Mustafa Sarı’yı “fıtrat” mı öldürdü?
Dört yıl önce maden kapısında ağlayarak beklediği babasına kavuşan Doğukan Sarı’nın bu kez morg kapısında beklerken çekilmiş fotoğrafıyla duyuruldu haber: “Madencinin oğlu...”
SORUMSUZ BİR MADEN
Haberci arkadaşlarımız mikrofon uzattı, anlattı Doğukan:
Arkadaşımız Gamze Kolcu’nun bugünkü haberinin başlığı şöyleydi: “YÖK rektör ilanına çıktı: 19 üniversiteye rektör atanacak...”
Filmi biraz başa saralım, sonra kaldığımız yerden güleriz halimize...
18 Ağustos’ta TBMM’de görüşülen “torba yasa”ya, bir madde eklemek istedi iktidar partisi.
AKP’nin değişiklik önergesine göre devlet üniversitelerindeki rektörler YÖK tarafından önerilecek, profesör olarak en az üç yıl görev yapmış üç aday arasından Cumhurbaşkanı onayıyla atanacaktı. 3 muhalefet partisinin şiddetli itirazı üzerine konuyu yeniden değerlendiren AK Parti kurmayları önergeyi geri çekti.
Konu: Hakaret ve kötek.
Karatahtada böyle yazmıyor elbette ama İstanbul Ümraniye’de bir sınıfta yaşanan tam olarak bu.
“Öğretmen”, hap kadar çocukları derste “başarısız” oldukları gerekçesiyle hakaret eşliğinde dövüyor.
Sınıftaki dayağın cep telefonu marifetiyle kaydedilen görüntüleri sosyal medya aracılığıyla yayılıyor.
“Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi Halit Yılmaz, yeni uygulamayla hizmet kalitesinin artacağını belirterek, ‘Her önüne gelen taksi, minibüs ve servis aracı kullanamayacak. Denetimler daha da artacak’ dedi.”
Belge alınacak, iki yılda bir eğitim tekrarlanacak, verilen 100 puanı sıfırlayan 6 ay uzaklaştırılacak, yeniden eğitime girmek zorunda olacak vb.
Bu girişim taksileri daha güvenilir hale getirmek için ciddiyetle yürütülecek bir projeye dönüşürse ne mutlu biz İstanbullulara!
Daha önce de turistlerle daha rahat iletişim kurabilmeleri için yabancı dil eğitimi verilmişti İstanbullu taksicilere.
Leonard Cohen’in ölüm haberi, Trump’ın ABD Başkanı seçilmesinin ardından gelince (7 Kasım’da öldü Cohen bu arada; 10 Kasım’da duyuruldu) bir hayranı hislerini işte bu cümleyle özetliyordu...
2016 müzikseverlerin pek de hayırla anmayacağı şekilde gelişti. David Bowie ve Prince’in ardından bir başka “ikon sanatçı”ya daha veda etmiş olduk.
Bütün müzisyenler önemlidir, kıymetlidir; fakat yaşadığı zamanın ötesine geçmeyi garantileyen, insanoğlunun bir bölümüne ses olan, tercüman olan azdır...
Hayatları anlamlı kılan, kitlelerin duygularına, düşünce şekillerine, aşklarına, yıkılmışlıklarına, korkularına, coşkularına, hayallerine sızan ve biçimlendiren kutsanmış ruhlardır onlar.
Stüdyoya laf olsun diye ‘efsane’ demiyorum. Bir dönem Pentagram’ın çalıştığı yer burası. Mor ve Ötesi’nin başyapıtı ‘Dünya Yalan Söylüyor’u hazırlama aşamasında devraldığı ve o günden sonra sürekli kullandığı, memleketin rock tarihinde yeri olan bir stüdyo. Duvarlarda The Beatles, New Model Army, Bob Marley posterlerinin, eski turne afişlerinin, konser şarkı listelerinin asılı olduğu bir stüdyo. Enstrümanlar hazır bekliyor rutubetin vantilatörle dağıtılmaya çalışıldığı bu izbe, rock’n roll ruhunu yansıtan mekânda. Önce en uzaktaki eleman geliyor; bir süredir eşi ve çocuğuyla Sırbistan’da yaşayan müthiş gitarist, müthiş güzel dost Kerem Özyeğen... Sonra Harun geliyor; sonra yakın zamanda yine eşi ve dünya tatlısı çocuğuyla Göcek’e demir atan bas gitarist Burak Güven ve Kerem Kabadayı... 20 yılının hemen her anına şahitlik ettiğim, hem arkadaşları hem de hayranları olarak takipten ayrılmadığım ‘Mor ve Ötesi’, bu yıl 20’nci yılını kutluyor. Ülkede umutsuzluk olduğunu, bu yüzden müziğe şu anda her zamankinden daha çok ihtiyacımız olduğunu söylüyorlar. Grubun tarihi üzerinden bir yerde Türk Rock Müziği’nin son 20 yılının bir fotoğrafını çekmeye çalışacağız...
Buyurun, başlayalım...
20 yıl bir müzik grubu için sadece bizim memlekette değil, her yerde hatırı sayılır, zorlu bir süreç. 20 yıl deyince aklınızdan ilk geçen ne oluyor?
Ama, Donald Trump’ı başkanlık sürecinde destekleyen bazı isimlere ve görüşlerine, kimlerden olduklarına, neler söylediklerine şöyle bir bakmak ister misiniz?
Jon Ritzheimer, ABD’de tanınmış bir İslam karşıtı aktivisttir. Arizona’daki bir caminin önünde İslam dinine direkt sinkaflı küfür savuran bir tişörtle gezmişliği vardır.
Trump’ın kampanyasına Arizona’da açıkça destek verdiğini söyleyen Ritzheimer, açıkça şunları söyleyen kişidir:
“Bu ülkedeki bütün camileri yerle yeksan edeceğiz...”
Parlamenter sistemin –belki de- son demlerinde olduğumuz, bazı seçilmişlerin evleri basılarak gözaltına alınıp tutuklandığı günlerdeyiz...
Terörün kıskacı altında yaşıyoruz. PKK, IŞİD diye başlayın sayın işte hepsi canımıza kastediyor; böyle günlerdeyiz.
Savaşın eşiğinde gezinen hatta halihazırda birkaç cephede savaşan bir ülkeyiz. Ama biz bizeyken efelendiğimiz ülkelerin ayağına basmamamız gerekiyor “çıkarlarımızı savunurken”. Yerimiz de yenimiz de dar vaziyetteyiz; işte böyle günlerdeyiz...
ENSELER KARARIRKEN