Soru: 2016’da lokantada işe başladım. İşveren beni arabulucuya götürdü ve 2000 TL para verip, bir dosyayı imzalamamı istedi. İstemedim, işten çıkarmakla tehdit etti, imzaladım. Benim çıkışımı verip, başka bir yerde başlatmış. Aynı lokantada çalışıyorum, pandemi başladığından beri sigortam ödenmiyor. 1590 lira para alıyorum. Haziran ayından sonra ayrılırsam nasıl tazminat alabilirim?
Cevap: İşveren size zorla bir belge imzalatamaz. İşyeri kapalı olduğu için aldığınız ücret kısa çalışma ödeneğidir. Muhtemelen de sizi işe giriş-çıkış yaptırmış. Bu durumda haziran ayında ayrılırsanız tazminat alamazsınız. Ancak bu durumu İŞKUR’a veya SGK’ya şikâyet edebilirsiniz.
APARTMAN KAPICISI EMEKLİ OLABİLİR
Soru: Binamızın kapıcısı 1957 doğumlu bir kadın. Mayıs 2008 tarihinde SSK’lı olarak işe başladı. Emekli olmak istediğini bildirdi. Emekli olabilir mi? Kendi isteği ile işten ayrılırsa tazminat ödenir mi? Zühtü G.
Cevap: Konut kapıcıları 4/A’lı (SSK) çalışanların sahip olduğu tüm haklara sahiptirler. Eğer çalışanın prim gün sayısı yeterliyse ve emeklilik şartlarını yerine getirmişse SSK’lı tüm çalışanlar gibi emekliliğe hak kazanır ve emekli aylığı alabilirler. Emeklilikleri geldiğinde de apartman yönetimi olarak kıdem tazminatını ödemek durumundasınız.
TAZMİNATA HAK KAZANIYORSUNUZ
Soru: 1982 doğumluyum. 1999’un martından haziranına kadar Şebinkarahisar’da vekil öğretmen olarak görev yaptım. Kurum SGK’ya sürelerimi bildirmemiş. Çalışma sırasında 18 yaşından küçük olduğum için SGK başlangıç kabul etmiyor. 1999 başlangıç tarihini sisteme işletebilirsem kıdem tazminatını alabilir miyim? 5600 gün primim var. Aydın K.
Cevap:
Sigortacılık ile Diğer Bazı Alanlara İlişkin Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile gençlerin sisteme girmesinin önündeki engel kalkacak. TÜİK’in açıkladığı son verilere göre toplam nüfusun 22.7 milyonu 18 yaş altı gençlerden oluşuyor. Buna göre, tasarı yasalaştığında, 22.7 milyon gencin BES’e girmesine imkan tanınmış olacak. Beklenti ise ilk etapta 5-6 milyon gencin sisteme gireceği yönünde. Yeni düzenleme ile hem ebeveynler, çocukları adına açtıracakları BES sözleşmesi ile yine çocukları adına birikim yapabilecekler hem BES’in kapsamı genişleyecek hem de yurtiçi tasarruflar artacak. Meclis’e gönderilen yasa tasarısı 18 yaş altının sisteme girmesinin önündeki engeli kaldıracak, gençlerin sisteme nasıl girecekleri, veraset intikal durumlarının nasıl olacağı gibi detaylar ise sonradan çıkacak yönetmelikler ile belirlenecek. Ancak edindiğim bilgiler ışığında 18 yaş altının BES’e nasıl gireceğine sorularla açıklık getireyim.
1) BES’teki yeni düzenleme kimleri kapsıyor?
Yeni düzenleme ile 18 yaş altı tüm gençler BES’e giriş yapabilecek.
2) Bugüne kadar gençler sisteme giremiyor muydu?
BES, yasa gereği, 18 yaş üstü kesimi kapsıyor. Bugün de ebeveynler çocukları adına ya da dedeler torunları adına BES sözleşmesi yaptırabiliyor ancak kendi adlarına yaptırıyor; lehdar olarak da 18 yaş altındaki çocuklarını gösteriyorlar. Yani BES sözleşmesinin mutlaka 18 yaş üstü kişi adına olması gerekiyor.
3) Kanun yasalaşırsa ne olacak?
Kanun yasalaşırsa, Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu’ndaki ‘bireysel emeklilik sistemine fiil ehliyetine sahip kişiler katılabilir’ maddesi iptal edilecek. Böylece 18 yaş altı kişilerin sisteme katılmasındaki engel kalkacak. Artık 18 yaş altı gençler kendi adlarına emeklilik sözleşmesi yaptırabilecek. Ebeveynler de çocukları adına sözleşme düzenlettirebilecek.
1)Kimler bayram ikramiyesi alabilecek?
Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) emekli aylığı, yaşlılık aylığı, vazife malullüğü aylığı, malullük aylığı, ölüm aylığı ile sürekli iş göremezlik geliri ve ölüm geliri alanlar ile şehit yakınları, gaziler, muharip gaziler, güvenlik korucuları, şampiyon sporcular ve terörden zarar gören sivil vatandaşlar ile bu kişilerin hak sahipleri bayram ikramiyesi alacak.
2)Kaç lira ikramiye ödenecek?
1.100 lira ödenecek.
3)Ne zaman hesaplara yatacak?
4/A’lı olarak, yani işçi statüsünde (SSK) çalışanlar ikramiyelerini 6 Mayıs perşembe günü alabilecek. 4B’li (Bağ-Kur) ve 4/C’li (Emekli Sandığı) olan emeklilerin de 7 Mayıs cuma günü hesaplarına yatacak.
4)Birden fazla emekli aylığı alanlar ayrı ayrı ikramiye alacak mı?
Hayır, en fazla ödemeye imkan veren dosya üzerinden, tek ikramiye ödenecek.
Cevap: Nisan ayının sonuna kadar emeklilik dilekçesini verenler mayıs ayında ödenecek bayram ikramiyesini alabilecekler. Bu kapsamda anneniz de bayram ikramiyesi alabilecek.
HİSSE ORANINA GÖRE İKRAMİYE ÖDENECEK
Soru: 2.200 lira ölüm aylığı alanın bayram ikramiyesi ne kadar olur? Vahit B.
Cevap: Dul ve yetim aylığı alanlara bayram ikramiyesi hak sahiplerinin hisseleri oranında ödenecek. Örneğin, eşinin vefatı nedeniyle yüzde 50 hisse oranı ile eşe, yüzde 25 hisse oranı ile yetim çocuğa ölüm aylığı ödenmesi halinde, eş 550 lira, çocuk ise 275 lira ikramiye alacak.
ŞİRKET ORTAĞI SSK’LI OLAMIYOR
Soru: Bir şirkette 2000 yılında çalışmaya başladım, 2010 yılında ortak oldum, 2017 yılına kadar halen 4/a sigortalıyım. Sigorta başlangıç 1988 ve Bağ-Kur 2850 gün, 4/a 6570; toplam 9420 gün. Emeklilik yaşım 7.4.2021 dolduğu için başvurmaya gittiğimde ortak olduğum dönemin 4/b aktarılması gerektiği söylendi. Ne yapmam gerekiyor? Ahmet Ç.
Cevap: Şirket sahiplerinin SSK’lı mı, Bağ-Kurlu mu olacağı konusunda geçmişte birçok düzenleme yapıldı ve şirket ortaklarının SSK’lı olarak devam etmesine imkan tanınmıyor. Şöyle ki, 2008 tarihinden sonra çalıştığı şirkete ortak olanlar artık SSK’lı olamıyorlar,
Kripto para borsalarında yaşanan dolandırıcılık olayları -ki, ben bu yaşananları geçmişteki banker krizinin yeni versiyonu olarak görüyorum- sonrası okuyuculardan çokça soru alıyorum. Kimileri ‘yok mu bu işin sigortası, dünyada yapılıyormuş bizde niye sigortalanmadı?’ diye soruyor, kimileri ‘siber sigortaların içine girmiyor mu?’ diye merak ediyor. Gelen soru ve yorumlara baktığımda, bunların bir kısmının bizdeki dolandırıcılık olaylarından mağdur olanlar olduğunu; bir kısmının ise dünyadaki kripto paralara yatırım yapıp, endişe duyanlar olduğunu anlıyorum. Aslında sorunun cevabı net; mevzuatı olmayan, hiçbir merkezi otoriteye bağlı olmayan bir işin sigortası da olmaz. Yani, bizde, kripto para borsalarına yönelik herhangi bir sigorta uygulaması yok ve bahsedildiği gibi siber sigortalar kripto paraları da kapsamıyor. Dünyada ise durum farklı.
PARALAR NASIL ÇALINIYOR?
Okuyucular sorunca dünyadaki durum hakkında biraz araştırma yaptım. Dünyada kripto paraların toplam değerinin 2 trilyon doların üzerinde olduğu ve bunun da sadece 100-150 milyar dolarının sigortalı olduğu tahmin ediliyor. Peki, sigortaya talep mi yok? Aksine, kripto para borsaları kelimenin tam anlamıyla sigortacıların peşinde koşuyor. Haksız da sayılmazlar, dünyadaki rakamlara baktım, kripto para borsalarında her gün ortalama 5 milyon dolarlık kripto para varlığı çalınıyor. Hatta, isim vermeyeceğim, geçen yılın sonlarında dünyada büyük bir kripto para borsasından 500 milyon dolar değerinde kripto para çalındı.
Nasıl çalınıyor? Kripto para borsası internetten sanal cüzdanlar, şifreler, özel anahtarlar üzerinden yürüdüğünden hacklenmeye de müsait. Hırsızlar ya da hackerler, sanal cüzdanların anahtarlarını ya da şifrelerini kırıp, kripto paraları dijital olarak kendi anonim hesaplarına aktarıyorlar. Sadece bu kadarla da kalmıyor, yasa dışı para kazanmak için başka eylemlere de başvuruyorlar. Dünyada artık kripto para hırsızlığı gerçek bir risk olarak görülüyor.
SİGORTACILAR YANAŞMIYOR
Tabi sistem bu kadar riske açık olduğundan kripto para borsaları ve kripto paraya yatırım yapanlar da sigortanın peşinde koşuyor. Sigortacılar ise bu konuya şimdilik aşırı temkinli yaklaşıyor. Neden? Birkaç nedeni var. Birincisi, kripto para borsalarının dünyada yasal mevzuatının ve denetiminin olmaması, hükümetler tarafından düzenleme yapılmaması. İkincisi, istikrarsız bir piyasa olması, fiyatının günden güne dalgalanması. Bu durum hem sigorta yapılmasını engelliyor hem de sigortayı pahalı hale getiriyor.
Sigortacılar, yolsuzluk ve dolandırıcılık nedeniyle her yıl milyonlarca dolarlık kripto para biriminin kaybedildiğini söylüyor. Sigortacıların, kripto para borsaları ile ilgili ilginç de bir tespiti var; ‘birinin kripto parası çalındığında, o paranın fiilen sahibi olunmadığından, hak sahibi de olunmaz, hak sahibi olunmayan bir şeyin de sigortası olmaz’ deniyor.
1) Tam kapanma tüm işyerlerini kapsıyor mu?
Sokağa çıkma kısıtlamasından muaf tutulan işyeri dışında tüm ticari işletme, işyerleri, ofisler kapalı olacak, uzaktan çalışmaya geçilecek.
2)Kısıtlamadan kimler muaf tutulacak?
İçişleri Bakanlığı genelge yayımlayarak, tam kapanmadan kimlerin muaf tutulacağını tek tek belirtti. Temel gıda, ilaç ve temizlik ürünlerinin satıldığı yerler ile üretim, imalat, tedarik ve lojistik zincirlerinde çalışan işyerleri dahil 43 meslekte çalışanlar kısıtlamadan muaf olacaklar.
3) Kısıtlamadan muaf çalışanlara belge gerekli mi?
Çalışanlar tam kısıtlamadan muaf olduklarını belgelemek zorundalar. Meslek mensupları olası kontrollerde mesleki kimliklerini, çalışanlar ise meslek mensubu tarafından imzalanmış ve kaşelenmiş belgelerini yanlarında bulundurmak durumundalar.
4) Muaf tutulan işyerlerinde tüm çalışanlar işe gidecek mi?
Sağlık, güvenlik, acil çağrı gibi kritik görev alanları hariç olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarında hizmetlerin sürdürülebilmesi için gerekli olan personelin sadece yüzde 50’si çalışacak ve çalışma dönüşümlü olacak.
Salgının başında, 2020’nin mart ayında, kısa çalışma ödeneğinin şartları kolaylaştırılarak, tüm işverenlere, çalışanları için kısa çalışma ödeneğinden yararlanma imkanı tanındı. Bu tarihten itibaren de üçer aylık dönemlerde kısa çalışma ödeneğinin süreleri uzatıldı. Son yapılan değişiklikle de 31 Ocak 2021’tarihine kadar tüm işyerleri, tüm çalışanları için yeniden kısa çalışma ödeneğinden yararlandırıldı ve ödeneğin süresi de 31 Mart tarihine kadar uzatıldı. Salgının başından itibaren de 3.7 milyondan fazla çalışana toplam 31.5 milyar lira ödendi.
UZATMADAN KİMLER YARARLANACAK?
Yeni yapılan düzenleme ile de kısa çalışma ödeneği 1 Nisan tarihinden geçerli olmak üzere 30 Haziran’a kadar yeniden uzatıldı. Bu kapsamda da 31 Ocak 2021 tarihine kadar kısa çalışma ödeneğine başvurmuş olan işyerleri, haziran sonuna kadar kısa çalışma ödeneği almaya devam edecek. Tüm çalışanlar ödenek alabilecek mi? Kimlerin, kısa çalışmadan yararlanacağı konusunu madde madde anlatayım.
31 Ocak 2021 tarihine kadar çalışanları için kısa çalışma ödeneğine başvurmuş ve 31 Mart tarihine kadar da ödenekten yararlanmış işyerleri; nisan, mayıs, haziran aylarında kısa çalışma ödeneği almaya devam edecek.
İşveren, 31 Ocak tarihine kadar kısa çalışma ödeneğine başvurduğu çalışanlar için haziran sonuna kadar ödenek alabilecek.
Kısa çalışma ödeneğine yeni başvuru kabul edilmeyecek. 31 Ocak tarihinden sonra işe alınan kişiler varsa bu kişiler için ödenekten yararlanılamayacak. Örneğin, 31 Ocak tarihine kadar işveren, 15 çalışanı için kısa çalışmaya başvurmuş ise yine 15 çalışanı için uzatmadan yararlanacak ve bu çalışanları için nisan, mayıs, haziran aylarında da ödenek alabilecek.
31 Mart tarihine kadar kısa çalışma ödeneği hakkı bulunan ancak bir nedenden dolayı kısa çalışmaya ara vermiş işverenler de haziran sonuna kadarki uzatmadan yararlanabilecek.
Daha önce kısa çalışma ödeneğine hangi çalışma süreleri ve hangi çalışanlar için başvurulmuşsa aynı şartlarda haziran sonuna kadar devam edilecek. Kısa çalışma sürelerinde ve çalışan sayılarında değişiklik yapılmayacak. Örneğin, işyeri, haftalık çalışma süresini 30 saat azaltmış ve bu şekilde kısa çalışmaya başvurmuşsa, yine 30 saat üzerinden kısa çalışma ödeneği alabilecek.
BİR süredir İzmir depreminde konutu hasar görenler ile Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) arasında sorunlar yaşanıyor. Depremzedeler, zorunlu deprem sigortası kapsamında DASK’tan istedikleri hasarı alamadıklarını iddia ediyor. Birleşip, dernek de kurmuşlar; adı da İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği. Bana da ulaştılar ve sorunlarını anlattılar, ‘sesimizi duyurur musunuz?’ diye de destek istediler. Sorunlarını dinledim, DASK Yönetim Kurulu Üyesi Erdal Turgut ile de konuştum. Hepsini anlatacağım.
Peki sorun ne? Özetle; İzmir depreminde bazı konutlar az ya da orta hasar gördü. DASK da yapılan hasar tespit çalışmalarına göre o konutlara, sigorta poliçesinde belirtilen teminatlar üzerinden hasar ödemelerini yaptı. Ancak sonrasında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, bu konutların olduğu binaları riskli statüye alıp, güçlendirme yapılmasını istedi ve güçlendirme yapılmadan da konutlara girilmesine izin vermedi. Hal böyle olunca da depremzedeler, binayı güçlendirmek için en az 150 bin lira gerektiğini öne sürerek, daha yüksek hasar talepleri ile DASK’a başvurdu.
NEYİ ÖDER, NEYİ ÖDEMEZ?
Aslında benzer durum Elazığ depreminde de yaşandı. O depremde de zorunlu deprem sigortası olup da depremde az hasar gören konutlara DASK, hasarlarını ödedi. Ancak sonrasında az hasarlı da olsa o konutların bulunduğu bölge kentsel dönüşüme sokuldu, yıkım kararı alındı. Bunun üzerine konut sahipleri de, ‘konutlarımız yıkılacak, bize daha fazla hasar ödemeniz lazım’ diyerek, DASK’ın kapısını çaldı.
Açıkça söyleyeyim, ortada bir sorun var ancak kimse alınmasın, gücenmesin ama bu sorun sigorta sistemi yoluyla çözülecek bir sorun değil. Neden mi? Anlatayım. Tüm sigortalarda olduğu gibi zorunlu deprem sigortasında da hangi durumlarda sigortalıya hasar ödeneceği bellidir. Buna göre; DASK, zorunlu deprem sigortası ile depremin ve deprem sonucu meydana gelen yangın, infilak, tsunami, yer kaymasının doğrudan neden olacağı maddi zararları, poliçede belirtilen limitler dahilinde karşılıyor. Bunların dışında oluşabilecek herhangi bir olay nedeniyle konuta gelebilecek zarar DASK’ın kapsamına girmiyor.
Şöyle anlatayım; konutunuza zorunlu deprem sigortası yaptırdığınız. Oturduğunuz şehrin deprem riskine, evinizin metrekaresine göre hesaplama yapıldı -ki, standart bir hesaplama yöntemi var- ve diyelim ki, konutunuz için 100 bin lira sigorta teminatı ve buna göre de ödeyeceğiniz prim belirlendi. Deprem oldu ve konutunuz depremde tamamen yıkıldı; DASK size konutunuzu yeniden inşa etmek için 100 bin lirayı ödeyecek. Depremde ya da deprem nedeniyle meydana gelen yangında, patlamada, yer kaymasında konutunuz hafif hasar gördü, eksperler geliyor, hasar tespiti yapıyor. Diyelim ki, 30 bin liralık hasar tespit edildi; DASK, 30 bin lirayı ödüyor. Hasar tutarını az bulabilirsiniz, ekspere itiraz edebilirsiniz; bu durumda ister Sigorta Tahkim Komisyonuna, isterseniz de hukuk yoluna başvurursunuz. Yani, sigortanın sorumluluğu, deprem nedeniyle oluşacak hasarlarla sınırlıdır.
RİSKLİ KONUTLAR NE YAPACAK?