Kanat Atkaya

Al sana adalet kardeşim!

11 Şubat 2020
KENDİNİZİ iyice, şöyle kuvvetli bir şekilde güncellenmiş hissediyor olmalısınız.

Hafızam beni yanıltmıyorsa “zam” yerine “O zam değil güncelleme” diyen ilk kişi yakın geçmişin Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmuştu...

Vatandaş üzerindeki etkisi aynı derecede yıkıcı olsa da en azından daha değişik, kulağa daha “hoş” gelecek şekilde ifade etmişti Şimşek yapılan zamları...

2019’da doğalgaz yüzde 32’yi bulan oranda güncellenmişti ki; 2018’i de işin içine kattığımızda güncellenme oranımız yüzde 60’ı buldu.

Her ay doğalgaz faturasını elimize alır almaz güncellenip güzelleşmemizin sebebi budur yani.

Elektrik? Yüzde 15 oranında olanı hatırlıyorum bir tek, öyle güncellenmişim ki; etkisi hâlâ sürüyor...

Vergi, harç ve cezalar? 2020’ye girerken ortalama yüzde 22.5 oranında güncellendik zaten.

Yeni güncellenmiş vatandaşı büyüyen ve donuklaşan gözlerinden, robot gibi yürümesinden hemen tanıdığımdan “Pasaportu mu yeniledin sen?” diye soruyorum mesela...

Çoğunlukla yanılmıyorum. En fazla

Yazının Devamını Oku

Aslan payının peşinde!

10 Şubat 2020
Havanın soğukluğunun üstüne, Saracchi’nin ilk dakikalarda sakatlanmasıyla bir de soğuk duş etkisiyle başladı Galatasaray maça...

 Düşme hattının üstüne sıçramak amacındaki Kasımpaşaspor’un oyunu biraz önde oynamak isteği karşılaşmanın ilk dakikalarında ‘ilginç’ bir maç izleyebileceğimizi işaret ediyordu ki; zincirleme hatalar maçı bambaşka bir yere sürükledi.

Önce, 6’ncı dakikada ceza sahası içinde kaleci Fatih, bizzat arkadaşı tarafından bloklandı ve Feghouli’nin gol çizgisine paralel olarak geçip gidecek vuruşu Meriah’a çarparak gole dönüştü... Sonra 22’nci dakikada Florent Hadergjonaj’ın ceza sahası içinde topu elle kesmesiyle kazanılan penaltıda Adem Büyük ikinci golü buldu...

Özetle rakibin ‘etkin ve iyi oyunundan çok’ Kasımpaşa’nın hataları belirleyici oldu bu süreçte.

HATALARIN FATURASI

Galatasaray kalibresinde bir takıma karşı yapılan hataların faturası ağır oluyor ve Kasımpaşa da bu ağır faturasyı ilk yarıyı 3-0 geride tamamlayarak ödedi. Nöbetçi olarak sahaya çıktığı maçlarda görevini layıkıyla yerine getiren Adem Büyük karnesine 2 gol ekledi. Galatasaray mecbur olduğu 3 puanı büyük ölçüde ilk yarıda cebine koydu ve ikini 45 dakika neredeyse formaliteye dönüştü. Puan cetvelinde önünde yer alan 4 takımın 2’şer puan kaybettiği bir haftada sarı kırmızılılar istediğini umduğundan çok daha rahat elde etmiş oldu.
(Trabzonspor’un eksik maçını saymazsak) Zirveyle puan farkı 3’e indi, Fenerbahçe hem puan hem de averaj olarak geçildi ve özet olarak ligin ikinci yarısında başlayan koşu meyvelerini vermeye başladı.

İŞİN 'AMA'SI VAR

Bunlar iyi haberlerdi ama... İşin elbette bir de ‘ama’sı var... Galatasaray için işlerin güçleşeceği haftalar da geldi çattı... Bu koşunun anlamlı hale gelmesi için, işin ‘tamamına ermesi için’, yaklaşmakta olan zorlu maçlarda ne yapacağı önemli Galatasaray’ın. Ufukta Başakşehir, Alanyaspor, Fenerbahçe ve Sivasspor deplasmanları, Trabzonspor ve Beşiktaş maçları gibi her biri 6’şar puanlık maçlar beliriyor artık yavaş yavaş... ‘Mayıslar bizimdir’ demek için o maçlarda ne yapacağı önemli Fatih Terim ve öğrencilerinin... ‘Erimez’ görünen fark eridi ama iradeye, konsantrasyona, iyi oyuna asıl şimdi ihtiyaç var... Aslan, çok alışık olduğu payını almak için lige asıldı, ama pençesini vurup vuramayacağını hep birlikte göreceğiz...

Yazının Devamını Oku

İşten değil aramaktan yorulan gençlik

6 Şubat 2020
Türkiye’nin can yakan problemleri arasında işsizlik ilk sıralarda yer alıyor.

Türkiye İstatistik Kurumu, Ekim 2019’a ait işgücü istatistiklerini ocak ayının ilk günlerinde duyurmuştu.

15 yaş üzeri nüfus 61.8 milyon. 32.7 milyonluk işgücü var ve istihdam edilen kişi sayısı 28.3 milyon olarak duyuruldu.

Bu vaziyete göre işsizlik oranı yüzde 13.4 ve 4.39 milyon kişi işsiz var...

Bu rakamların gerçek durumu ne kadar yansıttığını sizlerin takdirine bırakıyorum... Mevsimlik işçiler, iş güvenliği olmayanlar, iş aramaktan vazgeçenler...

Düzelme eğilimi göstermeyen, istihdam yaratma kabiliyeti sınırlı ve sıkıntılı ülkenin en zorda olanları hiç kuşkusuz gençlerimiz...

TÜİK’in Ekim 2019 rakamlarında 15-23 yaş arası grubun, gençlerin işsizlik oranı tam 3 puan yükseldi ve yüzde 25.3’e dayandı.

Özetle 4 gençten biri işsiz...

Doğru düzgün eğitilmemiş, bir noktadan sonra çeşitli nedenlerle eğitim sisteminin dışına itilmiş dev bir işsiz ordusunda savruluyor, eziliyor gençler...

Yazının Devamını Oku

Sizi gidi sancürcü ‘gibicibicisler’

4 Şubat 2020
‘NEŞELİ Günler’ her yönüyle gerçek bir Yeşilçam klasiğidir...

Senaryosu Sadık Şendil tarafından yazılan, Orhan Aksoy’un yönettiği 1978 yapımı bu harikulade filmi kuşaklar boyu sevmişizdir.

Nasıl sevmeyeceksin?

Münir Özkul (Kazım) ve Adile Naşit’in (Saadet) “Turşu suyu limonla mı yapılır, sirkeyle mi?” diye başlayan kavgaları 6 çocuklu sevimli ailenin dağılmasıyla neticelenir ve acı/tatlı hikâyemiz de başlar...

Dizide rahmetli Münir Bey ve Adile Hanım’ın dışındaki karakterler de müthiştir...

Hele Şener Şen’in canlandırdığı palavracı amca Ziya...

Malumunuz... Hiçbir işte dikiş tutturamayan, sürekli başına iş açan, iyi niyetli ama sakar, sahtekâr ama altın kalpli Şener Şen’in en unutulmaz repliklerinden bazıları da bu filmdedir.

Meşhur jilet pazarlama sahnesi ilk akla gelenlerdendir.

“En iyi cilet budur. Dünyanın bütün meşhurları bununla tıraş oluyor; İngiltere Kralı, rahmetli Başkan Kennedy, Taçsız Kral Pele, Bakenbauver, kaleci Maayer, Nadya Komenaci, Biricit Bardo, Fenerbahçeli Cemil... Hepsi şöhretlerini bu bıçağa borçlular...”

Yazının Devamını Oku

Hedef belli görüntü net

3 Şubat 2020
Geçen hafta Konya’da perdeyi kapatan golü atan Adem Büyük, bu kez perdeyi açan vuruşu şık bir şekilde yaptı; elini kalbine götürerek Taçsız Kral Metin Oktay’ı selamladı.

Maç böyle başladı sayılır... Liderin iki haftada 5 puan kaybetmesiyle fırsat doğmuştu. Galatasaray’ın zirveye 5 puan mesafeye gelmesi sadece lider Sivas’ı değil, onunla arasındaki diğer rakipleri de rahatsız edecekti.

ÖVGÜYÜ HAK EDENLER ÇOKTU

Lemina, Falcao ve Saracchi’den yoksun Galatasaray’ın dün sahaya sürdüğü kadroda profesyonellikleriyle övgüyü hak edenler vardı ve çoğunluktaydı. Mesela aktif futbolcuyken Galatasaray efsanesi konumuna yükselen kaptan Fernando Muslera... Bir gol yedi fakat 34’üncü dakikada yine şahane bir şekilde kalesini korudu. Mesela emre akbaba bu kez skora katkı sağlayamasa da ikinci devrede hâlâ hücum iştahı duyan nadir isimlerden oldu. Mesela “dev profesyonel”, güzel insan Linnes bu kez “Sol bek oyna sen bu maçta” denildiğinde çıktı ve sol bek oynadı.

MARIANO ASİSTLERE DEVAM

Mesela ligin ilk yarısının hayal kırıklığı yaratan isimlerinden Mariano 2020’de sahalara dönüş yaptı; asistlere devam. Mesela Feghouli... 59’uncu dakikada emre akbaba’nın “Yılın asisti Ödülü” kazandıracak pasını heba etse de 5 dakika sonra kendisini affettirecek bir gol buldu. Sonra bir de kapanışı yaptı ki; 2 gol atan futbolcu elbette alkışı kapar. Mesela Onyekuru. Sıtmayı çalımladı geldi, “ısınsın bari” diye 83’üncü dakikada sahaya sürüldüğü maçta asist yaptı! Mesela “hem savunmada hem hücumda” Ryan Donk. Ömer’in pasını göğsüyle yumuşatıp o kadar şık bir gol attı ki; Metin Oktay’ın doğum gününde Ali Sami Yen’e gelip Donk’un omzuna dokunduğunu düşünsek yeridir.

ÖMER YİNE CANLA BAŞLA...

Ve mesela Ömer demişken... Dün de 2 asiste imza attı, yine canını dişine takarak oynadı. Bu sezonun en önemli kazanımlarından. “Herkes işini yapınca”, oyunun içinde kalınca, görevini ciddiye alınca, hedefe odaklanınca “muhteşem oynamasa da” şampiyonluk “aday adaylığı” da geliveriyor işte. Maçlar zorlaşacak, trafik yıpratıcı olacak ama hedef belli ve artık daha net seçiliyor.

Yazının Devamını Oku

Bir ben düzgünüm hastalığı

28 Ocak 2020
DURUMUMUZ pek parlak değil, genel ruh sağlığımızdan bahsediyorum...


Toplum olarak kendimizi antidepresana vurmuş halimiz böyle bir de...

Sadece 2016’nın ilk 9 ayında 33 milyon 368 bin 916 kutu antidepresan yutmuş bir toplumdan bahsediyoruz burada.

2018’de Milliyet’ten Mert İnan’a konuşan Türkiye Psikiyatri Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Ömer Böke “artan psikolojik rahatsızlıkların” tetikleyicilerini şöyle sıralıyordu:

“Yoksulluk, işsizlik, göç, doğal ve insan kaynaklı travmalar, alkol ve madde kullanım bozuklukları, toplumsal çatışmalar ve belirsizlikler...”

Elazığ’daki deprem felaketinin ardından bir kez daha tanık olduğumuz üzere bu listeye “sosyal medya kullanma şeklimiz” de rahatça eklenebilir.

Sadece ve sadece kendisinin doğru, düzgün, vicdanlı, ahlaklı, yardımsever olduğunu düşünen...

Elinde

Yazının Devamını Oku

İnanmak ve kenetlenmek zamanı

27 Ocak 2020
İçeride problemli bir takım ile dışarıda problemli bir takım problemlerini aşmak için karşılaşacak.” Aykut Kocaman (dünü saymazsak) geçen 18 haftada içeride 1 maç kazanabilen Konyaspor ve dışarıda 2 maç kazanabilen Galatasaray’ın durumlarını böyle özetliyordu.

“Aşağıdan tırmanmak” ve “yukarıyı yakalamak” hesabı içindeki iki takımın mücadelesinde belirleyici öge Konyaspor’un dayanıksızlığı oldu. Sol tarafta kendince bir maden bulan Galatasaray, Emre’nin Saracchi’yi çok şık bir şekilde “gördüğü” pozisyonda Falcao ile golü buldu. Saracchi’nin ikinci lig maçında ikinci asistini yapması umut verici.

'BANA BU KADARI YETER'

Asist demişken... 39’uncu dakikada bu kez takımın asist lideri konumundaki Ömer Bayram sol taraftan inerek Emre Akbaba’yı buldu ve Galatasaray zorlu deplasmanda 0-2’yi yakaladı. İkinci yarıda az da olsa kendine gelen, rakibi zorlamaya çalışan, ancak gücü yetmeyen bir Konyaspor ve “Bana bu kadarı yeter” havasında bir Galatasaray izledik uzun süre. Saracchi ve Falcao’nun tedirginlik yaratan sakatlıklarıyla eksilen Galatasaray stres yaşaması muhtemel süreçte bir gol daha bulmayı başardı. Skoru 3 farka çıkartan golde son vuruşu yapan Adem Büyük kadar, atağın gelişim sürecinde serinkanlılığını koruyarak doğru pas haritasını çizen tüm futbolcuların katkısı vardı.

'HEM SAHADA HEM YOK!'

Seri ve Feghouli gibi isimlerin “hem sahada hem yok” pozisyonunda oynadıkları ve zorlu geçeceği öngörülen bir maçta böylesi rahat bir galibiyet çıkartmak pek çok açıdan önemli. Bir Kadıköy deplasmanı dahil olmak üzere önümüzdeki 5 haftayı İstanbul’da geçirecek Galatasaray. “İçeride ve dışarıda” yaşadığı sorunları dondurmayı başarırsa, hedefine odaklanırsa, kenetlenebilirse ve koşusunu kararlılıkla sürdürürse “yukarıyı” rahatsız edebilecek konuma da yaklaştı. “Canı olana” bu puan farkı nedir ki! İnanmak, kenetlenmek ve konsantrasyon zamanı. Muhtaç olduğu kuvvet genetik kodlarında ziyadesiyle mevcuttur!

Kaybeden tüm iddaa kuponlarına %3'e varan iade sadece Misli.com'da, katılmak için buraya tıklayın!


Kaybeden tüm iddaa kuponlarına %3'e varan iade sadece Misli.com'da, katılmak için buraya tıklayın!

Yazının Devamını Oku

Canını malını çocuğunu seversen dinle

23 Ocak 2020
ABD Başkanı Donald Trump’ın sinirlerini bu derece zıplatması bile Greta Thunberg’i sevmek için yeterli kabul edilebilir.

2003 doğumlu İsveçli bir öğrencinin 1.5 yıl gibi kısa bir sürede “dünya çapında kanaat önderi”ne dönüşmesi, gelecekle ilgili kaygılarını net ve sert bir şekilde dile getirmekten geri durmaması “Yılın Kişisi” olarak Time’ın kapağında belirmesine bile yol açtı.

Trump bu durumu “gülünç” bulduğunu söyledi ve “Greta önce öfke kontrolü sorunuyla başa çıkmalı, sonra bir arkadaşıyla eski usul güzel bir filme gitmeli. Sakin ol Greta, sakin ol” şeklinde bir tavsiye tweet’i saldı sosyal medyaya.

“Aklını kendine sakla gözünü seveyim” demek yerine profil mesajını “Öfke kontrolüyle başa çıkan bir ergen. Şu anda bir arkadaşıyla sohbet edip eski usul güzel bir bir film izliyor” şeklinde değiştirerek cevap verdi Greta.

Bu ilk kapışmaları değildi.

Ağustos 2018’de iklim değişikliğiyle mücadele edilmesi konusunda okul grevi başlatan, “müesses dünya nizamı”nın oynayıp durduğu “3 maymun”culuğu protesto etmek için yola çıkan Greta’yı artık neredeyse tanımayan yok.

Tek başına başladığı eylemi dünya çapında, milyonlarca kişinin (çoğu öğrenci) katıldığı bir harekete dönüşünce Trump da devreye giriverdi.

Hedef aldı, dalga geçti, küçümsedi, “Haydi küçük, git ileride oyna” havalarıyla sindirebileceğini düşündü.

Greta

Yazının Devamını Oku