Paylaş
Günler öncesinden başlayan alışveriş telaşlarının yaşanmayışına da seviniyoruz...
Çünkü, her yıl pide, hurma ve yemek tariflerinin arasında kaybolup giden o ramazan ayının ruhu sanki sessizce geri gelmiş gibiydi...
*
Oruç denildiğinde ilk akla gelen şey iftar oluyor... Akıllara yeme içme geliyor...
Oysa oruç açlık ve susuzluk değildi...
Bir yıl boyunca işlenen günahları yürekten silip atabilmek...
Nefsi ıslah edebilmek...
Kötülükleri bırakabilmek...
Değişebilmekti yani...
*
İki bin yüzlü insanlardan, yalancı, hırsız, dolandırıcı ve hainlerden, yedi başlı ejderhalardan kaçmayı başarabilmek...
Ve menfaati bitince muhabbeti bitenlerden uzaklaşmaktı... Kısacası, adam gibi adam olabilmenin bir fırsatı...
Yanlışlardan geriye dönebilmek ve başkalarına kardeş ya da dost olabilmeyi başarabilmenin yeni bir sayfası ...
Çünkü, yalan sözlerle, sahte imzalarla kardeş, sevgili, dost ya da âşık olunmuyor...
*
“Bu zamanda gerçek kardeşlikler azaldı. Nerede o, Allah için yapılan kardeşlikler?” şeklinde bir soruya Cüneyd-i Bağdadi demiş ki:
◊ Eğer senin sıkıntılarına katlanacak, ihtiyaçlarını giderecek birini arıyorsan, bu zamanda öyle bir kardeşi, arkadaşı bulamazsın. Ama, kendisine Allah için yardım edeceğin, sıkıntılarına Allah rızası için katlanacağın bir kardeşlik istiyorsan böyleleri çoktur.
*
Kuşi anlatıyor...
Kırlangıcın biri, bir adama âşık olmuş...
Ve her gün pencerenin önüne gelir onu izlermiş.
Bir gün adama:
- Ben seni seviyorum uzun zamandır, seni izliyorum, demiş...
Adam:
◊ “Saçmalama sen bir kuşsun ben ise bir insan, durduk yere sen de nereden çıktın?” diye içeri almayıp pencerenin önünden kovalamış.
¡ ¡ ¡
Kırlangıç bir gün yine gelmiş ve demiş ki:
- Artık sadece iyi dost olalım.
Adam yine kabul etmeyip kırlangıcı kovalamış.
Kırlangıç birkaç gün sonra yine gelmiş “Hava çok soğuk bari iyi bir arkadaş olalım, içeri al yoksa soğukta donacağım. Sıcak ülkelere göç etmek zorunda kalacağım” demiş...
Adam yine hiç aldırış etmemiş...
*
Kırlangıç çok üzgün bir şekilde başını önüne eğmiş ve gitmiş.
Aradan bir zaman geçince adam pişman olmuş.
Yaz gelmiş, diğer kırlangıçlara sormaya başlamış, ama hiçbir haber alamamış...
Sonunda bir bilgeye giderek yaşadıklarını anlatmış.
Bilge demiş ki:
- Kırlangıçların ömrü altı aydır.
- Hayatta bazı fırsatlar vardır, sadece bir defa gelip kapıyı çalar...
O fırsatı değerlendiremezseniz uçup gider.
*
Yılda bir defa gelen ramazan ayında kendimizi muhasebeye çekebilmeliyiz...
Hayatta her şey veya insanlar, dostlar, arkadaşlar bir kez karşımıza çıkabilir...
Allah için sevmeyi başarabilmeliyiz...
Beklentilerimizi sıfırlayabilmeliyiz...
Değersizleştirmeden, aldatmadan, ihanet etmeden, hançerlemeden...
Yoksa kırlangıç gibi uçar gider...
Ve hiçbiri de geri gelmez...
*
Şimdi oturup düşünmeliyiz...
Ve bugüne kadar kaç kırlangıç kovaladığımızı bulabilmeliyiz...
Paylaş