Jale Özgentürk

Bandırma tarıma arkasını dönmemeli

16 Kasım 2017
Bandırma, uzun yıllardır yaz tatillerine başlarken ya da bitirirken yolculuğumuzun zorunlu durağı... Tarihi milattan öncesine uzanan ilk adı “güvenilir liman” anlamına gelen Panormos olan ilçe, bugün 150 bin nüfuslu bir sanayi kenti.

Sanayinin hızla gelişmesinde limanın büyük payı var. Ancak Bandırma sanayileşmenin bedelini çarpık kentleşme ile ödemiş.

SANAYİ BÖLGESİ KALMADI

Bugünlerde bölgede yeni bir sanayi hamlesinden söz ediliyor. Malum bir süredir sanayiinin İstanbul sınırları içinden çıkartılması tartışılıyor, İstanbul çevresinde ise uygun arsaya sahip sanayi bölgesi kalmadı. Liman, demiryolu, yapılan ve yapılmakta olan köprülerle sanayiinin yeni adresinin Bandırma, Balıkesir, Çanakkale olması düşünülüyor. Bu durum düşünceyi de aşmış, tarlalar, arsalar henüz planı bile yapılmayan bölgede el değiştirmiş.

Geçen hafta Hürriyet gazetesinin düzenlediği ‘Bandırma Ekonomi Zirvesi’nde tartışmaların özünü bu konu oluşturdu.

Bandırma sadece sanayi değil turizm ve tarımda önemli bir bölgenin ortasında. Bugüne kadar planlı bir sanayileşme yapılamayan, Bağfaş gübre fabrikası ile çevre sorunları yaşayan Bandırma’da bundan sonra nasıl bir sanayileşme planı uygulanacak.

Bandırma Belediye Başkanı Dursun Mirza’nın ev sahipliğinde düzenlenen akşam yemeği ve ertesi gün yapılan zirvede sanayicisinden turizmcisine tüm Bandırmalılar bu soruya yanıt aradı.

Sevindirici olan tüm Bandırmalıların ortak görüşü, bundan sonra çevreye duyarlı olmayan sanayiinin Bandırma’ya girmemesi yönündeydi.

İHMAL ETTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM

Yazının Devamını Oku

Cadde fırsatçıları

12 Kasım 2017
İstanbul’da kentsel dönüşümün tam gaz devam ettiği Bağdat Caddesi’nde bugünlerde ‘çantacı’ diye tabir edilen fırsatçılar kol geziyor. Bu kişiler, mali olarak zora giren müteahhit ya da mülk sahiplerinin elindeki gayrimenkulleri ucuza kapatıyor.

TÜRKİYE’nin büyümede ümit bağladığı en önemli sektör inşaat. İstihdam için olmazsa olmaz. Mobilyadan seramiğe yaklaşık 250 sektörün de dinamiğini oluşturuyor. Her ne kadar satışlar artıyor, projeler devam ediyor gibi görünse de, sektör bu günlerde geçmişteki kadar huzurlu ve mutlu değil. Gerçek anlamda bir mortgage işleyişinin olmaması, konut faizlerinin yüksekliği ve arsa üretimindeki sıkıntılar, gerçek ihtiyaç sahibinin istediği konuta ulaşmasının önünündeki en önemli engeller... Hatırlarsanız  bir dönem Türkiye’nin gündemine ‘çantacılar’ diye bir deyim girmişti. Bir zamanlar enerji sektöründe lisanslar için yaşanan fırsatçılık, gayrimenkulde de Fikirtepe gibi kentsel dönüşüm alanlarında ortaya çıkmıştı. Geçtiğimiz hafta bana ulaşan bir bilgi sonrasında bir araştırma yaptım. Şimdi ise benzer bir süreç İstanbul’da Bağdat Caddesi ve Kadıköy’de yaşandığını öğrendim.

100 PROJE SORUNLU

Dönüşüm yapmak isteyen yüzlerce müteahhit bu bölgeye gelmiş. İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Başkanı Nazmi Durbakayım’ın verdiği bilgiye göre bugün bölgede 100 projede sorun var. Peki neden yaşandı bu sorun, Durbakayım şöyle anlatıyor: “İşi bilmeyen firmalar vatandaşı tavlamak için gerçek dışı oranlar verdi. Bizim arsa sahibine yüzde 60 dediğimiz yere onlar yüzde 70-75 dedi, işi aldı. Aldı ama bitiremedi. Kimi projeler yarım kaldı, kimi eksik imalatla bitti. El birliği ile Bağdat Caddesi’ni mahvettiler. Finansal gücü olmayan firmaların bir kısmı da fiyat kırmak zorunda kaldı. Biz tüketiciyi uyarıyoruz, siz siz olun işi bitiremeyecek firmalardan alım yapmayın.”

KONUTLARIN ÇOĞU SATILIK

Bu bölgede dolaşanlar bilir. Kentsel dönüşüm adı altında bir şantiyeye dönen bölgede, biten konutların büyük bölümü satılık. Satışların gecikmesi de finansman sıkıntısı yaratıyor. Bu sıkıntı fırsatçıların türemesine neden olmuş. Bölgedeki emlakçıların anlattığına göre nakit paraya ihtiyacı olan müteahhit ya da mülk sahipleri ellerindeki gayrimenkulleri bu çantacılara ucuza satmak zorunda kalıyor. Kimi fırsatçılar da bu durumu görüp, elinde çantayla emlakçı emlakçı gezip pazarlık yapıyor.

POLAT: NAKİT SIKINTISI VAR

SEKTÖRDE yaşanan nakit sıkıntısını en net dile getiren işadamı Polat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Polat olmuş, Dünya Gazetesi’nde yayınlanan röportajında “İnşaat firmaları ciddi nakit sıkıntısı yaşıyor. Önlem alınmazsa çok büyük kaos olur” demişti. Nakit sıkıntısı, satışlardaki düşüş, gerçek kentsel dönüşüm politikalarının açıklanmaması sektörün moralini bozuyor. Gerçek ihtiyaç sahibi orta sınıfın konut sahibi olacağı yeni bir modele geçilemezse, sektörü ve Türkiye’yi zor günler bekliyor!

Yazının Devamını Oku

Ve Zara sinemalarda!

5 Kasım 2017
Yanlış okumadınız. Zara sinemaya girdi. Dünyanın en önemli hızlı moda gruplarından Zara, Zorlu Alışveriş Merkezi’nde mağaza açmak isteyince ilginç bir çözüm bulundu. Sinemanın bir katının kapatılmasına karar verildi. Zara, Zorlu’da büyük bir alana kavuştu ama sinemaların kapasitesi de yarı yarıya azaldı.

İSPANYOL İnditex Grubu, Pull and Bear, Bershka, Oysho, Massimo Dutti, Stradivarius gibi önemli markaların sahibi. 94 ülkede 7 bin mağazası var. Türkiye’de ise 198 mağaza ile faaliyette.

Zara ise grubun en önemli markalarından biri. Türkiye’nin çeşitli kentlerinde 38 mağazaya sahip. Bir dönem Türkiye’den gitti gidecek söylentileri çıktı ama doğru çıkmadı. Zara mağaza sayısını azaltmadı.

Dünyanın en önemli hızlı moda gruplarından Zara’nın bugünlerde başı Türkiye’deki 175 tedarikçisinden biri olan Bravo Tekstil’de yaşananlar nedeniyle dertte. Batan ve sahipleri kaçan Bravo Tekstil’den paralarını alamayan 140 işçi 3 aylık maaş ve ihbar tazminatlarını Zara’dan istiyor. Gerekçe ise Zara’nın uluslararası küresel sendika ile yaptığı sözleşmede tedarik zincirlerinde üretim yapan işçilerin alacaklarından sorumlu olduklarını resmi olarak kabul ettiği iddiası.

Zorlu Center’daki Cinemaximum’un ikinci katı Zara için boşaltıldı, sinemanın kapasitesi yarı yarıya düştü.

PARAMI ALAMADIM ETİKETİ

Geçen hafta Bravo işçileri Zara ürünlerine “Alacağınız ürünü ben yaptım ama paramı alamadım” yazılı etiketler yerleştirerek ilginç bir eyleme de imza attı.

Zara’nın bu kriz karşısında henüz bir açıklaması yok. Benim söz edeceğim konu ise farklı. Bu konuyu Zara’nın Türkiye pazarından çıkmayacağını gösteren bir gelişme olarak yorumlamak da mümkün. Zara dünyanın en önemli markalarının yanı sıra H&M gibi zincirlerin de yer aldığı Zorlu Alışveriş Merkezi’nde yeni bir mağaza açıyor.

205 mağazanın dolu olduğu AVM’de Zara’ya yer ayarlamak için ilginç bir yöntem bulundu.

Yazının Devamını Oku

Türkiye’yi 300 milyon liraya tanıtacaklar

29 Ekim 2017
Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) kararıyla sektörel tanıtım gruplarının kapanmasının ardından burada biriken 300 milyon lira ‘Türkiye Tanıtım Grubu’na aktarılıyor. Tanıtım Grubu şimdi Türkiye’nin imajını arttıracak ve ‘Made in Turkey’ (Türk malı) algısını geliştirecek projelere imza atacak.

TÜRKİYE İhracat-çılar Meclisi (TİM) 2010’da ihracatın arttırılması amacıyla sektörel tanıtım grupları kurma kararı almıştı. Fındıkla başlayan grupların sayısı yıllar içinde Kanatlı Tanıtım Grubu’ndan Süs Bitkileri Tanıtım Grubu’na kadar çeşitlenerek 15’e çıktı.

Ancak zaman içinde ihracatçılar arasında sektörler mi tanıtılmalı, Türkiye mi, tartışması başladı ve ilk olarak Plastik Tanıtım Grubu, grubun işlevini yitirdiği gerekçesi ile kendi kararıyla kapandı.

Ekonomi Bakanlığı da bunun üzerine tanıtım gruplarını masaya yatırdı. Verimsiz bulunduğu için sektörel tanıtım grupları bu yıl şubat sonunda tamamen kapatıldı.

DAHA GÜÇLÜ OLACAK

Sektörel tanıtım gruplarının yerine ise her sektörü kapsayan Türkiye Tanıtım Grubu’nun kurulmasına karar verildi.

Ağustos ayında Resmi Gazete’de yayınlanarak kurulan Türkiye Tanıtım Grubu’nun kurulma gerekçesi ve hedefi son birkaç yıldır dış dünyada Türkiye imajının sarsılması ve ihracatta bu nedenle yaşanan sıkıntılara karşı daha güçlü bir tanıtım faaliyeti yürütmek olarak açıklandı.

Türkiye İhracatçılar Birliği’nin bünyesinde kurulan Türkiye Tanıtım Grubu için yeni dönem 1 Kasım itibariyle başlıyor. TİM’den ihracatçı birliklerine proje başvuruları konusunda bilgi gönderildi.

Yeni dönemde ihracatçılardan yapılacak kesinti oranı ise binde 3’e düşürülmüştü. Bu kesintiler de 1 Kasım’da başlıyor.

Yazının Devamını Oku

Aras Ailesi barıştı hisse satışı yok

22 Ekim 2017
Aras Kargo’da işler yine karıştı. Yüzde 50 hisse satışı için Austrian Post’la anlaştıkları öne sürülen Aras ailesi, Austuria Post’u kötü niyetle algı operasyonu yapmakla suçlayarak anlaşma olmadığını açıkladı.

ARAS Kargo, Türkiye’nin en büyük lojistik firmalarından biri. Meral ve Celal Aras’ın 1979’da Ankara’da kurduğu küçük bir pazarlama şirketinden doğan Aras Kargo, bugün 12 bin kişinin çalıştığı 1 milyar TL’nin üzerinde değere sahip bir şirket. Aras Kargo, 2013’ten beri yabancı ortağı Austrian Post’la yaşadığı ve yılan hikayesine satış süreci ile kamuoyu gündeminde. Austrian Post, sözleşmede yüzde 50 hisse satın alma opsiyonunu gerçekleştirmek istiyor. Evrim Aras ve annesi Meral Aras ise şirketin değerinin kötü niyetle düşürüldüğü iddiasıyla satışa karşı.

KAYYUM ATANMIŞTI

Anlaşmazlık İsviçre’de Tahkim Mahkemesi’ne, Türkiye’de çeşitli ticaret ve ceza mahkemelerinde açılan davalarla bugünlere geliyor. Şirkete önce Evrim Aras’ın ardından Meral Aras ve Baran Aras’ın isteğiyle kayyum atanıyor. Daha sonra kayyum sürecine Austrian Post da müdahil oluyor. Şirket şu anda mayıs ayında atanan yönetim kayyumu tarafından yönetiliyor. İki ülke arasında hükümetlere kadar yansıyan anlaşmazlıkta bir süre önce basına ilginç bir gelişme yansıdı. Açıklamalara göre Aras ailesi ile yabancı ortak masaya oturmuş ve yüzde 50 hisse satışı konusunda el sıkışmışlardı.

Fortune dergisinde ise Austurian Post’un CEO’su Georg Pölzl, “Kartlar yeniden dağıtılıyor” başlığıyla şirketin geleceğine ilişkin projeleri anlatıyordu.

AİLEMİZİ BÖLDÜLER

Aras’ta gerçekten sular duruldu mu? Masadan anlaşma ile kalkıldı mı? Aras ailesi hisse satışına ilişkin bir anlaşmanın hiçbir zaman olmadığını belirtiyor. Aksine çok yeni bir gelişme var.

Yazının Devamını Oku

Yatırımlarda ‘risk algısı’na aman dikkat!

15 Ekim 2017
Elite Otel tarihi çok eskiye gitmeyen yeni yerel bir otel zinciri. 2003’te Taksim Talimhane’de açılan Elite World Prestige ile başlayan zincirin bugün biri Van’da 6 oteli var. Zincirin yeni halkası 120 milyon dolar yatırımla kısa süre önce İstanbul Güneşli’de açıldı. Yönetim kurulu üyesi Emel Elik Bezaroğlu, “Turizmde yaşanan sıkıntılar nedeniyle riski dağıtmak için artık yurtdışına yatırım yapacağız” diyor. İlk adım St. Petersburg olacak.

TURİZMDE Ruslar ve Körfez bölgesinin katkısı ile biraz hareketlenme olsa da durum parlak değil. Özellikle kongre turizminde 2018-2019 için takvimler bomboş. Avrupa ve ABD’li turist açısından gelecek yıl da kayıp görünüyor. Turizmcilerden çok sık Türkiye yerine yurtdışına yatırım yapacaklarını duyar oldum. Bunun son örneği de Elite Otelcilik oldu. Turizm son yıllarda Türkiye’nin lokomotif sektörü oldu. Bu anlamda yatırımların kesilmesi ve Türk turizmcilerin yurtdışını hedeflemesi, kalkınma ve istihdam açısından önümüzdeki dönemde kayıplara neden olur. Bu anlamda risk algısının bir an önce düzeltilmesinde fayda var.

Elite Otel son yıllarda bu sıkıntılar içindeki turizm sektörüne yatırım yapan ender gruplardan biri. Coşkun Elik’in 15 yıl önce Taksim Talimhane’de Elite World Prestige ile başlattığı bu yeni yerel zincirin, biri Van’da 6 oteli var.

120 MİLYON DOLAR YATIRIM

Grup son olarak Güneşli Basın Ekspres yolunda 120 milyon dolar yatırımla Elite World Europe’ı açtı. Yine 120 milyon dolar yatırımla Maltepe Elite World Asia ve Sapanca otelini açmaya hazırlanıyor. Van’daki Otel’de tanıştığım ailenin Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Emel Elik Bezaroğlu ile bir araya geldik ve böyle bir ortamda yatırıma nasıl cesaret ettiklerini konuştuk.

Otelin ilginç mimarisini Atatürk Havaalanı’na gidenler görmüştür. 401 oda, 802 yatak kapasiteli otel, kongre oteli olarak kurgulanmış ve yeni nesil toplantı konsepti “Business to Hapiness” iş modeli ile çalışacakmış. Otelde 2500 kişi kapasiteli 8 toplantı salonu yer alıyor. Emel Elik Bezaroğlu şunları söylüyor: “15 yıllık turizmciyim hiç bu kadar kötü bir dönem geçirdiğimi hatırlamıyorum. Kriz Gezi döneminde başladı. 2015’den sonra ise neredeyse sektör çöktü. Ama biz hiç vazgeçelim demedik. Devam eden otellerimiz vardı. Ama gerçekten yorulduk. Bu ortam hızımızı düşürüyor. 2017-18 için daha umutluyuz. Avrupa’dan teklif almaya başladık, bu keyifli. ABD’li cruise şirketleri ise Türkiye’yi yeniden rotaya almayı düşünüyordu ama artık zor. İran ve Ortadoğu ise hareketli. Yeni otellerle birlikte grubun otel sayısı 8’e, çalışan sayısı 1729’a toplam yatak kapasitesi de 5456’ya çıkıyor... Franchise da düşünüyoruz. Bunun için bir anayasa oluşturuyoruz.”

BÖLGEDE 50 OTEL

Yeni otelin açıldığı Basın Ekspres bölgesi İstanbul’un yeni turizm bölgesi olarak ilan edilmişti. Bölgede yaklaşık 50 otel ya açıldı ya açılacak. Böyle bir bölgede bu kadar büyük bir yatırımın doğru olup olmadığına yönelik Bezaroğlu şunları söylüyor: “Bölgedeki otel sayısının fazla olmasına rağmen bölgenin farklı bir dinamiği olduğunu düşünüyorum. Talep aynı oranda artmadığı sürece bazı dönemlerde fiyat düşüklüğü görülecektir. Fakat bu bölgede iş amaçlı seyahat eden bir kitle var. Fuar merkezleri o bölgede.

Yazının Devamını Oku

Kalecik Karası’nda belediye sürprizi

8 Ekim 2017
Kalecik Karası üzümleriyle meşhur Ankara’nın Kalecik Belediyesi patent atağına kalktı. Kalecik Belediye Başkanı Filiz Ulusoy, “Amacımız şarap üretimini engellemek değil. Belediyecilik para istiyor. Bölgemize ait bir üründen hakkımız olan parayı kazanmak istiyoruz” dedi.

KALECİK Karası, Türkiye’nin dünyada en çok tanınan yerel üzümlerinden... Ankara’nın 80 km dışında, tarihi Hititlere kadar uzanan en eski yerleşim yerlerinden biri olan Kalecik’in bağlarında yetişiyor.

Bu üzümlerden yapılan şaraplar da her yıl dünya sıralamalarında yer alıyor, ödüller kazanıyor... Geçen hafta düzenlenen mutfak etkinlikleri için gittiğim Konya’da, Kalecik Belediye Başkanı Filiz Ulusoy’la sohbet etme fırsatı buldum. Kalecik Karası üzümleriyle ilgili çalışmalarını anlattı.

PATENT ALININCA...

Ulusoy, bölgede yetişen üzümün sadece şarapla özdeşleştirilmesini doğru bulmadığını söylüyor. Bunun için de ürünü sirke, pekmez, marmelat gibi farklı ürünlerle markalaştırmak istediklerini, bunun için “marka patentini” almak için başvuruya hazırlandıklarını anlatıyor. Filiz Ulusoy, marka patenti almak için çalışmaların kısa sürede sonuçlanacağını belirtiyor. Bölge üreticilerinin üzümünü şarap üretimi için vermek istemediğini anlatan Ulusoy, patenti alırlarsa üzümün Kalecik dışında üretilmesini de engellemek istediklerini söylüyor.

Ulusoy’a “Kalecik üreticisi ürününü şaraba vermiyor. Hatta tesislerden rahatsızlar. Başka bölgelerde üretimi de engellemek istiyorsunuz. Dünya çapında tanınan, ödüller alan şaraplar var. Yazık olmaz mı?” sorusunu yöneltiyorum. Şu yanıtı veriyor: “Amacımız engellemek değil. Bölgemize ait bir üründen hakkımız olan parayı kazanmak. Belediyecilik para istiyor. Biz de ürünümüzü değerlendirmek istiyoruz.” Ulusoy tabii ki başkan olarak iyi hizmet vermek istiyor. Ancak Kalecik Karası üzümünü marka yapan, katma değerini yükselten, dünyaya tanıtan, Kavaklıdere, Sevilen, Doluca, Terra, Turasan gibi şarap üreticilerinin büyük zorluklarla gösterdikleri çabalar. Umuyorum ki bunca yılın emeği de korunacaktır.

MUDO’DA ORTAKLIK YOK AMA OLMAYACAĞI ANLAMINA GELMEZ!

BU günlerde perakende sektörünün aktörleri arasında çok sık sorulan bir soru var. 1963 yılında 13 metrekare bir dükkandan doğan ve bugün Türkiye’nin en köklü markalarından biri olan Mudo satıldı mı? Mudo, son zamanlarda başarılı bir çizgi izliyor. İddialara göre bunun nedeni ise sessiz sedasız yaptığı bir ortaklık. Bir yıl önce yaşadıkları sıkıntı ve dönüşümü oğlu Ömer’le birlikte samimiyetle anlatan Mustafa Taviloğlu’na “Böyle bir gelişme var mı?” diye sordum. Baştan söyleyeyim: Henüz böyle bir ortaklık yok.

KIŞ SEZONUNU AÇTI

Yazının Devamını Oku

Türk Telekom’da kader günü

1 Ekim 2017
Hazine’nin Türk Telekom’un yüzde 55 hissesine sahip Hariri Ailesi’nin bankalara olan 4 milyar 750 milyon dolarlık kredi borcunu ödemesi için verdiği 60 günlük süre dün doldu. Hazine’nin geçici olarak şirketin yönetim kurulunu değiştirmesi bekleniyor. Bu arada CEO Paul Doany’nin de gideceği ve yerine Ümit Önal’ın düşünüldüğü iddia ediliyor.

Türk Telekom, telekom sektöründe oyun kurucu şirketlerden biri. 2005 yılında özelleştirilen Türk Telekom’un yüzde 55 hissesi 6 milyar 614 milyon dolara Lübnanlı Hariri ailesinin şirketi Saudi Öger’e satılmıştı.

Ancak Saudi Öger’in özellikle inşaat sektöründen darbe yemesiyle sıkıntılı bir döneme girmesi Türk Telekom’da da son yıllarda zor bir süreci başlatmıştı.

Bugün şirket için tarihi bir gün. Çünkü Lübnanlı grubun Türkiye’de bankalardan aldığı 4 milyar 750 milyon dolarlık krediyi ödemesi için  Hazine’nin verdiği süre dün akşam doldu.

Türk Telekom’un geleceği için yarın gözler Ankara’da olacak. Türkiye’nin en başarılı özelleştirmelerinden biri olarak lanse edilen Türk Telekom’un şu andaki ortaklık yapısı şöyle:

Şirketin yüzde 55 hissesi Oger Telecom’un sahip olduğu Otaş’a ait. Yüzde 15’i halka açık olan Türk Telekom’un Hazine’ye ait payı altın hisse ile birlikte yüzde 25, Varlık Fonu da yüzde 5 hisseye sahip.

Bugünlere gelen süreç şöyle başlıyor... Otaş, 2013 yılında büyük bölümü üç büyük banka Akbank, Garanti Bankası ve Türkiye İş Bankası AŞ’ye ait toplam 29 bankadan 4 milyar 750 milyon dolarlık kredi kullanıyor.

Ancak yaşanan ekonomik sıkıntılar nedeniyle grup bu krediyi ödemekte zora düşüyor.

Yazının Devamını Oku