ABD, Çin, Rusya, Fransa, Almanya, İspanya, İngiltere, İtalya gibi lider ve zengin ülkelerin sağlık sektöründe sınıfta kaldıklarına ve krizi yönetemediklerine şahit oluyoruz...
Halkın sağlığına yatırım yapmayan siyasi yönetimlerden büyük kalabalıkların mutlaka hesap soracağını vurgulayan siyaset bilimciler, “Globalizm çöküyor mu?” sorusuna cevaplar arıyor...
Türkiye ise karantina günlerinde dahi Okmeydanı ve Başakşehir hastanelerini hizmete açtı...
Eleştirilen şehir hastanelerinin ne kadar büyük bir şans olduğunu da görüyoruz...
Ve özel hastanelerin yaygınlaşmasının da...
*
Ortadoğu’yu petrol uğruna son yüzyılda yolgeçen hanına çeviren, yüz binlerce insanı öldüren, kentleri yakıp yıkıp küle çeviren küresel güçler ve özellikle ABD, şimdi elindeki petrolü dahi satamıyor...
Bir varil petrol için dünyayı ateş çemberine çevirenler, çıkardıkları tonlarca petrolü koyacak yer bulamıyor ve petrolü alacak rafineri bile yok...
Günler öncesinden başlayan alışveriş telaşlarının yaşanmayışına da seviniyoruz...
Çünkü, her yıl pide, hurma ve yemek tariflerinin arasında kaybolup giden o ramazan ayının ruhu sanki sessizce geri gelmiş gibiydi...
*
Oruç denildiğinde ilk akla gelen şey iftar oluyor... Akıllara yeme içme geliyor...
Oysa oruç açlık ve susuzluk değildi...
Bir yıl boyunca işlenen günahları yürekten silip atabilmek...
Nefsi ıslah edebilmek...
Kötülükleri bırakabilmek...
Mavi kuşlar gibi mavi gökyüzü de uçup gitmiş gibiydi...
Karanlıkların boşluğuna sığınmıştı sanki Güneş ve Ay...
Ve radyoda Tanju Okan’ın söylediği ‘Çocukluğum’ şarkısı alıp götürüyordu yüreğimi yaşadığım eski günlerin çok uzaklarına...
Bir rüzgâr esti ta eskilerden
Yıkılmış evler ve depremlerden
Oyuncak yaptığım kendi kendime
*
Yarın 23 Nisan...
İnsanların sel gibi akıp gittiği cadde ve sokaklar ıssız günlerini yaşıyor...
Ve karıncalar misali çekilmişler sanki yuvalarına...
Büyük kalabalıkların kafasındaki tek soru ise şu:
Evde kal ama nereye kadar?
*
Siyasetbilimci Alberto Mingardi, La Stampa’daki yazısında insanların yeniden huzura kavuşması için katı kurallar yerine esneklik zamanının geldiğine dikkat çekiyor...
“Sorun sadece para değil” diyen Mingardi:
Aynı zamanda bu yeni koşullarda ne kadar özgür olabileceğimiz...
Birilerine göre virüsü bulaştıran kişi...
Kimilerine göre de virüsü yenecek adam...
Peki, kendisi ne diyor?
Bulaştırma iddialarıyla ilgili ne dediğini öğrenemiyoruz...
ABD medyası ise bir garip oldu artık...
Dünyanın merak ettiği bu soruyu sorup cevabını alamıyor...
Bill Gates ise virüsle ilgili konuşmaya devam ediyor ve diyor ki:
- Kâbus 2021’e kadar sürecek!
Dünyadaki salgınların kronolojik tarihini okudukça unutarak yaşamayı nasıl başarabildiğimizi de merak ediyoruz...
Uzaya gideceklerine...
Nükleer silahlara trilyonlarca dolar harcayacaklarına...
Silah sanayisine bu kadar para dökeceklerine...
Gökdelenleri dikeceklerine...
Orduları büyüteceklerine...
Sağlık, adalet ve eğitime yatırım yapılsaydı belki de kronolojik kâbus tarihi böyle yazılmayabilirdi...
*
Beş dakika içinde İtalya’ya döndük adeta...
Marketlerin önünde kuyruklar oluştu...
*
Aylardan beri televizyonlarda ‘sosyal mesafe’ diyerek halkı uyaran tüm uzmanları gece yarılarına kadar ekran başında oturup izleyenlerin bir dakikada her şeyi unutarak maskesiz sokaklara dökülüp kuyruklara girdiklerini görünce “Biz niye değişemiyoruz?” diye sormadan duramıyoruz...
*
Sosyal mesafesizliğin zirvelerinde gezinmeye devam ediyoruz hâlâ...
Bu kadar uyarı kime idi?
Bilim Kurulu üyeleri aylardan beri kimleri uyarıyordu?
Parklarda dolaşmayı, yürümeyi, denizi seyretmeyi...
Ekmeğini eve götürebilmeyi...
Ve ayaklarının üzerinde durabilmeyi...
* * *
Ve Nâzım’ın dizeleri geliyor aklımıza:
“Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün
Bu kadar benden uzak