Nedim Şener

Terörist PKK’nın destekçisi HDP’nin suçu ne?

22 Mart 2021
Yargıtay Başsavcılığı tarafından HDP’nin kapatılması için Anayasa Mahkemesi’ne yollanan 609 sayfalık iddianame, isim isim, yer yer, tarih tarih HDP’nin işinin siyaset yapmaktan çok, terör örgütü PKK’nın yardımcı kuruluşu olduğunu gösteriyor.

HDP yönetiminin 53 kişinin katledildiği Kobani olaylarındaki rolü yanında, HDP milletvekillerinin ve belediye başkanlarının, meclis üyelerinin, parti yöneticilerinin işledikleri suçlar tek tek anlatılmış. Buna karşın kimileri, HDP’nin kapatılmasına karşı çıkarken, bunu demokrasi ve hukuk kavramlarıyla savunuyor. “HDP siyasi parti, suçu ne?” diye soruyorlar. Onlar için iddianamede 600 ile 603’üncü sayfada sıralanan suçları özetledim. Buyurun okuyun:

1) HDP milletvekilleri Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının, birliğinin, bütünlüğünün sembolü olan TBMM’de bölücübaşı ve PKK lehine slogan attılar, sözde gerilla marşını okudular.

2) Yasa dışı gösteri ve terör örgütü propagandası yapan şahısların gözaltına alınmalarını engellemek için araya girip polislerle tartışarak şüphelinin kaçmasına olanak sağladılar.

3) Terör örgütü üyelerinin yakalanmasını önlemek amacıyla operasyon bölgelerinde toplanıp canlı kalkan oldular, operasyonları engelleyerek teröristlerin kaçmasını sağladılar.

4) Terör örgütünün dağ kadrosunda yer alanlar oldu.

5) PKK–KCK silahlı terör örgütlerine yakın duran ailelerden veya şahıslardan terör örgütü adına para temin ettiler, toplanan paralar ile terör örgütü adına faaliyet yürüten mensupların aileleri ile terör suçlarından tutuklu-hükümlü örgüt üyelerinin ailelerine yardım edip, mahkeme masraflarını karşıladılar.

6) Parti üyelerinin yerel ve genel seçimler öncesi bölge halkı üzerinde HDP’ye oy vermeleri yönünde baskı oluşturdular, yapılan baskılara direnen vatandaşları kırsalda faaliyet gösteren terör örgütü mensuplarına şikâyet ettiler, bazı vatandaşlar kırsalda kurulan sözde adalet komisyonu adlı mahkemede cezalandırılmaları için götürüldüler.

7) Belediye başkan adayları PKK/KCK terör örgütü tarafından belirlendi. Seçildikten sonra iş ve işlemleri terör örgütü mensuplarınca yönetildi ve denetlendi.

Yazının Devamını Oku

Terörist Öcalan’ın projesinin sonu

19 Mart 2021
14 Ekim 2012 tarihinde Ankara’da BDP’nin 2. Olağanüstü Genel Kongresi gerçekleştirildi, 15 Ekim günü Halkların Demokratik Kongresi’nin (HDK) parti haline dönüştürülmesi ve BDP ile birleşmesiyle birlikte HDP kuruldu, eşbaşkanlıklarına Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ seçildi.

18 Ekim 2012 tarihinde de HDP’nin kuruluş dilekçesi İçişleri Bakanlığı’na verildi. Selahattin Demirtaş, HDP’nin kuruluşunu televizyonda şöyle anlattı: “Bizim başarımız, HDP’nin başarısı ki kendisinin, sayın Öcalan’ın çok önemsediği bir projedir.  Kendisinin özellikle son 20 yılını adadığı bir projedir.”

Bu sözü sözler söylemez kapatılması gereken HDP için nihayet geri sayım başladı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, HDP’nin kapatılması için iddianameyi hazırladı ve Anayasa Mahkemesi’ne gönderdi. İddianamede, HDP’nin kapatılmasına yetecek deliller fazlasıyla mevcut.

600 dolayında isim hakkında siyasi yasak istenen iddianamede, bu kişilerin terörist PKK ile olan ilişkileri anlatılmış.

TERÖRÜN OKSİJENİ SİYASETÇİLER

1984 yılında Şemdinli ve Eruh baskınlarıyla Türkiye gündemine yerleşen PKK terör örgütü, 1990’larla birlikte siyasi alanda varlığını göstermeye başladı.

PKK bir yandan Türk-Kürt demeden, kadın, çocuk, bebekleri dahi katlederken, 5 binden fazla asker, korucu, polis şehit etti.

Tüm bu süreçte, PKK güdümünde kurulan partiler terörist PKK’nin siyasi alandaki sözcülüğünü yaptı, PKK’nın yok olma aşamasına geldiği anlarda ona “oksijen” sağladı.

Sürecin başından itibaren yöneticisi, PKK elebaşı

Yazının Devamını Oku

O pulun anlamı

15 Mart 2021
Papa Françesko’nun Erbil’i ziyareti sırasında Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin bastırdığı hatıra pulu, günlerdir tartışılıyor. Barzani yönetimi tarafından Papa’nın profili arkasında; Irak, İran, Suriye ve Türkiye’nin topraklarını da içine alan sözde Kürdistan haritası yer alıyordu.

Türkiye’nin tepkisi üzerine Barzani yönetimi, hatıra pulunun taslak olduğunu söylese de vermek istediği mesaj dünyaya ulaştı.

PARTİ DUYMAZDAN GELİYOR

Türkiye’de de konu etraflıca tartışıldı. Ben en çok terörist PKK’nın sözcüsü HDP’nin ne diyeceğini merak ediyordum. HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, “Onu Barzani vermiş, Barzani’ye sorun bence. Bize sormayın. Sonuçta tarihte bu tip haritalar var. Zamana zaman yansıyor da. Buna dair, dediğim gibi bu haritayı Papa’ya veren muhatabına sormak lazım. Bu bizim tartıştığımız bir mesele değil açıkçası” dedi.

Ama durum hiç de onun söylediği gibi değil. O pulun ne anlama geldiğini, PKK’ya yakın Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve HDP milletvekili Berdan Öztürk, Barzani yönetiminin yayın organı Rûdaw isimli internet sitesine açıkladı.



BARZANİ’NİN KANALINA KONUŞTU

Yazının Devamını Oku

O zaman verin makarnayı, alın oyları

10 Mart 2021
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dile getirdiği ekonomik sorunlara rağmen AKP’nin oy oranın, kendi partisinden yüksek olmasının faturasını zaman zaman seçmene çıkarıyor.

Bir süre önce AKP’ye oy veren öğretmenlere “Ben o öğretmene öğretmen demem”, çiftçilere “Eğer ilk seçimde siz hâlâ gidip AK Parti’ye oy verirseniz iki elim yakanızdadır”, esnafa “İnsan biraz aklını kullanır”, AKP seçmenine “Sen hâlâ gidip çoluk çocuğunun rızkını Saray’a kiralıyorsan ben insanlığını sorgularım arkadaş” demişti.

Bu da bir parti stratejisidir, çok fazla bir şey denilemez.

Ancak geçen hafta yine “makarna” kelimesi geçen bir konuşma yapınca iki satır yazmak şart oldu. Çünkü yoksullara dağıtılan “makarna” artık siyasi hayatımızda önemli simge haline geldi.

Kılıçdaroğlu, konuşmasında Türkiye’deki AKP iktidarının yoksullukla mücadele etmediğini belirtirken şu ifadeleri kullandı:

“Aile destekleri sigortasını, 1974 yılında Türkiye Cumhuriyet Devleti parlamentoda, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 102 sayılı sözleşmesini kabul ederek, aile destekleri sigortasının getirilmesini taahhüt etmiştir. Bu yasayı çıkarmıyorlar. Neden? Yoksulluğu yönetmek ve yoksulların oylarını almak için... Onlara ‘Bak sana bir paket yardım yaptım, sana şu paketi verdim, sana makarna verdim, sana şunu verdim. Sen de bana oyunu ver’ demek için...”

Yani iktidarın stratejisini “Al makarnayı, ver oyu” şeklinde özetleyiverdi.

KENDİLERİNE SORMALILAR

Yazının Devamını Oku

UEP: Utanmaz Erkekler Partisi

8 Mart 2021
Öldürülen kadın, öldüren erkek.

Tacize uğrayan kadın, taciz eden erkek.

Tecavüze uğrayan kadın, tecavüz eden erkek.

Hakarete uğrayan kadın, hakaret eden erkek.

İşkence edilen kadın, işkence eden erkek.

Dövülen kadın, döven erkek.

Samsun’da bu alçaklardan birisi önceki gün sokak ortasında, 5 yaşındaki çocuğunun gözü önünde boşandığı eşini öldüresiye darp etti.

O alçak tutuklandı ama zihniyeti serbest, aramızda elini kolunu sallaya sallaya dolaşıyor. Zaten kısa süre sonra kendisi de tahliye edilir, o alçağı serbestçe aramızda gezinirken görürüz. Tıpkı çocuğunun önünde eşini tabancayla vuran, bıçaklayan, bıçakla boğazını kesen, kaynar suyla vücudunu yakıp, “Öldürürüm seni, birkaç ay yatar çıkarım nasıl olsa” diyen alçaklar gibi.

O ALÇAK YALNIZ DEĞİL

Yazının Devamını Oku

Darbelere son, teröre desteğe devam!

5 Mart 2021
Amerikalı gazeteci William Blum’un 2013 yılında yayınlanan ‘Amerika’nın En Ölümcül İhracatı: Demokrasi (America’s Deadliest Export: Democracy)’ isimli kitabının girişi şu cümlelerle başlar:

İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Amerika Birleşik Devletleri;

- Başka ülkelerde demokratik yollardan başa gelen 50’den fazla hükümeti devirmeye çalışmıştır.

- En az 30 ülkede demokratik seçimlere büyük çapta müdahale etmiştir.

- 50’den fazla yabancı lideri öldürmeye çalışmıştır.

- 30’dan fazla ülke halkının üstüne bomba yağdırmıştır.

- 20 ülkede halkçı ya da ulusalcı hareketleri bastırmaya çalışmıştır.

Toplam olarak, 1945’ten beri Amerika Birleşik Devletleri 71 ülkede saydığım eylemlerin birini ya da birkaçını gerçekleştirmiş, bunun sonucunda milyonlarca insanın yaşamını yitirmesine, milyonlarcasının acı ve çaresizlik içinde kıvranmasına ve binlerce kişinin işkence görmesine sebep olmuştur. Son zamanlarda dünyada olup bitenleri izleyen ve çağdaş tarih hakkında bir miktar bilgisi olan herkes büyük bir olasılıkla ABD dış politikasından nefret etmektedir.”

Yazının Devamını Oku

Süper güçlü beyazlatıcı: Beyaz Saray

3 Mart 2021
Deterjan 20’nci yüzyılın başında Almanya’da bulundu, 1930’larda Alman ve Amerikan firmaları tarafından geliştirildi. İkinci Dünya Savaşı sonrası tüm dünyaya yayıldı. Her türlü kiri, lekeyi çıkaran, renkliler için üretilen çeşitleri ortaya çıktı.

Peki kan lekesini en iyi ne çıkarıyor? Onu da geçen hafta gördük. En iyi beyazlatıcı, dünyanın süper gücü, yani “süper beyazlatıcı” Beyaz Saray.

Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın ölüm emrini veren Suudi Veliaht Prensi Bin Selman’ın elindeki “kanı” yayınladığı bir istihbarat raporuyla aklayıverdi.

CİNAYET ONAYI PRENS’TEN

2 Ekim 2018’de Suudi Arabistan’ın İstanbul Konsolosluğu’na giren ve orada Veliaht Prens Bin Selman’ın gönderdiği 15 kişilik infaz ekibi tarafından vahşice katledilen Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili Amerikan Ulusal İstihbarat Dairesi tarafından yayınlanan rapor, herkesin bildiği bir gerçeği bir kez daha dile getirdi. Raporda Bin Selman şu cümlelerle suçlandı:

“Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’yı yakalamak veya öldürmek için İstanbul, Türkiye’de bir operasyonu onayladığı değerlendirmesinde bulunuyoruz. Bu değerlendirmeyi, Veliaht Prens’in Krallık’taki karar verme üzerindeki kontrolüne, önemli bir danışmanın ve Muhammed bin Selman’ın güvenlik ekibinin üyelerinin operasyona doğrudan katılımına ve Veliaht Prens’in yurtdışındaki muhalifleri susturmak için şiddet içeren tedbirler kullanmayı desteklemesine dayandırıyoruz.”

Bu raporun yayınlanmasından hemen sonra Beyaz Saray, dünyanın gözünün içine baka baka vahşi katliam emrini veren Bin Selman’ı aklamaya girişti.

İSİMLERİ SİLDİ

Yazının Devamını Oku

Amerikan usulü aklama

1 Mart 2021
Suudi Arabistan Veliaht Prens’i Bin Selman, tarihte eşi görülmemiş vahşilikte işlenen bir gazeteci cinayetinin sorumlusu, Biden ise bu vahşi cinayetin baş sorumlusunu aklayan ABD Başkanı olarak tarihe geçecektir.

Türkiye ise bu cinayeti aydınlatma çabası ile “tarih yazan ülke” olarak anılacaktır.

2 Ekim 2018 günü girdiği Suudi Arabistan’ın İstanbul Konsolosluğu’nda, Prens Bin Selman’ın Suudi Arabistan’dan gönderdiği infaz ekibi tarafından öldürüldükten sonra vücudu parçalara ayrılan gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili ABD yönetiminin yıllardır elinde tutuğu istihbarat raporu nihayet açıklandı.

CIA BAŞKANI İSTANBUL’A GELDİ

CIA Başkanı Gina Haspel İstanbul’a geldikten sonra hazırlanan ve Trump yönetimi tarafından sümenaltı edilen rapor, Biden yönetimi tarafından önceki gün yayınlandı. Raporda, Bin Selman’ın sorumluluğu şöyle anlatıldı:

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’yı yakalamak veya öldürmek için İstanbul, Türkiye’de bir operasyonu onayladığı değerlendirmesinde bulunuyoruz.

Bu değerlendirmeyi, Veliaht Prens’in Krallık’taki karar verme üzerindeki kontrolüne, önemli bir danışmanın ve Muhammed bin Selman’ın güvenlik ekibinin üyelerinin operasyona doğrudan katılımına ve Veliaht Prens’in yurtdışındaki muhalifleri susturmak için şiddet içeren tedbirler kullanmayı desteklemesine dayandırıyoruz.

2017’den beri, Veliaht Prens, Krallığın güvenlik ve istihbarat örgütleri üzerinde mutlak kontrole sahipti ve bu da Suudi yetkililerin Veliaht Prens’in izni olmadan bu tür bir operasyonu gerçekleştirme ihtimalini oldukça düşük

Yazının Devamını Oku