Hesaplara dair yığınla farklı projeden bahsediliyor.
AB liderleri bu hafta toplanıyor ve Türkiye’ye yaptırım olup olmayacağına karar verecek...
Ekonomik yaptırımların dışında bazı siyasi kararların alınabileceğini belirten uzmanlar, Doğu Akdeniz, Libya ve Suriye’deki Türkiye varlığının sona erdirilmesine yönelik sert uyarıların da olabileceğini vurguluyor...
Ve AB liderlerinin ise ABD’nin ilk somut yaptırımlarını beklediklerini...
*
ABD ne istiyor?
Türkiye’nin yıllardan beri hava savunma sistemi Patriot taleplerine ciddi bir karşılık verilmediğini biliyoruz.
Rusya’dan S-400 almaya başlayınca da yaptırımlarla tehdit ediliyor.
“Türkiye her şeyi yanlış yaptı. Yalnız Avrupa’yı değil, herkesi karşısına almak için elinden geleni yaptı. Bunun da maliyeti vardır” diyen Schinas yanlışların detaylarından söz etmiyor...
*
Almanya, Fransa, İspanya ve İtalya sınırımızdaki Irak ve Suriye’ye gelip kırk oyun oynayacak, Türkiye oyunları bozduğunda ise kısa ve uzun vadeli yaptırımlarla tehdit edilecek...
Yıllarca PKK ve uzantılarını finanse eden, büyütüp besleyen ve silahlandıranlar, siyasete, ekonomiye ve yargıya müdahale edenler ilişkilerimizi yeniden gözden geçirmek istiyor...
Darbecilere, kaçaklara, katillere ve hainlere sahip çıkan, teröristleri destekleyen ve dünyanın her yerindeki illegal yapılanmaların içinde hem parmak hem ayak izleri olan AB ülkeleri, çıkarlarına ters düşen Türkiye ile ilişkilerini kısa ve uzun vadeli gözden geçirmek istiyormuş...
Bir gözü kör bir kulağı sağır olan yol bir ülke olmamız isteniyor...
Ya da yol geçen hanı gibi...
*
Ve sahte dünyalarına dair her geçen gün hileli yeni şeylerini öğreniyoruz...
Koronavirüs ile ilgili öyle senaryolar yazılıyor ki...
Bill Gates hakkında suçlamalar gittikçe ciddileşiyor...
Nereye kadar gidilecek ve durulacak belli değil...
*
Kimileri virüsün Çin’de laboratuvar ortamında üretildiğini iddia ediyor...
2013 yılında yayınlanan haberleri okuyoruz...
Çinli bilim insanlarının ölümcül grip virüsü geliştirdiklerini, virüsün yayılmasından korkulduğunu yazmışlar...
Siyaset, görüşü ne olursa olsun, her zaman nefretin sistematik organizasyonudur.
*
Dünya siyasetini belirleyen liderlerin söylediklerini dinledikçe nefret körüklediklerini ve kazanabilmek için düşmana ihtiyaç duyduklarını görüyoruz...
Sonra da barıştan yana olduklarını ifade ettiklerini...
Kendilerini değiştiremeyenler dünyayı değiştirmeye kalkışıyor...
Ve ülkeyi...
Ya da dünyayı...
Üretilen siyasi sloganlarla halk yönlendiriliyor...
Ve önlem alınmazsa çatışma, yoksulluk ve kıtlığa doğru gidildiğini söylüyor...
Salgının savunmasız ve kırılgan ülkelerde yayılmasının engellenmesi için 7 milyar dolara ihtiyaç duyuluyor...
Liberya, Mozambik, Pakistan, Zimbabve, Filipinler, Benin ve Cibuti gibi ülkelerde en büyük yıkımın olacağına dikkat çekiliyor...
İstikrarsızlığın, yoksulluğun ilk adreslerinden sayılan bu ülkelerde durum böyle de Avrupa ve İngiltere gibi gelişmiş ülkelerde çok mu farklı?
Şehirlerindeki zengin ve yoksul dizisine dönüşen adreslerde yaşananları kimse görmüyor...
*
İngiltere’de Kuzey Sağlık Bilimleri COVID-19 ile ilgili ilginç bir araştırma yapmış...
Araştırmanın ayrıntılarını Independent gazetesine yazan
- Adam olmanın sermayesi hüzündür...
*
COVID yüzünden hiç yaşamadığımız şeyler yaşıyoruz...
Ve hayatın başka bir yüzüyle yüzleşiyoruz...
Yabancısı olduğumuz, askıda bekleyen ne kadar acı varsa hepsiyle tanışıyoruz...
İhanetlerin, hüzünlerin kıyılarında maskeli dolaşıyoruz...
Güz bitiyor, usulca çekip gidenlerin hüzünlü yüzlerini hatırlıyoruz...
Ve kendi hüzünlerimizi unutuyoruz...
AB ülkeleri de öyle...
Libya’ya boya ve gıda maddesi götüren Türk gemisini, Alman fırkateyni Doğu Akdeniz sularında durduruyor...
Yunan komutan arama yaptırıyor...
İtalya, İngiltere işin içinde...
Ve Fransa...
*
İrini harekâtıyla gemide ne arıyorlar?
Silah ve askeri mühimmat...
Ekmeğini evine götürebilmenin derdiyle yaşayanları düşünüyor muyuz?
Yağmurlu, soğuk günler başlıyor...
Kaç milyon insanın gündelik işlerde çalışarak evini ısıtmaya çalıştığını biliyor muyuz?
Elektrik, doğalgaz, su faturalarını ödeyebiliyor mu ya da odun ve kömür parasını kazanabiliyor mu?
Bilmiyoruz...
*
Dünyanın içindeki yoksulluk tablosunu bilenler, dünyayı yönetenlerin gözlerinin içine bakarak bağırıyor ve diyorlar ki:
2021’de korkunç boyutta kıtlık olacak!