Terörist Öcalan’ın projesinin sonu

14 Ekim 2012 tarihinde Ankara’da BDP’nin 2. Olağanüstü Genel Kongresi gerçekleştirildi, 15 Ekim günü Halkların Demokratik Kongresi’nin (HDK) parti haline dönüştürülmesi ve BDP ile birleşmesiyle birlikte HDP kuruldu, eşbaşkanlıklarına Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ seçildi.

Haberin Devamı

18 Ekim 2012 tarihinde de HDP’nin kuruluş dilekçesi İçişleri Bakanlığı’na verildi. Selahattin Demirtaş, HDP’nin kuruluşunu televizyonda şöyle anlattı: “Bizim başarımız, HDP’nin başarısı ki kendisinin, sayın Öcalan’ın çok önemsediği bir projedir.  Kendisinin özellikle son 20 yılını adadığı bir projedir.”

Bu sözü sözler söylemez kapatılması gereken HDP için nihayet geri sayım başladı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, HDP’nin kapatılması için iddianameyi hazırladı ve Anayasa Mahkemesi’ne gönderdi. İddianamede, HDP’nin kapatılmasına yetecek deliller fazlasıyla mevcut.

600 dolayında isim hakkında siyasi yasak istenen iddianamede, bu kişilerin terörist PKK ile olan ilişkileri anlatılmış.

TERÖRÜN OKSİJENİ SİYASETÇİLER

1984 yılında Şemdinli ve Eruh baskınlarıyla Türkiye gündemine yerleşen PKK terör örgütü, 1990’larla birlikte siyasi alanda varlığını göstermeye başladı.

Haberin Devamı

PKK bir yandan Türk-Kürt demeden, kadın, çocuk, bebekleri dahi katlederken, 5 binden fazla asker, korucu, polis şehit etti.

Tüm bu süreçte, PKK güdümünde kurulan partiler terörist PKK’nin siyasi alandaki sözcülüğünü yaptı, PKK’nın yok olma aşamasına geldiği anlarda ona “oksijen” sağladı.

Sürecin başından itibaren yöneticisi, PKK elebaşı Öcalan’dı.

PKK’NIN 6 PARTİSİ KAPATILDI

PKK’nın partileşme süreci 7 Haziran 1990 tarihinde SHP’den ayrılan on bir milletvekili tarafından kurulan HEP ile başladı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 3 Temmuz 1992 tarihinde HEP hakkında kapatma davası açtı. Bunun üzerine 19 Ekim 1992 tarihinde ÖZDEP kuruldu. Anayasa Mahkemesi 14 Temmuz 1993 tarihinde HEP’in kapatılmasına karar verdi.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 29 Ocak 1993 tarihinde HEP’in devamı olan ÖZDEP’in kapatılması için dava açtı. Bunun üzerine 7 Mayıs 1993 tarihinde Demokrasi Partisi (DEP) kuruldu. Anayasa Mahkemesi 23 Kasım 1993 tarihinde ÖZDEP’in kapatılmasına karar verdi.

DEP hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 11 Mayıs 1994 tarihinde kapatma davası açıldı. Bu kez 11 Mayıs 1994 tarihinde Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) kuruldu.

Haberin Devamı

16.06.1994 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından DEP’in kapatılmasına karar verilmiştir.

29 Ocak 1999 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından HADEP’in kapatılması için dava açıldı. Bu arada 24 Ekim 1997 tarihinde Demokratik Halk Partisi (DEHAP) kuruldu.

Anayasa Mahkemesi, 13 Mart 2003 tarihinde HADEP’in kapatılmasına karar vermiştir.

HER KAVRAMI KULLANDILAR

DEHAP’ın kapatılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 13 Mart 2003 tarihinde dava açılınca da 9 Kasım 2005 tarihinde Demokratik Toplum Partisi kuruldu.

DEHAP hakkında dava süreci devam ederken, 19 Kasım 2005 tarihinde fesih kararı aldı. Anayasa Mahkemesi 11 Aralık 2009 tarihinde de DTP’nin kapatılmasına karar verdi.

Haberin Devamı

Süreç, 2012 yılında HDP’nin kuruluşuna kadar geldi. HDP de kapatılan partilerden farksızdı. İsimlerinde, “özgürlük, emek, demokrasi, halk” gibi kelimeler olmasına rağmen terörist PKK’nın siyasi kolu olarak faaliyet göstermekten ileri gidemediler.

Nitekim Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 609 sayfalık iddianamesinde bu ilişki şu cümle ile anlatılıyor:

“1990 yılından bu yana devam eden süreçten anlaşılacağı gibi hemen hemen aynı kadrolar tarafından kurulup, devam ettirilen HEP, ÖZDEP, DEP, HADEP, DEHAP ve DTP açılan davalar sonucunda Anayasa Mahkemesi’nce kapatılmıştır.

Şimdi ise iddianamede sunulan deliller karşısında kapatılan bu partilerin devamı niteliğinde olan Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP)’nin de kapatılması gerekecektir.”

ZEKÂT DİYE TERÖRE PARA TOPLADILAR

İDDİANAMEDE, HDP’nin terör örgütüne eleman temininden tutun finansman desteğine kadar olaylar tek tek anlatılıyor. Örneğin, PKK’nın talimatlarıyla belediyede çalışanlarından örgüte destek için zekât adı altında para toplanmış. Belediye araç ve gereçleri PKK’nın hizmetine sunulmuş, belediye çalışanlarının haberi olmadan çalışmadıkları halde fazla mesai ücreti yazılıp bunu da çalışanın haberi olmadan terör örgütüne aktarmışlar. PKK’nın finans ayaklarından birisini oluşturan belediyelerde çalışanlarının örgütün yayın organlarına zorla abone yapılmış, maaşlarından onayları olmadan belli bir miktarın kesilerek terör örgütüne gönderilmiş.

Haberin Devamı

HDP İLE PKK/KCK’NIN FARKI YOK

HDP’nin kapatılması neden gereklidir? İddianame bunu kişiler ve olaylarla tek tek anlatmış. Sonunda da şu değerlendirmeyi yapmış:

“Gerek Kobani, Hendek olayları, gerek Gara operasyonu sonrası HDP milletvekillerinin yaptıkları açıklamalar gerekse davalı partinin silahlı terör örgütüne eleman temin etmekteki rolü birlikte değerlendirildiğinde aslında davalı Halkların Demokratik Partisi ile silahlı terör örgütü PKK-KCK arasında bir fark yoktur. HDP silahlı terör örgütü PKK-KCK’nın emir ve talimatları doğrultusunda faaliyet yürüten yaptıkları veya yapmadıkları bakımından halka değil terör örgütü PKK-KCK’ya hesap veren, terör örgütünün siyasi görünümlü bir uzantısı, organıdır. Başka bir deyimle HDP; PKK’nın partisidir. Aslında buna şaşırmak gerekir. Çünkü Partinin Eş Genel Başkanlığını yapmış Pervin Buldan ve Selahattin Demirtaş açıkça HDP’nin terör örgütü lideri Öcalan’ın projesi olduğunu, Öcalan’ın HDP fikriyatında büyük emeği olduğunu belirterek açıkça söylemekten çekinmemişlerdir. Bu hususu örgüt elebaşı da kabul etmektedir.”

Haberin Devamı

YEDEK PARTİSİ HAZIR

Evet, terörün siyasi ayağı ile mücadelede, HDP’ye kapatma davasıyla önemli bir adım atıldı. Ama unutmayın, HDP daha önceki kapatma davaları öncesi gibi yedek partisini çoktan hazırladı. Tıpkı HDP gibi, PKK gibi “özerklik” hayalleri kuran bu partinin adı DBP.

HDP’den seçildikten sonra istifa eden bir milletvekili DBP’ye geçti ve TBMM’de temsil ediliyor. O yüzden gelinen nokta şunu gösteriyor, terör örgütü PKK ile silahlı mücadelede başarı gösteren Türkiye, terörün siyasi ayağı ile de kararlı mücadelesini vermeli. Terör örgütü ile en küçük ilişkisi olan, örgüt elebaşının adını ağzını alanın siyaset yapamayacağı bir hukuk düzeni kurulmalı.

 

Yazarın Tüm Yazıları