Kalecik Karası’nda belediye sürprizi

Kalecik Karası üzümleriyle meşhur Ankara’nın Kalecik Belediyesi patent atağına kalktı. Kalecik Belediye Başkanı Filiz Ulusoy, “Amacımız şarap üretimini engellemek değil. Belediyecilik para istiyor. Bölgemize ait bir üründen hakkımız olan parayı kazanmak istiyoruz” dedi.

Haberin Devamı

KALECİK Karası, Türkiye’nin dünyada en çok tanınan yerel üzümlerinden... Ankara’nın 80 km dışında, tarihi Hititlere kadar uzanan en eski yerleşim yerlerinden biri olan Kalecik’in bağlarında yetişiyor.

Kalecik Karası’nda belediye sürpriziBu üzümlerden yapılan şaraplar da her yıl dünya sıralamalarında yer alıyor, ödüller kazanıyor... Geçen hafta düzenlenen mutfak etkinlikleri için gittiğim Konya’da, Kalecik Belediye Başkanı Filiz Ulusoy’la sohbet etme fırsatı buldum. Kalecik Karası üzümleriyle ilgili çalışmalarını anlattı.

Kalecik Karası’nda belediye sürpriziPATENT ALININCA...

Ulusoy, bölgede yetişen üzümün sadece şarapla özdeşleştirilmesini doğru bulmadığını söylüyor. Bunun için de ürünü sirke, pekmez, marmelat gibi farklı ürünlerle markalaştırmak istediklerini, bunun için “marka patentini” almak için başvuruya hazırlandıklarını anlatıyor. Filiz Ulusoy, marka patenti almak için çalışmaların kısa sürede sonuçlanacağını belirtiyor. Bölge üreticilerinin üzümünü şarap üretimi için vermek istemediğini anlatan Ulusoy, patenti alırlarsa üzümün Kalecik dışında üretilmesini de engellemek istediklerini söylüyor.

Haberin Devamı

Ulusoy’a “Kalecik üreticisi ürününü şaraba vermiyor. Hatta tesislerden rahatsızlar. Başka bölgelerde üretimi de engellemek istiyorsunuz. Dünya çapında tanınan, ödüller alan şaraplar var. Yazık olmaz mı?” sorusunu yöneltiyorum. Şu yanıtı veriyor: “Amacımız engellemek değil. Bölgemize ait bir üründen hakkımız olan parayı kazanmak. Belediyecilik para istiyor. Biz de ürünümüzü değerlendirmek istiyoruz.” Ulusoy tabii ki başkan olarak iyi hizmet vermek istiyor. Ancak Kalecik Karası üzümünü marka yapan, katma değerini yükselten, dünyaya tanıtan, Kavaklıdere, Sevilen, Doluca, Terra, Turasan gibi şarap üreticilerinin büyük zorluklarla gösterdikleri çabalar. Umuyorum ki bunca yılın emeği de korunacaktır.

MUDO’DA ORTAKLIK YOK AMA OLMAYACAĞI ANLAMINA GELMEZ!

BU günlerde perakende sektörünün aktörleri arasında çok sık sorulan bir soru var. 1963 yılında 13 metrekare bir dükkandan doğan ve bugün Türkiye’nin en köklü markalarından biri olan Mudo satıldı mı? Mudo, son zamanlarda başarılı bir çizgi izliyor. İddialara göre bunun nedeni ise sessiz sedasız yaptığı bir ortaklık. Bir yıl önce yaşadıkları sıkıntı ve dönüşümü oğlu Ömer’le birlikte samimiyetle anlatan Mustafa Taviloğlu’na “Böyle bir gelişme var mı?” diye sordum. Baştan söyleyeyim: Henüz böyle bir ortaklık yok.

Haberin Devamı

KIŞ SEZONUNU AÇTI

Mustafa Taviloğlu bu söylentinin çok farklı kanallardan hem kendi hem de oğlu Ömer’in kulağına geldiğini söylüyor. Bu söylentilerin nereden kaynaklanabileceğini düşününce de, şöyle bir yoruma vardıklarını anlatıyor: “Mudo olarak son yılların en iyi yazını geçirdik. Bu, müşterilerimiz ve sektör tarafından çok fark edildi. Hem tekstilde hem de Mudo Concept’te önemli işler yaptık. Yaşadığımız olumsuzlukları bu kadar kısa sürede toparlamamız büyük takdir gördü, herkesi şaşırttı. Ağustos başında kış sezonunu açtık. Başarıyla da devam ediyor. Dostlarımızın söylediğine göre bu tür konuşmalar buradan kaynaklandı. Ancak şu an için değil ortaklık, kimse ile görüşme dahi olmamıştır. Açıklamamı çok güncel bir cümle ile bitirmek isterim. Bu, olmayacağı anlamına hiç gelmez!”

Haberin Devamı

Kalecik Karası’nda belediye sürpriziSıkıntıdan çıkış sürecinde neler yaptıklarını ise Ömer Taviloğlu şöyle özetliyor:

- Sene başından bu yana 14 eski mağazamızı yenilerken, 11 yeni mağaza açtık. Sene sonuna kadar açılacak 5 yeni mağazamızla beraber de yıl sonuna kadar 130 mağazada hizmet veriyor olacağız.

- Tüm perakende sektörü açısından oldukça zor geçen bir 2016’dan sonra, bu sene Mudo koleksiyonlarımızda ve mağazalarımızda yenilenmeye odaklandık. Hazır giyim tarafında markamızı yeniden konumlayarak, güzel bir yaz sezonu geçirdik, eski müşterilerimizle yeniden kucaklaştık, yeni müşteri kazanımında da pozitif sonuçlar gördük.

- İşimizin mobilya tarafında da yılın şimdiye kadar ki baş aktörü, devletimizin tüm mobilya alışverişlerine getirdiği KDV indirimi olmuştur. Eylül sonu itibariyle sonlanan uygulama tüm sektöre yıl boyu bir canlılık getirdi, tabii ki biz de bundan fayda gördük.

Haberin Devamı

Türkiye’den çok marka çıkmıyor. Mudo da o az sayıdaki markalardan. Binlerce çalışanı var. Bu olumlu gelişme ülke yararına!

ÇİN’DEN GÜÇLÜ ADIM

ÇİN ile Türkiye arasındaki ilişkiler derinlerde çok sıcak yürümese de, ticari anlamda hızla gelişiyor. Çinli şirketlerin Türkiye’ye ilgisi artıyor, yatırımlar hızlanıyor. Geçen haftalarda yazmıştım. Çin’in en zengin işkadınlarından Yang Huiyan, Tarlabaşı’nda bir Çin mahallesi kurmak istiyordu.

Bugün de Çin yatırımları için yine önemli bir adımdan söz edeceğim. Powerchina Çin’in en büyük devlet şirketlerinden çok uluslu bir yatırım ve inşaat şirketi. Fortune Dergisi tarafından 2016’da belirlenen en büyük 500 firma arasında. Toplam varlığı 92,8 milyar dolar.

Haberin Devamı

Kalecik Karası’nda belediye sürprizi

113 ÜLKEDE BULUNUYOR

İşte bu önemli şirket Avrasya Merkez Ofisi’ni kısa bir süre önce sessiz sedasız İstanbul’da açtı. Yani uluslararası genişleme stratejisini İstanbul’dan belirlemek üzere harekete geçti. Şirket 113 ülkede çok büyük yatırımlar yürütüyor. Bir süre önce küresel piyasayı 6 bölgeye ayırmış ve birer temsilcilik kurmuş. Avrasya bu bölgelerden biri. Xiong Lixin’in Genel Müdür Yardımcısı ve Avrasya Merkez Ofisi Genel Müdürü olduğu şirketin dünya çapındaki 259 şube teşkilatı, bulundukları bölgenin merkez ofisine bağlı hizmet veriyor.

Avrasya Merkez Ofisi, Güney ve Orta Asya, dış Kafkasya ve Avrupa’daki 63 ülkenin piyasasından sorumlu. Aldığım bilgilere göre bu bölgede 157 yatırım sürüyor. Bu projeler arasında Türkiye’de de birçok enerji santrali yatırımı yer alıyor.

Ofis için Türkiye’nin merkez seçilme nedenlerine gelince, verilen bilgiler de şöyle:

- Türkiye’nin sahip olduğu üretim kapasitesi ve insan kaynakları,

- Özellikle Çin ile Türkiye arasındaki stratejik işbirliği ve gelecekteki ekonomik büyüme potansiyeli,

- Çin’in Kuşak ve Yol inisiyatifi ile Türkiye’nin Orta Koridor planının birbiriyle örtüşür olması.

Türkiye’yi ekonomisi hızla büyüyen, yatırım ortamı iyileşen bir ülke olarak değerlendiren şirket, yabancı yatırımlar için ise nispeten uygun ortam olduğu düşüncesinde.

Yazarın Tüm Yazıları