İslam coğrafyasını yıkmaya, yakmaya, yağmalamaya ve öldürmeye alışkın Avrupalıların işgal sevdası hiç bitmiyor...
Bölüyorlar...
Parçalıyorlar...
Ve sonra da yönetiyorlar...
*
Kendilerine bağlı krallıkları, siyasi iktidarları kaç asırdan beri uzaktan kumandayla istedikleri gibi yönlendiriyorlar...
Ve sömürüyorlar...
Eğitimsiz, parasız, işsiz ve terörize edilen ülkelerin kaç nesli ziyan olup gitti bilmiyoruz ama Osmanlı devletinin yıkılmasıyla İslam coğrafyasında at koşturduklarını, herkesi birbirine düşman ettiklerini ve çatışmalardan beslendiklerini biliyoruz...
Bize de demokrasi ve insan hakları dersi vermeye devam ediyor...
İçine düştüğü yaman çelişkiyi de kimseye tarif edemiyor...
Sandık günü yaklaştıkça Macron ve peşindekilerin vaveylalarının artması da tesadüf değil...
*
Karikatürleriyle İslam dinine ve peygamberimize hakaret etmeyi gelenekselleştiren sözde mizah dergisi her geçen gün kendine çomak sokacak bir arı kovanı bulmakta zorlanmıyor...
Yayıncılığını tahrik, ırk, din ve kutsal değerlere hakaret üzerine inşa eden dergi sürekli farklı bir savaş çıkarmanın derdine düşmüş...
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili rezil karikatürü yayınlaması da bize göre tesadüf değil...
Macron
Birileri çıkıp kanayan yaralarımıza tuz basıyor...
Bir gün Rusya, bir gün ABD, bir gün Mısır, Suriye, S. Arabistan ve bir gün Almanya, İngiltere ve Avusturya...
Doğu Akdeniz’deki yağmacı anlayışına ve çıkarlarına “Dur” diyen Türkiye’ye karşı agresif bir siyaset izleyen Fransa’da dahil bu koroya...
Çıkar çatışmalarını yeniden uyandırmaya gayret eden Macron, Türkiye’ye karşı Avrupa ve Arap ülkeleriyle ABD’yi aleyhimize kışkırtmaya gayret ediyor...
Türkiye’ye ağır yaptırımlar öneriyor...
Evrensel barışa giden tüm yollara mayın döşüyor...
*
Müslüman ve Arap Dünyası Çalışmaları Merkezi Araştırma Direktörü Dr.
Niye?
Diplomatik kaosun sayfalarını açabilmek için Macron her türlü kirli stratejiye herkesi ortak etmeye çalışıyor...
Dünya kamuoyunun dikkatini Türkiye’ye çevirebilmek ve kendini kahramanlaştırmak için çalışan Macron, ülkesini ve halkını her geçen gün yeni bir kaosa itiyor...
Ajandasındaki yüzlerce karalama sayfasında ne yazıldığını bilmiyoruz ama kör baykuşların gece yarılarında kendisinin kulaklarına fısıldadıklarını iyi biliyoruz...’
*
Fransız akademisyen François Burgat’ın yıllar önce yazdığı ‘Ya Paylaşma ya da Terör’ başlıklı yazısı aklımıza düşüyor...
Diyordu ki:
Terörizme karşı savaş silahlarının, onca geliştirilmiş ve güçlendirilmiş olmalarına rağmen tesirlerinin sınırlılığı bir kere daha gözler önüne serilmiş bulunuyor...
Ve kâbus bekleyenlerin eşiklerinde...
Herkes farklı bir hayalin peşinde at koşturuyor...
Duvarlara çarpan bir Türkiye beklentisiyle yaşayanlar sığındıkları mağaralarda yılanlara sarılarak yaşıyor...
*
Birileri, ABD seçimlerinde Trump’ın kaybedeceğini, Türkiye düşmanlığını çekinmeden ilan eden Biden’ın kazanmasını bekliyor...
Birileri, Biden’ın başkan seçilmesi halinde Türkiye yaptırımlarının ağırlaşacağını bekliyor...
Birileri, Putin’in Azerbaycan ve Ermenistan arasında süren savaşta Türkiye’yi köşeye sıkıştıracak bir tavır almasını bekliyor...
Birileri, Halkbank davasında Türkiye’nin yüklü bir miktarda para cezasını bekliyor...
COVID-19 yüzünden zengin ülkelerin büyük kalabalıkları karıncalar gibi gıda stoklayarak evlerine çekilirken yoksul ülkelerin halkları virüsle değil açlıkla savaşıyordu...
Ve yoklukla...
*
Zor günlerde dünyanın ihtiyaç duyduğu lojistik desteği sağladıklarını söyleyen WFP Sözcüsü Thomson Phiri diyor ki:
Küresel çaptaki kısıtlamalar sebebiyle her şey kapatılmıştı... Biz ise toplumları birbirine bağlayabildik...
*
Koronavirüs salgını ve savaşlar yüzünden dünyanın birçok yerinde insanlar açlık gerçeğiyle zor günler yaşıyor...
Sözcü
Dağlara buğdaylar serpin ki “Müslüman ülkelerde kuşlar aç” demesinler...
Ya şimdi?
*
Dağlara ateş serpiyorlar...
Ormanlardaki ağaçlar yanıyor...
Kuşlar yanıyor...
Ve insanlar...
*
Sanki bin yıllık hikâyemizi özetliyor...
*
İçimizde doğup büyüyen, yaşayan ve sonra da dağlara çıkan terör örgütü PKK’lıların ağaçları yakıp ateşe üfleyişlerini tarif ediyor...
Hatay ve Kahramanmaraş’taki ormanları ateşe vererek ağaçları yakan sapların yüreklerinin kuruduğuna bir kez daha şahit oluyoruz...
40 yıl boyunca dış güçlerin elinde bir balta gibi kullanılan örgüt akla gelmeyecek eylemlerini sürdürüyor...
Irk, dil ve mezhepsel ittifaklarını kurmayı, karıştırmayı ve savaşmayı da...
*
Kürt halkının haklarını savunuyor yalanlarıyla 40 yıldan beri Kürtlerin çocuklarını ateşe atıyor, ölüme gönderiyor...