Nilgün Tekfidan Gümüş

10 maddede Libya’da neler oluyor?

12 Mart 2021
1) Birleşmiş Milletler’in öncülüğünde yürütülen arabuluculuk sonrasında Libya’da yeni bir sayfa açılıyor. Libya lideri Muammer Kaddafi’nin 2011’de devrilmesi ve 2014’te ülkenin siyaseten ikiye bölünmesi sonrasında ilk kez uzlaşmaya yönelik somut bir adım atıldı.

2) BM’nin girişimiyle oluşturulan Libya Siyasi Diyalog Forumu, şubat ayında Cenevre’de yaptığı toplantıda milyarder iş adamı Abdulhamid Dibeybe’yi başbakan, eski Büyükelçi Muhammed Menfi’yi ise Başkanlık Konseyi Başkanlığı’na seçmişti.

3) İşte Trablus ve Tomruk diye iki kanada bölünmüş Temsilciler Meclisi yıllar sonra ilk kez hafta başı Sirte’de toplanarak önceki günkü oturumda Dibeybe’nin 26 bakandan oluşan kabinesini onayladı. Geçiş hükümetinin en önemli görevi ülkeyi 24 Aralık’ta yapılması öngörülen seçimlere hazırlamak.

4) Şubat ayındaki seçimlerde Dibeybe’nin favori adayları geçip seçilmesi sürpriz olmuştu. Misratalı bir aileden olan Dibeybe, Kanada’da mühendislik eğitimi almış, Muammer Kaddafi döneminde toplu konut projeleri de geliştiren devlete ait Libya Yatırım ve Kalkınma Şirketi’nin başındaydı.

BİRLİK SAĞLANABİLECEK Mİ?

5) Güçlü isimleri bertaraf ederek zorlu bir göreve soyunan Abdulhamid Dibeybe ve Menfi’nin ülkeyi düzlüğe çıkarabilecek sağlam bir siyasi desteği olmadığı eleştirilerin başında geliyor. Ayrıca, şubat ayında Diyalog Forumu’nda birkaç oy fazlayla seçilen Dibeybe’nin yakınlarının oy satın aldığı iddiaları da söz konusu. 

6) Petrol zengini Libya hali hazırda ordusundan, coğrafi yapısına, hükümet kurumlarından kaynaklarına kadar bölünmüş bir ülke. Bu nedenle Başbakan Dibeybe’nin devlet kurumlarını birleştirme, toplumsal barışı sağlamada ne kadar etkili olacağı, terör tehdidiyle, muhalifleriyle nasıl baş edebileceği merak ediliyor. 

7) BM’nin meşru saydığı, Türkiye’nin destek verdiği Ulusal Mutabakat Hükümeti Başbakanı Fayiz es Serrac yetkiyi Dibeybe’nin Ulusal Birlik Hükümeti’ne devredecek. Keza gayri meşru silahlı güçlerin destekçisi Halife Hafter ve destek verdiği Tobruk’ta konuşlu Temsilciler Meclisi de hükümetin kontrolü altına girecek. Ülkedeki yeni meşru siyasi yapı bir aksilik olmazsa Dibeybe hükümeti olacak.

PARALI ASKERLER NE OLACAK?

Yazının Devamını Oku

Gözler Türkiye’de

5 Mart 2021
Türkiye, eskiden beri uluslararası siyasette konumuyla, nüfusuyla, politikalarıyla dikkat çeken bir ülke.

Son aylarda Doğu Akdeniz gerilimi, Libya krizi ve Azerbaycan’ın Karabağ’da aldığı zaferle sık sık dış gündemde öne çıktı. Şimdi ise Türkiye’nin tansiyonu düşürme ve insan haklarını genişletmeye yönelik adımları ilgi çekiyor.

Bu girişimler nispeten olumlu karşılık bulsa da yorumlardan bu adımların temkinli bir mesafeden izlendiği de anlaşılıyor.

AB İZLEMEDE

MALÛM, Türkiye’nin Oruç Reis sismik araştırma gemisini Doğu Akdeniz’de araştırma yapmaya yollaması nedeniyle Kardak krizinden (1996) bu yana Yunanistan ile tansiyon en yüksek seviyeye yükselmişti.

Hatta Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi’nin ısrarıyla AB, Türkiye’ye karşı yaptırım kartını bile masaya getirmişti.

Ege ve Akdeniz’de kıta sahanlığının belirlenmesi konusunda haklı talepleri bulunan Türkiye, araştırma gemilerini çekerken bu gerilim Yunanistan ile istikşafi görüşmelerin beş yıl sonra yeniden başlamasının yolunu da açmıştı.

Akdeniz’de gerilimin azalması, 25-26 Mart tarihinde yapılacak AB zirvesine olumlu yansıyabilir. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in zirve için bir Türkiye raporu sunarak gelinen son noktayla ilgili liderleri bilgilendirmesi bekleniyor.

ALMANYA’NIN MESAJI

Yazının Devamını Oku

Kıbrıs’ta bir çözüm var mı

26 Şubat 2021
DOĞU Akdeniz’de yaşanan enerji krizinin en önemli ayaklarından biri olan Kıbrıs meselesi önümüzdeki günlerde gündemde üst sıralara çıkmaya hazırlanıyor.

ZEMİN YOKLAMASI İÇİN

BİRLEŞMİŞ Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in sözcüsü, 27-29 Nisan 2021 tarihleri arasında İsviçre’nin Cenevre kentinde Kıbrıs konusuyla ilgili 5+1 formatında gayri resmi bir toplantı düzenleneceğini açıkladı. Toplantı, Kıbrıs’ın iki tarafı ve garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’yi kapsayacak.

BM Sözcüsü’ne göre öngörülebilir bir gelecek için çözüm zemini olup olmadığı istişare edilecek.

NEREDE KALMIŞTIK

İKİ toplumlu, iki kesimli, iki kurucu devleti olan federal bir çözüme ulaşmayı hedefleyen görüşmeler en son 2017 yılında yine İsviçre’nin Crans Montana kentinde yine garantör ülkelerin katılımıyla yapılmıştı.

Ancak Rumların, adada Türk askeri ve garantörlük karşıtı tutumu görüşmeleri tıkayan unsurlardan olmuştu.

Görüşmelerde yer alan Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu, daha sonra Kıbrıs Rum Lideri Nikos Anastasiadis’in “Türklerle herhangi bir yönetim dahil bir şey paylaşmak istemiyoruz, halkımız hastanelerini bile paylaşmak istemiyor” dediğini açıklamıştı.

İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM

Yazının Devamını Oku

S-400 için çıkış var mı

19 Şubat 2021
ABD’de Joe Biden yönetimi iktidara geleli yaklaşık bir ay oluyor. Başkan Biden, selefi Donald Trump döneminde terk edilen uluslararası kurumlara, anlaşmalara geri dönerken dış politikayı da gözden geçiriyor.

TEMASLAR BAŞLADI

BIDEN yönetimi ile Türkiye arasında da ilk temaslar gerçekleşmeye başladı. İlk görüşme ay başında Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan arasında yapıldı. İkinci görüşme ise Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve ABD’li mevkidaşı Antony Blinken arasında gerçekleşti.

Blinken görüşmesi tam da ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price’ın Gara saldırısında 13 Türk vatandaşının öldürülmesiyle ilgili yaptığı tuhaf açıklama sonrasında geldi.

Price, bu açıklamada ‘Türk sivillerin terör örgütü olarak tanınan PKK tarafından öldürüldüğüne dair haberler doğruysa, bu eylemi mümkün olan en güçlü şekilde kınıyoruz’ demişti.

Blinken’ın Çavuşoğlu ile yaptığı görüşme sonrasında ise ABD Dışişleri, net ifadelerle Türk vatandaşlarının öldürüldüğü Gara saldırısından terör örgütü PKK’yı sorumlu tuttu.

SAVUNMA SİSTEMİ VURGUSU

BIDEN yönetimi ile yapılan iki temas sonrası ABD’den gelen açıklamalarda vurgu yapılan başlıca konular arasında Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı S-400 füze savunma sistemi konusu da vardı.

Malûm eski ABD Başkanı

Yazının Devamını Oku

Aşı bencilliği ters tepebilir

29 Ocak 2021
Koronavirüse karşı aşı temini, kitlesel aşılama dünyayı ciddi bir sınavla daha karşı karşıya bırakıyor.

Aşı şirketleri siparişleri karşılamada geç kalırken zengin ve yoksul ülkeler arasındaki aşı adaletsizliği de giderek su yüzüne çıkıyor.

ALMANYA’NIN SINAVI

ŞU günlerde dünya gündeminin arka planında aşı temini konusunda öyle çok tartışma var ki. Avrupa mesela. Avrupa Birliği Komisyonu ve Almanya ile İngiliz-İsveç şirketi AstraZeneca arasında müthiş bir gerilim yaşanıyor.

Amerikan Pfizer ve Alman BioNTech şirketinin yeni tesisler kurması, aşı üretiminde sıkıntılar yaşanmasına ve bu yüzden Almanya’da aşılamanın yavaşlamasına yol açtı. Yine Almanya’da AstraZeneca’nın aşılarda İngiltere ve ABD’ye öncelik vereceği kuşkusu büyük tartışma konusu oluyor.

Alman Bild gazetesi dün emeklilerin Sağlık Bakanı’na yönelik ‘Yalvarıyoruz aşılarımızı yapın’ çağrısını birinci sayfaya taşımıştı. Almanya’da eylül ayında genel seçimler var ve bu durum Başbakan Angela Merkel’in Hıristiyan Demokrat Partisi’ni de büyük bir sınamayla yüz yüze bırakıyor.

zengine var, yoksul beklesin

AŞI konusunda dikkat çeken diğer bir bölge Ortadoğu. İsrail, aşılamada en başarılı giden ülkeler arasında yer alıyor. Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Katar gibi Körfez’in zengin ülkeleri de aşılamada öne geçerken Yemen, Suriye, Lübnan gibi savaş ve krizlerin vurduğu ülkeler bir de aşı konusunda darbe yiyor.

Koronovirüsün tıbbi imkansızlıklar nedeniyle daha ölümcül olduğu yoksul Afrika da aşı ihtiyacını karşılamak için mücadele veriyor. En yoksul ülkeler için kurulan aşıya erişim fonu COVAX üzerinden 600 milyon doz aşı temin edilmesi bekleniyor.

Yazının Devamını Oku

ABD’nin imaj sorunu var

15 Ocak 2021
ABD son yılların belki de en kritik günlerini yaşıyor.

Bir yanda 3 Kasım seçim sonuçlarını kabul etmeyen bir ABD Başkanı ve onu ateşli bir şekilde desteklemeye hazır taraftarları. Öte yanda asker koruması altında görev süresi sona ermek üzere olan başkan hakkında azil süreci başlatan Kongre ve yine asker koruması altında yemin etmeye hazırlanan yeni ABD başkanı.

Doğrusu ABD’nin imajı yakın tarihte hiç bu kadar zedelenmemişti.

İyi de süpergüç nasıl oldu da bu noktaya geldi? Bunu elbette bir köşeyazısıyla analiz etmek mümkün değil ama, bazı unsurlara dikkat çekmek isterim.

TRUMP FAKTÖRÜ

MALUM Donald Trump seçim yarışına ilk girdiğinde kimse pek şans vermemişti. Başkan olduğunda bile ‘outsider’, yani bu makama uygun olmayan dışarıdan gelmiş biri gibi görüldü. Bir de Rusya’nın Trump lehine seçimlere müdahale ettiği iddiaları vardı ki, epey tartışma götürdü.

Trump’ın yönetim biçimine ise iki unsur damgasını vurdu. Öngörülemez olması ve devletin kurumlarının sözcülerini bir yana bırakıp Twitter’ı kamuyla doğrudan iletişim aracı haline getirmesi. ABD’de sabah olduğunda Trump’ın yaptığı ilk iş Twitter’dan hasımlara gözdağı veren, yandaşları ateşleyici tweet’ler atmak oluyordu.

KOMPLO TEORİLERİ

BAŞKAN Trump’ın ‘Amerika’yı yeniden harika yap’

Yazının Devamını Oku

Mesele sadece S-400 füzeleri mi

18 Aralık 2020
2020’de geri sayıma geçtiğimiz şu günlerde haftaya ABD’nin Türkiye’ye yaptırım kararı damgasını vurdu.

AB’nin 10-11 Aralık zirvesinde Türkiye’ye yönelik Doğu Akdeniz krizi nedeniyle istenen yaptırımları kısıtlı tutması bir rahatlama yaratırken, ABD Başkanı Donald Trump giderayak, Rusya’dan S-400 füze savunma sistemi alması nedeniyle yaptırım düğmesine bastı.

TRUMP İLE SON KRİZ

OBAMA döneminde ABD’den istediği şartlarda füze savunma sistemi alamayan Türkiye, bu ihtiyacını Rusya’dan karşılamak zorunda kalmıştı. Rusya ile satın alma işlemi devam ederken Trump da Türkiye’nin Obama döneminde ABD’den Patriot alamadığı için Rusya’ya yöneldiğini kabul etmişti.

Ancak bu tavra rağmen Trump döneminde Türk-ABD ilişkileri inişli çıkışlı bir seyir izledi. ABD, Türkiye’yi ortağı olduğu F-35 savaş uçağı projesinden çıkarırken, Suriye’de terör örgütü PKK/YPG ile işbirliği, FETÖ’nün iade edilmemesi gibi Türkiye’yi rahatsız eden tercihlerini sürdürdü.

Öte yandan ABD Kongresi baskıyı arttırırken beklenti daha çok Trump’ın bu yaptırım dosyasını Demokrat halefi Joe Biden’a bırakabileceği yönündeydi.

MÜTTEFİKE CEZA

FAKAT Trump, başka nedenlerle veto edeceğini söylediği savunma bütçe yasasını beklemeden Türkiye’ye yaptırım kararına onay verdi. Trump yönetimi, bu adımıyla 2017’de Rusya, Kuzey Kore ve İran gibi ülkeleri hedef almak için yürürlüğe giren ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası’nı (CAATSA) ilk kez uygulayarak müttefiki Türkiye’nin savunma sanayisini hedef aldı.

CAATSA, başkana 12 maddeden en az beşini seçerek uygulama yükümlülüğü getiriyor.

Yazının Devamını Oku

Zengine var yoksula yok

11 Aralık 2020
Dünya yeni bir eşitsizlikle karşı karşıya.

Covid-19’a karşı ilk toplu aşılamalar başlarken zengin ülkelerin aşı üreten şirketlerin kapasiteleri şimdiden kapattığı anlaşılıyor.

Nüfusuna oranla en çok aşı siparişi veren ülkeler sıralamasında Kanada bir numara. Uluslararası STK’ların kurduğu Halkların Aşı İttifakı’na göre nüfusun 5 misli aşı siparişi vermiş durumdalar.

Kanada’yı İngiltere, Avustralya ve Avusturya izliyor. Onlar da çeşitli şirketlere verdikleri siparişlerle nüfuslarını birkaç kez aşılayabilirler.

Bir de madalyonun öteki yüzü var. Zenginler aşı istifçiliğini başlarken, bu gidişle yoksul ülkelerde 10 kişiden sadece birinin aşıya erişimi olabilecek.

Ve bu bencillik yüzünden, koronavirüs yeryüzünde kol gezmeye devam edecek.

Oysa teknoloji paylaşımı ile üretim kapasitesi arttırılarak bu adaletsizliğin önüne geçilebilir. Vakit hâlâ var.

Yazının Devamını Oku