Kurthan Fişek

Köpekten al haberi! Kulağına üfledin mi zerre etkilenmez!

27 Aralık 1998
Birileri birilerinin kulağına bir şeyler üflüyor, ‘‘insanoğlu’’ pimpirikleniyor, sinirleniyor, maraza çıkarıyor. İtlerden, köpeklerden alacağımız çok ders var. Geçen hafta arabada gidiyordum. İtin biri, 30 kilometre hız sınırı olan yolda 90 kilometre hızla gidip sağ-sol yaptıktan sonra, arabasının ön camından başını ve kolunu uzattı, önce yana, sonra geriye doğru, kaba el işareti yaptı. Neymiş, korna çalınmış... Böyle şeylere müdahale etmem... Arabayı kullanan arkadaşım indi, iti evire çevire dövdü. * * * Biraz daha yol aldık. Önde bir araba vardı. Arka koltukta da, sevimli bir köpek... Sevgili Oğuz Aral'ın deyimiyle, sevgili ‘‘Bekir'in İtleri’’nden biri... Yani, homo sapiens sapiens değil, sahicisi... Canis familiaris... Köpeğin başı pencerenin dışındaydı. Etrafına bakınırken, kulağına rüzgâr giriyordu. Ama, keyfi yerindeydi. Kulağına girenlerden zevk alıyordu. İtle köpeğin farkını araştırmaya koyuldum. Yani, ‘‘kulağına girene kızan’’ bir tarafta, ‘‘kulağına girenden zevk, haz ve ders alan’’ öbür tarafta... * * * Çocukluk günlerine gitti aklım... Rahmetli dedem, Jeep'e bindirmişti. O zamanki motor kapasitesiyle, saatte azami 40 yapabilen o araçtan başını pencereden uzatır, keyiften, zevkten dört köşe olurdu hayvan... Açık pencereden başlarını uzatıp kulaklarına rüzgâr giren köpeklerle, kulaklarına fısıldanan itlerin arasında ne fark var? Onu merak ettim. David Feldman'ın ‘‘Köpeklerin Burnu Niye Islaktır?’’ kitabını açtım. İlginç açıklamalara rastladım. * * * Bu konuda iki ayrı bilimsel görüş var. Köpeklerin ısrar ve inatla, başlarını araba penceresinden uzatmalarının sebebi, etrafta ne olup bittiğini merak etmeleridir. Azami hızı saatte 20-22 kilometre olan bu hayvanlar, saatte 90-100 giden bir vasıtada, hiç bir şeyi kaçırmamak için, sırf meraklarından, başlarını pencereden uzatırlar. Açık buldukları pencereden başlarını uzatıp, hem serinler, hem çevreyle ilgili meraklarını giderirler. Kulağına bu kadar rüzgâr yiyen köpek niye rahatsız olmaz? Basittir sebebi... O kadar rüzgâr kulağının dışına, yüzüne vurur. Oysa, kulağının içine giren üfürüğün frekansı yüksektir. Veteriner hekim Ben Klein'ın dediğine göre, köpeklerin sağır olup olmadığını anlamanın yolu, huniyi kulağına sokup üflemektir. Rahatsız olmayan köpek ‘‘sağır’’ demektir. Köpeğin kulağına üflemek, köpekte tepki yaratır. Kapakçıklar kapanır. Kulağın tam içine giren rüzgâr ‘‘korunma refleksleri’’ni harekete geçirir. Kulağa ses ve rüzgarın girmesiyle kibrit çöpünün girmesi arasında bir fark yoktur. Ama, öte yandan köpeklerde kulak enfeksiyonlarının en önemli sebebi, köpeğin pencerelerden başını uzatmasıdır. O yüzden köpeklere de emniyet kemeri şartı konulması gerekir! * * * ‘‘Bu ne biçim yazı, itlerden, köpeklerden bize ne?’’ diyebilecek okuyucularıma şimdiden cevabımdır. Bu nasıl koalisyon ama? Lâf aramızda, bu yazıyı beş sene önce de yazdıydım.
Yazının Devamını Oku