Ukrayna’da bir çıkış var mı

Peki şubat ayı sonunda iki yılını geride bırakan savaşta bir çıkış ihtimali var mı? Bugün size Ukrayna savaşının seyriyle ilgili ipuçları veren bazı gelişmeleri aktaracağım.

PUTİN’İN AÇIKLAMALARI

MALÛM geçen hafta sonu Rusya’da devlet başkanlığı seçimleri vardı. Rusya lideri Vladimir Putin’in yüzde 87,28 gibi rekor bir oranla beşinci kez seçildiği açıklandı.

Düşük profilli üç adaya karşı yarışan Putin’in seçimden galip çıkması elbette kimseye sürpriz olmadı. Seçim sonucundan çok Putin’in zafer konuşmasındaki sözleri dikkat çekiciydi. Ukrayna ile barış görüşmelerinden yana olduğunu belirtirken ancak Ukrayna’nın cephanesi bittiği için masaya oturmayacaklarını söylüyordu.

TRUMP GÖLGESİ VURDU

PUTİN’in bu sözleri ne anlama geliyor? ABD, kasım ayındaki başkanlık seçimlerine geri sayarken Ukrayna’ya yapılacak 60 milyar dolarlık yardım bilindiği gibi ABD Kongresi’nin onayına takıldı. Eski Başkan Donald Trump’ın Cumhuriyetçileri, Amerikan parasının yanlış yerlere harcandığı iddiasıyla tasarıya onay vermiyor. Önceki gün Kiev’e giden ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan da tasarının ne zaman geçeceğini bilemediğini söylüyordu.

Şimdi ABD basınında derler ki, ‘Trump gelmeden, gölgesi Ukrayna’ya vuruyor’. Beyaz Saray’a dönme ihtimali yüksek olan Trump, bir günde Ukrayna krizini çözebileceğini söylese de ayrıntı vermediği gibi Ukrayna’ya silah desteğini de frenliyor.

AVRUPA NE YAPIYOR

ARALIK ayından beri Ukrayna’ya doğru dürüst silah yardımı yapamayan Biden yönetimi geçen hafta Kiev’e 300 milyon dolarlık mühimmat yollamak için ek bir kaynak bulduğunu açıklamıştı. Bu mühimmatın Ukrayna’ya birkaç haftalık rahatlama sağlaması beklense de Kiev daha fazla silah ihtiyacı olduğunu söylüyor.

Ukrayna savaşı, gerçekte ABD’den çok Avrupa’yı daha çok tehdit eden bir kriz. İşte Amerika’nın silah desteğinin azaldığı bir ortamda da Avrupa Birliği, bu açığı kapatmanın yollarını arıyor.

BOKSÖR MACRON

SAVAŞ, aslında bir barış projesi olarak kurulan Avrupa Birliği’ni de test ediyor. Birlik bölünmüş durumda. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’ya asker yollama ihtimalini gözardı etmemesi gerektiğini savunuyor. Olmadı boks eldiveni giyip boks çuvalının önünde pazu gösteriyor.

Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, başkomutan edasıyla Avrupa’nın savaş sanayisine turbo motor takılmasını öneriyor.

Bu çıkışlarda haziran ayında yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerinin de etkisi var elbette. ‘Avrupa’nın yeni demir lady’si von der Leyen, AB Komisyonu Başkanlığı’na yeniden aday. Macron ise düşmana subliminal mesaj verme derdinde. AB’nin motor ülkesi Almanya’nın Başbakanı Olaf Scholz daha temkinli. ‘Savaşın içine çekiliriz’ endişesiyle Ukrayna’ya Taurus füze sistemi vermeyi reddettiği için de büyük baskı altında.

ŞİMDİ NE OLACAK

DÜN başlayan AB zirvesi öncesinde Scholz, Ukrayna’ya silah desteğinin süreceğini söylerken Rusya’nın sanıldığı kadar güçlü olmadığını ve Ukrayna’da dikte edilmiş bir barışın kabul edilmeyeceğini vurguluyordu.

AB zirvesinde ele alınan konulardan biri ise Rusya’nın Avrupa’da dondurulmuş yaklaşık 200 milyar Euro’luk malvarlığının faizinin Ukrayna’ya aktarılması oldu. Rusya ise bu plana ‘eşkiyalık, hırsızlık’ diye tepki gösteriyor.

MASAYA DÖNME İHTİMALİ

UKRAYNA konusunda Batı tamamen Kiev’e daha fazla nasıl silah verilebilir noktasına odaklanmış durumda. Çünkü olası Ukrayna yenilgisinin diğer Avrupa ülkeleri için Rus tehdidini arttıracağı görüşü hakim.

Bir yandan da savaş, Avrupa savunma sanayinin çarklarını da döndürüyor.

Türkiye dışında ateşkes, barış diyen neredeyse yok gibi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Putin ile seçim galibiyetinden ötürü tebrik etmek için yaptığı telefon görüşmesinde Türkiye’nin müzakere masasına dönülmesi için her türlü kolaylaştırıcı rolü oynamaya hazır olduğunu tekrarlamıştı.

Bugünkü gidaşatta savaş uzayacağa benzerken Ukrayna’nın silah temini dışında barışa zemin hazırlayacak yaratıcı, uzlaştırıcı formüllere de ihtiyacı var.