Kocası, çocukları öldürülüyor ve tutsak olarak götürülmeyi bekliyorlar.
Neden böyle bir şeyle karşı karşıya kalıyorlar peki?
Yunan mitolojisinde; Troya’lı Paris Sparta Kralı Menelaos’un karısı Helen’i kaçırdığı için!
Bunun üzerine Yunanlılar n’apıyor?
Ne yapacağını, nerde olduğunu, elini kolunu nereye koyacağını bilememe halleri.
Olanları anlamak ister ama anlayamazsınız.
Anlatmak ister ama anlatamazsınız.
Çaresizlik hissinden başka ve çok kötü bir şey bu.
Sevgiyi, saygıyı yok saymak…
Mücadele yerine pes etmek…
Birilerinin arkasından kuyular kazmak…
Karşısındaki insanın gözlerine –ta içine- bakarak yalan söylemek…
Bildiği gibi gelmekle kalmıyor, akıyor tüm şiddetiyle; önüne çıkan ne varsa hepsini önüne katarak.
Önüne gelenlerin bazılarını yalpalayarak, bazılarını da sağa sola çarparak…
Artık şiddeti hayatın insafına kalmış.
Daha şehitlerimizin acısıyla avaz avaz gözyaşı çığlıkları ataduralım, Pazar günü öğlen saatlerinde aldığımız haber sadece Van’ı değil, yine tüm Türkiye’yi sarsıyor.
Öyle olduğunu sananlar varsa fena halde yanılır!
Evet canlar gidiyor, kalplere ateş düşüyor ama ne yaparsanız yapın, milli bütünlüğümüzü bu şekilde bozamaz, ülke sınırlarımızı bu şekilde daraltamazsınız.
Daha geçtiğimiz Ağustos ayında, 17 Ağustos 2011’de; Hakkari-Çukurca karayolunun 12. kilometresinde askeri konvoya patlayıcı düzenekleri ile yapılan saldırıda 11 asker ve 1 köy korucusu şehit düşmüş, 14 asker de yaralanmıştı.
Bu kez yine Hakkari Çukurca’da; 24 şehit, 18 yaralı…
Aynı yer, aynı sınır…
Ama bu kez gerçekten sınır aşılıyor.
Sabırları zorluyor.
Yürekleri dağlıyor.
Bugünü düne, dünü bugüne taşıyarak yaptı bunu
Nasıl peki?
Kim bunu yapan?
Adını birazdan söyleyeceğim.
Neydi onun hakkında insanları bu kadar konuşturan?
Farklı görüşleri aynı paydada buluşturan…
Seven de var, sevmeyen de…
Mesafeli bulan da var samimi bulan da…
Kilit olarak gören de…
Yaptıklarını sıkıcı bulan da…
Ama insanların düşünceleri ne olursa olsun, bu onun başarısını gölgeleyemiyor.
Onun yaptıkları ki, dünyadaki birçok kişiyi etkilediği gerçeğini değiştiremiyor.
Dönüş gerçekleşti.
Sıra dönüşüme geldi.
Ve dönüştürmeye...
Franz Kafka’nın ‘Dönüşüm’ü gibi.