Noyan Doğan

10 soruda yeni maaş zamları

5 Ocak 2022
Açıklanan enflasyonla birlikte hem görevdeki memurların hem de memur emeklileri ile işçi, Bağ-Kur, tarım emeklilerinin yeni yılda alacağı zamlar da belli oldu. Ancak zamlar konusunda kafalar biraz karışık. Nitekim, iki gündür okuyuculardan çokça soru alıyorum. Kimileri ‘Biz ne kadar zam alacağız’ diye soruyor, kimileri, ‘Ek zamdan biz de yararlanacak mıyız?’ diye merak ediyor. Kimileri de en düşük emekli aylığının 2.500 lira yükseltilecek olmasının detaylarını soruyor. İşte, zamlar konusunda tüm merak edilenler.

1)Memurların yeni yıl zamları ne kadar oldu?

Görevdeki memurlar ocak-temmuz ve temmuz-aralık olmak üzere senede iki kere maaşlarını zamlı alıyor. Zam oranları ise toplu sözleşmeye göre önceden belirleniyor. Üzerine, geçmiş 6 aylık enflasyondan kaynaklı bir fark oluşursa, bu fark maaş zammına yansıyor. Enflasyon farkının oranı da toplu sözleşmede yer alıyor. 2022-2023’teki mali ve sosyal hakları belirleyen 6. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri bu yılın ağustos ayında sonuçlandı. Buna göre de memurlar maaşlarını 2022’nin ilk altı ayında yüzde 5 zamlı alacaklar. 2021’in ikinci altı alında gerçekleşecek enflasyonun yüzde 3 oranını geçmesi halinde ise aradaki fark memur ve emeklilerinin zamlarına eklenecek. TÜİK, 2021’in son 6 aylık enflasyon rakamını yüzde 25.47 olarak açıkladı ve enflasyon toplu sözleşmede belirtilen yüzde 3’ü geçtiği için memurlar için yüzde 22.47’lik enflasyon farkı oluştu. Toplu sözleşmedeki yüzde 5’lik zamla birlikte enflasyon farkı da eklenince memurların 2022’nin ocak ayında alacağı zam yüzde 27.47 oldu.

2)Ek zam nedir?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabine Toplantısı sonrası memurlara toplu sözleşmedeki yüzde 5’lik zammın üzerine yüzde 2.5’luk daha ek zam yapılacağını açıkladı. Böylece sözleşmedeki yüzde 5 zammın üzerine yüzde 2.5’luk ek zam ve enflasyon farkından oluşan yüzde 22.47’lik zam eklenince memurların yeni yıl zam oranı yüzde 29.97 oldu. Memur maaşlarının asgari ücret kadarki kısmının gelir ve damga vergisinden muaf tutulması ile birlikte memurların maaşlarında fazladan 288 liralara varan artışlar olacak. Buna görev aylıklarının da eklenmesiyle memur zammı yüzde 30.5’e kadar çıkacak. 

3)Ek zamdan memur emeklileri de yararlanacak mı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ek zam açıklamasını memurlara yönelik yaptı. Memur emeklilerinin ek zamandan yararlanıp yararlanmayacağı Meclis’e sunulacak torba kanun ile netleşecek. Ek zammın sadece görevdeki memurlara yönelik olması halinde memur emeklileri toplu sözleşmeden kaynaklı yüzde 5 zammın üzerine yüzde 22.47’lik enflasyon farkının eklenmesi ile birlikte ocak ayında maaşlarını yüzde 27.47 zamlı alacaklar. Bu zammın üzerine yüzde 4 ila yüzde 5 üzerinde ek ödeme de eklenecek.

4)SSK, Bağ-Kur ve tarım emeklilerinin zammı ne olacak?

Yazının Devamını Oku

Trafik sigortasında fiyat arttı, sürücüler nasıl etkilenecek?

3 Ocak 2022
Trafik sigortasında olası kriz aşıldı. 2021’in son günü yapılan ve Resmi Gazete’de yayımlanan düzenleme ile 2022 yılında trafik sigortasında tavan fiyatlar artırıldı.

Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) tarafından yapılan düzenlemeye göre; 2022’nin şubat ayının başında trafik sigortası fiyatına bir kereye mahsus olmak üzere yüzde 20 artış yapılacak. Aynı düzenleme ile yine şubat ayından itibaren başlamak üzere sigorta şirketlerine her ay trafik primlerini yüzde 1.5 artırma hakkı da tanındı. Biraz karışık gelebilir, o nedenle daha basit anlatayım.

Malum, trafik sigortasında tavan primi illere, araç gruplarına, sürücünün hasar geçmişine göre SEDDK belirleyip, yayınlıyor. Sigorta şirketleri de bu tavan fiyatın üzerine satamıyor ama isteyen bu fiyatın altında primle poliçe kesebiliyor. SEDDK, sene başlarında, tavan fiyata her ay yapılacak fiyat artış oranını da belirliyor ve şirketler isterlerse bu oranlarda aylık primi artırabiliyor. Geçen yılın sonlarına doğru 2022 için aylık prim artışını da yüzde 1.25 olarak açıklanmıştı ki, bu da yıllık yüzde 15 artış anlamına geliyordu.

ORTALAMA PRİM 889 TL

Peki, bu yeni düzenleme sürücülere nasıl yansıyacak? Kamunun açıkladığı tavan fiyatlar üzerinden bir hesap yaptım. Otomobillerde; İstanbul’da, 4. kademe denilen ilk kez sigorta yaptıracaklar, 2022’nin şubat ayında trafik sigortasına 2.236 lira ödeyecekler. 7. kademe denilen hasarsız sürücülerin sigorta primi ise şubat ayında 1.300 lira olacak. Senede üç-beş kazaya karışan hasarlı sürücünün primi ise 5.500 liraya çıkacak.

Mesela, Ankara’da, şubat ayında, 4. kademede olan bir sürücü sigortaya 2.172 lira, 7. kademedeki sürücü 1.194 lira, hasarlı sürücü ise 5.433 lira ödeyecek. 2021 aralık ayında trafik sigortasında Hakkari, Hatay, Isparta, Kars, Kastamonu gibi illerde uygulanan en düşük fiyat olan 894 lira, şubat ayından itibaren 1.100 liraya çıkacak.

Bu bahsettiklerim kamunun belirlediği tavan fiyatlar. Belirttiğim gibi şirketler bu fiyatın üzerine çıkamıyor ama altına inebiliyor ki, genelde bu fiyatların çok altında poliçe kesiliyor. Nitekim aralık ayında ortalama trafik sigortası fiyatı -otomobiller için bahsediyorum- 721 liraydı. Şimdi bu fiyat ocak ayında 730 liraya çıkacak, şubat ayında ise 889 lira olacak.

BİR KERELİK YÜZDE 20 ARTIŞ

Ancak 2021’de kurdaki hareketliliğin yedek parça maliyetlerine yansıması ve enflasyondaki artış nedeniyle sigortacıların hasar maliyetleri yüzde 60’ların üzerine çıkınca; alınan primler hasarları karşılamaya yetmedi ve şirketler, trafik sigortasında 900 milyon liraya yakın zarar açıkladı. 2022’de ise yedek parça, asgari ücret ve enflasyonun trafik sigortasında hasar maliyetlerini minimumda yüzde 59 artıracak olması nedeniyle sigortacılar yeni senede aylık yüzde 1.25’lik prim artışının yetmeyeceğini öne sürerek, fiyatlarda revizyon yapılmasını talep etmişti.

Yazının Devamını Oku

Trafik sigortasında kriz kapıda

31 Aralık 2021
Sigortacıların trafik sigortasında yedek parçaya ödedikleri bedeller yüzde 63, hasar maliyeti ise yüzde 30 artınca, alınan primler tazminatları karşılamaya yetmedi. Sadece 9 ayda şirketler 900 milyon TL zarar açıkladı. 2022’de maliyetlerdeki yüzde 60 artışa paralel primlerin yüzde 15 artacak olması sigortacıları tedirgin ediyor.

Başlığı görünce ve yazacaklarımı okuyunca eminim birileri, ‘yine mi trafik sigortası’ diyecektir. Maalesef yine trafik sigortası, çünkü konu 25 milyon sürücüyü yakından ilgilendiriyor. Felaket habercisi olmak istemem ama eğer bir şeyler yapılmazsa, yeni senenin başından itibaren trafik sigortasını toplumca konuşacağız.

Geçen, ‘Yeni senede trafik sigortasında fiyat artacak’ başlıklı yazımda konuya değindim. Okuyuculardan da, ‘ne yani fiyat artışını destekliyor musun?’ şeklinde çokça eleştiri aldım. Yazımda da söyledim, kimsenin avukatlığına soyunacak değilim ve ben de tüketiciyim. Elbette fiyat artsın istemem ama görünen o ki, durumu net anlatamamışım. Biraz daha detaylandırayım. Trafik sigortasında fiyat artışını kaçınılmaz hale getiren hususları başlıklar halinde alttaki tabloda paylaştım. Bence bu noktadan sonra fiyat artışından çok, tüketicileri üzmeyecek artışı tartışmamız gerekiyor.

Durum özetle şöyle. Sigorta şirketleri, bu yılın 9 aylık döneminde trafik sigortasında 897 milyon TL zarar açıkladı. Yine bu dönemde topladıkları her 100 liralık prim karşılığında 103 lira hasar ödedi. Yani şirketler aldıkları primin üzerinde, kendi ceplerinden hasarları ödemişler. Sene sonunda ise zararın 1 milyar liranın üzerine çıkacağı ve her 100 liralık prime 110 lira hasar ödeneceği tahmin ediliyor.

SORUN İTHAL YEDEK PARÇA

Zararın da birkaç nedeni var. Birincisi, kurdaki dalgalanmalar nedeniyle hasar onarımında kullanılan yedek parça fiyatlarındaki artış. Neden? Çünkü yedek parçanın tamamı neredeyse ithal ediliyor. Mesela, araştırma yapılmış, otomobillerde en büyük paya sahip 18 araç markasının onarımında kullanılan yedek parçalar için sigorta şirketlerinin ödediği tazminat yüzde 63 artmış. Trafik sigortasında zararın ikinci nedeni, pandemi nedeniyle tüketicilerin toplu taşıma yerine kendi araçlarını kullanması ve bundan dolayı kazalarda yaşanan artış ki, pandemi öncesi döneme kıyasla kazalarda iki katı artış yaşanıyor. Bunlar alta alta konduğunda sigortacıların hasar maliyetleri yüzde 30 oranında artmış ve kurdaki dalgalanma 11 milyar liraya yakın ilave maliyet getirmiş.

Peki, 2021’de, trafik sigortasında fiyat ne olmuş? Malum hem primi hem de her yıl primlerde yapılacak artış oranını Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) belirliyor. SEDDK, 2021 yılında şirketlere aylık yüzde 1, yıllık da yüzde 12 fiyat artış hakkı tanıdı. Buna karşın sigorta şirketleri ister rekabetten deyin ister pandemi döneminde tüketiciye destek deyin; bu yılın 11 aylık döneminde primleri sadece yüzde 4 oranında artırmışlar ki, bugün için ortalama prim, trafik sigortasında 721 lira. Özetle, yedek parça maliyetleri yüzde 63, hasar maliyeti yüzde 30 artarken, sigorta şirketlerine yüzde 12 oranında fiyat artışı hakkı tanınmasına karşın şirketler primlerini sadece yüzde 4 artırmış.

PRİM HASARA YETMEYECEK

Yazının Devamını Oku

EYT çıksa da yararlanamazsınız

30 Aralık 2021
Soru: 1975 doğumluyum. 1992 sigorta girişim ve 4200 primim var. EYT çıkarsa diye çocuk borçlanması yaptım. EYT çıkarsa faydalanabilir miyim? Normalde 49 yaş, 5600 emekli olacaktım. EYT öne çeker mi? Emine K.

Cevap: Sigorta başlangıcı 1999 öncesi olanlar emeklilikte yaşa takılıyorlar. Sizin durumunuzda 20 yıl çalışıp, 5600 prim gün ile 49 yaşında emekli olabiliyorsunuz. Ancak hem çalışma yılınız hem de prim gün sayınız eksik. Bu durumda EYT çıksa dahi bu haktan yararlanamazsınız.

ÖLEN OĞLUNUZDAN MAAŞ ALIRSINIZ

Soru: Bekâr olan oğlum 2011’de iş kazası sonucu hayatını kaybetti. Annesi olarak ne kadar maaş alırım? Elfezya D.

Cevap: Çalışma yılı, prim gün sayısı açısından gerekli şartları taşıyorsa ölen sigortalının anne ve babasına maaş bağlanır. Sizin gelirinizin asgari ücretin net tutarından az olması ve başka gelirinizin olmaması halinde emekli aylığından yararlanabilirsiniz. Eğer 65 yaşın üstünde iseniz bu şartları taşımanız halinde ölüm aylığı bağlanıyor. Ne kadar maaş alacağınız konusunu ise Sosyal Güvenlik Kurumu hesaplayabilir.

YENİ SENEDE KIDEMİNİZ ARTACAK

Soru: 8.1.2022’de bütün şartları sağlayarak emeklilik başvurumu yapacağım. Kıdem tazminatım için Ocak 2022 asgari ücret bürüt hesaplaması yaptırabilmem için işyerimden çıkışımı 6-7 Ocak uygun mudur? Kıdem tazminatım yeni asgari ücretten mi hesaplanır? Mustafa Ö.

Cevap: 1 Ocak 2022 itibarıyla yeni asgari ücret uygulamaya giriyor ve yeni asgari ücretle birlikte kıdem tazminatının tavanı da artıyor. Yeni senede tavan 12.976 lira olacak. Ancak bu rakam tavan tutar, kıdem tazminatını belirleyen aynı zamanda sizin yeni senede alacağınız brüt ücret. Eğer 2022’nin başında brüt ücretiniz artarsa kıdeminiz de artar.

ÜCRET YATIRARAK EMEKLİ OLUNMAZ

Yazının Devamını Oku

Asgari ücret konusunda tüm merak edilenler

29 Aralık 2021
Asgari ücret açıklandığından bu yana okuyuculardan çokça soru alıyorum.

Kafalar karışık; özellikle de Asgari Geçim İndirimi (AGİ) konusunda. Kimi okuyucular, asgari ücretteki artışı merak ediyor, kimileri ‘asgari geçim indirimi alamayacak mıyız?’ diye soruyor, kimileri AGİ’den kimlerin yararlanıp yararlanamayacağını merak ediyor. Kimileri de AGİ nedeniyle ücretlerinde düşüş olup olmayacağını soruyor. Hepsine tek tek değineyim. Öncelikle şunu belirteyim, asgari ücretin neti, brütü açıklandı ancak AGİ konusu ile ilgili düzenleme geçen cumartesi günü Resmi Gazete’de yayımlandı ve böylece AGİ’de durum netleşti. Yapılan değişiklik ile; çalışanlara ödenen ücretlerin, ilgili ayda geçerli olan brüt asgari ücretten işçi sosyal güvenlik kurumu primi ve işsizlik sigorta primi düşüldükten sonra kalan kısmı gelir vergisinden istisna edilerek, ücret gelirinin asgari ücrete isabet eden kısmı üzerinden gelir vergisi alınmaması sağlanıyor. Peki, yeni senede neler değişti, kimler AGİ alacak madde madde anlatayım.

GÜNLÜK ÜCRET 141.78 LİRA

* 2021 yılı için uygulanan asgari ücretin brütü 3.577.50 lira, neti ise 2.825.90 lira. Asgari ücretin işverene maliyeti ise 4.203.56 lira. Çalışandan yüzde 14 sosyal güvenlik primi, yüzde 1 işsizlik sigortası primi, yüzde 15 gelir vergisi ve yüzde 0.79 da damga vergisi kesiliyor. Tüm bu kesintiler sonunda da çalışanın eline net 2.825.90 lira geçiyor.

* 2022 yıl başından itibaren asgari ücret brüt 5.004 lira, net de 4.253.40 lira olacak. Buna göre yeni senede asgari ücretin neti yüzde 50.5, brütü ise yüzde 40 artırıldı. Asgari ücretin işverene maliyeti ise yeni senede 5.879.70 lira olacak. Yeni senede günlük asgari ücretin brütü 166.80, neti ise141.78 lira olacak.

* 2022 yılında uygulanacak asgari ücretten bugüne kadar uygulanan yüzde 15’lik gelir vergisi ve yüzde 0.79’luk damga vergisi artık kesilmeyecek. Tabi bu kesintilerin olmaması asgari ücretteki yüzde 50.5’lik artışta önemli rol oynadı. Sosyal güvenlik primi ve işsizlik sigortası primi kesintisi ise yeni senede de devam edecek.

ARTIK AGİ YOK

* Gelelim AGİ konusuna. Aslında asgari geçim indirimi, çalışanların ücret gelirleri üzerinden hesaplanan gelir vergisinin bir kısmının yine çalışana iadesi anlamına geliyor. En basit anlamıyla buna vergi iadesi de diyebiliriz. Bu kapsamda da çalışanın evli olup olmadığına, çocuk sayısına göre AGİ ödeniyor. Hal böyle olunca da bekar bir çalışanın aldığı ücretle, evli ve bir çocuğu ya da iki çocuğu olan bir çalışanın aldığı ücret farklıydı ve yüksekti. 2022 yılında artık asgari ücret vergi dışında tutulduğundan, ücretler üzerinden herhangi bir vergi alınmayacağından; asgari ücretli çalışana AGİ de ödenmeyecek. Bu da şu anlama geliyor; asgari ücretli bir çalışanın evli olup olmaması, çocuk sayısı önemli değil, gelecek yıl tüm asgari ücretli çalışanların hepsi standart 4.253.40 lira ücret alacak.

* Asgari ücretin üzerinde maaş alanlarda AGİ devam edecek mi? Hayır, etmeyecek; AGİ yeni yıldan itibaren tüm çalışanlar için kaldırıldı. Yani, yeni senede, asgari ücretin üzerinde gelir alanlar için de artık AGİ uygulanmayacak. Yeni uygulamada tüm çalışanların asgari ücrete kadar olan kazançları vergi dışı bırakıldı. Buna göre çalışanlardan asgari ücret brüt tutarından sigorta primleri düşülecek, kalan tutara vergi matrahı ve damga vergisi matrahı kadar istisna getirilecek. Örneğin, 10 bin lira maaş alan bir çalışanın, asgari ücrete kadar olan geliri vergiden muaf olacağı için 636 liralık bir gelir vergisi muafiyeti söz konusu olacak.

Yazının Devamını Oku

Yeni senede trafik sigortasında fiyat artacak

27 Aralık 2021
Trafik sigortasında fiyat tartışması başladı. Sigortacıları dinliyorsunuz, maliyetlerin çok arttığını, devletin belirlediği fiyat artış oranının yetersiz kaldığını ve prim artışının kaçınılmaz hale geldiğini savunuyor.

Tüketiciyi dinliyorsunuz, ‘döviz düşüyor bu ortamda fiyat artışı mı olurmuş?’ diyor ki, haklı. Sigortayı satan 15 milyona yakın acente ise fiyat düşük kaldığından yeterli oranda komisyon alamadıklarından, artık işlerini yürütemediklerinden yakınıyor. Diğer taraftan bakıyorsunuz sivil toplum örgütleri de gündemine trafik sigortasını almış, prim artışına karşı çıkıyor. Son açıklama Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Başkanı Bendevi Palandöken’den geldi. Palandöken, trafik sigortasında her şirkette farklı fiyat olduğundan, kura göre fiyatların değiştiğinden yakınarak, fiyatların sabitlenmesini, yeni senede de zam yapılmamasını istedi.

Peki, yeni yılda yaklaşık 25 milyon sürücüyü etkilen trafik sigortasında fiyat artışı olacak mı, olacaksa da ne kadar olacak? Şunu belirteyim, ben de tüketiciyim, kimsenin de avukatlığına soyunacak değilim ama analizi iyi yapmak gerekiyor ki, sonradan başımıza geldiğinde, neden böyle olduğu diye şaşırmayalım. Önce, sigortada fiyatı kimin belirlediğine kısaca değineyim, çünkü belli ki, bu konu sivil toplum örgütleri tarafından bile halen anlaşılmamış.

TAVAN PRİME DAYANDILAR

Trafik sigortasında primi illere, araç gruplarına, sürücünün hasar geçmişine göre Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) belirliyor. Yani, devlet bir tavan fiyat açıklıyor, sigorta şirketleri de bu fiyatın üzerine satamıyor, ama isteyen bu fiyatın altında primle poliçe kesebiliyor. SEDDK, tavan fiyata her ay yapılacak fiyat artış oranını da belirliyor ve şirketler isterlerse bu oranlarda her ay primi artırabiliyor. Buna göre de 2021 yılında şirketlere aylık yüzde 1, yıllık da yüzde 12 fiyat artış hakkı tanındı. 2022 yılında ise şirketler fiyatlarını aylık yüzde 1.25, yıllık da yüzde 15 artırabilecekler. İşte sigortacılar bu artış oranlarını yetersiz buluyor ve 2022’de daha fazla oranda artış yapılmasını istiyor.

TESK Başkanı Palandöken’in bahsetti, her şirkette farklı fiyat uygulaması da bu yüzden ve tüketici lehine bir uygulama. Şöyle ki; mesela SEDDK, 2021’de, İstanbul’da, hasarsız bir sürücü için tavan fiyatı 850 lira belirlemiş olmasına karşın, pazardaki rekabetten dolayı kimi şirket 500 liraya, kimi 600 liraya satıyor. Gerçi şimdilerde, maliyet artışlarından dolayı tüm şirketler tavan fiyat olan 850 liraya dayanmış durumda. Aslında Palandöken’in söylediği bir anlamda gerçekleşmiş oldu. İyi mi, kötü mü oldu; tartışılır.

MALİYET YÜZDE 50 ARTTI

Trafik sigortasında maliyeti belirleyen bir-iki faktör var; onlardan da kısaca bahsedeyim. Birincisi, hasar onarımında kullanılan yedek parça ve yedek parçaların neredeyse tamamına yakını ithal ediliyor. Kurdaki artıştan dolayı yedek parçada fiyatlar sene başından düne kadar yüzde 50 arttı; son günlerde dövizin geri gelmesinden dolayı artış yüzde 30’lara çekildi. Gerçi şirketler parça maliyetindeki artışı eşdeğer parça kullanımı ile bir ölçüde tolere edebiliyorlardı ama yeni düzenleme ile 2022’de artık tüm onarımlarda orijinal yedek parça kullanımı zorunlu hale geldiği için şirketlerin bu konuda pek alanları kalmadı. Maliyeti belirleyen ikinci faktör ise asgari ücret. Asgari ücret hem onarımdaki işçilik maliyetini etkiliyor hem de trafik sigortasından ödenen vefat ve sakatlık tazminatlarının tamamı asgari ücrete göre belirleniyor ve asgari ücretteki artışlar birebir trafik sigortasının maliyetine yansıyor. 2022 yılında asgari ücret yüzde 50 artırıldığı için gelecek yıl trafik sigortasının asgari ücretten kaynaklı maliyeti de yüzde 50 artacak.

YENİ KAOS ÇIKAR MI?

Yazının Devamını Oku

BES’in devlet katkısından başka getirisi var mı?

24 Aralık 2021
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, açıkladığı ekonomide önlemler paketi içinde yer alan bireysel emeklilik sistemi ile ilgili detayları geçen, ‘Her 100 liraya devletten artık 30 lira’ başlıklı yazımda detaylı yazdım. Buna göre Bireysel Emeklilik Sisteminin (BES) cazibesini artırmak için devlet katkısı oranı yüzde 5 daha artırılarak yüzde 25’ten, 30’a çıkartılıyor. Yazım sonrası okuyuculardan çokça soru ve yorum aldım. Kimileri devlet katkısının artırılmasını doğru bulurken, kimileri ise ‘BES’in devlet katkısından başka ne getirisi var ki?’ diye eleştiride bulunuyor.

Katılıyorum, yüzde 25 devlet katkısı olmasaydı bugün 13.2 milyon katılımcıya ve 250 milyar liralık fon büyüklüğüne ulaşılamazdı ama BES’i sadece devlet katkısından ibaret saymak da doğru bir yaklaşım olmaz. Sistemin ana amacı, kişilerin küçük tasarruflarını, kendi seçtikleri emeklilik yatırım fonlarında değerlendirerek, büyük birikimlere ulaşmak. Devlet katkısı ise sistemin destekçisi, bunu bir anlamda bonus olarak da görebiliriz.

ENFLASYONUN ÇOK ÜZERİNDE

BES’in sadece devlet katkısından oluşmadığını, asıl amacına hizmet edip etmediğini, kafanızı çok da rakamlarla karıştırmadan anlatayım. Sadece 2021 yılının başından bu yana BES’in ortalama getirisi yüzde 57 olmuş. Bu getiri tüm emeklilik fonlarının ortalama getirisi. Faizli fonların getirisi yüzde 49 olurken, faizsiz fonların getirisi ise yüzde 112’nin üzerine çıkmış. Aynı dönemde enflasyon, yani TÜFE, yüzde 19.82 olarak gerçekleşmiş. Buna göre, birikimlerini BES’te değerlendirenler faizli fonları seçmişse enflasyonun 29 puan üzerinde, faizsiz fonları seçmişlerse de neredeyse enflasyonun 92 puan üzerinde getiri elde etmişler. Mevduatta değerlenseydi ne olurdu, döviz alınsaydı, altına yatırılsaydı ne olurdu gibi mukayeselere hiç girmeyeceğim.

ALTINDA REKOR KIRILDI

Buraya kadar bahsettiğim tüm emeklilik fonlarının toplamının ortalama getirisi ki, buna BES’in ortalama getirisi deniyor. Birikimlerin değerlendirildiği emeklilik fonlarına baktığımızda ise ortaya daha farklı tablo çıkıyor. Mesela değişen piyasa koşullarına göre fon tercihlerini değiştirenlerin durumuna bakalım. Altın fonunun tercih edenlerin getirisi yüzde 111 olmuş; neredeyse enflasyonun 90 puan üzerinde getiri sağlanmış. Tasarruflarını döviz ağırlıklı ‘kamu dış borçlanma fonları’nda değerlendirenlerin ise sene başından bu yana birikimleri yüzde 109 artmış; neredeyse enflasyonun 89 puan üzerinde getiri sağlanmış. Mesela hisse ağırlıklı fonları tercih eden BES katılımcılarının birikimleri aynı dönemde yüzde 50’ye yakın artmış ki, bu da enflasyonun 30 puan üzerinde getiri anlamına geliyor.

BÖYLE GETİRİ NEREDE VAR?

Tüm bu getirilerin içinde daha devlet katkısı yok; bunların üzerine bir de yüzde 25’lik devlet katkısını ekleyin. Bunu en basit haliyle şöyle anlatayım. BES’in sene başından bu yana ortalama getirisi neydi; yüzde 57. Koyun bunun üzerine yüzde 25 devlet katkısını; kabaca yüzde 82 getiri anlamına geliyor. Bu hesabı bir de fonlara göre yapalım. Diyelim ki, sene başında BES’e 2.000 lira yatırdınız ve birikiminizin değerlenmesi için de altın fonunu seçtiniz. 2.000 liranız karşılığında devletten de 500 lira katkı aldınız. Altın fonunu seçtiğiniz için (sene başından bu yana altın fonunun getirisi yüzde 111) yatırdığınız 2.000 lira bugün 4.220 lira oldu. Üzerine bir de 500 liralık devlet katkısını koyduğunuzda BES’teki birikiminiz 4.720 lira oldu. Yapın hesabı; devlet katkısı ve emeklilik fonunun getirisi ile birlikte sene başından bu yana sağladığınız getiri neredeyse yüzde 236 olmuş. Şimdi devlet katkısı yüzde 30 çıkartılıyor, bu da demektir ki, bu hesabın üzerine 5 daha koyacaksınız. Soruyorum, böyle bir getiri, böyle bir devlet katkısı olabilir mi, bundan daha yüksek getiri nerede var?

Birileri diyecektir ki, ‘ben de o getiri yok’. O zaman birikimlerinizi değerlendirdiğiniz fon seçiminizde bir sorun var demektir. Fonlarınızı değiştirin, kendiniz değiştiremiyorsanız da emeklilik şirketinizden yardım alın. Diyeceğim o ki, BES’in devlet katkısından başka getirisi var, hem de ciddi getirisi var.

Yazının Devamını Oku

Ucuz borçlanma için son günler

23 Aralık 2021
Peşin peşin söyleyeyim, prim borçlanması yapacaksanız tam zamanı. 2022’de asgari ücretteki artış düşünüldüğünde sene sonuna kadar ucuz borçlanma imkânından yararlanmanızı öneririm. Tüm çalışanlar, çalışamadıkları döneme ait sosyal güvenlik primlerini, sonradan borçlanarak ödeyebiliyor ki, buna hizmet borçlanması deniyor ve çalışanlara bu hak tanınıyor. Hizmet borçlanması yapılarak, emeklilikte ödenmesi gereken prim gün sayısını öne çekmek ve bu sayede de erken emekli olmak mümkün.

Çalışan kadınlar doğum borçlanması ve erkekler de askerlik borçlanması yapabilir. Borçlanma sadece bu kadarla da sınırlı değil. Yurtdışında çalışanlar, çalıştıkları süreleri de borçlanabildiği gibi; sigortalı olmaksızın doktora öğrenimi veya tıpta uzmanlık için yurt içinde veya yurt dışında geçirilen öğrenim süreleri, sigortalı olmaksızın avukatlık stajını yapanların normal staj süreleri, hekimlerin fahrî asistanlıkta geçen süreler, kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan sigortalıların kısmi süreli çalıştıkları aylara ait eksik süreler borçlanılabiliyor. Borçlanmada dikkat edilecek birkaç husus var. Birincisi, borçlanmak için prim eksiğinizin bulunması gerekiyor. İkincisi, kimileri, emekli aylığını artırmak için borçlanıyor ancak bu tüm çalışanların emekli aylığı artacak anlamına gelmiyor.

ASKERLİK, DOĞUM BORÇLANMASI

Peki, sene sonuna kadar ucuz borçlanmadan yararlanın demekle neyi kastediyorum? En yaygın borçlanma, doğum ve askerlik borçlanması olduğu için bu iki borçlanma üzerinden anlatacağım. Hem doğum hem de askerlik borçlanması, asgari ücrete göre belirleniyor ve her yıl asgari ücretteki değişikliğe göre borçlanma miktarı da artıyor. Borçlanma karşılığında ödenecek en düşük tutar; asgari ücretin yüzde 32’si, en yüksek tutar da asgari ücretin yüzde 32’sinin 7.5 katı. Çalışanlar bu rakamlar arasında kendi belirledikleri tutar üzerinden borçlanabilir. 2021 yılı asgari ücret brüt 3 bin 577 lira olduğundan; buna göre askerlik ve doğum borçlanması için günlük borçlanılacak en düşük tutar da 38.15 lira, aylık borçlanılacak en düşük tutar da 1.144.64 lira. Günlük borçlanılacak en yüksek tutar da 286.16 lira, aylık 8.584 lira. Buna göre doğum borçlanması yapacak kadınlar ile askerlik borçlanması yapacak erkek çalışanlar aylık 1.144,64 lira ile 8.584,8 lira arasında bir tutar ödeyerek, borçlanabilecekler.

ASGARİ ÜCRET ARTIŞI

Peki, borçlanmayı yeni seneye erteleyecek olursanız ne ödeyeceksiniz? 2022’de asgari ücret yüzde 50 artırılarak net 4.253 lira, brüt de 5.004 lira olacak. Gerçi asgari ücretin brütü yüzde 50 değil yüzde 40 arttı. Buna göre, borçlanmanızı yeni seneye bırakırsanız, en düşük borçlanma için ödeyeceğiniz tutar günlük 53 lira, aylık da 1.601 lira olacak. Yok, daha yüksek emekli aylığı almak istiyorum bunun için de tavandan borçlanma yapacağım derseniz; aylık borçlanma için ödeyeceğiniz rakam yeni senede 12 bin lira olacak. Doğum borçlanması üzerinden bir örnek vereyim. Doğum borçlanması yaparak erken emekli olmak isteyen kadın çalışanlar eğer sene sonuna kadar borçlanırlarsa; bir çocuk için 720 gün üzerinden en düşük 27.468 lira, iki çocuk için 1.440 gün üzerinden 54.936 lira, üç çocuk için 2.160 gün üzerinde 82.404 lira ödeyerek borçlanabilecekler. 2022 yılında borçlanma yapacak olurlarsa; en düşük bir çocuk için 38.160, iki çocuk için 75.320, üç çocuk için 114.480 lira ödeyerek borçlanacaklar. 

Askerlik borçlanması yapacak olan erkek çalışanlar ise bu sene sonuna kadar borçlanacak olurlarsa; 6 ay için 180 gün üzerinden en düşük ödeyecekleri tutar günlük 38,15 liradan 6.867 lira, 12 ay için 360 gün üzerinde en düşük ödeyeceğiniz tutar 13.734 lira ve 18 ay için 540 gün üzerinde en düşük 20.601 lira ödeyecekler. Borçlanma 2022’ye ertelenecek olursa 180 gün için 9.540 lira, 360 gün üzerinden 18.080 lira, 540 gün üzerinden 28.620 lira ödenecek.

 

Yazının Devamını Oku