa ev ölçeğinden daha büyük bir dolap oluşturmak gibi. Bütün bu yaptıklarımız, sorunları sadece gözümüzün önünden iteliyor” diyen 100. Yıl Mahalle Atölyesi, facebook hesabından, “Bütün bu eşyalarla ve ‘Ben bununla bir şey yaparım’ diyerek köşeye ayırdıklarımızla bir şeyler yapalım” çağrısında bulunuyor.

DAHA YARATICI YOLLAR VAR

Koca bir çöplük yaratmaktan daha güzel ve yaratıcı yollar arayan mahalle atölyesinde, kenarından köşesinden kırılmış, yırtılmış veya eskimiş, elektronik sorunları olan atıl eşyalar onarılırken, katılımcılar da bu konuda deneyim elde edecek. Onarımla ilgili öğrenilen bilgilerin başkalarına aktarılması ve tamir edilen eşyaların bir başkasıyla paylaşılması da atölyenin hedefleri arasında.
İlk buluşma bugün saat 14.00’te 100. Yıl Mahalle Atölyesi’nde gerçekleştirilecek. Tamir atölyesinin yapılacağı odanın düzenleneceği bu ilk buluşmada, alet edevat toparlanacak, tamir işlerine başlanacak ve ileriki zamanlarda yapılabileceklere dair fikirler üretilecek. Kısa sürede, 12 taksitle kurduğumuz çöp dağlarını dönüştürmek bizim elimizde. “Belki bir şeyler icat eder ya da istediğimiz şeyleri en baştan biz yaparız” diyen oluşum, etkinliğe ilgi duyan herkesi bekliyor.

Yazının Devamını Oku

'Sevgilim Ankara' aşıklar kervanında

10 Eylül 2017
Durmaksızın Ankara’nın ne kadar gri, sevimsiz, tekdüze ve sıkıcı olduğunu söylemenin havalı bulunduğu dönemin nihayet sonuna geldik.

Sanal alemde Ankara temalı içerikler ve kenti masaya yatıran kullanıcılar, sokaklarda ise şehre renk katan girişimler arttı. Geçtiğimiz ay “Kenti kurtarmaya geldik” diyen ‘Sevgilim Ankara’ sosyal medyada boy gösterdi ve Başkent aşıkları kervanına katıldı.
Çiçeği burnunda Sevgilim Ankara’nın paylaşımları arasında, 1949 tarihli Büyük Sinema’nın, Ankara’nın bir zamanlar kullanılan körüklü otobüslerinin, 60’lı yıllarda Gölbaşı Sineması’nda Turgut Özatay’ın oynadığı Hancı filmi için kuyruk oluşturmuş Ankaralı sinemaseverlerin fotoğrafları yer alıyor.
Oluşumun, “Sevgilim Ankara deyince aklınıza ne geliyor” sorusuna ilk yanıt, @aksubora’dan gelmiş: “Şükran Yiğit’in 2003 yılında okurla buluşan kitabı Ankara, Mon Amour!” Diğer yorumlar ise şunlar:

EN AZINDAN 297’DE DEĞİLİM

@cimenlikte Kolej’den dünyanın öteki ucuna kadar yürüyebileceğim hissi.
@bbelers Hıdırlık Tepe.

Yazının Devamını Oku

Sosyal medyanın zaman makineleri

3 Eylül 2017
Eski bir dükkanın önünde, üzerinde altı haneli telefon numarası yazan tabelayı görünce yüzü gülenlerden misiniz?

Dost meclislerinde çocukluğunuzun, gençliğinizin Ankara’sını anıp hüzünlenir, eski binalara, siyah beyaz fotoğraflara sevdalanır mısınız?
Dünden bugüne Ankara fotoğraflarıyla sosyal medyada arzıendam eden Antoloji Ankara, kentin geçmişine ve eskiye tutkun olanlara ışık tutuyor. Antoloji Ankara, Facebook, Twitter ve Instagram’daki paylaşımlarıyla, binaların, sokakların, mekânların geçmişten kalan fotoğraflarını günümüzdeki halleriyle bir araya getiriyor.
Antoloji Ankara’nın paylaştığı kareler arasında, kentin, her gün önünden geçip gittiğimiz, varlığını unuttuğumuz, kaybettiğimiz değerleri yer alıyor.
1988’de Atakule’nin inşaatından çekilen bir kare, 1963 yılında GMK Bulvarı girişinden Kızılay, 1934’te Güvenpark, 1940’lı yıllarda Cebeci sırtlarından Ankara Kalesi, 1929’da Ziraat Bankası Ulus Genel Müdürlük Binası paylaşılan fotoğraflardan bazıları.

ATATÜRK’ÜN ZİYARETİ

Bir karede 1935 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün Güvenpark ziyareti yer alırken, 1921 yılına ait bir diğer fotoğrafta ise Gazi Mustafa Kemal Atatürk, yaveri Salih Bozok ile Çankaya Köşkü’nün önünde görülüyor. 1973 yılına ait bir başka kare ise, İsmet İnönü’nün Anıtkabir ziyaretinden. Kızılay Meydanı, Uybadin Köşkü, Gençlik Parkı, ODTÜ, Kuğulu Park, Eymir ile Bahçelievler 7. Cadde de, şehrin geçmişi ve bugünü paylaşılan mekanları arasında yer alıyor.
70’li yıllara ait bir fotoğrafta Dikimevi-Bahçelievler troleybüsünün 3. Cadde’den 6. Cadde’ye dönüşü görülürken, bir diğeri 1959 yılına ait. Karede, yazar Ayşe Kulin, ailesi ile Adı Aylin romanında da bahsi geçen Kızılay Soysal Apartmanı’ndaki evlerinde.

BENİMLE GELİR MİSİNİZ

Yazının Devamını Oku