Başbakan'ın son ziyareti, kamuoyunda çok farklı yankılandı. Son seçim analizleri ve anketlerde de belirtildiği gibi, "lider ülke" imajı iktidara ters bakanların dahi hoşuna gidiyor. Hele Kahire sokaklarındaki gösteriler, Erdoğan'ın reytingini birkaç puan artırmış durumda.
Bu verileri hem bazı anketçilerden, hem de konuştuğum kanaat önderleri ve kurumlardan aldım.
Aslında çok anlaşılır bir algılama.
Şimdiye kadar böyle bir durumla karşı karşıya kalınmamıştır. Türk kamuoyu ister Orta Doğu ister “Batı”dan olsun, sadece eleştiri duymuştur. Bundan dolayı da uzun yıllar uluslararası ilişkilerde kompleksli yaşamış ve özellikle “Batı” ülkeleri karşısında kendini ezik görmüş olan Türk halkı bu dönemle birlikte ilk defa alkışlanıyor, övgü alıyor. Sadece Arap sokaklarından değil, Avrupa ve Amerika’dan da "lider ülke" sözleri geliyor.
İnternete düşen ses bandı derinden derine önemli bir depreme yol açtı. Muhalefet rüyasında görse inanamayacağı bir balık yakaladı. Bu fırsatı da kaçırmak istemeyecektir. Ak Parti iktidarını yerden yere vuracak. Ne vatana ihanet, ne de şehit edebiyatı kalacak.
Toplumun bir kesimi de bu eleştirilere katılacak. MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş ve şimdinin MİT Müsteşarı, dönemin Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Hakan Fidan gibi üst düzey yetkililerinin “Başbakan adına” PKK' nın üst düzey yetkilileriyle görüşmesine tepki gösterecek.
Oysa hükümet doğrusunu yapmıştır.
Hergün insanlarımız ölüyor.
Kahire’ye inen Başbakan’ın karşılanış görüntüleri bizim medyada bir zafer şeklinde nitelendi. “Hoş Geldiniz” diye alkış tutan binlerce Mısırlının bu sevgi gösterisi eminim Başbakan tarafından çok ciddiye alınmamıştır. Özellikle Mısır’da bu tip gösteriler özel şekilde düzenlenir. Yönetimler tarafından kurgulanır ve konukların hoşuna gitmesi veya olumsuz mesaj verilmesi için kullanılır.
Arap “sokakları” şimdiye kadar kimleri kimleri alkışladı ama ardından aynı liderleri yerlerde sürükledi.
Erdoğan aynı konumda değil.
Gerçekten de halk tarafından sempati duyulan bir lider. Ancak buna da çok güvenmemek gerekir. Zira bu ülkeleri yönetenlerin Erdoğan’a bakışı farklı.
İSRAİL İLE ÇATIŞMAK AKIL KARI DEĞİLDİR...
Hemen her yerde aynı soruyla karşılaşıyorum:
“Başbakan İsrail ile sürtüşmek, çatışma pahasına Gazze için elini ateşe sokmak mı istiyor? Amacı nedir? Kasfasının arkasında bir strateji var mı, varsa bu nedir?”
Mutlaka bir oyun planı var. Kararları Davutoğlu ile birlikte alıyorlar. Adımları ise, Başbakan bizzat atıyor.
Erdoğan Bayraktar farkını yine ortaya koydu.
Çevre ve Şehircilik Bakanı, Ataköy sahil şeridi konusunda hazırladığı projeyle, hepimizin kalbini kazandı.
Düşünebiliyor musunuz, 12 milyonluk bir İstanbul’da yaşıyoruz ve bu nüfusun yaklaşık yüzde 30’u hayatında denize girmemiş. Daha doğrusu denize girecek imkana ulaşamamış.
Nedeni de çok basit.
Org. Özel’in başarılı olmasını istiyorsanız , görev en başta sivil iktidarlara düşecek.
Bakın neden?
Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) ülkenin siyasi yaşamıyla uğraşmaktan uzaklaşması ve normal bir konuma girmesi, Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan’ın tutumları sayesinde gerçekleşti.
Bu konuda kimselerin kuşkusu yok.
ORG.ÖZEL’İ BÜYÜK BİR SINAV BEKLİYOR...
Türk Silahlı Kuvvetleri açısından yepyeni bir süreç başlıyor.
Artık eskiyi bir yana bırakalım. Eski uygulamaları, yapılan hataları ve nedenlerini hepimiz biliyoruz . Gereksiz yere suçlama kampanyaları açmayalım. O subayları da bugün yerden yere vurmayalım. Unutmayalım ki , şimdi eleştirdiklerimizi eskiden alkışlar, hatta teşvik ederdik. Zira işimize gelirdi.
Özetlemek gerekirse, eğer bir hesap sorma sürecine girilecekse, sivillerin günahlarını da hesaba katmalıyız .
Ben bugün geriye değil, ileriye bakmak istiyorum.
Eski hatalardan ders alalım ve bir daha tekrarlanmamasını sağlayacak yeni bir yapılanmaya gidelim. TSK’nın belkemiğini oluşturan subayların yetiştirilmesinden başlayıp, derine inecek bir reorganizasyona başlayalım.
Nedeni de çok basit.
TSK bu ülkenin en önemli ve yaşadığımız bölgede de en çok ihtiyaç duyduğumuz kurumların başında gelmektedir. Bu kurumu yerden yere vurup, gereksiz şekilde eleştirip zayıflatmak yerine, aksine “yeni bir anlayışla” güçlendirmemiz gerekiyor.
Bu manzarayı kimileri , TSK’nın Ak Parti’ye teslim oluşu gibi görebilir . Doğrudur.TSK, sivil iktidara teslim olmak zorundadır. “Olması gereken” budur. Halk tarafından seçilen siyasetçinin masanın başına oturması ve genel stratejileri çizmesi gerekir.
TSK’YI , POLİTİKAYA KARIŞMAK ZAYIFLATTI...
• Org. Koşaner’in internete düşen konuşması hakkında , birbirinden farklı değerlendirmeler yapıldı . Ben bu olaya başka bir yönden bakacağım ve bundan sonra bizi neyin beklediğini, yeni Genelkurmay Başkanı Org. Özel’in neler yapması gerektiğini tartışacağım. Artık eskiyi bırakalım ve ileriye bakalım.
TSK EFSANESİ YIKILDI ,HERKES ŞAŞKIN...
Eski Genelkurmay Başkanı Org. Koşaner’in internete düşen ünlü konuşması , sadece bizleri değil , Uluslararası askeri çevreleri de çok şaşırttı.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) hakkında içerde ve dışarda bir imaj yerleşmişti. Adeta bir efsaneleşmiş bir güç gösterisi söz konusuydu. Disiplinli, kahramanlık destanlarıyla dolu, sürekli bir fedakarlık ve başarı öykülerini dinlediğimiz bir Türk ordusundan söz edilirdi.