Noyan Doğan

Kısa çalışma ödeneği bitti bundan sonra ne olacak?

1 Nisan 2021
Kısa çalışma ödeneği dün, 31 Mart tarihi itibarıyla son buldu. İşverenler, normal çalışmaya dönüp normalleşme desteğinden yararlanabilir. Ya da çalışanlarını ücretsiz izne çıkarabilir ve ücretsiz izne çıkan çalışanlar 17 Mayıs tarihine kadar aylık 1.341 liralık nakdi ücret desteğinden yararlanabilir.

Salgının başladığı 2020’nin mart ayında kısa çalışma ödeneğinin şartları kolaylaştırılarak, tüm işverenlere, çalışanları için kısa çalışma ödeneğinden yararlanma imkanı sağlandı. Bir senedir de kısa çalışma ödeneği uygulaması devam ediyor ve bu süre içinde 3.7 milyondan fazla çalışana, 27.7 milyar lira ödendi. Kısa çalışma ödeneği dün, 31 Mart tarihi itibariyle son buldu. Son bir haftadır da okuyuculardan çokça soru alıyorum. İşverenler, ‘kısa çalışma ödeneği bitiyor biz hangi desteklerden yararlanacağız?’ diye soruyor; çalışanlar ise ‘kısa çalışma ödeneği bitince işveren bizi işten çıkartır mı?’ diye merak ediyor.

NORMALLEŞME DESTEĞİ

İşverenler için geçen senenin ağustos ayında uygulamaya giren normalleşme desteği devam ediyor. Normalleşme desteği kapsamında, işyerinde haftalık normal çalışma sürelerine dönülmesini teşvik etmek amacıyla sigortalı ve işveren paylarının tamamı İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanıyor. Bu kapsamda; 2021’in Haziran ayını geçmemek üzere 6 ay süreyle işverenlere, sigortalıların prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanacak sosyal güvenlik primlerinin tamamı tutarında destek veriliyor.

Prim desteği, kısa çalışma ödeneğinden yararlanan işyerleri ile nakdi ücret desteği alanlara veriliyor. Normalleşme desteğinde dikkat edilmesi gereken nokta; destek miktarının çalışanın bir ay içinde aldığı kısa çalışma ödeneği gün sayısı kadar olacak olması. Nakdi ücret desteği alanlar için de aylık ortalama aldıkları gün sayısı kadar olacak. Örneğin, işyeri, kısa çalışma ödeneğinden, bir ay içinde 15 gün yararlanmışsa, normal çalışma süresine dönülmesi halinde, 15 günlük işveren ve işçi primleri devlet tarafından karşılanacak. Destek tutarı ise aylık 1.341 lira. İşverenler, kısa çalışma ödeneğinin yerine haziran sonuna kadar normalleşme desteğini koyabilirler.

İŞVEREN İŞTEN ÇIKARAMAZ

Yine geçen sene salgının başlaması ile nisan ayında işvereni tarafından ücretsiz izne çıkartılan, kısa çalışma ödeneğinden ve işsizlik maaşından yararlanamayanlara ücretsiz izinde oldukları ve işsiz kaldıkları sürede devlet tarafından ödenen aylık 1.420 liralık nakdi ücret desteği 17 Mayıs 2021 tarihine kadar devam ediyor. Bu süre içinde de 2.4 milyondan fazla kişiye 8.2 milyar lira nakdi ücret desteği ödendi. Aynı şekilde işverenin, çalışanı işten çıkarma yasağı ya da bir başka isimle fesih yasağı süresi de 17 Mayıs tarihine kadar uzatıldı.

Peki, kısa çalışma ödeneğinin son bulmasıyla bundan sonra ne olacak? İşverenler, normal çalışmaya dönüp, normalleşme desteğinden yararlanabilir. Ya da işveren, çalışanlarını ücretsiz izne çıkartabilir ve ücretsiz izne çıkan çalışanlar 17 Mayıs tarihine kadar aylık 1.341 liralık nakdi ücret desteğinden yararlanabilir. Hatırlatayım, işten çıkarma yasağı 17 Mayıs tarihine kadar devam ediyor. Kısa çalışma ödeneği bitip de işveren çalışanı ücretsiz izne çıkartır ve çalışan da nakdi ücret desteğinden yararlanırsa; çalışan açısından elbette bir gelir kaybı olacaktır. 17 Mayıs’ta fesih yasağı bittikten sonra ne olacak diye soran okuyucular da var; ona da fesih yasağı bittikten sonra değinirim.

Yazının Devamını Oku

Emekli maaşınız düşük olacak

31 Mart 2021
Soru: 22 yılım doldu, prim ödeme sayım 7124. 1974 doğumluyum, 2025 kasım ayında emekli olacağım. 2016 yılından itibaren çalışmıyorum. 2025 yılında bağlanacak emekli maaşım, 2016 yılında aldığım maaş karşılığı yatan prim dikkate alınarak mı hesaplanacak? Çalışmıyor olmamın emekli maaşı üzerinde herhangi etkisi olacak mıdır? Aysın G.

Cevap: Emekli maaşı ortalama aylık kazancın, prim gün sayısına göre hesaplanan aylık bağlama oranı ile çarpılması sonucu belirleniyor ve enflasyon, büyüme hızı gibi birçok etken de hesaba katılıyor. Maaşınız o dönemki aylık kazanca göre hesaplanacak. Bu durumda emekli olacağınız tarihte 9 yıldır çalışmıyor olacağınızdan emekli maaşınız da düşük olacaktır.

İŞVEREN EMEKLİLİĞE ZORLAYAMAZ

Soru: Ortopedik engelli statüsünde 24 yıldır çalışmaktayım. Yaşım 56. İşveren, engelli bir işçiyi, personeli emekliliğe zorlayabilir mi? Nuri A.

Cevap: İşveren, ister engelli olsun ister olmasın çalışanını emekliliğe zorlayamaz. Çalışanın emekliliği gelmiş olsa da zorlaya-maz. İşveren, sizinle çalışmak istemiyorsa iş kanununa uygun kurallara göre sizi işten çıkartabilir ve tazminatınızı da öder.

PRİMLERİNİZİ TOPLU ALABİLİRSİNİZ

Soru: 1988’den sonra 6 ay kadar SGK primi ödendi. 1962 doğumluyum. SGK primlerimi geri alabilir miyim? Alabiliyor olursam ne şekilde dilekçe yazmam gerekiyor? Çağatay T.

Cevap: Yaş şartını yerine getirseniz bile ödediğiniz primler emekli olmaya imkân tanımıyorsa prim iadesi talep edilebilir, SGK’dan toplu ödeme alabilirsiniz. 58 yaşını doldurduğunuz için prim iadesini alabilirsiniz. Bunun için SGK’ya başvuracaksınız.

BABANIZDAN ÖLÜM AYLIĞI BAĞLANIR

Yazının Devamını Oku

Bursa’daki TIR faciasının sonuçları ağır olacak

29 Mart 2021
Bursa’daki TIR faciasının her boyutu konuşuldu, işin sigorta tarafı hiç gündeme gelmedi. Oysa bu kazadan hem ders çıkarmak hem de bundan sonra olası benzer kazalar için de önlem almak gerekiyor. Anlatacağım; ama önce ne olmuştu, hatırlayalım. Bursa’da freni boşalan TIR’ın, önündeki araçlara çarpması sonucu meydana gelen kazada 4 kişi ölmüş, 20 kişi yaralanmış, 20’den fazla da araç ağır hasar görmüştü. Kaza ile ilgili yargı süreci devam ediyor.

Peki, bu zincirleme kazada hem maddi hem de bedeni zararı kim karşılayacak? Cevap net değil mi; elbette kazaya neden olan TIR’ın trafik sigortası karşılayacak. Maalesef bu kadar basit değil. Doğru, TIR’ın trafik sigortasından ölenlerin yakınlarına vefat tazminatı, kazada sakat kalanlara sakatlık tazminatı, aracı zarar görenlere de maddi tazminat ödenecek ama bir yere kadar. Çünkü trafik sigortasında limit var, bu limite kadar sigorta karşılar, üzerine karışmaz. Neden? Çünkü kaza, zincirleme kaza. Nedir bu limit? Kaza başına maddi hasar limiti 86 bin lira; vefat, sakatlanma teminatında da limit kişi başına 430 bin lira, yine kaza başına 4.3 milyon lira.

TAMAMINI KARŞILAMAZ 

Sigortacılarla konuştum, ilk bakışta maddi ve bedeni dahil 7-8 milyon liralık hasardan bahsediyorlar. Tabi bu, kazada vefat edenlerin yaşına, bedeni durumuna, gelirine göre değişebilir, rakam daha da artabilir. Bundan sonra ne olacak? Önce vefat ve sakatlık tazminatı açısından değerlendireyim. Kazada hayatını kaybedenler için yakınlarına sigortadan ödenmek üzere tazminat hesaplanacak. Kazada ağır yaralanıp da tedavi sonucu sakat kalanlar için de bir tazminat tutarı hesaplanacak. Bu hesaplama sonucu TIR’ın, trafik sigortası, bir kişi için en fazla 430 bin lira, toplamda da 4 milyon 300 bin lira vefat ve sakatlık tazminatını taraflara ödeyecek. Bu hesaplama sonucu bir kişinin vefat tazminatı diyelim ki, bir milyon lira tutarsa, sigorta sadece 430 bin lirasını karşılayacak. Kaza sonucu bedeni tazminat toplamı diyelim ki, 6 milyon lira tutarsa, sigorta şirketi 4.3 milyonunu ödeyecek.

Gelelim, kazanın maddi boyutuna. 20’den fazla araç kazada zarar gördü ve bunların neredeyse tamamına yakını da ağır hasarlı. Sigortacılara göre tahmini maddi zarar 3 milyonu bulacak. TIR’ın trafik sigortasının ödeyeceği toplam tutar ise 86 bin lira. Yani, bu 86 bin lira, 20 araç arasında hasar durumuna göre pay edilecek. Kazada zarar gören araçlar kaskoluysa sorun yok; kasko, araçtaki tüm zararı karşılayacak, sonra da sigorta şirketi ödediği zararı, TIR’ın trafik sigortasından talep edecek ve bu 86 bin lira arasından payını alacak. Kaskosuz araçlar ise 86 bin liradan paylarına ne düşerse onu alacak.

TIR’IN SAHİBİNE KÖTÜ HABER

Haklı olarak soracaksınız, limiti aşan tutarlar ne olacak? İşte buradan sonrası artık TIR’ın sahibi olduğu şirket ve TIR şoförü için kelimenin tam anlamıyla kabus. Çünkü, 100 bin liralık aracı kazada pert olan, trafik sigortasından hepi topu 3 bin lira alınca, zararını karşılamak için TIR’ın sahibine ve şoföre dava açacak. Aynı şekilde kazada hayatını kaybedenlerin yakınları sigorta limiti kadar vefat tazminatı alınca yine TIR’ın sahibine ve şoföre gidecek. Kaskolu araçların sigorta şirketleri de ödedikleri zararı karşılamak için dava açacak. Sigortacılar, bu kazada trafik sigortasının limitinin üzerinde 3-4 milyon liralık tazminat talebi ile TIR’ın sahibine ve şoförüne dava açılacağını söylüyorlar.

Peki, var mı bunun bir çaresi? Adı biraz itici gelebilir, ihtiyari mali mesuliyet adı altında sigorta var; trafik sigortasının limitini aşan tazminatlara karşı yaptırılıyor. Tıpkı bu kazada olduğu gibi trafik sigortasının yetersiz kaldığı durumlarda tüm zararı bu sigorta karşılıyor. Eminim, ‘pahalıdır’ diyeceksiniz. Onu da sordum; TIR’lar trafik sigortasının üzerine 750 lira ödeyerek, araçlar da 260 lira ödeyerek bu sigortayı yaptırabiliyor. Bursa’daki kazada eğer TIR’ın ihtiyari mali mesuliyet sigortası olsaydı, trafik sigortasının limitini aşan 3-4 milyon liralık tazminatı sigorta karşılayacaktı. Böylece ne TIR’ın sahibi ne de kazada zarar görenler mağdur olmayacak, mahkemelerle uğraşmayacaklardı.

<iframe src='//www.hurriyet.com.tr/video/embed/?vid=41761564&resizable=1&autostart=scroll&playsinline=true&v_utm_source=haber_detay' width='580' height='326' frameborder='0' scrolling='no' allow='autoplay; fullscreen' allowfullscreen></iframe>

Yazının Devamını Oku

Kaç çalışan kaç emekliye bakıyor?

25 Mart 2021
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), merakla beklenen 2020 yılı sigortalı sayılarına, kaç çalışanın kaç emekliyi finanse ettiğine yönelik verileri açıkladı. Önce, sigortalı sayılarından başlayayım, çünkü salgın döneminde sigortalı sayılarının düşüp, düşmediği tartışma konusuydu.

SGK’nın açıkladığı verilere göre, 2020 yılında sigortalı çalışan sayısı, bir önceki yıla göre 891 bin 722 kişi artarak, 21 milyon 64 bin 613 oldu ki, bu da sigortalı sayısında yüzde 4.4’lük artış anlamına geliyor. Statülerine göre sigortalı sayılarına bakıldığında ise durum biraz farklı. İşçi ve memur sayısında artış yaşanırken, kendi adına çalışanlarda yani Bağ-Kur’luların sayısında azalma oldu. Bu da koronavirüs salgınının esnaf ve küçük işletme sahipleri üzerindeki etkisini gösteriyor. Geçen sene, 4/a’lı olarak, işçi statüsünde çalışanların sayısı önceki yıla göre 889 bin 110 kişi artarak, 15 milyon 203 bin 423 olurken; memurların sayısı ise 39 bin 899 kişi artarak 3 milyon 140 bin 410 oldu. Bağ-Kur’lu olarak çalışanların sayısı ise 2019 yılında, 2 milyon 758 bin 67 kişi iken, bu sayı geçen sene 37 bin 287 kişi azalarak, 2 milyon 720 bin 780 kişiye düştü.

TARIMDA ÇALIŞAN AZALDI

SGK, 2020 yılında sosyal güvenlik kapsamı altında olanların sayısını da açıkladı. Buna göre; işçi, memur, Bağ-Kurlu, tarım çalışanı, stajyerler de dahil toplam aktif sigortalı sayısı 23 milyon 344 bin 547 kişi olarak gerçekleşti. Geçen yıl aktif sigortalı sayısı 1.3 milyonun üzerinde arttı. Dikkat çeken gelişme ise, tarım sektöründe çalışanlarda oldu. 2020 yılında tarımda hem tarım sigortalısı olarak hem de geçici statüde çalışanların sayısında azalma yaşandı. Tarımda zorunlu sigortalı olanların sayısı 2019 yılında 600 bin 787 kişi iken bu sayı geçen sene 53 bin 712 kişi azalarak, 547 bin 75 kişiye geriledi. Benzer şekilde tarımda süreli değil de geçici çalışanların sayısı ise 2020’de 9 bin 858 kişi azalarak, 31 bin 250 sigortalıya düştü. Böylece 2020’de tarım alanında sigortalı sayısı toplamda 63 bin 570 kişi azaldı. Bu da hem salgının hem de salgında uygulanan kısıtlamaların en çok tarım çalışanlarını etkilediğini gösteriyor.

9.1 MİLYON KİŞİYE EMEKLİ MAAŞI

2020’de, ölüm, yaşlılık, malullük, işgöremezlik aylığı alanların, yani pasif sigortalıların sayısı da 773 bin 506 kişi artarak, 13 milyon 264 bin kişiyi geçti. Geçen yıl emekli olarak, yaşlılık aylığı alanların sayısı da 165 bin 422 kişi arttı, 9 milyon 133 bin 884 kişi çıktı. Daha açık bir anlatımla 2020’de, SGK, 9.1 milyondan fazla kişiye emekli aylığı ödedi. Emekli aylığı alanların 5.9 milyonu işçi statüsünden emekli olanlardan, 1.6 milyonu Bağ-Kurlulardan, 1.5 milyondan fazla da memur emeklilerinden oluştu.

En önemli konu olan aktif/pasif oranını sona sakladım ki, sosyal sigorta sisteminde finansal sürdürülebilirlik açısından önemli bir gösterge, aktif-pasif oranıdır. Nedir, aktif/pasif oranı? Çalışanlara aktif sigortalı; emekli, dul, yetim, malul sigortalılara pasif sigortalı deniyor. Aktif-pasif oranı da kaç aktif çalışanın, kaç pasif çalışanı finanse ettiğini gösteriyor. Bir anlamda kaç çalışanın, kaç emekliyi finanse ettiğini gösteriyor.

4 ÇALIŞAN OLMASI LAZIM

SGK’nın, açıkladığı 2020 verilerine göre, aktif/pasif oranı 1.87 olmuş. Yani, geçen sene 1.87 çalışan, bir emekliyi finanse etmiş. Tabi, bu rakam, sosyal güvenlik sisteminin toplamına göre belirlenmiş. Aktif sigortalılar içinden çırak ve stajyerleri çıkarttığımız zaman -ki, bu sayı 1.7 milyonun üzerindedir- aktif/pasif oranı 1.72’lere düşüyor. Bir de sigorta statülerine göre aktif/pasif oranına bakalım. 4/a’lı olarak çalışanlarda, yani işçi statüsünde çalışanlarda 2.22 çalışan bir emekliyi finanse ederken; Bağ-Kur statüsünde olanlarda 1.3 çalışan, bir emekliyi finanse ediyor. Memur statüsünde çalışanlarda ise 1.46 çalışan bir emekliyi finanse ediyor. Bağ-Kur ve memurlarda durum daha da kötü.

Yazının Devamını Oku

Babanızdan yetim aylığı alamazsınız

24 Mart 2021
Soru: Emekli sandığından emekli olan bekar öğretmenim. Babam Bağ-Kurluydu 1994’te vefat etti, annem 2009’a kadar onun maaşını aldı. Annem öldüğünde babamın maaşını alabilir miyim? Leyla Ö.

Cevap: Emekli olduğunuz, geliriniz olduğu için ve SSK ya da Bağ-Kurlu olanların çocuklarına yetim aylığı bağlanmadığı için maaş alamazsınız. Yani ölen babanızdan maaş alamazsınız. Ancak siz SSK ya da Bağ-Kurlu olsaydınız ve babanız emekli sandığı emeklisi olsaydı maaş alabilirdiniz.

SİGORTA DEĞİŞİKLİĞİ YAPAMAZSINIZ

Soru: Yaşım 42, SGK girişim 7.2.2000. Bu tarihten itibaren 10.5 sene 4/a’dan primlerim ödendi. Şubat 2015’ten itibaren halen isteğe bağlı Bağ-Kur ödemekteyim.7000 iş gününden emekli olacağımı biliyorum.1260 gün daha ödemeliymişim. 4/a’lı olarak ödesem emekli olduğumda daha avantajlı olur muyum? Yoksa ara verip yasa çıktığında toplu para SGK’ya yatırsam daha mı avantajlı olur? Gamze A.

Cevap: Halen isteğe bağlı sigortalısınız. 4/a’lı olabilmeniz için bu statüde bir işyerinde çalışmaya başlamanız gerekiyor. Kendi isteğiniz ile işçi statüsüne geçemezsiniz. 4/a’lı olarak emekli olmak hem yaş açısından hem de emekli maaşı açısından daha avantajlı ancak bu avantaj, priminizin hangi seviyeden yattığı ile doğru orantılı. Bu konuda bir yasa düzenlemesi yok. Ayrıca SGK’ya toplu para ödeme diye de bir durum söz konusu değil.

TOPLU PRİM ÖDEYEMEZSİNİZ

Soru: Babam 1966 doğumlu, sigorta başlangıcı 1984, sigortalı gün sayısı 3439. Emeklilik için eksik gün sayısı ne kadar? Geçmişe yönelik primleri toplu ya da yapılandırma seklinde ödeyebilir miyiz? Emine E.

Cevap: Babanızın işe giriş tarihi 1999 öncesi olduğu için yaştan dolayı emekli olabilme hakkı var. Ancak bunun için 3600 prim gün sayısını doldurması ve 15 yıl çalışmış olması gerekiyor. Her ne kadar 161 gün eksik olsa da çalışma yılı mevcutta 9,5 yıl. Çalışma yılında eksik var. Geçmişe yönelik toplu prim ödeme şansınız yok. Babanızın çalışmaya devam etmesi ve çalışma yılını doldurması gerekiyor.

1.800 GÜNLE MALULEN EMEKLİ OLABİLİRSİNİZ

Yazının Devamını Oku

İşte reform kapsamında yeni özel emeklilik modelinin detayları

22 Mart 2021
Açıklanan ekonomi reformları kapsamında sigortacılık ve Bireysel Emeklilik Sisteminde (BES) önemli düzenlemeler yapılacak. Bu düzenlemelerin neler olduğunu geçen ‘28 milyon BES’lenecek’ başlıklı yazımda yazdım.

Okuyuculardan da çokça soru aldım. Kimileri, BES’in, 18 yaş altına nasıl uygulanacağını merak ediyor; kimileri, özellikle de vakıf ve sandık çalışanları, birikimlerini sisteme hangi şartlarda aktaracağını soruyor. Kimileri de, ‘18 yaş altını anladık da eğitim, sağlık, hayat sigortalarının BES’e entegre edilmesini anlamadık’ diyor. 18 yaş altı ve vakıf, sandıkların sisteme aktarım şartlarına önümüzdeki yazılarımda detaylı değineceğim.

TEK PAKETTE TOPLANIYOR

Reform kapsamında; eğitim, sağlık ve hayat sigortaları gibi tasarruf ürünleri BES’e entegre edilecek. Henüz nasıl bir düzenleme olacağı netlik kazanmış değil, üzerinde çalışılıyor, ama satır başları ile anlatayım. Aslında 18 yaş altının sisteme dahil edilmesi ile tasarruf ürünlerinin entegrasyonu birbirinden çok da ayrı değil. Sigorta sistemi içinde eğitim sigortası, sağlık sigortası, hayat sigortası zaten var. Özel sağlık sigortasını anlatmama gerek yok. Eğitim sigortası; maalesef, ağırlıklı ebeveynin vefatı sonrası çocuğun eğitim masraflarını karşılayan bir ürün. Bu ürünlerin hepsini ayrı aylı almak durumundasınız. Şöyle ki; çocuğunuzun geleceğinde tasarrufu olsun diye BES yaptıracaksınız, sağlığı için ayrı sigorta yaptıracaksınız, ‘bana bir şey olursa eğitimi aksamasın’ diye de eğitim sigortası yaptıracaksınız. Ayrı aynı ürünler olunca da bugün tüm bunları birlikte yaptıranların sayısı binlerle ancak ifade ediliyor.

BES’TE SAĞLIK, EĞİTİM OLACAK

Yeni düzenleme ile işte bu ürünler bir paket içinde toplanacak. Örnekle anlatayım. Beş yaşındaki çocuğunuz için BES yaptırdınız ve bu pakete dahil oldunuz. Öncelikle çocuğunuz için tasarrufa başladınız; paketin içinde sağlık sigortası olduğu için ömür boyu sağlık teminatını da alıyorsunuz, böylece yenilemeydi, sonradan çıkan hastalıkların kapsam dışı kalmasıydı gibi sorunlarla karşılaşmıyorsunuz. Bir de çocuğunuzun eğitim döneminde yaşanacak olası risklere karşı da koruma sağlamış oluyorsunuz; tabi bana göre mevcut eğitim sigortasının mutlaka içeriğinin değişmesi gerekiyor. Bu ne sağlayacak? Birincisi ayrı ayrı sigortalarla uğraşmayacaksınız, ikincisi paket olacağı için ayrı ayrı sigortalara ödeyeceğiniz fiyattan çok daha düşük bedele tüm bu sigortaları almış olacaksınız. BES’e bir katkı payı ödeyeceksiniz ve bu payın içinde sağlık sigortası primi de olacak, eğitim sigortası primi de. Elbette, bu iş zorunlu olmayacak, tek bir BES de olmayacak. İsteyen çocuğu için BES’e girip, sadece tasarruf edecek; isteyen sağlık, eğitimi kapsayan paketi yaptıracak.

EMEKLİYE AYLIK MAAŞ

Peki, hayat sigortası bunun neresinde? Bugün BES’ten emekliliği gelenler, birikimini ve devlet katkısını toplu para olarak alıp, sistemden çıkıyor. Oysa toplu para almak yerine aylık maaş da alınabilmesi gerekiyor. İsteyen birikimini toplu alır, isteyen aylık maaş alır. Bu da ancak hayat sigortası ürünü ile mümkün. İşte, yeni düzenleme ile oluşturulacak pakete, aylık maaş bağlanmasına imkan tanıyan hayat sigortası da entegre edilecek.

Böylece, genç yaşta BES’e girildiğinde hem tasarruf edilmiş olacak hem özel sağlık sigortalı olunacak hem de eğitim sigortalı olunacak. Devlet de bunu destekleyecek ki, zaten BES’e girene yüzde 25 destek var. Bazı okuyucular soruyor; sosyal güvenlik benzeri model mi olacak diye. Tam da öyle değil ama nasıl sosyal güvenlik sisteminde prim ödenip, devletin sunduğu sağlık hizmetinden yararlanılıyor, emeklilik süresi geldi mi de emekli aylığı alınıyor; bu da işin özel emeklilik tarafı diyebiliriz. Paket çıktıktan sonra özel emeklilik, yani BES, tam anlamıyla sosyal güvenlik sisteminin tamamlayıcısı olacak.

Yazının Devamını Oku

İşte istihdam desteklerinin ayrıntıları

18 Mart 2021
Mikro ve küçük ölçekli firmalar arasında likidite sıkıntısı çekenlere yönelik, istihdama kattıkları her bir ilave kişi için, Kredi Garanti Fonu (KGF) kefaletiyle, 100 bin liralık krediye erişim imkânı sağlanacak. En fazla 500 bin liralık ilave istihdam finansman desteği verilecek. İlave istihdam finansman desteğinden, 17 Mayıs’ta bitecek olan nakdi ücret desteği alan işyerleri de yararlanabilecek.

EKONOMİDE reform paketi açıklandı. Paket, başta istihdam olmak üzere çalışma hayatına yönelik önemli düzenlemeler içeriyor. Buna göre, geçtiğimiz haftalarda yönetmeliği de yayımlanan uzaktan çalışma uygulaması hakkında yeni düzenlemeler yapılacak ve günün şartlarına uygun şekilde uzaktan çalışma yasası revize edilecek. Ayrıca kısmi süreli çalışanların hafta tatili, yıllık izin ve kıdem tazminatına hak kazanma süreleri yapılacak yeni düzenlemeler ile netleşecek. Yine pakette, genç istihdamın artırılmasına yönelik düzenlemeler de dikkat çekiyor.

REFORM PAKETİNDE YER ALDI

Ama asıl dikkat çekici olanı, ilave istihdam sağlayan işletmelere finansman desteği verilecek olması. Konunun detayına girmeden önce bir özet yapayım. Koronavirüs salgını nedeniyle bir senedir, hem işverenler hem de çalışanlar kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin desteği ile destekleniyor. Aynı şekilde, bu süreçte işverene çalışanını ücretsiz izne çıkarma hakkı tanındı ve bununla birlikte işten çıkarma yasağı da getirildi. Her ne kadar sivil toplum örgütleri, kısa çalışma ödeneğinin uzatılmasını talep etse de Cumhurbaşkanı’nın, son yaptığı açıklamaya göre, kısa çalışma ödeneği bu ayın sonunda bitiyor. Ücretsiz izin desteği ile işverenin çalışanı işten çıkarma yasağı da 17 Mayıs tarihinde son bulacak. Özellikle çalışan kesim, desteklerin son bulmasıyla birlikte işte çıkarılmaktan endişe duyuyor.

İşte, açıklanan Ekonomi Reform paketinde bu konuda, benim de dikkatimi çeken, önemli bir düzenleme yer alıyor. İşten çıkarmalar yaşanmasın diye işletmelere ilave istihdam finansman desteği sağlanacak. Destek, sadece istihdamı artırmaya yönelik değil; salgın nedeniyle nakit sıkıntısı çeken işletmelere de bir ölçüde nefes aldıracak.

BİR KİŞİ ALANA 100 BİN LİRA!

Peki, bu destekten kimler, nasıl yararlanacak? Mikro ve küçük ölçekli firmalardan likidite sıkıntısı çekenlere yönelik, istihdama kattıkları her bir ilave kişi için; Kredi Garanti Fonu (KGF) kefaletiyle, 100 bin liralık krediye erişim imkanı sağlanacak. Mikro ve küçük ölçekli işletme denildiğinde yaklaşık 3 milyondan fazla işletmeyi kapsıyor demektir. Buna göre, ilave istihdam yaratacak olan işletmeye, KGF destekli 100 bin liralık kredi verilecek. İstihdam yaratılacak her bir kişi için bu destekten yararlanılacak.

Peki, limit var mı? En fazla 500 bin liralık ilave istihdam finansman desteği verilecek. Bu da ilave 5 kişilik istihdam anlamına geliyor. Daha açık bir anlatımla, KOBİ iseniz, mevcut istihdamınızın üzerine 5 kişiye ilave istihdam sağlarsanız; KGF destekli, 500 bin liralık kredi imkanından yararlanabileceksiniz. Yok, 5 kişi değil de, ilave 2 kişilik istihdam sağlarsanız, 200 bin liralık destek alabileceksiniz.

Yazının Devamını Oku

Yurtdışı borçlanması yapmalısınız

17 Mart 2021
Soru: 1999-2001 yıllarında Amerika’da üniversiteden mezun olduktan sonra çalıştım. Elimde belge olarak 401 K ve orada çalıştığıma dair 2000 yılında yazılmış bir belge ve 1999 yılına ait maaş bordrom bulunmakta. Amerika’da çalıştığım yılları transfer edebilmek için hangi departmanla iletişime geçebilirim? Ersa Ö.

Cevap: Yurtdışında çalışan Türk vatandaşların yurtdışında geçen hizmetlerini Türkiye’de geçmiş hizmet gibi değerlendirilmesi için borçlanabilirler. Bunu için de öncelikle yurt dışı sürelerini borçlanma talep dilekçesi dolduracaksınız ve Sosyal Güvenlik Kurumu’na başvuracaksınız.

58 YAŞINDA PRİM İADESİ ALABİLİRSİNİZ

Soru: Eşim 2015 yılında işe girdi, toplamda 550 prim günü var. 2017 de bir trafik kazası sonucu iki ayağı kırıldı. Devlet hastanesi yüzde 10’luk engelli raporu verdi. Biriken 550 gün primi alabilir miyiz? Murat T.

Cevap: Yaşı doldurmasına rağmen prim gün sayısı ve çalışma yılı nedeniyle emekli olamayıp maaş alamayanlar ödedikleri primleri toplu olarak alabilir. Ancak bu haktan yararlanabilmek için eşinizin 58 yaşını doldurması gerekiyor.

STAJ EMEKLİLİKTE HESABA KATILMAZ

Soru: İlk işe giriş tarihim 1.10.1994 (Staj amaçlı-SGK’da bu tarih gözüküyor) uzun vade de sigorta yatmaya başlayan tarih de 4.5.1998. Emeklilik için hangi tarih baz alınır? Bir de pandemi sonrası iş yeri ile yapmış olduğum anlaşma gereği haftalık çalışma sürem azalsa ve buna bağlı maaşımda düşüş olsa daha sonraki tazminat hakedişim hangi tutardan hesaplanır? Çetin K.

Cevap: Staj süreleri emeklilikten sayılmıyor. Emeklilik priminin ilk yattığı tarih yani 1998 yılından itibaren emekliliğiniz hesaplanacak. Haftalık çalışma sürenize bağlı olarak maaşınızda düşüş olursa bu kıdem tazminatını etkiler, son aldığınız brüt maaşınız üzerinden tazminat alabilirsiniz.

KISA ÇALIŞMA TAZMİNATTA SAYILMIYOR

Yazının Devamını Oku