Paylaş
2003 doğumlu İsveçli bir öğrencinin 1.5 yıl gibi kısa bir sürede “dünya çapında kanaat önderi”ne dönüşmesi, gelecekle ilgili kaygılarını net ve sert bir şekilde dile getirmekten geri durmaması “Yılın Kişisi” olarak Time’ın kapağında belirmesine bile yol açtı.
Trump bu durumu “gülünç” bulduğunu söyledi ve “Greta önce öfke kontrolü sorunuyla başa çıkmalı, sonra bir arkadaşıyla eski usul güzel bir filme gitmeli. Sakin ol Greta, sakin ol” şeklinde bir tavsiye tweet’i saldı sosyal medyaya.
“Aklını kendine sakla gözünü seveyim” demek yerine profil mesajını “Öfke kontrolüyle başa çıkan bir ergen. Şu anda bir arkadaşıyla sohbet edip eski usul güzel bir bir film izliyor” şeklinde değiştirerek cevap verdi Greta.
Bu ilk kapışmaları değildi.
Ağustos 2018’de iklim değişikliğiyle mücadele edilmesi konusunda okul grevi başlatan, “müesses dünya nizamı”nın oynayıp durduğu “3 maymun”culuğu protesto etmek için yola çıkan Greta’yı artık neredeyse tanımayan yok.
Tek başına başladığı eylemi dünya çapında, milyonlarca kişinin (çoğu öğrenci) katıldığı bir harekete dönüşünce Trump da devreye giriverdi.
Hedef aldı, dalga geçti, küçümsedi, “Haydi küçük, git ileride oyna” havalarıyla sindirebileceğini düşündü.
Greta’yı sevmeyen tek kişi o değildi elbette. Arjantin’in “faşistperver” devlet başkanı Jair Bolsanaro da “Şımarık bir çocuk” demişti mesela.
Bolsanaro’yu seçildiği zaman “Irkçı, yabancı/mülteci düşmanı ve cunta yanlısı... Çevrecilere ve insan hakları savunucularına ve elbette medyaya gıcık, silahlanma yanlısı, sıkısından bir ‘solcu düşmanı’... Eh, haliyle homofobik; eh, haliyle kadın düşmanı; eh, haliyle kürtaj karşıtı; eh, haliyle aşırının aşırısı sağcı...” diye tanıtmıştım.
Böyle liderler tarafından sevilmemek şeref madalyası sayılmalıdır.
Son olarak önceki gün Davos’ta “kapıştı” ikili.
Trump, izleyenler tarafından “Akla ziyan” veya “Sadece kendini övme, cahillik, herkese saygısızlık, küresel sorunları anlamazlık... Hayatım boyunca duyduğum en berbat konuşmaydı” olarak değerlendirilen “performansı” sırasında Greta’ya da laf attı.
Greta ve arkadaşlarını “Bunlar mazinin sersem falcılarının halefleri, felaket tellallığı yapan iklim peygamberleri” diye eleştiren Trump, iklim değişikliği konusunda iyimser olmayı teklif etmek gibi “süper zekâ” ürünü bakış açısını korudu!
Greta durur mu, verdi yine cevabını: “Fark etmemiş olmanız ihtimaline karşı söyleyeyim, dünya alev alev yanıyor” diye girdi söze, “Evimiz hâlâ yanıyor. Sizin atıllığınız her saat alevleri körüklüyor. Biz ise size diyoruz ki, çocuklarınızı her şeyden çok seviyorsanız harekete geçin” diye çıktı...
Trump ve temsil ettiği savunma hattının iklim değişikliği konusunda takındıkları tavrın duygusal(!) nedenlere dayandığını, ekonomiyi bildikleri gibi sürdürmek için doğal kaynakları hızla sömürmeyi hak gördüklerini tahmin etmek güç değil.
Ama o ekonomi de tehdit altında ve bunu da görmek istemiyorlar.
Davos’ta bu yıl Dünya Ekonomik Forumu (WEF) ve PwC İngiltere tarafından hazırlanan bir rapor da sunuldu.
O rapora göre dünyanın gayrisafi yurtiçi hasılasının yarısını oluşturan 44 trilyon dolarlık ekonomik değer iklim değişikliği nedeniyle uçup gidebilir. İnşaat, tarım, gıda eğer acil önlem alınmazsa en fazla etkilenecek sektörler olarak gösteriliyor.
Lafın özü...
Canını seven de, malını seven de, çoluğunu çocuğunu seven de hele bir dinlesin şu Greta kızımız neyi işaret ediyor.
Greta diyor ki: “Beni dinlemeyin a şapşikler! Bilim dünyasını dinleyin ve ne yapılacaksa bir an önce yapın. Siz geciktikçe geleceğiniz, geleceğimiz ölüyor...”
Paylaş