Sosyal güvenlik sistemi bazı özel durumlar için erken emeklilik hakkı tanıyor ki, bunlardan biri okuyucumun sorusunu da kapsıyor. Peki, hangi durumlarda çalışanlar erken emekli olabiliyor? Bunlardan biri, erken yaşlanan çalışanlarla ilgili. Buna göre, erken yaşlananlar ya da vaktinden önce yaşlananlar erken emekli olabiliyor. İşçi statüsünde 4/A’lı olarak çalışanlar ile Bağ-Kurlular bu haktan yararlanıyor. Tabi, erken yaşlanma, bir sağlık sorunu. Sağlık sorunu olduğu için de fazla detaya girmeyeceğim ama özetle; dikkat, algı, bellek, kavrama, soyutlama gibi işlevlerin kaybı olan bilişsel yaşlanma ile fizyolojik ve psikolojik yaşlanma durumu tespit edilenler erken yaşlanmış sayılıyor ve sosyal güvenlik sisteminden erken emekli olabiliyor.
55 YAŞINDA EMEKLİLİK
Bu durumlar da nöroloji, psikiyatri, fiziksel tıp ve rehabilitasyon, iç hastalıkları, göğüs hastalıkları ve kardiyoloji başta olmak üzere ilgili branşlarca düzenlenen sağlık kurulu raporları ile tespit ediliyor ve bu tespit de Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Sağlık Kurulu tarafından yapılıyor. Erken yaşlılık tespiti yapılan kişiler 55 yaşını doldurması ve en az 5400 gün prim ödemesi şartıyla erken emekli olabiliyor ve emekli aylığı alabiliyor. Engelli çocuğu bulunan kadın çalışanlar da erken emeklilik hakkından yararlanabiliyor. Bu durumda olan kadın çalışanların, prim ödeme gün sayılarının dört biri ödenen prim ödeme gün sayılarına ekleniyor. Ağır engelli çocuğu olan kadın çalışanların prim ödeme gün sayılarının dörtte biri, emeklilik yaş hadlerinden indiriliyor. Böylece erken emekli olabiliyor ve emekli maaşı alabiliyor. Bunun için başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede ağır engelli çocuğun varlığının sağlık kurulu raporu ile belgelenmesi gerekiyor.
ÇALIŞMA GÜCÜNDEKİ KAYIP
Erken emeklilik hakkından, işe başlamadan önce malul olanlar da yararlanabiliyor. İşe başlamadan önce malul olanlar ve çalışma gücündeki kayıp oranı yüzde 60’dan az olanlar erken emekli olabiliyor. Bunun da iki koşulu var. Birincisi, 2008 yılının ekim ayından önce sigortalı olanlar, işe başlamadan önce çalışma gücünün en az üçte ikisini veya iş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle iş gücünün yüzde 60’ını kaybedenler; 15 yıldan beri sigortalı olmaları ve 3600 gün prim ödemeleri halinde erken emekli olup, yaşlılık aylığı alabiliyorlar. İkincisi, 2008’in ekim ayından sonra işe başlayanlar ve işe başlamadan önce çalışma gücünün yüzde 60’ını kaybettiği tespit edilenler; en az 15 yıldan beri sigortalı olmaları ve 3960 gün prim ödemeleri halinde erken emekli olup, yaşlılık aylığı alabiliyorlar.
Cevap: Kısa çalışma ödeneği ile emeklilik hesabının bir ilgisi bulunmuyor. İşyerinizin ‘tamamen mi kapandığına, kısmen mi çalıyor’ durumuna göre ücret değişiyor. Kısa çalışma ödeneğinde çalışanın son aldığı ücret değil, son 12 aylık prime esas kazancı dikkat alınarak, hesaplanan günlük ortalama brüt kazancın yüzde 60’ı ödeniyor. Bu şekilde hesaplanan kısa çalışma ödeneği, asgari ücretin brüt tutarının yüzde 150’sini geçmiyor. Ödenekten de binde 7.59 oranında damga vergisi kesiliyor.
PRİME GÖRE EMEKLİ MAAŞI DÜŞER
Soru: 1992 yılında çalışmaya başladım, 49 yaşımı mayıs ayında doldurup emekliliğe hak kazanacağım. Şu anda çalışmıyorum ama iş görüşmelerim oluyor. Eğer çalışmaya başlarsam emekli maaşımdan ne kadar düşüş yaşarım? Aslı A.
Cevap: Emekli olmayıp, çalışmaya başladığınızda maaşınıza bağlı olarak yüksek prim öderseniz emekli aylığınız o oranda yüksek olur. Asgari ücret ve biraz üzerinde maaşla çalışanlar emekli olmayıp çalıştıklarında emekli maaşları maaşa ve hesaplamalara göre aylık 1 lira ile 3 lira arasında düşer. Sigorta primini tavandan yatırırsanız emekliliğiniz gelse de çalışmaya devam edebilirsiniz, emekli maaşınız düşmez, artar.
ASKERLİK BORÇLANMASI YAPABİLİRSİNİZ
Soru: Babamın 4/A kapsamında 4.040 günü var, 1970 doğumlu. İşe 10.6.1984 girişli. Şu an vergi mükellefi olduğu için bu aydan itibaren Bağ-Kurlu olacak. 48 yaşında emeklilik hakkını dolduruyor ancak 5.225 gün olması gerekiyor ve boşlukları var. Erken emekli olabilir miyiz? Ece D.
Cevap: Babanız 50 yaşında. Emeklilik yaşı dolsa bile prim gün sayısı emekli olmaya yetmiyor. Ayrıca prim ödemede son 7 yıldan fazla prim ödenen kurum hangisiyse ona göre emekli olunuyor. Ne kadar prim boşluğu olduğunu belirtmemişsiniz. Eğer 7 yıldan fazla prim ödemek durumunda kalınacaksa Bağ-Kur üzerinden emekli olunacak demektir. Erken emeklilik için babanız askerlik borçlanması yapabilir.
YAŞI BEKLEYECEKSİNİZ
Önce kısa bir 2020 değerlendirmesi yapayım. Emeklilik fonlarının getirisi açısından geçen sene çok iyi bir yıldı. Fonların ortalama getirisi yüzde 26’ya yakın oldu ki, bu da enflasyonun 12 puan üzerinde bir getiri anlamına geliyor. Seçilen fonlara göre de bu getiri değişiyor. Örneğin, geçen sene birikimlerini altın fonunda değerlendirmeyi tercih edenlerin getirisi yüzde 55’lerde, döviz ağırlıklı kamu dış borçlanma araçları fonunu tercih edenlerin yüzde 35’lerde, hisse fonlarını tercih edenlerin yüzde 30’larda olurken; para piyasası ve bono fonlarını tercih edenlerin getirileri yüzde 10-11’lerde kaldı. Bazı okuyucuların, ‘birikimim artmadı’ şikayetinin nedeni de işte bu. Geçen sene BES katılımcılarının büyük çoğunluğunun fonlarını değiştirip, ağırlıklı altın fonunu tercih ettikleri de bir gerçek. Tabi, bir de bu getirilerin üzerine yüzde 25 devlet katkısını eklemek gerekiyor.
HANGİ FONLAR ÖNE ÇIKACAK?
Gelelim, 2021’de hangi fonların öne çıkacağına.
Açıkçası, bu yıl, 2020’deki gibi çok yüksek getiriler olur mu; tartışılır, çünkü geçen yıl getiriler açısından ekstrem bir yıldı. Kesin olan, bu senenin fonlarının farklı olacağı. Mesela, Merkez Bankası’nın aldığı kararlar nedeniyle TL’de faizler arttı. Dolayısıyla TL’ye dayalı fonlar, dövize dayalı fonlara göre daha ön plana çıkacak. Bu açıdan bakarsak bu yıl tahvil, bono gibi sabit getirili yani, para piyasası fonlarının getirileri yüksek olacaktır.
ALTINDA NELER OLACAK?
Ekonomide beklenen toparlanmayı ve büyümeyi göz önünde tutarsak geçen sene olduğu gibi bu sene de hisse senedi fonlarının performansının iyi olacağını söyleyebiliriz. Kaldı ki, BES’in başından beri hisse senedi fonları sistemdeki katılımcılara yüksek getiri sağladı. Yani diyeceğim o ki, birikimlerinizi değerlendireceğiniz fonları seçerken mutlaka içinde hisse fonları bulundurun; tabi sisteme uzun süreli bakıyorsunuz.
En çok merak edilen altının performansının bu yıl da devam edip etmeyeceği. TL’nin değerli olduğu ve TL’ye bağlı enstrümanların getirisinin ön planda olacağı düşünülecek olursa altının geçen seneki gibi çok yüksek performans göstermeyeceğini söyleyebiliriz.
Elbette altın fonunun, başta dolar olmak üzere döviz ağırlıklı fonların, dış borçlanma fonlarının getirileri olacaktır ancak geçen sene yüksek getiri sağlayan fonlarla, bu yıl yüksek getiri sağlayacak fonlar aynı olmayacaktır. O nedenle BES katılımcılarına tavsiyem, fon tercihlerinde değişikliğe gitmeleridir.
Yapılandırmada son tarih 2020’nin sonuydu, bir aylığına ertelendi. Bu süre, 1 Şubat’ta doluyor. Sosyal güvenlik borçlarını yapılandırmak isteyenler için son 5 gün. Bugüne kadar da 1 milyon 428 bin kişi yapılandırma için başvurdu. Hazır bu imkandan yararlanmak için 5 gün süre varken, kafalardaki soru işaretlerine açıklık getireyim ve yapılandırmadan kimlerin, nasıl yararlanacağını kısaca anlatayım.
2020’nin ağustos ayı da dahil öncesine ait tüm sosyal güvenlik borçlarınızı yapılandırabileceksiniz. Ağustos ayı sonraki borçlar için yapılandırmadan yararlanılamayacak. Yapılandırma kapsamında borcunuzu ister peşin, ister taksitle ödeme imkanınız var. Peşin ödemeyi tercih ederseniz borcunuzun gecikme cezası ve gecikme zammı Yurt İçi Üretim Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) üzerinden hesaplanan tutarın yüzde 90’ı silinecek.
PEŞİN ÖDEMEYE DİKKAT!
Okuyuculardan gelen sorulardan anlaşılıyor ki, peşin ödeme konusu yanlış anlaşılıyor. Zannediliyor ki, tüm borcun yüzde 90’ı siliniyor. Doğrusu, prim borcunuzun aslını ödeyeceksiniz, borcunuzun gecikme cezası ve zamanının yüzde 90’ı silinecek. Borcunuzu, bir seferde değil de iki taksit halinde ödemek isterseniz ve ilk taksiti de mart başında öderseniz bu sefer gecikme zammı ve cezasının yüzde 50’si silinecek.
EN FAZLA 18 AY
Yapılandırma kapsamında borcunuzu 6-9-12-18 ay taksitler halinde de ödeyebileceksiniz. Taksitler ise 2 ayda bir ödenecek ve en fazla 18 ay taksitlendirme yapılacak. Örneğin, 18 aylık taksitlendirmek isterseniz borcunuzu 36 ayda ödeyeceksiniz. Borcunuzu taksitlendirmek istediğinizde taksit sayısına göre katsayı uygulanacak ki, katsayılar yasada belirtilmiş durumda. Borcunu 6 eşit taksitte ödemeyi tercih edenlere 1.045, 9 eşit taksitte ödemeyi tercih edenlere 1.083, 12 eşit taksitte ödemeyi tercih edenlere 1.105, 18 taksitte ödemeyi tercih edenlere 1.15 katsayılar uygulanacak. Örneğin, geçmiş prim borcunuz için yapılandırmaya başvurdunuz, prim borcunuz üzerine Yİ-ÜFE uygulaması üzerinden gecikme zammı uygulandı ve toplam borcunuz 20 bin lira olarak çıktı. Bunu da 12 taksitle ödemek istediniz. Borcunuza uygulanacak 1.105’lik katsayı ile toplam borcunuzu çarpacaksınız, ödeyeceğiniz toplam tutar 22 bin 100 lira olacak ve bunu da iki ayda bir 1.841 lira olarak ödeyeceksiniz ve 24 ay boyunca ödeyeceksiniz.
BAĞ-KUR’LULAR NE YAPACAK?
Yapılandırma
Cevap: Yapılandırmadan Bağ-Kur prim borcu nedeniyle sigortalılık süresi dondurulan kişiler yararlanabiliyor; prim borçlarını ödeyip, sigortalılık sürelerini canlandırabiliyor. Bağ-Kura tescil olup da prim ödemeyenlerin ise sigortalılık süreleri durduruluyor. Ancak siz işyeriniz olmasına rağmen Bağ-Kura hiç kayıt yaptırmamışsınız. Dolayısıyla yapılandırmadan yararlanamazsınız.
KISA ÇALIŞMA KIDEMİ ETKİLER
Soru: Çalıştığım şirket 2 ay kısa çalışma ödeneğinden yararlandırdı ve kalan tutarını banka kanalı ile hesabıma yatıracak. Brüt maaşımda değişiklik olur mu, tazminatımı hangi maaş üzerinden alacağım? Erkan T.
Cevap: İş kanununda kısa çalışma ödeneğinden yararlanılan sürelerin, çalışanın kıdeminde hesaba katılıp katılmayacağı konusunda bir netlik yok. Ancak çoğunluk görüş, kısa çalışma süresinin kıdem tazminatı hesaplamasında dikkate alınmayacağı yönünde. Kısa çalışma ödeneği brüt maaşınızı etkiler.
OĞLUNUZUN MAAŞINI ALABİLİRSİNİZ
Soru: Bağ-Kur emeklisiyim. 2017’de tek oğlum trafik kazasında vefat etti. Çocuk yok, eşine emekli maaşı bağlandı. Benim aylığım 1910 lira. Oğlumun emekli maaşından yararlanabilir miyim? Sadin T.
Cevap: Ölen sigortalının anne ve babası sigortalının eş ve çocuklarından artan bir hissenin bulunması halinde emekli maaşından yararlanabilir. Ancak sizin gelirinizin asgari ücretin net tutarından az olması ve başka gelirinizin olmaması halinde emekli aylığından yararlanabilirsiniz. Eğer 65 yaşın üstünde iseniz bu şartları taşımanız halinde sigortalının eşinden geriye artan hisseye bakılmıyor, artan hisse olmasa bile ölüm aylığı bağlanıyor.
ÜCRETSİZ İZİN HAKKINIZ YOK
Açıkçası, bazılarına göre öyle olmasa da tarımda devamlılığı sağlayabilmenin tek yolu tarım sigortası. Bunları neden söyledim? Dikkat ediyorum, bir süredir devlet destekli tarım sigortasında fiyat tartışması yaşanıyor. Üretici, sigorta fiyatının yüksekliğinden yakınıyor, sigortacılar ise tersini savunuyor. Fiyat konusunu sık sık gündeme getiren ise Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar. Bayraktar, her platformda, tarım sigortasında istenilen düzeyde artışın sağlanamamasını yüksek primlere bağlıyor ve çiftçinin mevcut fiyatlarla sigorta yaptırmakta zorlandığını, primlerin düşürülmesi gerektiğini söylüyor.
PRİM BEDELİ 12 LİRA
Her iki tarafı da dinledim, araştırma da yaptım; ‘Devlet destekli tarım sigortasında fiyatlar söylendiği gibi yüksek mi, çiftçi primleri ödemekte zorlanıyor mu?’ diye? Tarımla uğraşanlar bilir ama bilmeyenler için özet geçeyim. Devlet destekli tarım sigortasında ürüne ve riske göre çiftçinin ödeyeceği primin yüzde 50’si ila yüzde 70’e yakınını devlet karşılıyor. Mesela; bitkisel ürünlerin, seraların, hayvanların sigorta priminin yüzde 50’sine devlet katkı yaparken, meyvelerde don priminin yüzde 67’ye yakınını devlet ödüyor.
Konuyu birkaç örnekle anlatayım. Çiftçi, yaklaşık 480 kilo buğdayını, don riskine karşı sigortalatmak isterse ödeyeceği prim sadece 12 lira, kalanını devlet karşılıyor. Ürünün tamamı dondan zarar görürse çiftçinin, TARSİM’den alacağı zarar 768 lira. Bu açıdan bakarsak, buğday üreticisinin cebinden 12 lira çıkıyor, karşılığında 765 lira hasar alıyor. Bir örnek daha vereyim. Üretici, besi sığırını sigortalatmak isterse, bir hayvan için ödeyeceği prim tutarı 202 lira; hayvan, misal, hastalıktan ölürse üreticinin alacağı tutar 15 bin lira. Yani, 15 bin liralık sigorta bedeli için ödenecek tutar sadece 202 lira. Mesela tarım sigortasında en çok tartışma konusu seralardır. Sigorta bedeli 90 bin lira olan sera için çiftçinin ödeyeceği en yüksek prim bin 84 lira. Çiftçinin cebinden sigorta için bin 84 lira çıkıyor; serası tamamen yok olursa sigortadan 90 bin lira hasar alıyor.
ÜRETİCİ RİSK ALTINDA
Örnekleri çoğaltabilirim ama gerek yok. Sanırım, işin özünü anlatabildim. Eminim birileri, ‘muafiyet var, zararın tamamı karşılanmıyor’ diyecektir. Doğrudur, her sigortada olduğu gibi tarım sigortasının da şartları var. Bu şartların bazıları devlet destekli tarım sigortası için geçerli bazı durumlarda işlemiyor. Kayısı örneğinde olduğu gibi. Malatya’da hemen hemen tüm kayısı üreticileri sigorta yaptırır. Her yıl da Malatya’da kayısıyı don vurur. Üretici bunu bildiği için de sigortasını yaptırır. TARSİM de her yıl don olacağını bile bile kayısıyı sigortalar, üreticiye hasarını öder. Bu durum aslında sigorta değil, çiftçiye destektir.
Peki, tarım sigortasında primler bundan daha da düşük olabilir mi? Olabilir, hatta bedavada olabilir, hatta hatta primin tamamını devlet karşılayabilir ama o zaman bu sisteme sigorta denmez. Şunu da belirteyim; iklim değişikliği nedeniyle bundan sonra daha çok afet yaşanacak; bu afetler, stratejik hale gelen tarıma, dolayısıyla da üreticimize daha da fazla zarar verecek. Bugün için kayıtlı 1.8 milyon çiftçi var ve sigorta yaptıran çiftçi sayısı bunun yüzde 10’unu bile henüz bulmuyor. Yani, üreticimizin yüzde 90’a yakını başta afetler olmak üzere tüm risklere açık. Kimse alınmasın gücenmesin ama ben bu işin primle falan alakası olduğunu zannetmiyor; çünkü prim tutarları ortada. Bence, başta TZOB olmak üzere tarımla ilgili tüm kesimlerin çiftçiyi sigorta yaptırması için biran önce teşvik etmesi lazım.
65 yaş aylığından engelli aylığına, evde bakım maaşına kadar birçok ödeme de zamlandı. Ayrıca yeni senede kıdem tazminatının tavanı da yükseldi. Asgari ücretteki artışla birlikte salgın döneminde işverenlere ve çalışanlara ödenen kısa çalışma ödeneği ve nakdi ücret desteği de zamlandı. Hangi ödemeler, ne kadar arttı ve bu ödemelerden kimler, nasıl yararlanacak hepsine değineyim.
65 YAŞ AYLIĞI
65 yaş aylığı memur maaş katsayısındaki artışa göre her yıl ocak ve temmuz ayında yeniden belirleniyor. 65 yaşını doldurmuş, hiçbir sosyal güvencesi, herhangi bir geliri olmayan kişilere devlet maaş ödüyor. Emekli maaşı olanlar, nafaka alanlar, dul ve yetim aylığı alanlar, sosyal hizmetlerden harçlık ödeneği alanlar, muhtaçlık sınırının üzerinde geliri olanlar yaşlılık aylığından yararlanamıyor. Maaş alabilmek için de kişinin kendisinin ve eşinin kişi başına düşen ortalama aylık gelirinin asgari ücretin aylık net tutarının üçte birinden az olması gerekiyor. Buna göre aylık geliri 941 liranın altında olanlar 65 yaş aylığı alabilecek. Bu yılın ocak ayında ise 65 yaş aylıkları yüzde 7.33 zamlanarak, 763.6 lira oldu.
ENGELLİ MAAŞI 19 BİN 884 LİRA
2021’de engelli maaşları da arttı. Engelli yardımından yararlanmak için 18 yaşında büyük, 65 yaşından küçük olmak, sosyal güvenlik kurumuna bağlı olmamak ve hiçbir gelire sahip olmamak gerekiyor. Ocak ayından itibaren yüzde 40-69 arası engelli olanlara ödenen aylık maaş 609 liraya, yüzde 70 ve üzeri engelli olanlara ödenen maaş 914 liraya yükseldi. 18 yaş altı engelli yakını olanlara ödenen maaş da 609 liraya çıktı. En az yüzde 50 engelli ve ağır engelli olanlara ödenen evde bakım yardımı da zamlanarak, aylık 1.657 lira, yıllık 19 bin 884 lira oldu.
KIDEM TAZMİNATI DEĞİŞTİ
Yeni senede kıdem tazminatı da değişti ve tazminat tavanı arttı. Kıdem tazminatı, aylık brüt maaş, ikramiye, prim, yol ve yakacak yardımı gibi çalışanın haklarından oluşan giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanıyor. Her bir yıl için aylık brüt ücret üzerinden tazminat hesaplanıp, çalışana tazminat olarak ödeniyor. Bir yıldan artan çalışma süresi için de aynı hesap yapılıyor. Ancak kıdem tazminatının bir üst sınırı var; 2021 yılının ocak-haziran dönemi için tazminat tavanı 7.638.96 olarak belirlendi. Çalışan ne kadar yüksek maaş alırsa alsın işveren, bu rakamın üzerinde tazminat ödemez. Örneğin, asgari ücretli biri, aynı işyerinde 10 yıldır çalışıyorsa alacağı tazminat tutarı 35.775 lira.
KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ
Cevap: Vergi iadesi kaldırılarak, yerine ek ödeme uygulamasına geçildi. Maaşın yüzde 4’ü, ek ödeme adı altında tüm emeklilerin her ay hesabına yatırılıyor. Her ay bankaya yatan emekli maaşınızın içinde ek ödeme de var. Maaş zammı ise ek ödemeli maaşınız üzerinden değil, çıplak maaşınız üzerinden hesaplanıyor.
PRİM İADESİ İÇİN YAŞI BEKLEYECEKSİNİZ
Soru: 1.5.1984 yılında SSK’lı oldum, 48 yaşında emekliliğe hak kazandım, ancak primim sadece 1450 gün. Bu primlerimi geri alabilir miyim? 1969 doğumluyum, emeklilik yaşım geçti bile? Erdal D.
Cevap: Emeklilik yaşını dolduran, hatta geçen çalışanlar, eğer emeklilik için gerekli prim gün sayısını ve çalışma yılını doldurmayıp, emekli maaşı almaya hak kazanamıyorlarsa ödedikleri primleri SGK’dan toplu olarak alabiliyor. Erkek çalışanların prim iadesi alabilmesi için 60 yaşını doldurması gerekiyor. 8 yıl sonra prim iadesini alabilirsiniz.
İŞVEREN ÜCRETSİZ İZNE ÇIKARABİLİR
Soru: Belediye iştirakinde temizlik görevlisi olarak çalışıyorum. Kronik rahatsızlığımdan dolayı 4 ay idari izinliydim. Şimdi de ücretsiz izine çıkarmak istediler. Şirket beni ücretsiz izine çıkarabilir mi? Dursun F.
Cevap: İşveren isterse sizi ücretsiz izne gönderebilir, yasa bu hakkı işverene tanıyor. Bu durumda da devletin ödediği nakdi ücret desteğinden yararlanabilirsiniz.
YAŞLILIK AYLIĞI ALABİLİRSİNİZ