Paylaş
Son aylarda Doğu Akdeniz gerilimi, Libya krizi ve Azerbaycan’ın Karabağ’da aldığı zaferle sık sık dış gündemde öne çıktı. Şimdi ise Türkiye’nin tansiyonu düşürme ve insan haklarını genişletmeye yönelik adımları ilgi çekiyor.
Bu girişimler nispeten olumlu karşılık bulsa da yorumlardan bu adımların temkinli bir mesafeden izlendiği de anlaşılıyor.
AB İZLEMEDE
MALÛM, Türkiye’nin Oruç Reis sismik araştırma gemisini Doğu Akdeniz’de araştırma yapmaya yollaması nedeniyle Kardak krizinden (1996) bu yana Yunanistan ile tansiyon en yüksek seviyeye yükselmişti.
Hatta Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi’nin ısrarıyla AB, Türkiye’ye karşı yaptırım kartını bile masaya getirmişti.
Ege ve Akdeniz’de kıta sahanlığının belirlenmesi konusunda haklı talepleri bulunan Türkiye, araştırma gemilerini çekerken bu gerilim Yunanistan ile istikşafi görüşmelerin beş yıl sonra yeniden başlamasının yolunu da açmıştı.
Akdeniz’de gerilimin azalması, 25-26 Mart tarihinde yapılacak AB zirvesine olumlu yansıyabilir. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in zirve için bir Türkiye raporu sunarak gelinen son noktayla ilgili liderleri bilgilendirmesi bekleniyor.
ALMANYA’NIN MESAJI
DOĞU Akdeniz’de gerilimin düşmesi AB’nin Türkiye’den beklentilerinden sadece biri. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ocak ayında Brüksel’e yaptığı ziyarette Borrell, insan hakları meselesini de gündeme getirip ‘Endişelerimiz sürüyor’ demişti.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hafta arası açıkladığı İnsan Hakları Eylem Planı bu nedenle uluslararası toplumun da dikkatini çeken bir gelişme oldu.
Avrupa Birliği’nden bu konuda resmi bir açıklama gelmedi. Ancak Doğu Akdeniz krizinde Türkiye’nin de çıkarlarını izleyen bir siyaset uygulamaya çalışan Almanya, dün Alman yayın organı DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada bu konuda Türkiye’den somut adımların beklendiği mesajını verdi.
DW Türkçe’ye göre, Alman Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’de insan hakları durumunun iyileşmesinde AİHM kararlarının uygulanmasının ölçü alınacağını vurgulayarak bu konuda Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş dosyalarına işaret etti.
EYLEM BEKLENTİSİ
CUMHURBAŞKANI Erdoğan’ın salı akşamı Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile de önemli bir görüşmesi oldu. Doğu Akdeniz krizi döneminde Macron, Ankara’yı en çok hedef alan liderlerden biriydi.
Fransa bu görüşmeyle ilgili sessizliğini korurken Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian da Doğu Akdeniz’de krizin yatışmasının olumlu bir gelişme olduğunu belirtti ve “Anlaşmazlıklar listesi çok uzun, ama Türkiye ile sağlıklı bir ilişki istiyoruz” dedi.
Yine ABD’de Demokrat ve Cumhuriyetçi Parti’den 170 vekil, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’a mektup yollayarak Türkiye’ye yönelik politikalarında insan hakları meselesinin de gündemde olması çağrısında bulundu.
YENİ BASKI UNSURU
BIDEN yönetimi ile Türkiye arasında hali hazırda en önemli mesele olarak Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı S-400 füze sistemi öne çıkıyor. Ancak önümüzdeki dönemde ABD’nin açıklamalarında bu mesele de giderek daha fazla yer tutabilir.
Aslında Türkiye’yi eleştiren hiçbir ülke DEAŞ, PKK ve FETÖ gibi terör örgütleriyle aynı anda baş etmek zorunda kalmadı. Sınırdaki DEAŞ tehdidi, PKK’nın hendek savaşı ve saldırıları, FETÖ’nün Türk uçaklarıyla TBMM’yi bombalaması bunların hepsi ciddi travmalardı.
Terörle mücadeleden güçlenerek çıkan Türkiye, belli ki, artık yargı, hak ve özgürlükler anlamında adımlar atmaya hazır hissediyor kendini. Batı’nın beklentisi ise vaatlerin bir an önce hayata geçirilmesi.
Paylaş