Paylaş
Senaryosu Sadık Şendil tarafından yazılan, Orhan Aksoy’un yönettiği 1978 yapımı bu harikulade filmi kuşaklar boyu sevmişizdir.
Nasıl sevmeyeceksin?
Münir Özkul (Kazım) ve Adile Naşit’in (Saadet) “Turşu suyu limonla mı yapılır, sirkeyle mi?” diye başlayan kavgaları 6 çocuklu sevimli ailenin dağılmasıyla neticelenir ve acı/tatlı hikâyemiz de başlar...
Dizide rahmetli Münir Bey ve Adile Hanım’ın dışındaki karakterler de müthiştir...
Hele Şener Şen’in canlandırdığı palavracı amca Ziya...
Malumunuz... Hiçbir işte dikiş tutturamayan, sürekli başına iş açan, iyi niyetli ama sakar, sahtekâr ama altın kalpli Şener Şen’in en unutulmaz repliklerinden bazıları da bu filmdedir.
Meşhur jilet pazarlama sahnesi ilk akla gelenlerdendir.
“En iyi cilet budur. Dünyanın bütün meşhurları bununla tıraş oluyor; İngiltere Kralı, rahmetli Başkan Kennedy, Taçsız Kral Pele, Bakenbauver, kaleci Maayer, Nadya Komenaci, Biricit Bardo, Fenerbahçeli Cemil... Hepsi şöhretlerini bu bıçağa borçlular...” diye ilk atağını gerçekleştirdikten sonra sakin sakin gazetesini okuyan Selim Naşit’i zorla tıraş edip kan revan içinde bırakır ve karakolluk olurlar...
Ağabey Münir Özkul karakola çağrılır, Selim Naşit’ten özür dilenir, iş tatlıya bağlanır... Karakoldan çıkarken palavracı amca “İçişleri Bakanı arkadaşımdır, bir telefonla çıkardım” diye bir tatlı yalan daha savurur...
Hah işte, tam bu noktada memleketin sansür tarihine yazılacak bir sersemliğe şahit olduk geçtiğimiz hafta sonu...
Yıllardır bu filmlerden reyting sayan kanallardan biri (Show TV), bu cümleyi sansürledi!
“Niye?” diye sormanın bile abesle iştigal olacağı açık...
“Ne var bu cümlede sansürlenecek?” diye sormak bile hem acı hem gülünç...
Dönemin İçişleri Bakanı Korkut Özal yaşadığı sürece rahatsız olmamış (ayrıca niye olsun?), Süleyman Soylu mu rahatsız olacak?
Kemal Sunal’ın “eşolueşek”inden ‘Kibar Feyzo’daki “Faşo Ağa” yazısına kadar uzanan akıllara ziyan sansür zincirinin son halkası bu işte...
12 Eylül sonrasında “Kiril alfabesini” komünizm propagandası olarak gördükleri için Rus filmlerini sansürlemeye kalkanların mirası bizleri bu trajikomik noktaya taşıdı işte...
Kraldan çok kralcılık, İçişleri Bakanı’ndan çok İçişleri Bakancılık(!) sayesinde vardığımız yer burası işte...
44 yıldır sinemada, televizyonda seyretmeye doyulmayan ‘Neşeli Günler’, Arzu Film’in YouTube kanalında bugün bile 10 milyon seyirciyi bulmuş bir klasik.
Sen fondaki “İlerici Gençlik Derneği (İGD)” yazısını “blur”lesen ne yazar, Şener Şen repliğini makaslasan ne yazar?
Yazsanız yazsanız memleket sansür tarihine “Haydi canım olur mu öyle şey?” dedirtecek bir zevzeklik, bir şuursuzluk, bir dangalaklık daha yazarsınız ancak...
Sizi gidi “gibicibicis”ler sizi!..
Paylaş